Aylardır beklenen kongre yapıldı. Artık AK Parti’nin yeni vitrinini biliyoruz.
Ben partideki değişimler üzerinden makro okumalar yapanlardan değilim.
Yeni bir dönem başlıyor, yeni sayfa açılıyor demek bence doğru değil.
Daha doğru olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önümüzdeki dönem çizmek istediği istikameti partideki değişimler üzerinden görüyoruz demek.
Bu minvalde kongredeki tablodan çıkardığım sonuçlar şunlar:
Serap Yazıcı iktidara mı yakınlaştı, muhalefetten mi uzaklaştı?
Öncelikle benim açımdan haber değeri en yüksek olandan başlayayım… Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun’dan.
Partiye bir gün öncesinde katıldığı söylendi ancak ben Sayın Yazıcı ile ilgili gelişmeleri bilmiyordum. Kongrede sahneye gelenler arasında görünce önce "Yok benzettim herhalde" dedim.
Sonra dönüp tekrar tekrar baktım, hayır O’ydu.
Türkiye’de anayasa deyince akla ilk gelen isimlerden olan Profesör Serap Yazıcı Özbudun.
İlk bakışta büyük bir tezat gibi göründü bana Serap Hanım’ın AK Parti’ye katılması, üstüne üstlük MKYK’ya girmesi.
Ne de olsa hukuk konusunda hem cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi hem de son dönemki uygulamalar üzerinden en ciddi eleştirileri yapanlardan biri de Sayın Yazıcı.
Serap Hoca başından itibaren Gelecek Partisi’nde yer aldı, 6’lı Masa’nın anayasa konusundaki önerilerine büyük katkılar yaptı, o toplantılarda kendisini yakından takip ettim, hukuk bahsinde 6’lı Masa’nın konuşan yüzlerinden biriydi.
O dönem zaman zaman sohbet ederdik, hukuk devletine olan inancı ve gayretlerini yakından biliyorum. Tıpkı merhum eşi Prof. Dr. Ergun Özbudun gibi… Birlikte 2007’de AK Parti’nin anayasa taslağını hazırlamışlardı.
Anayasa konusunda ipucu
Yazıcı’nın AK Parti rozeti takması ile muhalefet cephesi otomatik olarak Serap Yazıcı’ya hücuma geçti…
Bana da ilk gördüğümde büyük bir tezat izlenimi uyandırdı bu değişiklik ancak sonra bunun kodlarını okumamız, en azından meseleye iki taraflı bakmamız gerektiğini düşündüm.
Türkiye’de yaşadığımız bu kutuplaşma ortamında merak duygusunu buzdolabına kaldırıp yerine öfkeyi ikame ettik sanki.
Halbuki 6’lı Masa’nın hukuk külliyatına en görünür imzalardan birini atan bir anayasa profesörünü kendisini karşısına konumlandırdığı iktidar bloğuna 2000’lerin ortasında olduğu gibi yeniden döndüren sebep ya da sebeplerin haber değeri vardır.
Serap Hoca ile konuştuk, kendisi şu aşamada biraz sessiz kalmak istiyor.
Fakat ben başka kanallardan bu transferin sebebini ve anlamını öğrenmeye çalıştım.
Olumlu tarafından bakacak olursak…
AK Parti’nin bu transferi yapması anayasa konusuna eğileceğini gösteriyor.
Peki ya Serap Yazıcı? O neden kabul etmiş olabilir bu daveti?
Eşini henüz 2023’te kaybetmiş, belli bir yaşa gelmiş bir akademisyenin maddiyat ya da mevki beklentisi ile inandığı yeri terk edip tüm emeklerini çöpe atacağı varsayımı bana pek gerçekçi gelmiyor açıkçası. Sanki daha çok içinde bulunduğu muhalefete karşı tepki ve hayal kırıklığı ile bir terk ediş var burada.
Bir süredir Deva, Saadet ve Gelecek’in kurdukları Yeni Yol’un çok zorlama ve geç kalınmış bir hamle olduğu yönünde içeriden yorumlar geliyor kulağıma.
Muhalefetin genel çizgisi ve dağınık hali de CHP tabanı tarafından adeta aforoz edilen Gelecek ve Deva Partililerin motivasyonunu ve varlık sebebini sorgulatıyor. Yani iktidarın cazibesi kadar muhalefetin yarattığı hayal kırıklığı da bu merkezkaçın sebepleri arasında sanıyorum.
Önümüzdeki günlerde böyle kopmalar artabilir…
3. İmralı ziyareti bu hafta olabilir
Öcalan’dan beklenen çağrı da gelip PKK’nın silahları bırakması söz konusu olunca Türkiye’nin yeni bir safhaya geçmesi hedefleniyor anladığım kadarıyla.
DEM heyetinin 3. İmralı ziyareti bu hafta gerçekleşebilir. O ziyaret Öcalan’ın çağrısını da getirecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir barış ve diyalog havasında anayasa yazımına gidip bu rüzgarla cumhurbaşkanlığı seçimlerine yürümek istiyor olabilir.
MKYK’ya giren Alevi dedesi
MKYK’ya girenler arasında dikkatimi çeken başka bir isim ise Veli Aslan. Aslan genç bir isim ama etkili bir Alevi dedesi. Kadıköy Belediye Başkan adayı yapılmıştı, şimdi MKYK’ya girdi.
AK Parti’nin bence en zayıf karnı olan Alevi meselesinde önümüzdeki süreçte bazı adımları atılması yönünde bir işaret olabilir Aslan’ın ismi.
Hem Salim Ensarioğlu’nun hem Kürşad Zorlu’nun AK Parti’ye geçmesi de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türküyle, Kürdüyle diye başlayan kapsayıcılık vurgusu ile örtüşüyor.
Gerçek bir hukuk devleti ve barış
Tabii Türkiye’de çok ciddi sorunlar var.
Her gün yeni bir soruşturmaya uyanıyoruz.
Bir yandan gerginlik, kayyumlar ve tutuklamalar olurken kapsayıcılıktan bahsetmek çelişki gibi görünüyor.
Ama bazen işler kördüğüme döndüğünde bir anda çözülme yaşanır.
Gördüğüm kadarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan Öcalan’ın çağrısı ile başlayacağını düşündüğü yeni dönemi böyle görüyor ve o dönemin taşlarını döşeyecek adımlar atıyor.