Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nagehan Alçı Bu ülkeyi hep birlikte demokratikleştireceğiz
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Henüz bir hafta olmadı ancak bakıyorum şimdiden Abdullah Öcalan’ın çağrısının etki ve içeriği ile ilgili tereddütler başladı.

        Süreci sabote etmek isteyenler, bardağa boş tarafından bakanlar, şu aşamada netlik kazanmayan unsurları ön plana çıkararak kafa karıştırmak isteyenler…

        Elbette demokratik bir tartışma ortamı hepimizin faydasınadır ve karşıt görüşler olacaktır, olmalıdır öte yandan PKK’nın lağvedilme sürecinin başarıya ulaşması için en önemli etken de bu sürece inanmak, süreçte yaşanacak zorluklara kendimizi hazırlamak ve iyimser olmak.

        Devlet Bahçeli kararlı bir şekilde tabu yıkıcılık pozisyonundan taviz vermeden ilerliyor.

        Bu şansı Türkiye olarak bu kez de değerlendiremezsek hiç değerlendiremeyiz…

        Şimdi normal geliyor ama çok değil bundan birkaç gün önce, cuma günü Tuncer Bakırhan’a gönderdiğim röportaj sorularına gelen cevaplardan birinin içine gizlenmiş cümle gündemi değiştirecek bir haberdi.

        Henüz sonraki birkaç günde duyacaklarımızı bilmiyorduk ve DEM Eş Genel Başkanı bana Öcalan’ın çağrısı okunduktan birkaç dakika sonra Devlet Bahçeli’nin kendisini aradığını ve çağrının çok kıymetli olduğunu söylediğini iletiyordu.

        Bunu hemen haberturk.com’da manşet yaptık.

        Aradan birkaç saat geçti, Bakırhan bizzat bir yayına katılıp süreci detaylarıyla anlattı.

        Bahçeli’nin kendisine ne söylediğini de aktardı: “Bu memleketi birlikte demokratikleştireceğiz.”

        Ben son dönemde sarf edilen en kıymetli cümlenin bu olduğunu düşünüyorum…

        “Bu memleketi birlikte demokratikleştireceğiz.”

        Kendisini en uzağına konumlandırdığı siyasi partinin liderine sarf etti Bahçeli.

        Demek ki Türkiye’de çok radikal, çok cesur adımlar atılıyor.

        Demek ki başta MHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı olmak üzere iktidar ve devlet kararlılıkla yürüyor.

        Bunun bir göstergesi de Selahattin Demirtaş’a Bahçeli tarafından açılan telefon.

        Ben Pazar akşamı çok güvenilir bir kaynaktan bu haberi aldığımda önce yanlış duyuyorum sandım. Defalarca sordum, teyit etmeye çalıştım. Doğruydu.

        Sayın Bahçeli 9 yıldır cezaevinde bulunan Selahattin Demirtaş’ı aramış ve yayınladığı mesajda kendisine sarf ettiği sözler nedeniyle teşekkür etmişti.

        Demirtaş’ın sürece dahil edilmesi çok kıymetli bir adım.

        Zaten hakkında AYM ve AİHM kararı bulunan eski HDP genel başkanının kısa süre içinde nihayet tahliye edileceğini düşünüyorum.

        Bu aşamadan itibaren Kandil’de Nevruz sonrasında kongre toplanacak ve devletin gözetiminde Abdullah Öcalan’ın ilettiği direktifler doğrultusunda fesih sürecinin yol haritası çıkarılacak.

        Ancak unutmayalım, bu iş iki günlük iş değil.

        En uzun sürecek aşamaya şimdi gelindi… Silahların imhası.

        Bunun çerçevesinin çizilmesi ve bir mekanizma kurulması gerekiyor.

        Ben siyasetçilerde diğer hiçbir konuda olmadığı kadar büyük bir olgunluk görüyorum bu kez.

        İtirazını koyan Müsavat Dervişoğlu ve Yavuz Ağıralioğlu gibi parti genel başkanları da dahil.

        Onları da anlayışla karşılamamız gerektiğini düşünüyorum.

        Bu tip süreçlere elbette karşı çıkan olacaktır, olmazsa demokrasi olmaz.

        Ancak onlar da provoke etmeden ve tutarlı bir çizgide yapıyorlar itirazlarını.

        Peki bundan sonra ne olur?

        YPG bazılarının iddia ettiği gibi direniyor mu?

        Devam edeceğim…