Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nasuhi Güngör Kritik HSK seçiminde finale doğru
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Kritik bir seçimin parlamento ayağında son aşamaya gelindi. TBMM Anayasa ve Adalet komisyonları üyelerinden oluşan Karma Komisyon, meclis genel kurulu tarafından Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) seçilecek 5 üyenin üç katı olan 15 adayı belirledi.

        Yarın itibarıyla, TBMM’de HSK’ya üye seçimi için mesai başlayacak. Yargıtay üyeleri arasından 3, Danıştay üyeleri arasından 1, avukatlar arasından 1 üye seçilecek.

        BU KEZ KURA OLABİLİR

        Seçimin akışından söz edelim kısaca. Birinci oylamada, üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu gerekiyor. Olmazsa ikinci oylamada üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu aranıyor. Bu da gerçekleşmezse en çok oyu alan iki aday arasında kura usulüyle üye seçimi tamamlanıyor. Daha önceki yıllarda partiler arasında uzlaşma sağlandığı için kuraya gerek kalmadığını da hatırlatalım. Yeni dönemdeki oylamayı kritik hale getirebilecek bir durum var dolayısıyla.

        Türkiye’de yargı üzerinden yapılan tartışmaların sağlıklı bir mecrada ilerlemediği, belli olaylar üzerinden ortaya çıkan olumsuzlukların, yargının tümüne fatura edildiği malum. Bu durumun fedakarca görev yapan onbinlerce yargı mensubunu olumsuz etkilediğini de unutmamak gerekiyor.

        KRİTİK DÖNEMLERDE ROL ALAN İSİMLER

        HSK için TBMM’de aday gösterilen ve nihai olarak 15 isimden oluşan listede hepsi birbirinden kıymetli hukukçular var. İzninizle birkaç isimden kısaca özetmek istiyorum.

        Yargıtay kontenjanından gelen Ömer Faruk Aydıner, Türkiye’nin en kritik dönemlerinde, özellikle de FETÖ ile mücadele konusunda büyük sorumluluklar almış bir isim. Bugünün şartlarında herkesin tavır aldığı bir zehirli yapı karşısında, cesur ve fedakarca duruşuyla hatırladığımız bir isim.

        17-25 yargı darbesinde öncü rol üstlenen, Selam-Tevhid Kumpas dosyasında aktif katkısı olan ve 15 Temmuz hain darbe girişiminde ilk gözaltı talimatını veren, yargının hemen tüm kademelerinde önemli sorumluluklar üstlenmiş değerli bir hukukçu.

        Listede Yargıtay kontenjanından olan bir diğer isim Şerafettin Saka. FETÖ ile mücadeledeki tüm kritik dosyalarda; ayrıca 17-25 kalkışması, 15 Temmuz darbe girişimine dahil olan en kritik dosyalar, bu örgütün silahlı terör yapısı olduğuna dair ilk tespit kararındaki imzasıyla yer aldı. Her bir dosyada kararlı, cesur ve dürüst tavrıyla kamuoyunun büyük takdirini topladı.

        Saka’nın imza attığı ve karar aldığı dosyalar bugün milli güvenliğimizin temelini oluşturacak düzeyde hassas ve stratejik öneme sahipti.

        Meclis genel kurulunda aday olan bir başka isim Hakan Yüksel. O da Yargıtay kontenjanından geliyor. Cumhuriyet savcılığı görevlerinden Yargıtay üyeliğine kadar önemli görevlerde bulundu. Tek başına kalsa bile Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren dosyalarda, özellikle de FETÖ konusunda önemli kararlara imza attı, net ve açık karşı görüşler kaleme aldı.

        Danıştay kontenjanından aday olan Cengiz Aydemir de, idare mahkemelerinden bölge başkanlıklarına, oradan Danıştay üyeliğine kadar uzanan hikayesinde, pek çok kritik idari karara imza atmış bir isim. Yargının FETÖ ile mücadelesinde idari yargı tarafında alınan stratejik kararlarla öne çıkan bir başka değerli isim.

        İKİ KRİTİK İSİM YENİDEN SEÇİLECEK Mİ?

        Bir de hemen aynı günlerde HSK üyeliklerine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından ataması yapılacak isimler var. Birkaç cümleyle de ona değinmek istiyorum.

        Mevcut durumda görevde olan iki önemli ismin tekrar atanıp atanmayacağı hususunda bir görüş farklılığı var. HSK’da iki dönemdir görev yapan 2. Daire Başkanı Mehmet Akif Ekinci ve 1. Daire Başkanı Halil Koç. Ana hatlarıyla özeti şu: İki ismin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın takdiriyle görev sürelerinin uzatılıp uzatılmayacağı, bir başka ifadeyle bunun anayasaya uygun olup olmadığı.

        Mevcut anayasada “bir kez daha” uzatılabilir ifadesini, sınırlayıcı bulanlar var. Ancak daha yaygın/hakim görüş, böyle bir sınırlandırmanın olmadığı ve uzatmanın mümkün olduğu yönünde. Görüştüğüm pek çok hukukçu, bu ifadeyi sınırlayıcı bulmuyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın takdiriyle böyle bir uzatmanın mümkün olduğunu belirtiyor.

        ZEHİRLİ YAPILARA KARŞI UNUTULMAZ MÜCADELE

        Bu meseleyi tekrar hatırlatmamın nedeni de yukarıda ifade ettiğim çerçeveden farklı değil aslında. HSK’daki mevcut iki daire başkanı Mehmet Akif Ekinci ve Halil Koç, özellikle 17-25 sürecinde, devamında 15 Temmuz darbe girişimimin ağır şartlarında yargının ve adliyenin hafızası ve pratiği açısından kilit roller üstlendiler. Kendileri ve çalışma arkadaşlarıyla birlikte, hukukun ve devletin her alanını zehirleyen yapılara karşı mücadele verdiler.

        Kritik dönemlerde, özellikle devlete karşı kalkışma ve darbe girişiminde bulunan örgütlerin en güçlü olduğu zamanlarda gösterilen tavır ve duruşların, alınan adil kararların millet ve devlet hafızasındaki yerine işaret etmek istedim sadece. Önlerine gelen hassas dosyalar karşısında başını çevirmeyen bu cesur insanlara çok şey borçluyuz.

        HSK gerçekten kritik öneme haiz bir kurul. Yüksek yargının kendi arasında ve diğer anayasal kurumlarla karşılıklı uyum ve saygı içinde yollarına devam edebilmesi için de önemli role sahip.