Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Oray Eğin İkinci Osimhen devri
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Victor Osimhen tarihin en pahalı transferi. Galatasaray taraftarına peş peşe şampiyonluk serisini sürdüreceklerine dair güven verecek, Şampiyonlar Ligi’nde de takımın en önemli kozlarından biri olacak. Dahası, mahalle maçı kalitesindeki ligimiz Osimhen’in bireysel çabası ve varlığıyla biraz daha çıtayı yükseltmeye çalışacak. Görünen bu transferden herkesin memnun olduğu.

        Osimhen için mecburi, Galatasaray için çok pahalı bir transfer bu. Bu işten en karlı çıkan 75 milyon gibi astronomik bir ücretle onu elinden çıkaran Napoli oldu. Galatasaray bu transferi gerçekleştirmek için başka hiç kimsenin ödemeye yanaşmadığı bu yüksek bedeli üstlenmek zorunda kaldı. Kulüp o kadar hevesliydi ki azıcık indirim dahi alamadı; Osimhen’den vazgeçemeyeceğini belli ettiği için elinde herhangi bir pazarlık kozu kalmadı. Hiçbir ekonomik rasyonalite bu transferden Galatasaray’ın karlı çıktığını söyleyemez.

        Nasıl pazarlık yapılmaz konusunda işletme fakültelerinde ders olarak okutulabilir: Hemen hiç kimsenin talep göstermediği bir ürün nasıl en pahalı fiyattan satın alınır? İşin doğrusu buydu ne yazık ki; ne kadar kıymetli bir futbolcu olsa da fiyatından dolayı Osimhen’i kimse almak istemedi.

        Bu transfer kamuoyuna Osimhen’in birinci tercihinin Galatasaray olduğu şeklinde pazarlanıyor. Galatasaray bu parayı vermeseydi Osimhen büyük ihtimalle kariyerinin en verimli yılında kulüpsüz kalacaktı. Napoli kadrosuna almamış, daha evvel konuşulan ihtimallerden Manchester United tercihini bir başka forvet oyuncusundan kullanmış, Chelsea içinse 75 milyon Euro çok fazla gelmişti.

        KENDİ TERCİHİNİN ÖNEMİ YOK

        Osimhen’in kimi seçtiğinin, gönlünden kimin geçtiğinin hiçbir önemi yok. “Sadece Galatasaray’da oynarım,” da taraftarın hoşuna gitmesi için söylenmiş—söylendiği iddia edilen—bir propaganda cümlesi. İşin trajik tarafı bu transferde Osimhen’in herhangi bir söz hakkı bile yoktu. Ona kalsa daha üst bir lige gidecekti.

        Birtakım beyaz adamlar onu bir ürün gibi görüp, ne istediğinden bağımsız olarak onun hakkında karar verdi. Futbolda hayallere, ideallere yer yok. Herkes bir başkası üzerinden kısa yoldan kar etmek istiyor. Osimhen transferi de bir tür modern köle ticareti.

        Galatasaray bu parayı çıkartır mı çıkartmaz mı, önemli değil. Şampiyonlar Ligi’nde oynayıp iyice parlayan Osimhen bundan sonra daha iyi bir lige, daha büyük bir takıma transfer olur mu? Bu da pek mümkün gözükmüyor. Önümüzdeki sene 27 yaşında olacak. 27 çok yaşlı değil, ama çok genç de değil. Yaşı 30’a varan futbolcular genellikle Avrupa kulüplerine transfer olmuyor, Avrupa kulüplerinden kariyerlerini bitirmek için Türkiye’ye geliyor. Bugün Osimhen’e yüksek bir transfer ücreti ödemeyen kulüplerin seneye ya da iki sene sonra bu bedeli göze alabilecekleri pek akla yatkın değil.

        Onun hayali başından beri Premier League’de oynamaktı. Bütün Nijeryalılar bu ligin hayalini kurar. Ama futbolun değişen şartları, kulüplerin öncelikleri yüzünden olmadı.

        Daha evvel de bahsetmiştim, tekrar olacak ama tekrar altını çizmekte fayda var: Osimhen gibi klasik dokuz numara forvetlere olan ihtiyaç azalıyor. Dahası, büyük kulüpler artık har vurup harman savurmak yerine parayı artık daha akıllıca harcamak istiyor. Real Madrid’in yıldızlar kadrosunun uluslararası başarısızlığına karşı en büyük yıldızını kaybeden Paris Saint-Germain’in Avrupa Şampiyonluğu star’ların takımlara katkısını sorgulattı.

        Galatasaray da elbette bu parayı tek bir futbolcuya yatırmayabilir, kulübün geleceğine harcayabilirdi. Chelsea yönetiminin Osimhen tereddüttü de başından beri buydu zaten. Bu parayla en az 10 genç futbolcu yetiştirilebilir, böylece kulübün geleceği garanti altına alınabilir. Bu futbolcular ileride hem takıma faydalı olur, hem de ileride transfer olduklarında kulüplerine ciddi maddi katkı sağlayabilir.

        Galatasaray da bu yolu izleyebilirdi. Ama Türkiye’de hemen her alanda orta ve uzun vadeli plandan vazgeçildiği için futbolda da artık sadece önümüzdeki sezon önemli. Galatasaray yönetiminin ve taraftarının geleceği düşünecek sabrı yok.

        Osimhen de kısa süreli başarı getirecektir. Kulübün tarihine damga vuracak, heykeli dikilecek bir oyuncu olabileceğine de şüphe yok. Ama o jübilesini yaptıktan sonra—mesela yedi sene sonra—Galatasaray altyapısından kendi muadili bir tek futbolcu bile çıkmamış olacak. Ama o zamana kadar kim öle kim kala…

        İSTANBUL’DA MUTLU OLUR

        Aslında bu çok pahalı transfer en çok Osimhen’e iyilik. Arap ligine gitse hem büyük ihtimalle kendisine vaat edilen parayı almayacak, hukuk karşısında hakkını da arayamayacaktı. O berbat ligde mutsuz olacaktı. Napoli’nin küstah tutumu sürse ve Galatasaray bu parayı vermese belki de bu kadar kıymetli bir futbolcunun hayatı bitecekti. O yüzden ödenen parayı sadece transfer ücreti olarak da yorumlamamak lazım.

        İstanbul’da mutsuz olmayacak Osimhen. En azından iyi oynadığı sürece. Bu işler hiç belli olmaz, bakarsınız onun bu seneki oyunuyla Galatasaray dışarıda da hiç alışılmadık bir başarı elde edebilir. Dolayısıyla Galatasaray’da kalması kendi kariyeri açısından illaki düşüş anlamına da gelmeyebilir. Ancak hepimizin bildiği gibi bunlar biraz geniş hayal gücü gerektiren ihtimaller.

        İstanbul’daki yaşam da İtalya’dakinden çok daha rahat onun için. Son bir seneyi hemen hemen olaysız geçirdi, yine Nijerya’dan arkadaşlarını getirip mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamaya devam eder. Boğaz’da gitmeyi sevdiği bir lokanta kaçak olduğu gerekçesiyle yıkılıyor ama, bir tek onu yerinde bulamayabilir. Yoksa o bize, biz ona alıştık. Galatasaray taraftarı onun sırtına yüklediği hayalleri, o da fazlasıyla feragat ettiği kendi hayalleriyle mutlu bir beraberlik yaşayacaktır.