* Japonya'daki restoranın ana özelliği, tüm garsonlarının demans hastalarından oluşması.
* Temel amaç demans farkındalığını yaymak.
* Mükemmelliğe odaklanan dünyada, bu restoran hayatın sunduğu küçük kusurları takdir etmeyi öğretiyor.
Çizburger sipariş ettiğinizi ve bunun yerine bir tabak mantı geldiğini hayal edin. Hem şaşırır hem sinirlenir ve hemen garsonu çağırırsınız öyle değil mi? Restoranlarda siparişin yanlış gelmesi endişe kaynağıdır çünkü mutfakta problem olduğu anlamına gelir.
Burada garsonlar size yanlış yemeği getirmiş olabilir ama yine de buradan tok ve mutlu ayrılacaksınız.
Neden mi?
Çünkü garsonların hepsi demans hastası ve siparişinizi yanlış almak sadece kabul edilebilir bir durum değil, aynı zamanda bu restoranın cazibesinin bir parçası.
Japonya'nın yaşlanan nüfusu ve 2025 yılına kadar her 5 kişiden birinin demansa yakalanacağına dair yapılan tahminler göz önüne alındığında, bu restoran demansla ilgili olumsuz algıları yıkmayı, yaşlı ve hastaları da kapsayan bir toplum yaratmayı hedefliyor.
Restoranın fikir babası Japon yönetmen Shiro Oguni, bu fikri demans hastalarının kaldığı bir evi ziyaret ettiği sırada buldu. Oguni'ye hamburger yerine mantı servis edildiğinde önce hemen hatanın giderilmesi gerektiğini düşündü. Sonra irkildi. Hatanın fark edilmediğini, etraftaki herkesin neşeyle yemek yemeye devam ettiğini görünce bu yanlışı hoşgörüyle karşılamanın ve durumu kabul etmenin çok daha iyi ve kolay bir yaklaşım olduğunu fark etti. Oguni, demanslı hastalara yönelik "her şeyi unutan" ve "toplumdan tecrit edilmesi gereken" gibi olumsuz imgelerden farklı olarak, onların hala gülebileceğini, sevebileceğini ve topluma katkıda bulunabileceğini göstermek isteyen bir fikir buldu.
"Yanlış Siparişler Restoranı"nın en ayırt edici özelliği tüm garsonlarının demansla yaşayanlardan oluşması. Müşteriler buraya siparişlerinin yanlış gelebileceğini bilerek gelirler. Pilav sipariş eden bir müşteri mantı alabilir, sıcak kahve pipetli servis edilebilir, bir garsonun müşterilerle masaya oturması ya da diğer müşterilerden sipariş almasını istemesi şaşırtıcı olmaz. Şaşırtıcı olsa da gerginlik yaratmaz.
Müşteriler öfkelenmek yerine güler, şaşırır ama yine de bundan keyif alırlar. Hatta garsonlara yardım etmek için gönüllü olurlar ve hep birlikte kahkahalar atılır. Oguni'ye göre, restoranın alameti farikası siparişlerin hatasız yerine getirilmesinde değil, demanslı kişilerle kurulan etkileşimde. Siparişlerin %37'si yanlış gitmiş olmasına rağmen, müşterilerin %99'u yemeklerinden memnun kalır. Bu durum, bu restoranın yiyecekten çok insan bağlantısı, nezaket ve dostlukla ilgili olduğunu vurgular.
Restoranın konsepti sosyal medyada paylaşıldığında büyük bir ilgi uyandırmış, dünya çapında birçok insana ilham vermiş ve hatırı sayılır sayıda ödül almış. Demansın olumsuz imajı, bu proje sayesinde eğlenceli ve pozitif bir hale dönüşmüş. Garsonlar gelen destekten oldukça memnunlar, toplumla hala içiçe oldukları için özgüvenlerinin yerinde olduğunu, hala bir şeyler yapma konusunda istekli olduklarını söylüyorlar ve kendilerine olan inançlarının bu restoran sayesinde arttığını belirtiyorlar.
Konsept, Japonya'da birçok kez tekrar edilmiş ve Güney Kore, Avustralya, Çin ve Birleşik Krallık gibi dünyanın farklı yerlerinde benzer girişimlere ilham vermiş.
Bu konsept, Japon sanat geleneği kintsugiye benzetiliyor. Kintsugi, kırık seramikleri özel bir cila ile onarma sanatı. Özetle kırılmanın aslında bir kayıp olmadığını yeni bir varoluş anlamına geldiğini savunuyor. Tıpkı kintsugi gibi, "Yanlış Siparişler Restoranı" da kusurları bir başarısızlık değil, bağlantı kurma ve iyileşme fırsatı olarak sunuyor.
Müşteriler, yemeklerinin siparişleriyle uyuşmayabileceğini bilerek geliyorlar, ama başka bir şeyi de biliyorlar ki hizmet edenler ellerinden geleni yapıyorlar. Asıl mesele de bu. "Hata yapmak sorun değil” mesajı veriyor sessizce. Bu cümle, her yere yazılması gereken bir slogan gibi geliyor kulağa.
Demans hastaları, fırsat verilirse toplumun aktif üyeleri haline gelebilirler. Zamanla yarıştığmız hızlı hareket eden dünyada, The Restaurant of Mistaken Orders daha yavaş ve daha yumuşak bir hizmet sunuyor. Sadece midenizi değil, ruhunuzu da besliyor.