Terörle mücadeleden geri adım yok
Terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın PKK'ya yönelik silah bırakın çağrısının ardından atılacak adımlar merak ediliyor. Habertürk'ten Bülent Aydemir yazdı...

Terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’ın 28 Şubat’ta yaptığı, “Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” açıklamasının ardından PKK’dan, “Kongreyi toplamak için hazırız. Bunun için Apo’nun bizzat yürütmesi ve yönlendirmesi gerekiyor” yanıtı gelmişti.
PKK elebaşlarından KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, silahlı mücadeleyi sonlandıracaklarını söyledi. DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de silah bırakmanın hiçbir şartının bulunmadığını ifade etti.
Bu noktaya, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin TBMM’de yaptığı çağrıyla gelinmişti. Bahçeli, çözüm için TBMM’yi adres göstermişti. DEM Parti heyeti TBMM’de siyasi parti gruplarıyla temasta bulunduktan sonra 28 Aralık’ta İmralı Cezaevi'nde Öcalan ile görüşmüş, İmralı’ya ikinci ziyaret ise 22 Ocak’ta yapılmıştı. Öcalan’ın silah bırakma ve terör örgütünün kendini feshetmesi ilanı ise 28 Şubat’ta açıklanmıştı.
YASAL VE SİYASİ ADIMLAR NELER?
Önümüzdeki süreçte DEM Parti heyeti, siyasi parti gruplarını gezecek. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları Oruç, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın PKK'ya yönelik silah bırakma ve kendini feshetme çağrısına ilişkin, "Atılacak acil adımlardan birisi bu sürecin yasal ve hukuki adımlarının atılmasıdır" dedi.
Meclis'in hızla demokratik siyaset ve hukuk alanını genişletmesi ve tarihsel bir rol üstlenmesi gerektiğini ifade eden Oruç, "Atılacak acil adımlardan birisi, bu sürecin yasal ve hukuki adımlarının atılmasıdır" dedi.
Meselenin en kritik noktaları da bunlar. Bu yasal ve siyasi adımlar nelerdir? Herkes kendi anladığını ve beklentilerini ortaya koyuyor. Bundan öte, eğer bir terör örgütünün tasfiye edilmesi söz konusu ise atılması gereken adımlar var.
Geçmişte yürütülen, “Çözüm Süreci”, “Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi” gibi örgüte silah bıraktırma süreçlerinde de bazı hukuki, siyasi ve teknik adımlar atılmıştı. Şimdi TBMM çatısı altında bu ve benzeri süreçlerin hayata geçirilmesi bekleniyor.
SINIR ÖTESİ OPERASYONLAR DURMAYACAK
DEM Parti Eş Genel Başkanı Oruç TBMM grubunda, “Bu umudu kalıcı hale getirmek için PKK'nın kongresini toplayabileceği bir çatışmasızlık zemininin acil bir biçimde oluşturulması gerekiyor. Sınır ötesi operasyonların acil durması gerekiyor. Bu sürecin toplamı bakımından adım atma sırası ve sorumluluk iktidardadır, devlettedir. Kürt sorunun çatışma ve şiddetten arınabilmesi için Sayın Öcalan'ın demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınması vurgusunu bir kez daha bizler burada altını çiziyoruz” dedi.
Öncelikle şunu söyleyeyim; devlet mekanizması açısından bu süreç bir “al-ver” süreci olarak görülmüyor. Gerek terörle mücadelede sağlanan başarı gerekse milletçe ödenen bedeller açısından bu aşamada ne operasyonların durması ne de kayyum uygulamasına son verilmesi söz konusu…
Sürecin özeti şu: “Devletin kucaklayıcı ve şefkatli eli uzatıldı. Bu eli tutmak da bir seçenek, bu eli havada bırakmak da. Terörle mücadelede kararlılığı gösteren diğer el ise yumruk olarak duruyor. Terör örgütü tercihini yapsın.”
YOL HARİTASI
Lafı çok uzatmadan anlatayım:
- Öncelikle terör örgütü PKK’nın kongresini toplayıp fesih kararı alabilmesi için gerekli şartlar oluşturulacak. Öcalan’ın mesajlarını örgüte iletmesi yürürlükteki mevzuata göre sağlanacak. Bu süreç titizlikle takip edilecek.
- İmralı Cezaevi’ne DEM Partililerin ziyaretleri devam edecek. PKK kongresinin toplanıp örgütü feshetme kararı alınana kadar devletin kurumları hiçbir adım atmayacak.
- Terör örgütünün fesih kararı alındıktan sonra çok hassas bir süreç başlıyor. Hızlı şekilde bazı yasal ve teknik düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Bunların alt yapısı da hazırlandı.
- Süreç için bir çerçeve yasa, süreci yürüten kamu görevlileri içinse bir yetki/dokunulmazlık yasasının çıkarılması gerekiyor.
- Terör örgütünün elindeki silahları nereye/kime teslim edeceği ya da silahların imhası, silahlı eyleme ve suça karışmış olan militanların ve üst düzey yöneticilerin nereye gidecekleri, suç kaydı bulunmayanların ve herhangi bir eyleme katılmamış olan terör örgütü mensuplarının eve dönüşlerinin sağlanması; bunun için Türk Ceza Kanunu 221. maddede düzenlenen etkin pişmanlık düzenlemesinin işletilmesi sağlanacak.
- Bu sürecin, terör örgütü tarafından bir şov malzemesi yapılmasının veya suiistimal edilmesinin önlenmesine dönük önlemler alınacak. Habur benzeri bir olayın yaşanmaması için hassas süreç izlenecek.
- Geri dönenlerin ifadelerinin alınması, “pişmanım” diyenlerin etkin pişmanlıktan yararlandırılmasının yanı sıra; cezaevindeki terör örgütü mensuplarına yönelik bir şartlı salıverilme yasasının çıkarılması sağlanacak.
- Bütün bunlar geçmişteki süreçlerde de bir yol haritası olarak ortaya konulmuştu.
MECLİS’TE TARTIŞILACAK KONULAR
Sürecin en zor ve kritik kısmı olan; terör örgütü feshedilip, silahların imha edilmesine yönelik süreçler, terör örgütü lider kadronun çıkışı ve eve dönüşler sağlandıktan sonra kritik bir aşamaya geçilecek. İşte o zaman TBMM çatısı altında DEM’in ya da Kürt halkının talepleri değerlendirilecek. Anayasal talepler, ana dilde eğitim, vatandaşlık, kayyum süreçleri, talep ve beklentiler terör örgütü feshedildikten sonra gündeme gelecek. Abdullah Öcalan’ın cezaevindeki durumu da o aşamada gündeme gelecek.
KRİTİK KONU SDG
Sürecin en kritik ve tartışmalı konularından biri de PKK’nın Suriye ayağı YPG/SDG’nin durumu…
Suriye’nin kuzeyinde ABD ve İsrail’in desteğiyle petrol, su ve hububat üretim alanlarını kontrol eden, adeta bir garnizon terör devletçiğine dönüşmüş olan PKK/YPG/SDG’nin lideri Mazlum Abdi, Öcalan’ın çağrısının ardından ABD’nin başkenti Washington’da SDG'nin düzenlediği bir konferansa internet üzerinden katıldı.
Abdi, Öcalan'ın silah bırakma çağrısının SDG'yi içermediğini, bunun PKK’ya yönelik olduğunu söyledi. Öcalan’ın açıkladığı metinde, “bütün gruplar” dışında YPG veya SDG adı zikredilmiyor. DEM Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, bunun YPG/SDG’yi de içerdiğini söylese de ABD, İsrail ve SDG kadrosu, silah bırakmaktan ve feshedilmekten hiç söz etmiyor.
Sürecin en baş ağrıtıcı konusunun da PKK/YPG/SDG ve bu örgütün Suriye’deki statüsü olacağı kesin görünüyor…