Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Bahtsız Hatay tam anlaşılmadı

        Nuri Şinikoğlu okurlarımdan biriydi. Sosyal medya üzerinden o kadar çok ısrarcı oldu ki, bir gün o bölgedeyken Hatay’a gidip tanıştım.

        İyi ki de tanışmışım. Dünyanın en iyi kalpli insanlarından biriyle dost oldum.

        Yemek konusunu severdi. Bir restoran açtı evinin altına. Tabelasını bile elleriyle yaptı. Oğluyla beraber çalıştırdı.

        O karanlık gecede evi dükkanının üstüne yıkıldı. İki oğlunu ve eşini enkazın altından saatlerce uğraşarak sağ çıkardı. Oğlunun birinin bacağı kırılmış, diğerinin başı enkazın altına sıkışmıştı. Ancak her ikisinin de hayati tehlikesi yoktu.

        HATAY'DAKİ ÜRKÜTÜCÜ ATASÖZÜ

        Babasının evine koştu. Ama ‘Vali Göbeği’ mevkiindeki tüm binalar gibi babasının evi de yıkılmıştı.

        Nuri enkazı kendi imkanlarıyla kazmaya çalıştı ama beyhude olduğunu anladı. İş makinesi, kurtarma ekibi aradı ama bulamadı.

        Kimse bulamadı o gece.

        O gün Hataylılar kendi aralarında söyledikleri bir atasözünü hatırladılar.

        “Hatay, kıyametten 40 yıl önce yerle bir olacak”

        Nuri gibi yüzbinlerce Hataylı o gece çaresizce enkazın altından yakınlarını çıkarmaya çalıştı.

        Ama çoğu Nuri gibi kurtaramadı. Annesini 4 gün sonra enkazın altında alabildi Nuri.

        “Bir saat içinde defnettik anamı, koşup babamın cenazesini alalım diye geri geldik buraya”

        Ama babasını hala enkazdan çıkaramadı.

        Bana, 9 gündür beklediği enkazın yanında, ateşin başında otururken şunu söyledi:

        “Evlerim, arabalarım, işim gücüm var diye sevinme. Bir dakikada hepsi gidiyor. Gitsin önemli değil. Ama eline diken batsa dünyayı yıkacağım babam, anam gitti, o bizi yıktı. Bari cenazesini alayım babamın. Onu bekliyorum.”

        ‘VİRAN OLMUŞ’ SÖZÜ BURADA GERÇEK OLDU

        Malatya, Maraş, Adıyaman’dan sonra geldiğim Hatay’da Nuri kardeşimi bularak başladım güne. Nuri bana tüm şehri gezdirdi. Daha doğrusu şehirden geri kalanı.

        Hasar görmemiş bir tek ev görmedim Hatay’ın merkezinde.

        Hatay yıkılmış…

        Şimdi bunu öyle basma kalıp bir laf olarak yazdığımı düşünmeyin sakın.

        “Hatay yerle bir olmuş, Hatay viran olmuş” sözleri burada gerçeğe dönüşmüş maalesef…

        Nuri, “Hatay diye bir yer yok arık” diyor bana feri gitmiş gözleriyle etrafa bakarken.

        Ben çok savaş, çok afet gördüm ama Hatay’daki gibi bir yıkım görmedim…

        CANLI DEĞİL, CENAZE ARAMA-KURTARMA

        Malatya’da, Maraş’ta, Adıyaman’da enkaz altından canlı çıktı diye sevindirici haberler alırdım. Burada tuhaf bir şey gördüm. Enkaz altından cenaze çıkarılması haber oluyor artık.

        Geredeli gönüllü Bekir, ateşin başında “Şu enkazdan 4, bu enkazdan 5 kişi çıkardım” dedikçe ben canlı kurtardı zannediyordum. Meğer cenaze çıkarmayı anlatıyormuş.

        Hatay canlılarını değil, artık cenazelerini kurtarmak için uğraşıyor. Çürümeden, kemirgenler tahrip etmeden, molozların arasına karışmadan cenazeyi kurtarmak onlar için en önemli konu. Bu yüzden şehri terk etmiyorlar, tüm diğer Anadolu şehirleri gibi.

        Nuri siyaha dönmüş elleriyle babasının enkazdan çıkan fotoğrafını severken, toza bulanmış yaşlı gözleriyle enkaza bakıyor bir yandan. "Ver artık babamı" der gibi.

        HATAY BAHTSIZ TARTIŞMALARIN KURBANI

        Hatay’a ilk iki-üç gün doğru düzgün arama kurtarma ekibi gitmedi. Yeterince yardım da gitmedi.

        Hangi şehre gitti ki?

        Malatya, Maraş, Adıyaman’da hep aynı şeyleri duydum zaten.

        10 şehirde iki tane 7.5 büyüklüğünde depremde devlet şoka girdi ve ilk iki gün bir şey yapamadı. Bu afeti dünyada hangi devlet yaşasa aynı olurdu. Bunu eleştirmeyelim ama sonrasında birçok yanlış yapıldı mı? Evet. Fakat onları daha sonra tartışacağız.

        Hatay’a da işte o şok nedeniyle yardım gitmedi. Fakat bunu kasten yaptı diye yaydılar.

        Hatay siyasi ve ideolojik tartışmaların kurbanı oldu.

        Muhalefet "Hiçbir şey yapmadınız Hatay’a" diye ortalığı yıkarken, iktidar "Şunu yaptık, bunu yaptık" diye cevap verdi. Mesele çıktı geldi mezhep konusuna, etnik kimlik konusuna bir de. Tam rezalet.

        İnsanlar bu tartışmalardan dolayı Hatay’daki yıkımın gerçek boyutunu anlayamadı. Muhalefet abartıyor sandı. Muhalefet medyası olayı siyasi malzeme yapıyor diye düşündü ve inanmadı.

        Oysa Hatay onların anlattıklarından çok daha büyük yıkıma uğradı ama bu siyasi çekişmeler yüzünden derdini anlatamadı.

        Hatay viran olmuş, ona ağıt yakacak kimse de kalmamış...

        İKTİDARA VE MUHALEFETE TEPKİ

        600 konutun, içinde yaşayan binlerce insanın üstüne yıkıldığı yerdeydim. Yanımdan bir depremzede, “Muhalefetin de, iktidarın da…” diye başlayan ağız dolusu küfürler ederek geçti yanımdan. Kendi kendine küfür ediyordu.

        Nereye giderseniz gidin, iktidara kızıyor insanlar. Ama çoğu yerde muhalefete de kızıyor.

        Siyasiler bence bu depremde imtihanı kaybetti. Çok kötüydü durumları.

        Siyasi bilinci çok iyi olan Nuri:

        “Bizim imtihanımız büyük. Anam babam gitti. Çocuklarım sağ diye şükrediyorum. Hatay'ım gitti ona yanıyorum bir de. Fakat Kemal abi nasıl ayrışmışsak, nasıl birbirimize karşı hasım olmuşsak, bu depremde bile kavga ediyor siyasiler. Oysa deprem bizi ayırt etmedi. İktidarı da muhalefeti de destekleyenlerin acısı aynı burada.”

        Bakalım siyasiler Nuri kardeşim gibi yüz binlerce insanın bu sözlerinden ders alacak mı?

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ