"Demokratik açılımda AK Parti'nin gözü kara"
Amberin Zaman, Irak Kürdistanı'nın bir numaralı ismi Mesud Barzani'yle görüştü

ERBİL’den Kandil Dağı’na uzanan bir haftalık Irak serüvenimizi, uzun zamandır kimseye mülakat vermeyen Irak Kürdistanı’nın bir numaralı ismi Mesud Barzani’yle görüşerek tamamladık. Erbil’e yarım saat mesafede Selahattin adlı dağ kasabasında bulunan ve “Onurlu Baş” anlamına gelen Sere Bılınd adlı sarayında buluştuk Mesud Bey’le. Keyifli görünüyordu. Irak’taki seçimlerin akabinde Kürtlerin desteğini alarak hükümet kurma peşinde olan tüm gruplar, Barzani’ye vekiller gönderiyor, vaatlerde bulunuyor ve pazarlıklar sürüyor. Türkiye’yle inişli çıkışlı ilişkilerini tarif ederken “Kırmızı çizgilerden kırmızı halılara geldik” dedim. Güldü. Barzani, Türkiye’yle açılan yeni sayfadan son derece memnun. Ahmet Davutoğlu’nun tarihi Erbil gezisinin akabinde açılan başkonsolosluk, ısınan ilişkilerin en somut ifadesi. İran sınırında varlıklarını sürdüren PKK militanları ve lider kadroları, uzun süre Ankara ile Barzani arasında gerilim konusu oldu. Barzani, PKK’ya karşı askeri operasyonu reddediyor, zaten kendisine yönelik böyle bir talep yok artık. Barzani’ye, Türkiye’deki bölgedeki son gelişmeleri sorduk.
GAZETE HABERTÜRK / Amberin ZAMAN
*** SİZİ, geçen yıl Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu’yla Irak Kürdistanı ve Türk bayrakları önünde, Erbil’de basın karşısında gördüğümde “Rüya mı?” diye sormuştum kendi kendime. Siz neler hissettiniz?
Mesud Barzani: Burada sizin gibi düşünen pek çok kişi oldu. Onlar da bu noktaya gelindiğine inanamadılar. Ne var ki bir ülkenin liderleri, doğru kararları, doğru vizyonu, doğru politikaları ortaya koyabildiğinde, önyargısız davranabildiğinde bölgede barışa hizmet etmiş oluyor. Ama her şeyden önce kendi ülkelerinin, kendi vatandaşlarının çıkarlarına hizmet etmiş oluyorlar.
*** Varılan noktada AK Parti’nin payı ne sizce?
Bugün Irak Kürdistan Bölgesel Hükümeti ile Türkiye’nin arasındaki ilişkiler gerçekten mükemmel. İşbirliği için ortak zemin bulundu. Bu zemin gittikçe genişliyor. Türkiye’deki mevcut iktidar Türkiye’ye büyük değişim getirdi. Birincisi, Türkiye’nin bakış açısı değişti. Eğer Türkiye’de süregelen zihniyet ve yaklaşımları göz önünde tutarsak AK Parti’nin yaptıkları gerçekten çok cesur. Gözü kara davranabildiler. Mütevazı dahi olsa demokratik açılım babında attıkları adımlar asla küçümsenemez.
*** Ancak PKK’nın geçen aralıkta 7 Türk askerinin ölümüne yol açan Tokat Reşadiye saldırısı sanki demokratik açılım sürecini tıkamış gibi...
Biz halen sürece yönelik ümitlerimizi koruyoruz. Gerçek olan şu ki, savaşla kan dökerek bu sorun (Kürt sorununu kastediyor) çözülemez. Bu artık herkesçe biliniyor. Türkiye’de hem sivil hükümette, hem de askerler arasında bu yönde bir mutabakat olduğu seziliyor. Her iki taraf da soruna artık farklı yaklaşıyor. Biz bu sürecin devam etmesini istiyoruz. Reşadiye’nin, demokratik açılım sürecini engellememesini istiyoruz.
*** Bu noktada PKK’nın davranışlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
PKK gayet sorumsuzca davrandı. Hem Reşadiye saldırısı, hem Habur’dan girerken (Ekim ayında Habur’dan giriş yapan PKK’lı ve Mahmurlu grubu kastediyor.) Yaptıkları şov çok hatalıydı. Türk kamuoyunun hassasiyetlerini gözetmeden davrandılar. Oysa bu nazik süreç karşılıklı sabır ve anlayış ister.
*** Reşadiye saldırısının arkasında kimler vardı?
Bana göre PKK liderlerinin tümü bu saldırıdan ne haberdardı, ne de planlamasında yer aldı. Büyük ihtimalle örgüt bünyesinde savaşı sürdürmek isteyen şahinler, kanın dökülmesinden nemalanan gruplar bu eylemi yaptı. Hem Türkiye, hem PKK’da savaştan beslenen insanlar var.
*** Yeğeniniz ve bölgesel yönetimin eski başbakanı Neçirvan Barzani, geçen yıl bana MİT’in de dahil olduğu PKK’yı silahsızlandırmaya yönelik çalışmalar yürüttüğünüzü teyit etti. Bunlar devam ediyor mu?
Tabii devam edecektir. Bu sorunu çözmek için biz her zaman yardıma hazırız. Biz barış istiyoruz ve inşallah da barış gelecektir. Gelecek nesillere aydınlık bir gelecek için bunu sağlamak en büyük sorumluluklarımızdan biri. Türk hükümetinin bir şekilde PKK’yla da baş etmesi gerekecek, zira sorun PKK’yla. Silahla, kanla hiçbir yere varılamaz.
*** Türkiye’ye ne zaman bekleyebiliriz sizleri?
Uygun bir zamanda gelmeyi umuyorum ama tam olarak ne zaman, size şu an için söyleyemiyorum.
*** Size Türkiye’den resmi davet gelmedi mi yani?
Henüz gelmedi.
“GELECEĞİMİZİ IRAK'TA GÖRÜYORUZ”
*** Irak’taki 2. parlamento seçiminin ardından da hükümet kurulamadı. Kilit konumdaki Kürtlerin sanki hem ABD, hemTürkiye tarafından, İran’ın güdümünde olduğu iddia edilen Maliki yerine Allavi’yle ittifakı isteniyor.
Kerkük’te yaşanan hileleri saymazsak seçimgenelde temizdi. Kerkük’teki hileler yüzünden bazı grupların gerçek güçleri sandığa yansımadı. ABD’ye gelince... Herhangi birmüdahalesi söz konusu değil. Allavi yakın dostumama birlikte hükümet kuracak gücümüz yok. Irak’ta dört ayrı grup var. Ya hep birlikte hükümet kuracaklar ya da üçünün birleşmesiyle. Türklerin kendi görüşleri var. Onlar Allavi’ye daha yakınlar. Ama Allavi’nin bizzat kendisiyle fazla temasları olduğunu sanmıyorum. Türkiye’nin, Allavi’nin seçimittifakında bulunan başka isimlerle daha ziyade teması var. Onlar Türkiye’ye kulak verirler.
*** Kimleri kastediyorsunuz?
Bir takım Baasçıları, Türkmenleri ama burada durayım. Kim oldukları herkesçe biliniyor zaten.
*** Kürtlerin hükümette yer almaları açısından olmazsa olmazları nedir? Kerkük’ün Kürt bölgesine katılması gerektiğini savunuyorsunuz.
Bizim açımızdan en hayati mesele, mevcut anayasaya sadık kalınıp kalınmadığı. Kerkük olsun, petrol gelirlerinin paylaşımı olsun, demokratik haklar olsun, federal yönetim biçimini yasal kılan anayasamız tüm bu sorunlara çözüm sunar nitelikte.
*** Kürtlerin bağımsızlık arzuları sürüyor mu? Yoksa kendinizi Irak’ın bir parçası olarak görüyor musunuz?
Bir Kürt olarak bağımsızlığın doğal hakkımız olduğuna inanıyorum. Ve bu hakkı saklı tutuyoruz. Ancak Kürtlerin dört ayrı ülkede parçalı yaşadıkları gerçeği de var. Kürtlerin bu bölünmüşlüğü engeller, zorluklar yaratıyor. Her halükârda mevcut anayasaya sadık kalındığı sürece bizim geleceğimiz Irak’ta yatıyor.
“BARACK OBAMA'NIN VERDİĞİ GARANTİLER BENİM İÇİN YETERLİ”
*** Barack Obama, 2011’e kadar Amerikan güçlerinin Irak’tan çekileceğini söyledi. Irak’ta etnik çatışma riski sürerken sizin açınızdan bu bir güvenlik sorunu yaratmıyor mu?
Ben bu meseleyi geçtiğimiz ocakta Başkan Obama’yla tartıştım. Kendisi “Asker çekmenin Irak ve Kürtlerle olan ilişkilerin zayıflayacağı anlamına gelmeyeceğini” söyledi. Zaten ABD’nin burada ne kadar askeri olduğundan ziyade Irak’a ilişkin kapsamlı bir vizyon strateji çizip çizmediği önemli. Obama’nın bu yönde verdiği garantiler benim açımdan tatmin ediciydi. Güvenliğimiz konusunda kuşku duymuyorum. Bölgemizde ABD üssü ancak ABD ve Bağdat arasında imzalanan güvenlik anlaşması çervesinde düşünülebilir.