HT Gastro
Keşfet

İştah açan en iyi 13 yemek sahnesi

Ekranlarda şimdiye kadar görülmüş en lezzetli 13 yemek sahnesi hangileri?

Giriş: 11.12.2024 - 02:23 Güncelleme: 11.12.2024 - 02:23
Haberler Gastro Keşfet İştah açan en iyi 13 yemek sahnesi

Film izlerken gözyaşlarına boğuluruz, karnımız ağrıyana kadar güleriz ya da yeni bir şeyler denemek için ilham alırız. Filmlerin insanlar üzerinde böyle etkileri olur. Bazıları da gerçekten ama gerçekten acıktırır. Eğer daha önce midenizin sesli bir şekilde guruldamasına neden olan bir yemek sahnesi izlediyseniz, neden bahsettiğimizi anlıyorsunuz demektir.

Ekranda karşılaştığınız yemek pişirme tasvirleri mütevazıdan son derece karmaşık olana kadar değişebilir. Daha önce hiç karşılaşmadığınız bir mutfak olsa bile, lezzetli yemekler dili ve kültürü aşar; sadece ve sadece iştahınızı açar.

Yemek sahneleri, bir tabak yemek için harcanan emeği fark ettiğinizde daha da etkileyici hale gelir. Sahnelerin kaç kez tekrar edildiğini bilemiyoruz üstelik. Hepsi ekrandaki bir tabak iştah açıcı yemeği hayata geçirmenin bir parçasıdır.

Yemek dünyadaki her bir insanın ilişki kurabileceği benzersiz ve evrensel bir deneyimdir. Bu deneyimi ekranda izlemek, sadece baktığımız yemeğe değil, birbirimizi anlamaya da açlık duymamıza neden olur.

Söyleyeceklerimiz şimdilik bu kadar. Listemiz en iştah açıcı sahnelerden oluşuyor.

En sevdiğimiz ve en lezzetli görünen 15 yemek sahnesi

1. Tatlı Tuzlı / Eat Drink Man Woman

Ang Lee'nin 1994 yapımı komedi draması Eat Drink Man Woman'ın açılış sahnesi yemek severler arasında hipnotize edici bir güzelliğe sahiptir. Açılış sahnesinde izleyici, hepsi de bekar olan üç yetişkin kızıyla birlikte aynı evde yaşayan emekli usta şef Chu ile tanışır. Baba haftada bir kez ailedeki herkesin aynı masada buluşacağı sofra için yemek hazırlamaktadır. Çıplak elleriyle bir balık yakalar, balığı temizleyip fileto haline getirir ve una bulayıp kızartır. Ardından kümesten gene çıplak elleriyle canlı tavuğu yakalar ve pişirir.

Etleri ince ince dilimler ve lezzetli soslar hazırlar. Filmin ilk 30 saniyesi mutfakta büyük bir orkestra tarafından çalınan bir müzik ziyafeti gibidir. Başından sonuna şefi yemek yaparken izlemek büyüleyicidir. Eat Drink Man Woman, 100'den fazla değişik yemek çeşidiyle sinema tarihinin, içerisinde en fazla yemek türü yer alan filmi olarak değerlendiriliyor.

2. Julie & Julia

Nora Ephron'un Julie & Julia'sı sıcak bir kucaklama filmi ve baş karakter Julie Powell'ın yaptığı boeuf bourguignon da bu rahatlığın bir parçası. Julie'nin Julia Child'ın "Fransız Yemek Pişirme Sanatında Ustalaşmak" adlı yemek kitabında yer alan dana yahnisini yeniden yaptığı sahne, ürkek blog yazarının yemek konusunda kabuğunu kırmaya başladığı, Child'ın tariflerini pişirerek kendine güven kazandığı ana denk geliyor. Turuncu döküm tenceresinin kapağını kaldırıp mükemmel boeuf bourguignonu gördüğünde, işte o an, hayatında her şeyin yolunda gittiğini anlıyor.

3. Howl'un Yürüyen Şatosu / Howl's Moving Castle

Neredeyse her Studio Ghibli filminde elle çizilmiş tüm yiyecekler inanılmaz lezzetli görünür. Ancak Japon film stüdyosundaki animatörler 1985 yapımı Howl's Moving Castle filmindeki kalın kesilmiş pastırma ve kızarmış yumurtayla kendilerini aşmışlar.

İçinden hafif yağ çizgileri geçen parlak ve kalın pastırma dilimlerinden, kızgın yağın çıkardığı sese ve görüntüye, parlak turuncu yumurta sarılarının huysuz ateş ruhu üzerinde pişerken sarsılmalarına kadar görünen her şey, gerçek bir mutfak sanatı eseridir. Gerçek ya da değil, bizi bağlamıyor.

4. Marie Antoinette

Marie Antoinette aslında “Ekmek bulamazlarsa pasta yesinler” sözünü hiç söylememiş olsa da, Kirsten Dunst'ın başrolünü oynadığı 2006 yapımı filmin yapımcıları bu sözü çok ciddiye almışlar. Filmde yer alan son derece iştah açıcı tüm hamur işleri ve pastalar ünlü Fransız fırını Laduree tarafından tedarik edilmiş.

Sofia Coppola'nın yönettiği son derece stilize filmin belirli bir sahnesinde Fransız kraliçesi bir şezlonga uzanmış, etrafı parlak pembe pastalar ve şekerlemelerle çevriliyken bir hizmetçi de ayaklarıyla ilgileniyor.

5. Duyguların Rengi / The Help

Minny Jackson (Octavia Spencer), kötü adam Hilly Holbrook (Bryce Dallas Howard) tarafından haksız yere kovulduktan sonra Celia Rae Foote (Jessica Chastain) tarafından işe alınır.

Minny'nin özellikle kızarmış tavuğu enfestir. Çünkü Minny asla tavuk yakmaz ve pişirdiğiyle gurur duyar. Celia bir parça ısırdığında oluşan çıtırtı ağzımızı sulandırmaya yeter. Minny'nin çikolatalı turtası da tam bir efsane.

6. Şef / Chef

Jon Favreau'nun başrolünü oynadığı 2014 yapımı yürek ısıtan Şef filmi inanılmaz yemeklerle dolu. Filmde Favreau, yemeğe olan aşkını yeniden canlandırmak için bir yemek kamyonu işleten, yorgun ve işsiz bir şef olan Carl Casper'ı canlandırıyor. Carl Casper şık bir restoranda çalışan bir baş aşçıdır. Kendi mutfağına ait yemekleri nefis olmasına rağmen, lokantanın menüsüne bağlı çalıştıkça yaratıcılığı ve yemeklerinin lezzeti düşüşe geçer. Favreau bu role hazırlanmak için, ünlü taco kamyonu Kogi ile mutfak dünyasının gündemine oturan Koreli Amerikalı şef Roy Choi'den eğitim almış. Carl'ın oğlu için yaptığı mütevazı tosta malzeme olarak hazırladığı ızgara peynir hepimizde hayranlık uyandırıyor.

7. Çok Pişmiş / Burnt

Paris'te bir restoranda çalışan Şef Adam Jones, iki Michelin yıldızlı bir şef olmasına karşın kötü alışkanlıklarından vazgeçemediği için sahip olduğu her şeyi kaybetme noktasına gelir. Burnt böyle bir şefi, Bradley Cooper'ın canlandırdığı Adam Jones'u, gözden düştükten sonra yeniden başarı merdivenlerini tırmanmaya çalışırken resmediyor. Filmde pişirilen güzel yemekler gerçekten lezzetli görünüyor. Cooper bu rol için Michelin yıldızlı şef Marcus Wareing'den eğitim alarak hazırlandı, yani Burnt için kaliteli yemekler ön planda. Bir restoran mutfağının iç işleyişine ve üst düzey şeflerin dünyasına ilgi duyanlar için mutlaka görülmesi gereken bir film. Çoğu insan restoran dünyasının zirvesinde olmanın nasıl bir şey olduğu ya da bu tür bir hizmet mesleğinde olmanın ne kadar zor olduğu hakkında hiçbir fikre sahip değildir. Yemek yapmayı sevenler mutlaka görmeli.

8. Ruhun Gıdası / Soul Food

1997 yapımı kült klasik Soul Food, derin veya orijinal olmasa da lezzetli ve doyurucu bir aile komedisi. Film, Chicago'lu büyük bir Afrikalı ailenin, 11 yaşındaki küçük oğullarının gözünden, yemek masası etrafında şekillenen aile yaşamını anlatıyor.

Ahmad’ın ailesi, geçirdikleri zor dönemi atlatabilmek için uzun süredir devam eden geleneklerine, yemek masalarına güvenir. Bu gelenek, ailenin farklılıklarını bir kenara bırakıp bir araya gelerek yedikleri bir pazar günü yemeğidir. "Soul Food" filmi, isminden de anlaşılacağı gibi ruhun gıdası olan bu sevgi, birlik, aile, samimiyet ve içtenlik gibi kavramların çevresinde şekilleniyor. Leziz yemekleri bu kadar değerli yapan sevdiklerimizle bir araya gelebilmek ve paylaşmak mesajını taşıyor.

9. Sarayın Gözdesi / The Favourite

Kraliçe Anne, Yorgos Lanthimos'un karanlık ve komik The Favourite filminde şeker düşkünü ve gut hastası bir kraliyet mensubu olarak tasvir ediliyor. Tonlarca bisküvi, kek ve şekerlemenin yanı sıra Anne'in (Olivia Colman) hastalanana kadar yediği keklerden ziyade, filmde bizim dikkatimizi en çok çeken gözalıcı sahne, tüm masayı kaplayan kızarmış bir geyik (ya da bir kuzu)...

10. Soysuzlar Çetesi / Inglourious Basterds

Soysuzlar Çetesi'nde Nazi Hans Landa'nın (Christoph Waltz) Fransız lokantası sahibi kılığına girmiş bir Yahudi olan Shosanna'ya (Melanie Laurent) saldırdığı sahnede oldukça lezzetli görünen bir elmalı turta da yer alıyor. Bu nefis hamur işi, herkesin iştahını kaçıracak kadar sinir bozucu olan sahnede merkezi bir rol oynuyor. Shosanna'nın çocukken ailesini öldürmekten sorumlu olan Landa, onun Yahudi olup olmadığını anlamak için strudeli kullanıyor. Sinsi emeller için kullanılmasına rağmen, üzeri kremayla kaplı strudelin kendisi adeta bir güzellik abidesi...

11. Tampopo

Bu sefer de Japon mutfağına ışınlanıyoruz ve "Tampopo"yla karnımızın acıkmasına izin veriyoruz. 1985 yapımı Japon komedisinde bir ramen ustası (Ryutaro Otomo) ile Gun (Ken Watanabe) arasındaki sahne muhteşemdir: İsmi açıklanmayan usta, Gun'a ünlü erişte kasesini takdir etmeyi öğretir. Et suyunun yüzeyindeki yağın nasıl parladığına ve ince dilimlenmiş etin yemekteki ayrılmaz rolüne rağmen nasıl mütevazı göründüğüne dikkat etmesini tavsiye eder. Küçük bir aile işletmesi olan 'ramen' dükkanına odaklanan "Tampopo"yu izlerken ramen veya herhangi bir erişte türünü yemek için can atacaksınız. "Tampopo"nun en iyi yemek filmlerden biri olduğu konusunda pek çok izleyici ve eleştirmen hemfikir. Bu nedenle herhangi bir yemek sever için kesinlikle kaçırılmaması gereken bir film olduğunun altını çizmek isteriz. Bir kamyon şoförü, küçük bir ramen dükkanında mola verir ve burada kalarak aileye restoranda yardım etmeye karar verir. Yediğimiz yemeğe saygı duyma konusunda çok önemli dersler içeren film, aşk ve yemek ilişkisinin nasıl içiçe olduğunu vurguluyor.

12. Ye Dua Et Sev / Eat Pray Love

İtiraf edin, bu filmi izledikten sonra kaç kişi İtalya’ya uçak bileti bakmaya başladı? Julia Robert’ı sınırlarını geçip hayatını değiştiren bir kadın rolünde izlediğimiz bu filmde, dikkat çeken en lezzetli unsurlardan biri Napoli’de yediği o harika pizzaydı! Ve tabii makarnayı da unutmamak lazım… Filmin konusuna gelecek olursak... Film, hayatta her şeye sahip olan ama bir türlü tam bir mutluluğa erişemeyen Elizabeth’in acılı bir boşanma ve depresyonun ardından kendini keşfetme sürecini anlatıyor.

13. Aşk Tarifi / The Hundred-Foot Journey

The Hundred-Foot Journey, Fransa'ya taşınan ve kibirli Madame Mallory'nin (Helen Mirren) sahibi olduğu Michelin yıldızlı bir restoranın tam karşısında bir restoran açan Hintli bir aileyi anlatıyor. Film, Fransız yemeklerinin Batı dünyasındaki diğer tüm mutfaklar üzerinde sahip olduğu abartılı statünün bir alegorisi. Filmde, öyle bir an geliyor ki, Madam Mallory'ye masala omleti (hint omleti) pişirmeyi öğreten hayat bize neler yapmaz diye sorgular hale geliyorsunuz. Yumurta, garam masala isimli hint baharatı, sarımsak, zerdeçal ve yeşil soğan içeren bu lezzetli omlet, geleneksel olarak yumurta ve bol tereyağından oluşan klasik Fransız omletinden çok farklı. Fransız omletine karşı değiliz, ancak bu sahnedeki masala omleti cennetteymişsiniz gibi hissettiriyor.

Bu içeriği paylaş
İLGİLİ İÇERİKLER