İBB'ye yönelik yolsuzluk soruşturmasında "usulsüz ihale ve komisyonculuk" iddiası
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu ve 99 şüpheli hakkında "suç örgütü yöneticisi olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçlarından yürütülen yolsuzluk soruşturması sürüyor. Soruşturma kapsamında reklam şirketi sahibi ve müdürü ile şüpheli Serdal Taşkın'ın eski şoförünün tanık olarak verdikleri ifadelere ulaşıldı. Öte yandan tanık olarak ifadesi alınan Capacity AVM'nin avukatlarından M.A.İ. müvekkillerinden 5 milyon dolar rüşvet talep edildiğini kaydetti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturmasında, reklam şirketi sahibi ve müdürü ile şüpheli Serdal Taşkın'ın eski şoförünün tanık olarak verdikleri ifadelere ulaşıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu ve 99 şüpheli hakkında "suç örgütü yöneticisi olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçlarından yürütülen yolsuzluk soruşturması sürüyor.
Soruşturma kapsamında tanık olarak ifadesine başvurulan A.Ş, 2019 ile 2023 yılları arasında Sev Reklamcılık Şirketi'nde müdür olarak çalıştığını, bu şirketin ortaklarının Alihan Aydın, Alper Aydın ve Ahmet Uruç olduğunu söyledi.
A.Ş, söz konusu şirketin İBB'den ihale aldığını görmediğini, 2023'te ayrılıp kendi şirketini kurduğunu belirterek, "Ben ayrıldıktan sonra Büyükşehir Belediyesinden veya iştiraki olan şirketlerden ihale almış olabilirler, bu konuda bilgim yoktur. Bu açık hava reklam ihalelerini, genelde bilinen büyük firmalar olan Kapki ailesinin şirketi Advercity, İlbak ailesinin şirketleri, Subaşı ailesinin şirketleri, Urban Medya isimli şirket alırdı. Bu büyük şirketlerin haricinde zaten ihale alan pek olmazdı. Bu büyük şirketler de zaten bu ihaleleri diğer şirketlere bırakmazlardı." ifadelerini kullandı.
Tanıklardan O.C, 2019'da Ekrem İmamoğlu belediye başkanı seçildikten hemen sonra Kültür AŞ'de sözleşmeli memur olarak göreve başladığını anlattı.
İşe başladığında Kültür AŞ Genel Müdürü ve aynı zamanda İletişim Koordinatörü olan Serdal Taşkın'ın 2 yıl makam şoförlüğünü yaptığını anlatan O.C, şu anda Kültür AŞ'nin Türk Dünyası Kültür Mahallesi Müzesi'nde sorumlu olarak çalışmaya devam ettiğini söyledi.
BEYLİKDÜZÜ'NDEKİ TOPLANTILAR
O.C, Taşkın'ın şoförlüğünü yaptığı dönemlerde devamlı yanında olduğu için nereye gittiği, kimlerle konuştuğu ve nerelerde toplantı yaptığına dair birçok bilgisi bulunduğunu aktararak, "Serdal Taşkın'ın açık hava reklam işleriyle ilgili Ekrem İmamoğlu'nun ekibinde yer alan Murat Ongun, Murat Kapki, Hüseyin Koksal, Necati Özkan, Fatih Keleş ile haftada en az iki gün bir araya gelip Beylikdüzü Mado'da toplanırlardı. Mado'nun alt katında yer alan, halka kapalı olan bir odası vardı, burada toplanırlardı. Biz de Hüseyin Köksal'ın şoförü Servet isimli kişiyle dışarıda beklerdik." diye konuştu.
Konuşmalardan anladığına göre, bu toplantılarda açık hava reklamlarıyla ilgili iş, ihale ve gayrimeşru hususların gündeme getirildiğini söyleyen O.C, "Toplantı sonrası Murat Ongun ve Serdal Taşkın, ellerinde içi para olduğunu düşündüğüm çantalarla çıkarlardı. Bazen bu çantaları Serdal Taşkın'ın Vakıfbank'ın Nişantaşı Şubesi'nde bulunan özel kasasına yatırdığını biliyorum. Bazen de şahsi paraları olarak belirttiği bir kısım paralarla, ailem dövizci ve kuyumcu olduğu ve Kapalıçarşı'da bir çevrem bulunduğundan dolayı kur pazarlığı yaparak döviz ve altın almalarında yardımcı oluyordum. Aynı zamanda bu Beylikdüzü Mado'da yapılan gizli toplantıların haricinde bizzat Ekrem İmamoğlu'nun da katıldığı ve az önce saydığım Murat Ongun, Serdal Taşkın, Murat Kapki, Hüseyin Koksal, Necati Özkan, Fatih Keleş isimli şahısların da iştirak ettiği, Hüseyin Köksal'ın Beylikdüzü'ndeki tekstil firmasında yine haftada iki gün toplantılar yapılmaktaydı. Yine bu toplantılarda da ellerinde çantalarla çıktıklarına ve usulsüz ihale ve yasa dışı işler hakkında konuştuklarına şahitlik ederim." ifadelerini kullandı.
"PARA ÇANTALARINI ARABADA GÖRDÜM" İDDİASI
O.C, şoför olarak görev yaptığı iki yıllık süreçte her gün bu usulsüz işlemlerin konuşulduğunu, birçok usulsüz toplantı ve konuşmayla birlikte komisyon alındığına şahit olduğunu dile getirerek, "Gördüğüm kadarıyla Ekrem İmamoğlu'nun talimatıyla Murat Ongun ve Serdal Taşkın'ın organizesinde yukarıda saydığım isimler aracılığıyla bu usulsüz ihale ve komisyonculuk işleri yapılmaktadır. Bunların birçoğuna Taşkın'ın özel şoförü olduğum ve protokolde görevim olduğundan şahit oldum. Yine bu haberlere de konu olan ve harici olarak Ekrem İmamoğlu'nun paralarını da Taşkın'a taşıttığından, bu çantaların arabada olduğunu gördüm. Yukarıda bahsettiğim gizli toplantılar genelde 23.00 ile 01.00 arası yapılırdı." beyanında bulundu.
Tanık O.S ise Popüler Medya şirketinin sahibi olduğunu, kardeşi E.S'nin de açık hava reklam sektöründe yetkilisi olduğu şirketlerle faaliyet gösterdiğini ifade etti.
Kardeşiyle 2019 belediye seçimlerine kadar beraber çalıştıklarını söyleyen O.S, "O dönem Ankara'da oturduğumdan kardeşim de bizim İstanbul temsilcimizdi. Belediye seçimlerinden sonra 2020 yılında belediyeden metro ve dijital pano işi almıştı. Bu iş için yüzde 70'i borç olmak üzere büyük yatırım yapmıştı. Daha sonra bu işi kardeşimin yetkilisi olduğu Panofeet Reklam AŞ şirketinden alarak, belediye şirketi olan İstanbul Reklam AŞ üzerinde 15 gün tuttuktan sonra İlbak Holding bünyesine 3 yıllığına verdiler. Sözleşme sonunda ise yine İlbak Holding ile sözleşmeyi yenilediler." diye konuştu.
''İMAMOĞLU BAŞKAN OLUNCA İZİN ALMA SÜRECİ DEĞİŞTİ"
O.S, kardeşine, bu haksızlığa karşı gelmesi yönünde uyarılarda bulunduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Gerekirse belediyeye karşı yasal yollara başvurma, dava açma dahil tüm hakları kullanması yönünde telkinde bulunmama rağmen kardeşim bu yollara başvurmadı. Tabiri caizse belediyeden çekindi ve boyun eğdi. Bu olaydan sonra kardeşim ile tüm ticari faaliyetlerimizi ayırdık. Benim de şirketim adına belediyeden bazı reklam izin taleplerim olmuştu. Bunların hiçbiri kabul olmadı. İzin talep ettiğim bu yerler, özel kişilere ait reklam alanlarıdır. 2019 belediye seçimlerinden önce izin alma sürecini Belediye Kentsel Tasarım Müdürlüğü yönetirdi. Gerekli vergileri yatırdıktan sonra izin almada herhangi bir problem yaşanmazdı fakat Ekrem İmamoğlu belediye başkanı seçildikten sonra bu süreç değişti. İzin alma işlemleri zorlaştı ve bizim gibi şirketlerden izin karşılığı bazı paralar talep edildi."
Çağlayan D-100 kara yolu üzerindeki bir reklam alanı için bizzat müracaatta bulunduğunu belirten O.S, "Buraya hiç reklam konulamaz gerekçesiyle bana izin vermediler. Bir yıl sonra aynı yer için başka birine izin verildi. Bu yazışmaların da belgeleri bulunmaktadır. Bir hafta içerisinde savcılığınıza sunacağım. Yine özel kişilere ve belediyeye ait reklam mecraları ecrimisil bedeli alınmak suretiyle yandaş şirketlere kiralama yapılmaktadır. Ecrimisil alınarak kiralama yasal zemine oturtulmaya çalışılmaktadır. Yine Yenibosna E-5 üzerinde bulunan MÜSİAD Genel Merkezi inşaatında kullandığımız ve TRT'nin reklamı yapılan reklam alanına izin verilmemiştir. Gerekçe olarak ise daha önce Taksim Tepebaşı'nda bulunan İSPARK alanını TRT'nin kendi kullanımına almasını gösterdiler. Tabii bunu sözlü olarak söylediler. Yani belediye yasa, yönetmelik dinlemeden kendi kafasında göre keyfi uygulamalar yapmaktadır." ifadelerini kullandı.
5 MİLYON DOLAR RÜŞVET İDDİASI
İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında tanık olarak ifadesi alınan Capacity AVM'nin avukatlarından M.A.İ. müvekkillerinden 5 milyon dolar rüşvet talep edildiğini kaydetti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 99 şüpheli hakkında "suç örgütü yöneticisi olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçlarından başlatılan soruşturma sürüyor.
Soruşturmada tanık olarak ifadesi alınan M.A.İ, Capacity AVM'nin uzun süredir avukatlığını yaptığını, buraya ait otoparkın ruhsatlandırılması sürecine vakıf olduğunu anlattı.
Belediyeden gelen talepleri müvekkilleri kabul etmeyince otoparkın mühürlendiğini belirten M.A.İ, "Eski tarihli bir mührü kullandıklarını fark edince tespit yaptırdık. Yerel seçimler yapıldıktan sonra binayla ilgili tüm evrakı inceledik. İmar affından yararlanıp, harçların ödendiğini, imara aykırı bir durum olmadığını tespit ettik. Bu konuda alanında uzman olan mimar Sefer Kocabaş'tan belgelerimizin incelenmesini istedik. O da gerekli incelemeleri yaptıktan sonra binanın mevzuata uygun olduğunu tespit etti, Sefer Bey'le birlikte Ali Rıza Bey'le (Akyüz) görüşmeye gittik. Bize belediyenin zor durumda olduğunu, paraya ihtiyacı olduğunu, işlerin devamı için kendilerine destek verilmesi gerektiğini söylediler. Biz de ancak hukuka uygun talepler konusunda yardımcı olabileceğimizi kendisine söyledik. Hukuka aykırı talepleri kabul etmeyeceğimizi söyleyip belediyeden ayrıldık." dedi.
Yaklaşık 10 gün geçtikten sonra Ali Rıza Akyüz tarafından belediyeye davet edildiklerini, Sefer Kocabaş'la belediyeye gittiklerinde kendisini İBB iştiraklerinin yönetim kurulu başkanı olduğunu söyleyen Ertan Yıldız'ın orada olduğunu kaydeden tanık avukat, aynı talebin tekrarlanması üzerine şirket ve ortaklarının hukuk dışı talepleri kabul etmeyeceklerini aktardığını söyledi.
Bundan birkaç gün sonra telefonla Maslak'taki bir daireye çağırıldığını anlatan M.A.İ, "Belirttiği gün ve saat 14:30'da oraya gittik. Süleyman Atik'ten başka kimse yoktu. Bize 'resmi sıfatının olmadığını, belediyelerdeki imar işlerini belediyeler adına takip ettiğini, net olarak 5 milyon dolar talep edildiğini, taksitlendirme konusunda yardımcı olacağını' söyledi. Kendisine bunun tarafımızca kabul edilemeyeceğini, hukuka aykırı olduğunu belirttim. Bu görüşmeyi de müvekkilime anlatacağım ancak şirket adına teklifinizi reddediyorum dedim." ifadelerine yer verdi.
M.A.İ, bu talebi hukuka aykırı olduğu için kabul etmediklerini yineleyerek, şöyle devam etti:
"Yarım saat süren görüşmenin ardından oradan ayrıldık. Aradan 7-8 gün geçtikten sonra Süleyman Atik tekrar arayıp 'Görüşmemiz lazım.' dedi. Sefer Bey'le birlikte gittik. Bize 'Bu sizin için imkan, bu imkandan yararlanın. Bu konuda çok kararlılar. Hatta binada deprem tehlikesi bulunduğuna dair rapor alıp binada ticari faaliyetin de durması riski olduğunu hatırlatmamı istediler.' dedi. Buna benzer başka bir olay da Torun Center da oldu. Onlara da büyük sıkıntı çektirdiler. Yine aynı cevabı kendisine verdik. Yasa dışı bir durumumuz olmadığını belirttik. Görüşmeyi de müvekkillerimizle paylaştık. Bir süre sonra tekrar aradı, ofisimizin yerini sordu. Nişantaşı'nda olduğunu söyledim. 'Size gelmek istiyorum.' dedi. Ofise geldiğinde Serdar Bey de ofisteydi. Kendisiyle ben görüştüm. Bana 'Size son şans, ne diyorsunuz?' dedi. Ben de tavrımızda değişen bir şey yok, kabul etmiyoruz dedim. Sonraki süreçte kendisiyle görüşmemiz olmadı. Alışveriş merkezi hakkında yıkım kararı verip para cezası kestiler. Hukuki süreci takip ediyoruz. Yıkım kararıyla ilgili yürütmeyi durdurma kararı verildi. Para cezası ile ilgili henüz karar verilmedi."
"Seçimi (Özgür) Özel kazansın diye delegelere para dağıttılar"
Tanık E.Ç. ise eskiden CHP Muş İl Gençlik Kolları Başkanlığı yaptığını, 2020 yılında partiden resmi olarak ayrıldığını ancak partiyle bağının hep devam ettiğini belirtti.
Son dönemde CHP'nin ve Ekrem İmamoğlu'nun usulsüzlükleriyle ilgili kamuoyunda haberler ve paylaşımlar yapılınca bildiklerini ve gördüklerini anlatmaya karar verdiğini kaydeden E.Ç. CHP Kurultayı döneminde kendisinin de Ankara'da bulunduğunu anlattı.
Tanık E.Ç, Marriot Otel'de CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve Özgür Karabat'la birlikte olduğunu iddia ederek, "Yanlarında delegelere vermek üzere getirdikleri çantalar dolusu para vardı. Seçimi (Özgür) Özel kazansın diye delegelere para dağıttılar. Ben buna bizzat şahit oldum. Bölgede söz sahibi olduğum için delegeler üzerinde etkim olacağından ben de yanlarında bulunuyordum. Kurultayda ayrıca bazı delegelere siyasi rüşvetler de verildi. Örneğin CHP Bursa İl Başkanının oğlu Ozan Yeşiltaş İBB Kültür AŞ'de işe alındı. Yine kamuoyunda CHP'de para sayma kuleleri ismiyle bir video yayınlanmıştı. Bu videoyla ilgili ben de paylaşım yaptım. Videoda yer alan kişilerden Fatih Keleş'i bilirim. Kendisi İmamoğlu'nun kasalarından biridir. İnşaat işlerinden alınacak komisyonları, yine belediyeden alacağını alamayan kişilerden alacaklarını tahsil maksadıyla toplanan komisyonları alan kişidir. Murat Ongun, İmamoğlu'nun en yakınındaki kişilerden biridir. Sosyal medya ve medyadaki operasyonları Ongun düzenler. Sosyal medya ekibini yönetir. Belediyeden alacağını alamayan kişiler Ongun'a ulaşır. O da komisyon karşılığında alacakları tahsil eder." diye konuştu.
KİPTAŞ'ın başında olduğunu belirttiği Ali Kurt'un, KİPTAŞ'ın ihalelerinden aldığı komisyonun bir kısmını kendisine ayırdığını, geri kalanını da Fatih Keleş'e verdiğini, bunların Ekrem İmamoğlu'nun başkanlık seçiminde kullanılmak ve parti içerisinde gücü ele geçirmek maksadıyla toplandığını kaydeden E.Ç, milletvekili olan Turan Taşkın Özer'in İmamoğlu'nun en büyük kasalarından biri olduğunu, Özgür Karabat'ın ise geçmişte belediye başkanı adaylığı döneminde oturduğu ev ve maddi koşulları belliyken milletvekili olduktan sonra inanılmaz derecede zenginleştiğini öne sürdü.
"Çalık, İmamoğlu'nun Beylikdüzü'ndeki sistemini kontrol eden kişidir"
E.Ç, İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz'ın komisyon ve rüşvetleri toplayan kişilerden biri olduğunu öne sürdü.
Adem Soytekin'in de İmamoğlu'nun kasalarından biri olduğunu savunan tanık, "KİPTAŞ'tan ihaleler kendisine verilir. Bu paralar aslında İmamoğlu'na gider. Hasan Akgün Büyükçekmece Belediye Başkanı'dır. Yüze yakın villası olduğunu duymuştum. Özellikle o bölgede imar işlerinden aldığı rüşvetlerle zenginleştiği konuşulmaktadır. Mehmet Murat Çalık, İmamoğlu'nun Beylikdüzü'ne emanet ettiği kişidir. İmamoğlu'nun asıl kadrosunun tamamına yakını Beylikdüzü kadrosudur. Buraya da en güvendiği kişiyi başkan yaptırmıştır, İmamoğlu'nun Beylikdüzü'ndeki sistemini kontrol eden kişidir." ifadelerini kullandı.
Beylikdüzü Belediye Meclis Üyesi Müslüm Akülker'in yakın zamana kadar sıradan esnafken Ekrem İmamoğlu döneminde aşırı zenginleştiğini, İmamoğlu ve ailesiyle yakın ilişkileri olduğunu, belediyenin bazı işlerinin de kendilerine verildiğini anlatan E.Ç. Murat Ongun, Turan Taşkın Özer, Özgür Karabat, Gökhan Zeybek, Baki Aydöner ve Cem Aydın'ın İmamoğlu'yla birlikte zenginleştiğini iddia etti.
Tanık E.Ç, Halis Kahriman'ın Ekrem İmamoğlu'nun kasalarından bir olduğunu öne sürerek, şunları kaydetti:
"Esenyurt bölgesinde faaliyet gösterir. İmamoğlu'na Fransa'da kahvaltı da vermişti. Ben sosyal medyada da paylaşımlar yaptığım için tarafıma birçok bilgi de iletilmektedir. Ancak bahsettiğim konu ve daha detaylı bilgileri CHP delegesi olan Veysi Uyanık'tan öğrenebilirsiniz. Kendisi uzun yıllardır CHP'nin içerisindedir. Özellikle kurultay döneminde delegelere para verilmesi, delegelere alışveriş kartı dağıtılması sürecini iyi bilmektedir. Bu dağıtılan kart ve paralar rüşvet olarak toplanan paralardır. Bunu il binası alım sürecinde de kamuoyu gördü. Bağış kılıfı uydurdular. Benim bilgim, görgüm bundan ibarettir."