Binbir surat Gilbert Kıraça Holding’in imparatorunu nasıl dolandırdı?
Dünyanın en büyük dolandırıcısı Chikli yargılama sonunda 11 yıl hapis ve 2 milyon euro para cezası aldı ama bu olay sonrası iş dünyası ve ailede İnan Kıraç'ın servetini nasıl yönettiği konusunda soru işaretleri oluşmaya başladı. Yaşananları kaleme alan Zülfikar Ali Aydın, Kıraç için kritik günün çarşamba olduğuna işaret ederek "Adli Tıp Kurumu'ndaki muayeneye gitmezse, bir dahaki sefere polisle eşliğinde heyet karşısına çıkarılacak. Kıraç Adli Tıp Kurumu'na gittiğinde kuruldaki bir heyet karşısına çıkarılacak, herhangi bir 'nörolojik ve psikiyatrik hastalığı var mı?' ve en önemlisi 'varsa bu hastalık karar vermesini etkiliyor mu?' sorusuna testlerle yanıt aranacak" dedi

Takvimler 2016 yılının kasım ayının son günlerini gösteriyordu. Türkiye’nin en büyük holdinglerinden birinin başındaki; artık 80’li yaşlarına merdiven dayamış olan ünlü işadamının telefonu çaldı. Arayan numaranın kaynağı Fransa görünüyordu ama aslında arama İsrail'den yapılıyordu. Biraz sonra telefonda Fransızca konuşacak olan kişi, kullandığı hacker programı sayesinde Fransa'dan arıyormuş gibi gösterebiliyordu.
‘’FRANSA DEVLETİNE HİZMET ŞANSINIZ VAR’’
Fransa'dan arandığını düşünen ve zaten Fransız Devlet Nişanı sahibi olan ünlü işadamı telefonu hemen açtı. Fransızca konuşan kişi kendisini Fransa Savunma Bakanı Le Drian’ın danışmanı olarak tanıttı ve hemen arkasından ekledi: "Bakanın sizinle önemli bir konuda görüşmesi gerekiyor. Fransa Devletine hizmet etme şansınız var. Bu konuda sizden yardım istiyoruz” dedi. Telefonun ucundaki ses; o dönem Fransa Savunma Bakanı olan Jean Yves Drian’ın, Suriye’de görev yapan iki Fransız gazetecinin terör örgütü DEAŞ tarafından kaçırılması ve rehin tutulmasıyla ilgili yardıma ihtiyacı olduğu bilgisini verdi. Ardından da bakan Le Drian’ın kısa süre sonra görüntülü görüşme yapmak üzere arayacağını söyledi.
Konuşma bittiğinde uluslararası casusluk romanlarına taş çıkartan ama ana amacı global dolandırıcılık olan hikaye de başlamış oldu. Aslında kendisini Fransız Savunma Bakanı Le Drian’ın danışmanı olarak tanıtan kişi Anthony Lasarevitsch adlı bir dolandırıcıydı. Dahası tüm zamanların en büyük dolandırıcılarından İsrail Asıllı Fransız vatandaşı Gilbert Chikli’nin yardımcısıydı. Yani birazdan İstanbul’daki ünlü işadamını Fransa Savunma Bakanı gibi arayacak kişi Chikli’nin ta kendisiydi. Chikli, tıpkı izlenme rekorları kıran The Day Of The Jackal dizisindeki gibi plastik maske kullanıp kılıktan kılığa giren, suç dünyasında küresel şöhreti olan bir isimdi. Öyle ki; dünyanın en zengin isimlerini dolandıracak kabiliyetlere sahipti. Dünyaca ünlü Petrus şaraplarının sahibi bile dolandırılmaktan kıl payı kurtulmuştu.
The Day Of The Jackal dizisinin bilinen sahnelerinden…Gilbert Chikli’nin dolandırıcılık kariyeri suç dünyasının malumuydu. Kurduğu çağrı merkezinde yetiştirdiği 50 kişiyle birlikte dünyanın en zengin isimleri ya da global şirketlerin CEO’larını. hedef alıyordu. Kısa süre sonra Fransız Savunma Bakanı kılığında görüşüp gazetecileri kurtarmak için mali destek isteyeceği isim isim ise Kıraça Holding’in sahibi ünlü iş insanı İnan Kıraç’tı.
Kısa süre sonra İnan Kıraç’ın telefonu yine çaldı. Görüntülü aramada karşısındaki isim, Le Drian’dı. O tarihte 79 yaşında olan İnan Kıraç durumdan hiç şüphelenmedi. Çünkü Savunma Bakanı görüntülü görüşmede kanlı canlı olarak karşısında duruyordu. Savunma Bakanı Le Drian’ın taklit eden dolandırıcı çok iyi bir teknikle üretilmiş silikon yüz maskesi kullanıyordu.
Bayraklar, masa ve portreler… Fondaki bakanlık ofisinin dekoru da bakanınkiyle tıpa tıp aynıydı. Le Drian ve Kıraç'ın sohbetinde konu o günlerde Suriye’de DEAŞ’lı teröristlerin eline düşen Fransız gazetecilere geldi. Aynı günlerde sadece Suriye’de değil Mali’de de terörist grupların eline düşen Fransız gazeteciler vardı. Le Drian bu gazetecilerin kurtarılması için istihbarat operasyonuyla yapılacak takasta kullanılmak üzere İnan Kıraç’tan mali yardım istiyordu.
Soldaki gerçek Jean-Yves Le Drian, maskesinin altına saklanan sahtesi de sağda.SORGULAMADAN 9 SEFERDE 47 MİLYON DOLAR
İnan Kıraç bu talebi neredeyse hiç sorgulamadı, istenen rakam çok yüksekti ama ödemeyi hemen kabul etti. Para Çin’e gönderilecek, oradan takasta kullanılmak üzere Suriye’ye gidecekti. Para transferinin dikkat çekmemesi gerekiyordu. İnan Kıraç 9 ayrı seferde, Çin’deki Bank Of Communications, Hong Kong’daki Sengui İnvestment ile başka aracı banka ve hesaplar üzerinden para göndermeye başladı. 1 Milyon dolar ile 8 milyon dolar arasında değişen rakamlarla yapılan havale sonucunda İnan Kıraç kendisine verilen hesaplara toplam 47 milyon 430 bin dolar göndermişti. 28 Kasım 2016’da başlayan para transferi 20 Aralık 2016’ya kadar sürdü.
Gilbert ChikliŞÜPHELENDİ, SES KAYITLARI ALDI
İnan Kıraç transfer işlemi tamamlarken, konuşmalardan şüphelenip kayıt yapmaya da başlamıştı. Ama artık çok geçti. İnan Kıraç’ın avukatı aracılığıyla Fransız makamlarına bildirdiği o kayıtlar, Kıraç’ın konuştuğu kişinin aslında Fransa Savunma bakanı Jean Yves Drian değil, uluslararası dolandırıcı Gilbert Chikli olduğu şüphesini doğruluyordu. Kıraç ve avukatı Osman İlkan Koyuncu yaşadıkları büyük şokun ardından 12 Ocak 2017’de suç duyurusunda bulundu. Kayıtlara göre; İnan Kıraç dolandırıcıların tabiriyle; kendi elleriyle 45 milyon euro ya da dolar kuruyla ifade edecek olursak; 47 milyon 430 bin dolar yollayarak “tokatlanmıştı.“
DOLANDIRICILAR KIRAÇ’IN DUYGULARINA OYNADI
Türkiye siyasetinin pek çok dönemine şahitlik edecek yaşta ve bilgide olan İnan Kıraç’ı onca tecrübesine rağmen dolandıran Chikli ve Lasarevitsch, Kıraç’ın duygularına hitap etmişti. Kıraç’ın aldığı ve CNN İnternational’ın yayımladığı ses kayıtlarına göre; iki dolandırıcı, İstanbul’daki terör saldırılarında yaralananlardan 2 ismin İnan Kıraç’ın tanıdığı isimler olduğunu bilerek ona “Öğrendik ki, terör saldırısında 2 yakın arkadaşınız yaralanmış. Umuyoruz 2016 yılı suçu ve cehenneme gitmeyi hak eden teröristleri yenilgiye uğratmak için iyi bir yıl olur” demişlerdi.
SEN YERİNE SİZ DEDİ, YAKAYI ELE VERDİ
Gilbert Chickli; İnan Kıraç'ı dolandırdıktan hemen sonra bütün şimşekleri üzerine çekti. Çünkü aynı dönemde, İsmaili mezhebinin dünyadaki ruhani lideri imamı Ağa Han'ı da tıpkı Kıraç gibi 20 milyon dolar dolandırmıştı. Herkes onu arıyordu. Başka bir dolandırıcılık vakasına hazırlık yapmak için kullanacağı maskeleri almak üzere İsrail'den çıkıp Ukrayna'ya gittiği 2017 yılı Ağustos ayında havalimanında yakalandı. Yakayı ele vermelerine neden olan şey ise Senegal Devlet Başkanı Macky Sall ile yaptığı konuşma oldu. Gilbert Chikli yine yüzünde maske savunma bakanı Drian kılığında Senegal Başkanı ile konuştu. Ama konuşmasında Senegal Başkanı'na sürekli "Siz" diye hitap ediyordu. Macky Sall durumdan şüphelendi çünkü yakın dost olduğu Drian ile karşılıklı olarak birbirlerine "Sen" diye hitap ediyorlardı.
KIRAÇ’IN DOLANDIRILMASI AİLEYİ KARIŞTIRDI
Dünyanın en büyük dolandırıcısı Chikli yargılama sonunda 11 yıl hapis ve 2 milyon euro para cezası aldı ama bu olay iş dünyası ve aile içinde İnan Kıraç'ın servetini nasıl yönettiği konusunda soru işaretleri oluşmaya başladı. Dört yıl sonra yani 2020'de İnan Kıraç'ın eşi Suna Kıraç'ın hayatını kaybetmesiyle, aile içindeki karşılıklı şüpheler büyük bir krize evrildi. Suna Kıraç, doğrudan ve dolaylı hisselerin tamamını kızı İpek Kıraç'a bırakmıştı. Bu karar, 88 yaşındaki İnan Kıraç'ın evlatlık kızına miras savaşı açmasına neden oldu.
Suna Kıraçİnan Kıraç Medeni Kanun uyarınca eşi Suna Kıraç’tan miras kalan hisselerin yüzde 25’inin kendi adına tescil edilmesi talebiyle kızına dava açtı. İnan Kıraç bununla da yetinmedi, İpek Kıraç’ı evlatlıktan reddetmek ve dolayısıyla kendi mirasından da men için ayrı bir dava açtı. Yetmedi, mirası kızına kalmasın diye tüm mal varlığını kendi adına kurduğu vakfa geçirdi.
MİRASTAN MEN İÇİN 87 YAŞINDA EVLENDİ
İnan Kıraç’ın hamleleri bununla da sınırlı kalmadı, kızına açtığı miras savaşında ailede şok etkisi yaratan bir karar aldı. Kıraç, mal varlığını geçirdiği vakfın başındaki isimle, 75 Yaşındaki Emine Alongaya ile ailesine haber dahi vermeden yıldırım nikahıyla evlendi. Alangoya 52 yıl boyunca Holding’de çalışmış ve ailenin özel finans işleriyle ilgilenmiş bir isim. Belli ki, İnan Kıraç ileride çıkabilecek sorunları ve aileden gelebilecek itirazlara mani olmak için nikah öncesinde bir hastaneden sağlık raporu aldı ve Büyükçekmece Nikah Dairesi'nde evlendi.
İddiaya göre; aile İnan Kıraç'ın evlendiği haberini, kızı İpek Kıraç'ın e-devlet sistemine girip aile bilgilerini kontrol etmesiyle öğrenmişti. Bu şok gelişme üzerine İpek Kıraç, babasının akıl sağlığının yerinde olmadığı gerekçesiyle vasi atanması ve evliliğin iptali için mahkemeye başvurdu.
İPEK KIRAÇ’IN ÇOK ZOR ALDIĞI KARAR
İpek Kıraç Anadolu 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvuru gerekçesini kamuoyuna yaptığı bir açıklamayla anlattı:
"Bugün babam İnan Kıraç’ın manevi ve maddi olarak korunması amacıyla kısıtlanması ve kendisine vasi atanması talebinde bulundum. Bu benim için çok zor alınmış bir karardır. Beni henüz iki aylıkken annem Suna Kıraç’la birlikte evlat edinen ve büyük bir sevgi ve özenle yetiştiren babam İnan Kıraç’ın içine düşmüş olduğu durumdan kurtulabilmesi için tek bir başka şans dahi kalmış olsaydı hiç kuşkusuz o yolu seçiyor olurdum. Ancak gerek babamı koruma arzum, gerek babamın yönetimindeki kurum ve kuruluşların sağlığı ve devamlılığı konusunda hissettiğim sorumluluk ve gerekse de annemin manevi ve maddi mirasının korunması yönündeki iradem bu kararı almayı zorunlu hale getirmiştir. Babam İnan Kıraç’ın son yıllarda basına da sıkça yansıyan yanlış tercihleri ve davranışları sadece beni değil onu tanıyan ve seven herkesi şaşırtmış ve üzmüştür. Anlamlandırmakta zorlandığımız ve babamın karakteriyle uyuşturamadığımız bu davranışların sıklığı ve boyutu giderek artmış olup neticede, özellikle son zamanlarda, yakın çevresindeki herkesin açıkça gözlemlediği bir şekilde ‘muhakeme kaybı ve akıl sağlığı sorunu’ yaşadığı malum olmuştur."
İpek KıraçHEYET KARŞISINA ÇIKMADI
İpek Kıraç'ın evlilik öncesi alınan üniversite raporunun sahte olduğunu iddia etmesinin ardından, İstanbul Anadolu Aile Mahkemesi, İnan Kıraç’ı Adli Tıp Kurumu’na yönlendirdi ve 5 Şubat'ta İnan Kıraç'ın heyet önüne çıkmasına karar verdi. İnan Kıraç o gün Kıraça Holding'in Genel Kurul toplantısı olduğu gerekçesiyle mahkemeye mazeret dilekçesi verip tetkik yaptırmaya gitmedi. Bunun üzerine Adli Tıp Kurumu heyet karşısına çıkması için yeni bir tarih belirledi. O tarih 26 Şubat yani 2 gün sonra…
KRİTİK GÜN ÇARŞAMBA
Peki ne şimdi ne olacak? İnan Kıraç'a gönderilen mahkeme tebligatına göre, ünlü iş insanı bu çarşamba Adli Tıp Kurumu'ndaki muayeneye gitmezse, bir dahaki sefere polisle eşliğinde heyet karşısına çıkarılacak. Kıraç Adli Tıp Kurumu'na gittiğinde kuruldaki bir heyet karşısına çıkarılacak, herhangi bir "nörolojik ve psikiyatrik hastalığı var mı?" ve en önemlisi "varsa bu hastalık karar vermesini etkiliyor mu?" sorusuna testlerle yanıt aranacak. Adli Tıp Kurumu'ndan çıkacak karara göre; mahkemenin Türk Medeni Kanunu'nun 420'nci maddesini işleme sokma ihtimali de var. Yani İnan Kıraç'ın nörolojik bir rahatsızlığı olduğu tespit edilirse; fiili ehliyetini geçici olarak kaldırıp kendisine tıpkı kızı İpek Kıraç'ın talep ettiği gibi vasi atanması da mümkün.