Komisyon 10.kez toplandı
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Kurtulmuş başkanlığında 10.kez toplandı. Komisyonun açılışında konuşan TBMM Başkanı Kurtulmuş, "Bölgesel ve küresel şartların Türkiye üzerine her geçen gün ağır yükler getirdiği bu ortamda bir an evvel kalıcı, nihai barışı temin etmek, huzuru, kardeşliği tesis etmek zorundayız." ifadelerini kullandı

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Bölgesel ve küresel şartların Türkiye üzerine her geçen gün ağır yükler getirdiği bu ortamda bir an evvel kalıcı, nihai barışı temin etmek, huzuru, kardeşliği tesis etmek zorundayız." dedi.
AA'da yer alan habere göre "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Kurtulmuş'un başkanlığında toplandı.
TBMM Tören Salonu'nda düzenlenen komisyonun 10. toplantısına, Prof. Dr. Havva Kök Arslan, Prof. Dr. Sevtap Yokuş Veznedaroğlu, Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik, Doç. Dr. Çerağ Esra Çuhadar, Üsküp Büyükelçisi Fatih Ulusoy, İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Hüseyin Oruç, Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak, Doç. Dr. Vahap Coşkun ve Prof. Dr. Talha Köse katıldı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Komisyon'daki konuşmasında, sunum yapacak akademisyenlere teşekkür etti. Kurtulmuş, 10. toplantıyı gerçekleştirdiklerini anımsatarak, "Çok şükür başından itibaren gayet ince, detaylarıyla planlanmış bir süreci yürütüyoruz. Bugüne kadar da önemli bir mutabakatla çalışmalarımızı getirdik. En kısa süre içerisinde de çalışmalarımızı tamamlamayı ümit ediyoruz." dedi.
Komisyon'da işleri karşılıklı olarak müzakere ettiklerini, şeffaf ve açık bir şekilde süreçleri yönettiklerini dile getiren Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Aldığımız kararları da 5'te 3 nitelikli çoğunlukla almayı prensip ederek yola çıktık. Şimdiye kadar aldığımız bütün kararlarımızı da ittifakla aldık. Dolayısıyla demokratik temsiliyet bakımından, siyasal temsil gücü bakımından yüksek bir temsil gücüne sahip komisyonu oluşturduk. Çalışmaları da bugüne kadar getirdik. Bir başka önemli mesele de bu siyasal temsil gücü yüksekliğine uygun bir şekilde buradaki dinlemelerimizde de toplumun farklı kesimlerini olabildiğince geniş bir yelpazede temsil edebilecek ve böylece ortaya çıkacak toplumsal mutabakatı hızlı ve güçlü bir şekilde genişletecek bir toplumsal mutabakatta geniş tabanı dinleme hassasiyetiydi."
"YAPTIĞIMIZ ŞEY TÜRKİYE'YE HAS BİR MODELİN ORTAYA KONULMASIDIR"
Kurtulmuş, Komisyon'da dinlenen herkesin görüşünün, Türkiye'de barışın sağlanması ve kardeşliğin temin edilmesi için atılacak adımlara büyük bir güç vereceğine inandığını söyleyerek, şunları kaydetti:
"Bu Komisyon'un çalışması, hiç şüphesiz İmralı'dan gelen 'örgütün tamamıyla kendisini feshedeceği ve silahları tamamıyla bırakacağı, bırakılması gerektiği' çağrısı üzerine bu toplantılar gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla bu Komisyon'un öncelikli vazifesi bu sürecin millet adına denetiminin ve kontrolünün yapılması ve sürecin gerektirdiği yasal düzenlemeleri, toplumsal mutabakatı da sağlayarak gerçekleştirilecek adımların atılmasıdır. Bugün burada dinleyeceğimiz arkadaşlar Latin Amerika'dan Asya'ya, Afrika'dan Avrupa'ya kadar farklı bölgelerdeki çatışma çözümleri ile ilgili konularda derin araştırmaları olan arkadaşlarımız. Bizim şu anda gerçekleştirmeye çalıştığımız husus bir Türkiye modelini ortaya koymaktır. Biz bu süreçte bütün çalışmaların, yapılan barış müzakerelerinin, çatışma çözümleriyle ilgili atılan adımların detaylı bir şekilde analizini gerçekleştireceğiz. Ama şunun da farkındayız ki yaptığımız şey Türkiye'ye has bir modelin ortaya konulmasıdır. İnşallah en kısa süre içerisinde bu çalışmaları tamamladıktan sonra dünya literatürüne ve dünyadaki demokrasi tarihine armağan edeceğimiz başarılı bir Türkiye örneği olacaktır. Bunun için şunu biliyoruz, hiçbir örnek bir diğerinin aynısı olmaz, hiçbir örnek bir diğerine tamamıyla benzerlik göstermez ama dünyanın farklı yerindeki bu çatışma müzakerelerinden, çözümlerinden çıkaracağımız derslerin olduğunu biliyoruz. Buradan alacağımız derslerle tamamıyla bize ait bir modeli ortaya koyabilecek hem siyasal güce hem toplumsal mutabakata hem bilgiye hem de Türkiye demokrasisi olarak tecrübeye sahibiz. Ümit ediyorum, bugünkü çalışmalarımız bu çerçevede bize yeni bir perspektif açacak, çalışmalarımıza yeni bir boyut kazandıracaktır."
"GAYET İYİ HESAP EDEREK ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ"
Kurtulmuş, sürece ilişkin herkesin farklı kanaatleri olmakla birlikte herkesin ortak düşüncesinin, "Artık analar ağlamasın, artık silahlar konuşmasın, artık bu memlekette huzurun, barışın, selametin temin edilmesi için herkes üzerine düşen sorumlulukları yerine getirsin." olduğunu belirtti.
PKK terör örgütünün bir an evvel silahlarını tamamıyla terk ederek bütün unsurlarıyla birlikte İmralı'dan yapılan çağrıya uyduğunu açıklaması gerektiğini belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bunun gerektirdiği, gerektireceği adımların atılabilmesi için de Türkiye siyasetinin önünü açması ve Türkiye siyasetini rahatlatmasıdır. Bunun sağlanmasıyla birlikte yaptığımız işlerin çok daha güçlü bir şekilde ilerleyeceğini biliyorum. Şunun farkındayız. Bu çalışmaların arkasında milletimizin büyük desteği olmasa bu Komisyon bir dakika toplanamaz. Bu büyük desteğin kıymetini bilmek zorundayız. Yine bu toplantılar boyunca ifade edilen bir başka hususu da söyleyerek sözlerimi tamamlamak isterim. Dikkatle, iyi planlayarak attığımız adımları niçin ve hangi amaçla attıklarımızı gayet iyi hesap ederek çalışmalarımızı sürdürüyoruz ama bir taraftan da elimizi çabuk tutmak ve özellikle bölgesel ve küresel şartların Türkiye üzerine her geçen gün ağır yükler getirdiği bu ortamda bir an evvel kalıcı, nihai barışı temin etmek, huzuru, kardeşliği tesis etmek zorundayız."
KURTULMUŞ'TAN KAPANIŞTA DEĞERLENDİRME
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Bizim bir üçüncü göze ihtiyacımız yok. Üçüncü göz burasıdır. Millet adına bu işe göz kulak olan, bu sürece öncülük eden bu komisyon aynı zamanda üçüncü göz fonksiyonunu icra etmektedir." dedi.
Kurtulmuş, TBMM Tören Salonu'nda düzenlenen Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun 10. toplantısında akademisyenlerin konuşmasının ardından değerlendirmede bulundu.
Yapılan açıklamaların kendisinin sürece ilişkin olumlu bakış açısını daha da kuvvetlendirdiğini vurgulayan Kurtulmuş, "Özellikle bir Türkiye modeli, bize özgü bir modelin ortaya konulabilmesi konusunda elimizde önemli imkanlar ve fırsatlar olduğunu birçok arkadaşımız, hocamız teyit etti. Hatta bu çerçevede komisyonumuza ödevler verdiler. Komisyonumuza da 'Eğer bunu yaparsanız tarihe geçersiniz' şeklinde ifadelerde bulundular. Artık bizim bu komisyonla ve süreçle ilgili 'eğer başarılı olursa' sözünü gündemden kaldırmamız lazım. Bu çalışmalar başarılı olmak zorundadır ve başarılı olmak için kendinden emin bir şekilde ilerlemektedir. İnşallah en kısa süre içerisinde de tamamlanacaktır." ifadelerini kullandı.
Toplantıda yapılan tespitlere değinen Kurtulmuş, tarihsel olarak büyük bir jeopolitik kırılmanın yaşandığını, bölgenin ve dünyanın yeniden şekillendiği bir dönemden geçildiğini söyledi.
Türkiye'ye karşı düşmanca tavırların farkında olduklarına dikkati çeken Kurtulmuş, "Ama akıl akıldan üstündür. Onlar ne yapmak istiyorsa biz onların yapmak istediğinden daha büyük bir iradeyle bu topraklarda ve bu bölgede birliği, beraberliği, kardeşliği ve huzuru tahkim etmek için çalışıyoruz. İnşallah sonuç alacağız. Burada herhangi bir tereddüde düşmememiz lazım." diye konuştu.
Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"En büyük gücümüz milletimizin gücüdür. Komisyon çalışmaları kendi başına ortaya çıkmadı. Örgütün silah bırakma çağrısı sonrasında bu bir devlet politikasına dönüşmüş ve bir parti hariç Türkiye'nin bütün siyasi kanaatlerini temsil eden siyasi partiler, burada bulunmayı kabul ederek, gönüllü bir şekilde sürecin parçası olarak bu süreci bir millet projesi haline dönüştürmüştür. Çok mesafe aldık, 5 Ağustos'tan bu yana onlarca saat emek verdik. Sadece burada 6 saat toplantı yapıyoruz ama bunun bir de öncesi, hazırlığı, sonrası, etkileri var. Bütün bunları hesap ettiğimiz zaman yüzlerce saatlik bir süreci hep birlikte inşa ediyoruz. Dolayısıyla komisyonun gücünü de hafife almamalıyız.
Burada daha önceki ifade edilen örneklerde görülen bağımsız bir gözlem grubu olarak zaten bu komisyon tek başına ortadadır. Siyasi çekişmelerden, güncel siyasi çekişmelerden mümkün olduğu kadar uzak bir şekilde, her birimizin ayrı bir siyasi arka planı var, buna rağmen bu komisyonun konuları dikkate alınarak, mümkün olduğu kadar gündelik siyasi tartışmaların dışında kalınmaya herkes dikkat ediyor."
Kurtulmuş, sahip oldukları gücün farkında olmaları gerektiğini, Türkiye'de bir siyasi iradenin olduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan başlayarak devletin bütün kurum ve kuruluşlarının aynı doğrultuda hareket ettiğini kaydetti.
"ÜÇÜNCÜ GÖZE İHTİYACIMIZ YOK"
Toplantıda yapılan konuşmalarda "üçüncü göz meselesinin" gündeme geldiğine işaret eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Ben başından beri Türkiye'nin bu tecrübesinin diğer ülke tecrübelerine, bildiğimiz tecrübelere benzemediğini, benzer taraflar olsa bile bütünüyle benzemediğini ifade etmek isterim. Bizim bir üçüncü göze ihtiyacımız yok. Üçüncü göz burasıdır. Millet adına bu işe göz kulak olan, bu sürece öncülük eden bu komisyon aynı zamanda üçüncü göz fonksiyonunu icra etmektedir, objektif bir şekilde bu süreci yerine getirmektedir. Yine önemli konulardan birisi, sıklıkla bugün dile getirildi. Negatif barış, pozitif barış. Bizim nihayetimiz bu ülkede, bu bölgede tamamıyla pozitif barışın kurulması, artık bir daha insanların şiddet diliyle, silahın aracılığıyla konuşmaktan ziyade dostça, kardeşçe 'kazan kazan' prensibi içerisinde elindeki imkanlarını çoğaltarak yeni bir Türkiye inşa etmesi ve yeni bir bölge inşa etmesidir. Bu çerçevede de Türkiye'nin tecrübesinin yeterli olduğu kanaatindeyim."
Daha önce tecrübe edilen çözüm sürecine dikkati çeken Kurtulmuş, "Çözüm sürecinde yaşadığımız tecrübede elde ettiğimiz birikim ve ondan önceki süreçlerde elde edilen birikimlerin hepsi o zaman başarısız görünse bile onu sadece 'başarısız' diye bir kenara koymamak lazım. Oradaki her bir çabanın bugün bu sürecin olgunlaşmasına önemli katkılar sunduğunu görüyorum. Bunlardan iyi bir şekilde istifade etmek hepimizin vazifesidir." ifadelerini kullandı.
"Pozitif barış"ın aynı zamanda bir gelecek tasarımını da içerdiğine dikkati çeken Kurtulmuş, "Biz, ülkemiz, bu topraklar ve vatanımız için güçlü ve büyük Türkiye hedefi doğrultusunda yeni bir gelecek tasarımını ortaya koymak durumundayız. Bu da hiç şüphesiz kardeşlikten, milli dayanışmamızı artırmaktan, demokratik standartlarımızı yükseltmemizden geçiyor. Komisyonumuzun adına koyduğumuz bu kelimeler de sadece tesadüfen seçilmiş bir kelimeler değildir. Her birisinin birbiriyle irtibatlı olduğuna inandığımız ve birisindeki yükselişin diğerlerini de yükselteceğini bildiğimiz konulardır." değerlendirmesinde bulundu.
Kurtulmuş, Türkiye'de bütün çevrelerinin, süreçle ilgili hassasiyetle çalışması gerektiğini, bu sürecin başarıyla sonuçlanmasını isteyenler olduğu kadar, sayısal olarak çok az olsa da istemeyenlerin de olduğunu, onların bu süreci zehirlemesine mani olmak zorunda olduklarını kaydetti.
Kullanılan dilin önemine dikkati çeken Kurtulmuş, "İnsan kullandığı dille konuştuğu üslupla kaimdir. Dolayısıyla kalıcı bir kardeşlik, barış ve dayanışma istiyorsak bu dili de kurmak, kurgulamak ve çoğaltmak mecburiyetindeyiz." dedi.