Kamu harcamaları ve bütçe açığı 2009 sonrası en yükseğe 2023’te çıktı. Hem çifte seçim çerçevesinde popülist politikalar uygulanması hem de yaşanan büyük deprem harcamalarından dolayı bütçe açığı GSYH’nın yüzde 5.2’sine ulaştı.
➔Seçimlerin geride kalması ve enflasyonla mücadele çerçevesinde 2024’ün bütçede açıkları toparlama ve kamuda harcamaları azaltma yılıydı.
➔Bu beklenti bir yönüyle gerçekleşti. Bütçenin gelir tarafı iyi, yüzde 66.5 artışla enflasyonun üstünde bir performans söz konusu. Vergi gelirleri de yüzde 62.3 arttı.
DEVLET HARCIYOR VE BÜYÜYOR
➔Enflasyon ise yılı yüzde 44.38’den kapattı. Ama daha önemli olan yıllık ortalama enflasyon ise yüzde 58.51 oldu.
➔Gelir tarafındaki toparlanmayla 2024 bütçe verileri rakamsal olarak 2023’ten biraz daha iyi görünüyor.
➔Daha iyi olabilirdi ama bütçenin gelir tarafı reel olarak artmasına karşılık harcama tarafı da yüksek. Bütçe giderlerindeki toplam artış yüzde 63.6 ile yıllık ortalama enflasyonun 5 puan üzerinde gerçekleşti.
➔Önceki yıla göre gelir daha fazla arttığı içindir ki bütçe açığı yüzde 5.2’den yüzde 4.8’e indi.
➔Yıllık enflasyonun üstünde bütçenin her iki tarafıyla reel olarak büyümesi aslında özel sektör ve hane halkının ekonomik olarak daha yavaş kalmasına, devletin ise daha hızlı büyüdüğüne işarettir.
DEPREM HARCAMALARI AZALIYOR
➔Dahası duruma deprem harcamaları hariç bakarsak denge daha bozuluyor, bütçe ve mali disiplin göründüğü kadar iyi değil.
➔Haluk Bürümcekçi kendi bülteninde deprem harcamalarını hesaplamış ve 2024 yılı için 818 milyar lira bulmuş. Bu rakam 1 trilyon 28 milyar liralık ödeneğin altında kalmış.
➔Önceki yıl 960 milyar liralık derem harcamasının bunun GSYH’ya oranı yüzde 3.6’yı buldu.
2024’teki 818 milyar liralık harcamanın beklenen GSYH’ya oranı ise yüzde 1.8’e iniyor.
➔Yüzde 3.6’dan yüzde 1.8’e inen deprem harcamalarının bu yıl yüzde 1 dolayına düşmesi bekleniyor.
DEPREM DIŞI HARCAMALAR ARTIYOR
➔Durum bu ise şu hesabı yapmak mümkün. Yüzde 5.2’lik açıktan depremin 3.6’lık payını çıkarttığımızda deprem hariç bütçe açığı GSYH’nın yüzde 1.8’ine iniyor. Bu rakam 2023 yılına ait.
➔2024 yılında yüzde 4.8’lik açığın 1.8’i depremin payı, geri kalanı ise deprem hariç bütçe açığı. Bu da GSYH’nın yüzde 3’ü ediyor. Dolayısıyla deprem hariç bütçe açığı yüzde 1.8’den yüzde 3’e yükselmiş.
➔Enflasyonla mücadele yılında kamu harcamalarında frene basmamış ve buradan etkili bir katkı gelmemiş.
➔Bütçe giderlerinin toplam artışının enflasyonun üzerine çıkması da bunu gösteriyor. Kamu enflasyonu aşan oranda harcamış.
➔Bu nedenledir ki 2024’e girerken yüzde 33 enflasyon beklenirken yıl sonunda yüzde 44.38 gerçekleşme oldu.
ASIL YÜK PERSONEL HARCAMASI
➔Kamu kesiminin deprem harcaması vara ama deprem dışındaki harcaması da yüksek. Bütçe harcamaları içinde en büyük artış 5.7 puanlık payla personel giderlerinde gerçekleşti.
➔2023’te 1.325 milyar liralık personel giderlerinin faiz hariç giderlere oranı yüzde 22.3 idi. 2024’te ise aynı kalem 2.666 milyar liraya çıktı ve payını yüzde 28’e çıkardı.
➔Transfer kaleminin ardından bütçe giderlerinden ikinci büyük payı alan personel giderleri 2024’te yüzde 101.3 ile en yüksek artış oranına ulaştı.
➔2001’e hatta 2009’a kadar faiz ödemeleri büyüklük olarak bütçeyi kilitlerdi, şimdi bunun yerini personel giderleri aldı. Bütçeyi en çok zorlayan kalem bu.
➔Personel giderlerindeki olağanüstü artışta en büyük etken ise kamu istihdamının artırılması.
➔EYT ile emekli olanların yoğunlaşmasına karşılık kamuda toplam istihdam geçen yıl düşmedi. Ayrılanların yeri fazlasıyla dolduruldu. Kamu personel sayısı 2023 sonunda 5.176 bin kişiden Eylül 2024’te 5.266 bin kişiye yükseldi.
➔Dahası 5 yıl önce 2019 sonunda kamuda çalışanların toplamı 3.078 bindi. 10 yıl önce 2014 sonunda da 2.442 bindi.
➔Sayılardaki hızlı artış bir yandan istihdam sağlarken diğer yandan bütçede personel harcamalarını yükseltiyor.
FAİZ HARCAMASI ARKADAN GELİYOR
➔Kamuda personel artışı kalıcı olduğuna göre bütçedeki payları da bundan sonra kalıcı olacak demektir.
➔Bu da bütçenin gelir tarafında alınan önlemlerin kalıcı olmasını ve vergilerin daha da yükselmesini gerektiriyor.
➔Çünkü bütçe içinde faiz giderlerin payı da yükseliyor. Faiz giderlerinin toplam bütçe giderlerine oranı önceki yıl yüzde 9.8 iken geçen yıl yüzde 11.7’ye yükseldi.
➔Bunun bir nedeni bütçe açıklarındaki artışa paralel borçlanma artışı ise diğer nedeni küresel çapta tarihi en düşük faiz oranlarının geride kalmasıdır.
➔Dolayısıyla faiz ödemeleri çifte baskıyla yükseliyor ve bundan sonra da yakın ve orta vadede düşecek gibi görünmüyor. Gelecek yıllarda bütçe içinde daha fazla pay alması beklenir.
BÜTÇENİN KİLİT ROLÜ
➔Hem dünyada faizlerin normalleşmesinden hem de Türkiye’de enflasyonun yeni bir patikaya veya çift haneli rakamlara çıkmasından ve giderek borçlanmasını artırmasından dolayı.
➔Bütçe ve maliye politikası 2025 yılında enflasyonla mücadelede kilit rol oynayacak. Bütçe GSYH’nın dörtte biri büyüklüğünde ve daha önemlisi kamu kesimi özel kesime yol gösterici durumundadır.
➔Çünkü tek başına sıkı para politikası yetmiyor. Mali politika ve yapısal reformlar da gerekli. Bu taraftan destek gelirse enflasyon yüzde 30’un altına doğru inebilir, aksi ise patinaj demektir.