Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Abdurrahman Yıldırım Kara kuğu değil "gri gergedan riski"

        İşlemlerin nispeten az olduğu ilk günlerde bocalama yaşasa da sonraki haftalarda küresel piyasalar yıla iyi bir başlangıç yaptı. Dünyada risk iştahı yükseliyor ve gelişen ülkelere sermaye girişlerinde artış var.

        ➔Bu nedenle Dolar Endeksi 13 Ocak sonrasında yüzde 2.5 değer yitirdi ve 110.015’ten 107.245’e indi.

        ABD 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4.8 geriledi ve yüzde 4.805’ten yüzde 4.616’ya indi.

        ➔Petrol fiyatlarındaki düşüş yüzde yüzde 5.1’i buldu.

        Bitcoin yüzde 10.6 yükselirken tüm ülkeleri kapsayan dünya borsalar endeksi yüzde 4.7 arttı.

        ➔Gelişmiş borsalar ABD piyasalarının etkisiyle yüzde 4.7, gelişmekte olan borsalar yüzde 4.9 prim yaptı. Aynı dönemde Nasdaq yüzde 4.1, S&P500 yüzde 4.7 yükseldi.

        Altın ise hem doların hem de ABD tahvil faizinin gerilemesi ile yükseldi. Yüzde 4.1 artan altın 2771.25 dolara yükseldi.

        PETROLDE FİYAT DÜŞÜŞÜ TÜRKİYE’YE YARAR

        ➔Piyasalar Trump’ın 20 Ocak’ta koltuğa oturmasını öncesinden de sonrasından da fiyatladı. Çünkü öngörülemeyen Trump hem görevi devralma töreninde hem Davos’taki konuşmalarında ve ilk icraatlarında negatif etki yaratacak gelişmeleri gündeme getirmedi.

        ➔Çin’e karşı da herhangi bir yaptırım açıklamadı.

        Hatta petrol fiyatlarını düşürme kararlılığını ortaya koyarak ve sadece açıklamalarıyla yüzde 5 düşüş de sağlayarak pozitif yönde piyasalara sürpriz bile yaptı.

        ➔ABD petrol üretiminde çevre sınırlandırmalarını kaldırıyor ve üretimi her yönüyle canlandıracak. Fazlayı da ihraç edecek.

        ➔Trump’ın yeni söylediği ise petrol fiyatları ile Rusya’nın savaş gücü üzerine ve OPEC ülkelerine de üretimi artırmaları ve fiyatı düşürmeleri konusunda baskı yapacağını söyledi.

        ➔Petrol dünyada en çok ticareti yapılan en çok harcama gerektiren ve enflasyonu en yakından ilgilen emtia.

        Türkiye için ayrıca ithalata konu olduğundan cari işlemler açığını belirliyor. Kısaca hem enflasyon hem cari açık yönüyle Türkiye’ye pozitif yansıyacak bir gelişmeden söz ediyoruz. Bu açıdan bakınca Trump politikaları yararımıza çalışmaya başladı.

        TRUMP-FED DALAŞI RİSKİ

        ➔Trump’ın Davos’taki “Faiz derhal düşürülmeli” söylemi zaten tahvil piyasasında gerçekleşiyor. 13 Ocak’ta yüzde 4.805’e kadar yükselerek son 1.5 yılın en yükseğine çıkan ABD 10 yıllık tahvil faizi 24 Temmuz’u yüzde 4.616 düzeyinden kapattı. İki haftalık gerileme yüzde 4.8 düzeyinde.

        ➔Ancak kastedilen sadece ikinci el piyasa faizleri değil aynı zamanda merkez bankalarının politika faizlerini düşürmesi.

        Tam da bu hafta 29 Ocak Çarşamba günü toplanacak Fed faiz kararını açıklayacak. Ne karar vereceği aslında belli. Çünkü aralık ayında yaptığı açıklamayla faiz indirimlerinde duracağının işaretini vermişti. Muhtemelen de bu toplantıda faiz kararını pas geçecek.

        ➔Ancak toplantının ardından Başkan Powell’ın basın toplantısı var. Orada Trump’ın söyledikleri herhalde kendisine sorulacak. Böylece de tartışma veya kavga başlayacak. Powell, Trump’ın diline düşecek. Bu açıdan kavga erken de başlamış olacak.

        ➔Bu kavganın piyasaları etkilememesi mümkün değil. Çünkü hem faiz üzerine bir kavga hem de Fed’in bağımsızlığını ve kredibilitesini etkileyecek bir it dalaşı diyebiliriz.

        ➔Birbirini yıpratmaya ve yıpranmamaya dayalı bir savaş olacağı için hemen bitmeyecek, zamana yayılacak.

        Dolar da sadece ABD’nin değil bütün dünyanın parası. Bu kavga dolaylı bir şekilde dünya piyasalarını da ekonomilerine de etkileme gücüne sahip.

        ➔Hatta denilebilir ki Trump’ın bu yıl yol açabileceği üç büyük riskten biri, Fed ile kavgaydı ve başlamanın arifesindeyiz.

        ➔Trump’ın ortaya koyalacağı politikalarla yol açacağı diğer iki ana riski de şöyle açabiliriz:

        SİYASİ VE JEOPOLİTİK RİSKLER

        ➔Kanada’nın eyalet yapılması açıklaması, Grönland’ın ABD’ye bağlanması, Panama Kanalı’nın geri alınması siyasi risklerin başladığını gösteriyor.

        ➔İleride başka açıklamaları ve girişimleri de görebiliriz. Tayvan defterinin açılması başlı başına bir risk kaynağı olmaya adaydır.

        ➔Kanada’nın eyalet olmasıyla Kuzey Amerika’nın haritası değişir. ABD dünya haritasında Rusya’dan sonra en büyük coğrafyaya sahip ülke haline gelir. Elbette çok zor sonuç alınacak bir durum. Dünyayı yorar.

        ➔Ancak buna referandum yoluyla Kanadalılar karar verebilir. Başka barışçıl bir yoldan ilhak çok zor.

        ➔Grönland’ın ABD’ye bağlanması sadece Danimarka’yı ilgilendirmez. Sonuçta Danimarka’nın üyeliğinden dolayı AB’nin toprak kaybı meydana gelecek. Üstelik müttefik bir ülkeye. ABD ikinci dünya savaşında da Grönland’ı işgal etmiş ama sonrasında iade etmişti.

        ➔Ancak Gröndlan’ın ABD’ye bağlanması bu adaya ciddi yatırımlar yapan Rusya ve Çin’i de derinden ilgilendirir.

        İklim değişikliğinin buzulları eritmesinden dolayı adanın enerji ve emtia bakımından zenginliği ve deniz ulaşımı açısından önemi büyük.

        ➔Trump’ın yönetim tarzı yurt içinde de yurt dışında da hegemonca. Paylaşmayı sevmiyor ve ülkelere de hegemonca davranıyor. -Önce Amerika diyerek de ABD’nin hegemonyasını pekiştirmek, ekonomik ve teknolojik açıdan kendine yaklaşan Çin’i geriletmeyi amaçlıyor. Bunun için ilk haftasında hemen Çin dosyasını açmamış olması açmayacağının garantisini vermez.

        Trump koltuğuna oturmadan Rusya’nın havada vurulması imkansız ve aynı anda 36 ayrı hedefi vurabilen balistik füzesi Oreşnik’i tanıtması, Çin’in’in de atmosferi aşıp uzaya çıkabilen 6. Nesil savaş uçağını gün yüzüne çıkarması herhalde tesadüf değil.

        Bu gösteriler askeri, siyasi ve ekonomik açıdan el yükselten ABD ve Batıya karşı bir uyarı niteliği taşıyor. Şimdilik silah üstünlüğü Asya tarafına geçmiş gibi görünüyor.

        ÜÇÜNCÜ KEZ BAŞKANLIK ARAYIŞI

        ➔İkinci kez başkan seçilen Trump’ın üçüncü kez seçilme şansı Anayasa’ya göre yok. Ancak Trump durmaz, siyasi hırsının peşinde koşar. Bu da önümüzdeki dönemde ABD devletinde iç çatışmanın artması ve dış ilişkilerine yansıması bakımından bir risktir.

        ➔Mesela geçen hafta, ABD’de iki ile sınırlanan başkan seçilme hakkının üçe çıkarılma önerisi Kongre’ye yapıldı bile. Fakat bu önerinin Kongre’den geçmesi bir hayli zor. Dörtte üç çoğunluk sağlanması imkansız gibi. Geçse bile eyaletlerin üçte ikisi tarafından da onaylanması lazım ki, o da mümkün görünmüyor.

        ➔Arayışlar sürecektir. Rusya’daki gibi danışıklı bir değiş tokuş sistemi Trump’ın üçüncü başkanlık dönemi için şimdilik tek açık kapı. Bu sistemin ABD’de gündeme getirilebilir olup olmadığı şimdiden konuşulmaya başladı.

        ➔Yardımcısının göstermelik bir başkan adayı, Trump’ın da başkan yardımcısı olarak görüleceği bir seçime girilmesi kendisinin kabul etmesi halinde mümkün. Seçim kazanılırsa resmi başkanın istifa etmesi, fiili başkanın da resmi başkan koltuğuna oturmasıyla seçim süreci tamamlanabilir.

        ➔Trump’ın yeniden başkan seçilmesi için şimdilik ancak böyle dolambaçlı bir yol var. Bilinen Trump üçüncü kez seçilmek için sistemi zorlayacaktır.

        EKONOMİK RİSKLER

        ➔Trump’ın alacağı ekonomik kararlar da dünyada riskleri artıracak. En masum kararı, petrol fiyatlarının düşürülmesiyle üretici ülkelerin gelir kaybına yol açan müdahalesi oldu.

        ➔Müthiş kripto dostu davranışlar ise yine piyasayı rayından çıkartıcı, gelişimini çok çarpıcı ve suni yollarda hızlandırıcı ama kolay yıkılacak bir yapı da ortaya çıkarabilir.

        ➔Bunun yanında son yıllarda finansal piyasalardan elde edilen kazançların küresel çapta gelir dağılımını hızla bozduğunu biliyoruz. İşte süper spekülasyonlar ile kripto kazançları büyük gelir ve servet dağılımı bozulmalarına neden olacak.

        ➔Gümrük oranlarını yükseltmesi ise diğer ülkelerden servet transferine yol açacak ve yarım trilyon dolar olacağı hesaplanan geliri ABD’ye transfer edecek.

        ➔Ya da ülkeler benzer şekilde karşılık verecek, sonuçta enflasyon artacak ve bedeli tüketiciler ödeyecek. Dünya ticareti de daralacak, herkes korumacılığa dönecek.

        ➔Nato’ya üye ülkelerden savunma harcamalarını bir kat artırmalarını istemesi de bir başka risk kaynağı. En azından milli gelirin yüzde 2.5’i ekonomik ve ticari yatırımlar değil, savunma harcamalarına gidecek.

        ➔Kaldı ki silahlanma eninde sonunda savaşlara yol açar.

        Çevre, küresel ısınma gibi konulara duyarsızlık ve bu politikalarda geri adım atılması da orta ve uzun vadede dünya için de, küresel ekonomi için de en büyük risk kaynağı.

        ÜÇ GRİ GERGEDAN RİSKİ

        ➔Özetle Trump bu üç konuda alacağı kararlar ve yapacağı açıklamalarla 2025 yılı boyunca küresel riskleri yükseltecek. Bu üç risk aslında tahmin edilebilir ve Trump gibi öngörülemez birinden beklenebilir.

        ➔Bu açıdan tam bir siyah kuğu riskleri olarak adlandırılamaz. Siyah kuğu hiç beklenmedik olayların ortaya çıkmasını ve etkisinin büyük olmasını tanımlıyor.

        Burada bahsedilen riskler Trump’tan beklenmeyecek durumlar değil. Ancak gerektiği kadar dikkate alınmayan, büyüklüğü konusunda yanılgıya düşülen, hazırlık yapılamayan, hazırlık yapılmasının da yüksek maliyetli olduğu durumlar söz konusu.

        ➔Buna 2016’dan beri bir ad bulunmuş: Gri gergedan riski. Riskin gerçekleşme ihtimali var, hatta yüksek ama bana bir şey olmaz denilerek ihmal edilen bir tehlikeyi tanımlıyor.

        ➔Trump olayında da durum aynı. Öngörülemezliği biliniyordu ama Gröndlan ve Kanada’nın gündeme gelmesi kadar da değil. Savaşı durdurma sözü ile geldi ama koltuğa oturmadan da yeni savaşlara girişebileceğini açıkladı.