Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Abdurrahman Yıldırım Enflasyon ateşine bir tebliğ yetti mi?
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Yılın ilk ayına yüzde 5.03 ile yüksek bir orandan başlayan enflasyon ikinci ay olan şubatta artışını yüzde 2.27’ye indirdi. Enflasyonun bir aydan diğerine yarı yarıya aşağı gelmesinde hasta muayene ücretlerindeki katkı payının düşürülmesi başrol oynadı.

        ➔Ancak enflasyon düşüşü beklenenin de ötesine geçti. Normalde muayene katılım payında yüzde 500’ü aşan artışın ocak ayı enflasyonu sıçratacağı da tahmin edilmemişti.

        ➔Bu etkinin görülmesi üzerine katılım payı artışında yarı yarıyadan daha fazla indirime gidildi, yani zammın bir kısmı geri alındı. Enflasyon tahminleri de yaklaşık 1 puan indirilerek yüzde 3 civarına çekildi. Fakat bu tahmin de tutmadı.

        ➔İyi ki daha hızlı bir düşüşle tutmadı ve yıllık enflasyon yüzde 39.05 ile yüzde 40’ın altına indi. Bu oran 2021 sonrasının ikinci en düşük yıllık enflasyonu. Geçen yılın haziran ayında enflasyon yüzde 38.21’e kadar inmişti.

        ➔Böylece yüksek ocak ayı rakamları ile enflasyonun gidişinde bozulan moraller şubat verileri ile kısmen yerine düzeldi.

        YÜZDE 2.5’LUK İNDİRİM CEPTE

        ➔Bunun pozitif etkisini de borsada gördük. Dünya borsalarının karışık seyrettiği, ABD’de sert satışlar yaşanırken Avrupa borsalarının prim yaptığı ve dünya borsalarının karışık seyrettiği bir günde BİST 100 Endeksi yüzde 2.61 yükseldi.

        ➔Sanayi hisselerindeki prim yüzde 0.47’de kalırken borsayı da sıçratan asıl banka hisseleri oldu. Banka Endeksi yüzde 6.41 primlendi.

        ➔Çünkü beklenenin ötesinde düşen enflasyonun ilk yarayacağı sektör bankacılık.

        ➔Merkez Bankası’nın bu yılki ikinci toplantısı perşembe günü yapılacak. Aralık ve ocakta iki kez 2.5 puanlık indirimlere giden Merkez Bankası bu toplantıda 2.5 puanlık düşüş yapacağı artık cepte sayılır.

        ➔Hatta bunun fazlasına bile gidilebileceği akla geliyor. Her toplantıda düzenli ve aynı oranda faiz indirim beklentisini kırmak isteyen Merkez Bankası için böyle bir fırsat ortaya çıktı denilebilir.

        DAHA FAZLASI OLUR MU?

        ➔Bunu mart toplantısında faiz oranındaki indirimi 2.5 puandan daha fazla tutarak yapabilir. Tabi ki yapmak isterse.

        ➔Ancak bu indirimi 2.5 yerine 5.0’a çıkarması ve politika faizinin yüzde 40’a indirilmesi halinde kantarın topunu biraz fazla kaçırabilir.

        ➔Hem küresel piyasalar sarsılıyor ve gelişmekte olan piyasalardan güçlü sayılacak bir para çıkışı yaşanıyor hem de yurtiçinde Kur Korumalı Mevduatın sonuna yaklaştık.

        ➔En sona kalanlar da muhtemelen kemikleşmiş döviz yatırımcıları. Vadeleri doldukça TL’ye değil dövize dönüyorlar. KKM’deki azalmaya karşılık yurtiçi yerleşiklere ait döviz mevduatlarında haftalık 4 milyar dolarlık artış bunu gösteriyor.

        ➔Yerleşiklerin dövize dönmesine yabancı çıkışlarının eklenmesinin kur üzerindeki etkisini Merkez Bankası döviz satışları yumuşatıyor. Rekor düzeye çıkan rezervlerde son dönemde 10 milyar dolarlık azalma meydana gelmesi buna işaret ediyor.

        ➔Dolayısıyla yapılacak indirimin 5 puana varması riski olabilir. Rezerv kaybı sürebilir. Kısmen enflasyonist beklentileri de canlandırabilir.

        ➔Bunun yerine 2.5’in üzerinde ama yüzde 5’in altında orta bir yerde indirime gidilmesi düzenliliği bozmada ilk adım olabilir. Normalde 2.5 puanla yetinmesi yerinde olur ama Perşembe günü göreceğiz.

        ENFLASYONDA DEVLET NE DİYORSA O

        ➔Bunun dışında şubat ayı verileri de ortaya koydu ki, enflasyon konusunda devlet ne diyorsa o oluyor.

        ➔Yönetilen ve yönlendirilen fiyatları belirleyen devletin attığı adımlar, genel seçimlere kadar yükselmekte olan enflasyonu baskılama yönündeydi. Kamusal zamlar geciktirildi, bazıları düşük oranlarda yapıldı, bazılarının üzerindeki vergiler azaltıldı.

        ➔Ancak Mayıs 2023 sonrasında yönetilen ve yönlendirilen fiyatlar enflasyonu yükseltici yönde gerçekleşti. Tutulan kurlar sıçradı. KDV artışı yanında doğalgaz ve elektrik zamları yapıldı.

        ➔Aylık enflasyon da iki ay arka arkaya çift haneli oranlara dayandı.

        ➔Kamunun bu davranışını gören özel sektör de benzer şekilde hareket etti.

        ➔2024 başında ise bu kez kamu kesimi asgari ücret artışını yüksek tuttu.

        ➔2025 yılına girerken de geçmiş enflasyona bağlanan yeniden değerleme oranı yüksek kaldı. Buna bağlı çoğu dolaylı vergi de yüzde 44 oranında otomatik artırıldı.

        OCAKTA ARTIRDI, ŞUBATTA DÜŞÜRDÜ

        ➔Ayrıca çoğu kişinin farkına bile varmadığı muayene katkı payları 25 Ocak’ta yüzde 233 ile yüzde 543 arasında yükseltildi.

        ➔Sağlık grubunun TÜFE içindeki payı sadece yüzde 4.09 düzeyinde. Ancak sağlık grubu fiyatı ocakta yüzde 23.57 gibi çok yüksek düzeyde artınca yüzde 5’lik enflasyonun beşte biri buradan geldi.

        ➔Muayene katkı payındaki artışın sarkan etkisiyle de şubat enflasyonu yine yüksek beklenmeye ve iç karartmaya devam edince bu kez 23 Şubat’ta ikinci tebliğ ile ocaktaki zam oranları yüzde 150-185.7’ye çekildi. 45 liralık katkı payı 20 liraya indirildi.

        ➔Dün şubat enflasyonu açıklandığında gördük ki, sağlık grubunun yüksek oranlı artışı yerini yüzde 4.38’lik gerilemeye bıraktı. Bunun aylık TÜFE’yi 0.21 düşürücü etkisi oldu.

        ➔Önceki ay enflasyonun beşte biri sağlık grubundan gelirken geçen ay ise sağlık grubu 0.21 puanlık eksiltici etki yaptı.

        ➔İşte yönetilen ve yönlendirilen fiyatların enflasyon üzerindeki belirleyiciliğine iyi bir örnek. 20 liralık oynama bir ayda enflasyonu harlayıp ikinci ayda söndürebiliyor.

        ➔Özetle enflasyonun yükselmesinde de düşürülmesinde de devlet çok etkili. Özel sektör ve hanehalkı ise pasif seyirci, hatta bedel ödeyici durumunda.