Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Abdurrahman Yıldırım Bir yıllık "zaman" penceresi Türkiye'ye yarar mı?
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Küresel finans piyasaları, geçen hafta iki ana gelişmenin etkisi altında şekillendi: ABD-Çin zirvesinden çıkan "ateşkes" ve Fed'in "tek sefere mahsus" faiz indirimi kararı. Bu iki gelişmeyi de, belirsizliği ortadan kaldırmaktan ziyade zamana yayılı ama daha büyük belirsizlerin başlangıcı olarak okuyoruz.

        ÇATIŞMAYA STRATEJİK ERTELEME

        ➔ABD ile Çin zirvesinden anlaşılabilecek konularda anlaşma kararı çıktı ama temel veya zor sorunlar çözülmedi, bir yıl süreyle ertelendi.

        ➔Zirveden beklentilerin ötesine geçmeyen ancak en azından felaketi önleyen bir sonuç çıktı. Liderlerin köprüleri atmaması, piyasalar için en önemli olumlu sinyal oldu.

        ➔Temel konularda çatışmanın şimdilik ertelenmesi dünya ve piyasalar için pozitif gelişme. Ancak bu pozitif hava bir yılla sınırlı ve dünya için bir yıl çok kısa bir süre.

        Bardağa dolu tarafından bakınca risk İştahı arttı.Sorunların bir yıl süreyle ertelenmesi, küresel büyüme üzerindeki en büyük tehdidin, nadir elementler ve teknoloji savaşının şimdilik masadan kısmen kalktığı anlamına geliyor.

        Bardağın boş tarafında ise temel sorunların yerli yerinde durması var.Rusya ile ilişkiler, Tayvan ve Çin'in kuşatılması ve teknoloji ambargosu gibi stratejik konulara dokunulmaması, bu gerilimlerin yalnızca "bir yıl süreyle ertelendiği" anlamına geliyor.

        ➔Trump'ın ara seçim takvimiyle uyumlu bu erteleme, nihai hesaplaşmanın 2026'ya taşındığını gösteriyor. Kısa vade için piyasalar açısından iyi bir gelişme. Ama uzun vadeli yatırım kararları için jeopolitik risk priminin pek de düşmeyeceği uyarısını taşıyor.

        ANLAŞABİLECEKLERİ KONULARDA ANLAŞTILAR

        ➔Zaten zirve öncesinde Malezya'da bir araya gelen taraflar anlaşabilecekleri konuları masaya getirmekte mutabık kalmışlardı. Liderler de o çerçeveyi bozmadı, kendilerine biçilen rolleri oynadı. Görüşme kısa sürdü, üslup ve yaklaşımlar düzgündü.

        ➔Görüşmeler bundan sonra da devam edecek. Olabildiğince etraf yıkılıp dökülmeden temel sorunlar çözülmeye çalışılacak. Bunu ne ölçüde başaracaklar zaman içinde göreceğiz.

        ➔Trump nisan ayında Çin'e gidecek. Şi Cinping de bir süre sonra ABD'ye ziyarette bulunacak. Yani iki ülke arasında ipler kopmayacak, liderlerin diyalogu sürecek. Bu da gelecek için iyi niyet göstergesi.

        ➔Sonuçta Çin ve ABD nihai hesaplaşmayı bugün yapmak yerine bir yıl süreyle erteledi.

        ➔Bu durum, özellikle hisse senedi piyasalarında ve emtiada, soya fasulyesi gibi Çin'in alım yapacağı belirtilen tarım ürünleri ve nadir toprak elementlerinde pozitif bir ivme yarattı.

        ➔S&P 500 ve Nasdaq gibi endeksler, ticaret iyimserliği ve teknoloji tedarik zincirindeki rahatlama beklentisiyle rekor seviyelere yaklaştı.

        FED KARARI GÜVERCİN Mİ ŞAHİN Mİ?

        ➔Piyasalar için ikinci önemli gelişme de Fed'in faiz kararıydı. İndirim gelmesine geldi ama devamı masada değil. Başkan Powell'ın "devamının masada olmadığı" yönündeki temkinli açıklaması piyasalarda kafa karışıklığına neden oldu.

        ➔Bu nedenle piyasa faizleri yükseldi.

        Piyasa tepkisi karışık.İndirim haberi başlangıçta riskli varlıklara destek verirken, Powell'ın "ileriye dönük bir yol haritası çizmiyoruz" mesajı, piyasanın beklediği agresif indirim döngüsü beklentisini kırdı.

        ➔Faiz indirimine rağmen, faizlerin yükselmesi, özellikle tahvil getirilerinin, piyasanın bu kararı "faiz indirim döngüsünün başlangıcı"değil, "ekonomik yavaşlamaya karşı atılmış tek seferlik bir önlem" olarak algıladığını gösteriyor.

        ➔Şimdiye kadar veri odaklı hareket eden Fed için, hükümetin kapalı olmasından dolayı aralık ayında da veri gelmeyecek. Gelmeyen veriye göre faiz indirim kararı alınması ancak net bir şekilde piyasaların ve ekonominin kötüye gittiğinin görülmesi ile olabilir.

        ALTINDA DÜZELTMENİN DEVAMI

        ➔Tahvil getirilerinin yükselmesi ve agresif indirim beklentisinin azalması, Dolar Endeksini güçlendirdi.

        ➔Geleneksel olarak faiz indirimlerinden destek bulan altın fiyatı ise hem ABD-Çin iyimserliğinin risk iştahını artırması hem de Fed'in "devamı yok" sinyali nedeniyle baskı altında kaldı ve haftayı kayıpla kapattı.

        ➔Düşüşünü ikinci haftaya taşıyan altının onsu 20 Ekim’de 4.389,60 dolarlık zirvesinden 28 Ekim’de 3.886,49’e kadar indi. Yüzde 11.3’e varan düzeltme yılbaşından 20 Ekim’e kadar yüzde 67’ye varan primin ardından geldi.

        ➔Gün kapanışlarına göre ise altın 4.356,50’den 4.002,28 dolara gerileyerek yüzde 8.1 düştü.

        ➔Düzeltme hareketi içindeki altın baskı altında kalmaya devam edebilir. Jeopolitik risklerin ertelenmesi ve doların görece güçlü duruşu altın üzerindeki talebi azaltıyor. Yeniden yükseliş için ABD-Çin geriliminin yeniden alevlenmesi veya Fed'in daha güvercin bir tona dönmesi gerekir.

        ŞİMDİLİK İYİ BİR YIL SONRASI NE OLACAK?

        ➔Bütün bu gelişmeler çerçevesinde piyasalar için "Şimdilik iyi ama bir yıl sonra ne olacak?" sorusunun damga vurduğu bir dönem oldu.

        ➔Riskler tamamen ortadan kalkmadı sadece bir süreliğine donduruldu.

        ➔Bu bir yıllık 'erteleme süresi', yatırımcılar için temkinli iyimserlikle uzun vadeli riskleri dengeleme zorunluluğu getiriyor.

        ➔Piyasa, Fed'den gelen belirsizliği, ticaret cephesinden gelen geçici rahatlamayla dengelemeye çalışıyor..

        MOLA TÜRKİYE’Yİ POZİTİF ETKİLER

        ➔ABD ve Çin'in sorunları bir yıl erteleme kararı, gelişmekte olan piyasalar ve Borsa İstanbul için önemli pozitif katalizör olabilir. Türkiye piyasaları, küresel satranç tahtasında bir yıl süreliğine ilan edilen moladan faydalanmaya çalışacaktır.

        ➔Küresel ticaret savaşının büyüme üzerindeki baskısının geçici olarak kalkması, küresel risk iştahını artırıcı etkiye sahip. Bu durum, gelişmekte olan piyasalara fon akışını destekleyebilir. Türkiye, bu fon akışından pay alarak borsada hareketlenmeye devam edebilir.

        ➔Türkiye'nin ana ticaret ortakları olan AB ve ABD'nin ekonomik aktivitesinin daha az tehdit altında kalması, Türk ihracatçıları için olumlu bir ortam yaratıyor.

        ➔Özellikle Çin ve ABD arasındaki gerilimin azaldığı bir ortamda, Türk mallarına yönelik talep artışı beklentisi, dolaylı olarak borsadaki sanayi şirketlerini destekleyecektir.

        ➔Özetle, küresel piyasalar Türkiye'ye bir "zaman penceresi" sundu. Bu zamanın, yurt içi riskleri kalıcı olarak çözmek için kullanılıp kullanılamayacağı, önümüzdeki 12 ayın en kritik sorusu olacaktır.