Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Ayşe Özek Karasu Problem keşke sırf dekolte olsa – esas mesele kocan penaltı kaçırınca başlıyor

        Evet doğrudur, Trump’ın yemin töreni sırasında Mark Zuckerberg’in gözü, Jeff Bezos’un nişanlısı Lauren Sanchez’in dekoltesine kaydı. Toplam 1 trilyon dolarlık adamlar yan yanaydı; Zuckerberg, Bezos, Google CEO’su Sundar Pichai ve Elon Musk. Sanchez’in vamp görünmediği an yok gibi, hatta o gün hayli mazbut giyinmişti bile denilebilir. Zuckerberg’in gözü de kayabilir, hatta gözünü de alamayabilir, en fazla sağ yanındaki karısı Priscilla Chan’ı ilgilendirir. Haberin yayılmadığı mecra kalmadı. Haber değeri olmadığını iddia etmiyorum ama Meta’nın CEO’su Zuckerberg’in şirket politikasına Trump ikliminine uygun “fikir özgürlüğü” ayarı çekmesi, derin bakış kadar ses getirmedi bizim medyada. Oysa Facebook, Instagram ve - bize kapalı - Threads’i kapsayan platform içeriklerinde ilkeler değişikliğini açıkladığı 7 Ocak’tan bu yana küresel çapta kaygılar dile getiriliyor. Meta sosyal medyasının giderek Musk yönetimindeki X stili cangıl kıvamına geleceği görülüyor.

        Özellikle popülist sağ siyasetin dezenformasyon ve yalan haberlerine üçünçü taraflar nezdinde teyit mekanizmasını kaldırdı (ABD’de); galiz küfürler içeren kadın düşmanı ve homofobik nefret dilini de büyük ölçüde serbest bıraktı Meta. Teyit kuruluşları taraflı ve önyargılı görüldüğü için bırakılıyor, X stili “topluluk notları” (community notes) modeline geçiliyor. Kullanıcılar tartışmalı postlara hep birlikte bağlam ekleyebilecekler.

        Zaten Trump dönemi söz konusu olunca teyit silsilesiyle başa çıkmak kolay değil. Washington Post teyit ekibinin tespitlerine göre Trump ilk başkanlık dönmeminde 30 bin 573 yanlış veya yanıltıcı iddiada bulundu; yani günde ortalama 21 kez. Gazete geçen ay “2024’ün en büyük Pinokyoları”nı yayınladı. Trump 10’uncu kez listede birinci oldu. Yardımcısı J.D. Vance de, Haitili göçmenlerin kedi-köpek yediği iddiasıyla listeye girdi. WP, Amazon ve hükümetten ihale alan Blue Origin uzay şirketinin patronu Bezos biat kuyruğuna giren teknoloji titanları arasında sayılıyor ama gazete Pinokyo dökümü yayınlamaya devam ediyor bu arada.

        CİNSİYETÇİ KÜFÜRLER SERBEST

        Şimdi "Nefret dolu davranışlara" dair Meta kurallarındaki gevşeme özellikle toplumsal cinsiyet, cinsel kimlik ve cinsel yönelimi hedef alan saldırılarda koruma kalkanını ortadan kaldırıyor. Yenilenen ilkelere göre belirli etnik köken ve inanç gruplarına mensup bireyleri – burada açık açık anmayayım – kültürel olarak aşağı görülen böcek, maymun ve domuz gibi hayvanlara benzetmek yine yasak. Ancak, cinsel eylemi içeren küfürler hariç, sürtük ve daha sunturlu üst katmanlarıyla sapık gibi hakaretler artık serbest. İzin verilenlerden birkaç detay:

        “Romantik bir ayrılık bağlamında bir cinsiyete yönelik küfür kullanmak… Cinsiyete ve cinsel yönelime dayalı olduğunda zihinsel hastalık veya anormallik iddiasında bulunmak…. Trans hakları, göçmenlik veya eşcinsellik gibi siyasi veya dini konulardan bahsederken dışlama çağrısında bulunmak veya aşağılayıcı dil kullanmak…”

        Mark Zuckerberg'e bakarsanız, Meta düne kadar sosyal medya içeriklerinde kısıtlamayı aşırıya kaçırmış, geliştirilen kompleks sistem meşru siyasi tartışmalara sansür raddesine varmıştı. Bu politika nedeniyle örneğin Aralık 2024’te bir günde milyonlarca içeriği kaldırıyorlardı. Gerçi bunlar bir günde üretilen içeriğin ancak yüzde 1’ini oluşturuyordu ama on içerikten bir-ikisi, kural ihlali olmadığı halde yanlışlıkla kaldırılmış olabilirdi. Bu nedenle içerikler artık daha şeffaf olacak; terör, çocuk istismarı, uyuşturucu ve dolandırıcılık gibi ağır ihlaller sıkı takip edilecek, ancak göç, cinsel kimlik ve toplumsal cinsiyet gibi siyasetin ana tartışma maddelerinde kısıtlamalar azalacaktı.

        “TV ekranlarında veya Kongre oturumlarında sarf edilen sözlerin bizim platformlarımızda söylenmemesi doğru değil” diyordu Zuckerberg. İyi de TV ekranlarında veya meclislerde kitlesel linçe uğramıyor kadınlar. Şimdi artık Facebook ve Instagram’da serbest bırakıldığı üzere “o…u”ya varan toplu güruh saldırıları olmuyor.

        Trump, Meta sosyal medyasının gediklisi değil ama MAGA tayfasına bu mecralarda kadın ve göçmen düşmanlığı artık serbest. Örneğin “Yasa dışı göçmenlerin tamamı hırsızdır” diyebilirler. Kadınlara zaten istedikleri kadar kin ve nefret saçanlar, artık en galiz cinsiyetçi küfürleri de saydırabilirler. Siyasettekiler dahil, çünkü kılavuzları Trump. 2020 seçiminde hile iddialarıyla yanıltıcı bilgi yaydığı gerekçesiyle Trump’ın Meta ve Twitter hesapları askıya alınmıştı. Kendi sosyal medyası Truth Social üzerinden yürütüyordu dezenformasyon ve cinsiyetçi salvolarını. Rakibi Kamala Harris’in siyasi kariyerini bel altı icraatlara bağlayacak kadar ileri gitmişti - O tarihte X’e dönmüştü ama kendi platformunu da yoğun kullanıyordu.

        KADIN DÜŞMANLIĞI ULUSAL GÜVENLİĞE TEHDİT

        Aslında Meta’nın “Nefret dolu davranışlara” dair sözde sıkı kuralları da kadınlara yönelik karalama, ölüm ve tecavüz tehditlerini asla önlemiyordu. Toplumsal cinsiyet eşitliği uzmanı Lucina Di Meco’nun çalışmasına göre dijital platformların cinsiyete dayalı dezenformasyon ve nefret diline duyarsız kalması sadece kadın hakları ve demokrasiyi geriletmekle kalmıyor, yabancı aktörler sosyal medyayı toplumdaki bölünmelerden yararlanmak için kullandığında ulusal güvenlik tehdidi haline gelebiliyor. Di Meco, Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock örneğini veriyor.

        Baerbock’a saldırılar 2021 genel seçiminde Yeşiller’in başbakan adayı olarak kampanya yürütürken başladı. Daha doğrusu Rusya’dan Kuzey Akım 2 doğalgaz boru hattına karşı çıktığı için insafsız bir karalama kampanyası başladı. Önce bir Rus modelin çıplak fotoğrafı “Çok gençtim ve paraya ihtiyacım vardı” notuyla sözde Baerbock’un fotoğrafı diye yayıldı. Sonra Nijerya’daki bir haber portalı bir seks işçisiyle yapılan röportajı yayınladı; adam “Baerbock düzenli müşterimdir” diyordu. Rus trol fabrikaları eliyle sosyal medyada dalga dalga yayılan bu yalanlarla düşüşe geçen Baerbock seçimi üçüncü tamamladı.

        Annalena Baerbock
        Annalena Baerbock

        Di Meco’nun çalışması dünyanın hemen her yerinde kadın siyasetçilerin erkek meslektaşlarından kat kat fazla düşmanlığa maruz kaldığını gösteriyor. En cinsiyet eşitlikçi ülkelerden Finlandiya’da bile kadın bakanlar orantısız miktarda taciz mesajı alıyor. Tehditler bazen trajediyle sonuçlanıyor. Filistin davasını savunan ve İslamofobi’yle mücadele eden İngiliz İşçi Partisi milletvekili Jo Cox, 2016’da sosyal medyadaki linç kampanyasının ardından bir aşırı sağcı tarafından silahla vurulup bıçaklanarak öldürülmüştü.

        DOĞMAMIŞ ÇOCUĞA ÖLÜM TEHDİDİ

        Kadınlar, toplumun biçtiği geleneksel roller üzerinden de saldırıya uğruyor. İşte Bearbock geçen yıl kocası Daniel Holefleisch’tan ayrıldı, işitmediği laf kalmadı. Biri “Sen hiç çocuklarına kek, çörek pişirdin mi?” diye soruyordu. Mesleki ve siyasi kariyeri bu soruyla tek bir kimliğe indirgeniyordu: Annelik. Kariyerini ön planda tuttuğu için zavallı kocası işten erken çıkıp iki çocuğu okuldan almak zorunda kalıyordu! Bel altı cinsiyetçi atışlara hiç girmiyorum bile.

        Dahası, kadınlar koca kabahatinin ceremesini bile çekebiliyor. İşte en çarpıcı örnek Sophia Havertz. Kocası Arsenal oyuncusu Kai Havertz, Manchester United ile FA Cup maçında penaltı atışını gole çeviremediği için, ya da Manchester kalecisi Altay Bayındır penaltı kurtardığı için diyelim Sophia nefret dalgasının hedefi oldu. Uzatma sonrası penaltılara gidilen maç Havertz’in kaçırdığı penaltıyla 5-3 sona ermiş, linçe uğrayan ise hamile haliyle Sophia olmuştu. Düşük yapmasını dileyenler, doğmamış çocuğuna ölüm tehditleri savuranlar gırla gidiyordu. Sophia Havertz bunları 540 bin takipçili Instagram hesabında paylaştı, şok geçirdiğini söylüyordu.

        Kai-Sophia Havertz çifti geçen yıl evlendi
        Kai-Sophia Havertz çifti geçen yıl evlendi

        Bu tehditler Zuckerberg’in sosyal medyasında savruldu. Şimdi yeni yönetime biat yolları arayışında Trump’ın yemin töreni fonuna 1 milyon dolarlık bağışta bulunup, Trump’a yakın bir ismi Meta yönetim kuruluna getirmekle yetinmiyor Zuckerberg, medyadan yükselen eleştiriler pahasına dünyanın dört bir yanındaki teyit kuruluşlarıyla bağlarını koparıp masraflardan da kurtulmuş oluyor. Facebook, haber merkezleri ve sivil toplum örgütleriyle teyit programını 2016’da başlatmıştı. ABD ve İngiltere seçimlerinde muhafazakarların sürpriz zaferi sonrası, dijital dezenformasyonun demokrasiye zararına dair uyarılar yükselmiş, böylece Facebook teyit ortaklıklarına girmişti. Pandemide Kovid aşılarıyla ilgili komplo teorilerine karşı programın önemi iyice anlaşılmıştı. 2020’de seçimin çalındığını iddia eden Trump’ın Facebook’tan dışlanması da dezenformasyona karşı bir tavırdı.

        Facebook’un nefret davranışlarına karşı politikasını nasıl geliştirdiğini de asla unutmamak lazım. Yıl 2016, Rohingya Müslümanlarına karşı toplu kıyıma girişip 43 bin kişiyi öldüren, milyonları yerinden eden Myanmar ordusu, Facebook sayfaları üzerinden Rohingya’ya karşı şiddeti tahrik ediyor. İnsan hakları örgütleri Facebook’u soykırıma alet olmakla suçluyor. Böylece devreye giren “Nefret dolu davranışlar” politikası, sosyal mecranın gelecekte bu şekilde istismarına engel olmayı öngörüyor. Bugün ise ABD’de göçmen karşıtı yönetim iş başına gelirken kısıtlamalar gevşetiliyor.