Yıllardır habercilik yaparım. Gerek röportajlarda, gerekse haberleri okurken, "Yalan" açıklamayı hissederim. Fakat son yıllarda maşallah millet yılandan kaçıyor "Yalan"a sarılıyor. Hiç ölmeyecek gibi sürekli milletin dilinde bir yalan söz, cümle, ifade.
Bakın yalan ne demek diye baktığımda; "Aldatmak gereğiyle ve gerçeğe aykırı olarak söylenen söz ve doğru, gerçek olmayan, uydurma, asılsız söz, haber vb." diye geçiyor kaynaklarda.
Show TV'nin reyting rekorları kıran "Bahar"ında bu hafta işlendi "Yalan" mevzusu. Ne diyor Bahar; "Yalan beni bozuyor" diyor. Ne yalan söyleyeyim beni de bozuyor. Böyle huysuzlaşıyorum, agresifleşiyorum, karşımdaki kişiye saygımı yitiriyorum, kaşınmaya başlıyorum. Deşiyorum da, deşiyorum. Araştırıyorum da araştırıyorum. İlla doğrusun duyacağım. Ama yok duyamıyorum hala çünkü insanlar kendi isimlerini söyler gibi yalan konuşuyor. Benim de illa ki, tekerlek bir yerde patlıyor. Beden yalanı kabul etmiyor.
Sürekli "Doğrusunu bildiğim yalanları dinlerken" buluyorum kendimi, ben de artık karşı tarafa doğrusunu da hiç anlatmaya çalışmıyorum. Direkt ve endirekt sessizce o ortamdan uzaklaşıyorum. Daha doğrusu kaçıyorum.
Fakat memlekette yaşanan olaylar şöyle aklıma gelince dehşete düşüyorum. Mesela Narin olayında ilk günden bu yana yalanlar havada uçuşuyor. Canlarından can giden insanların bu yalanları dinlerken neler düşündüklerini aklıma bile getirmek istemiyorum. Hakimlere, savcılara sonsuz sabır diliyorum. Çünkü bu insanlarla uğraşmak çok zor. Bakın biraz olsun empati yaparsanız ne demek istediğimi anlayacaksınız. Çünkü insanlar çok rahat yalan konuşuyor çok. Bazılarının cümlelerinde tek bir doğru yok. Sadece söyledikleri isimleri doğru. O derece!!!
Ah ki ne ah!!!
Ah dünya.. Ah yalan dünya!! Sen insanlara neler ettiriyorsun böyle. İnsanlar yalan, kötü, gaddar ve acımasız olmuş. Hatta bazılarının umurunda bile değil. Kendi menfaatleri o kadar ön plana geçmiş ki!!! Ve cahil cesaretleri yüzünden de her türlü kötülüğü yapmaya da açıklar. O yüzdendir ki, biz her gün daha da çirkin olaylara şahit oluyor, haberlerde izliyoruz.
***
Keşke sadece sevgili yalanları olsa hayatımızda
Özellikle kadınların, "Ah sevgilim bana bu yalanı söyledi", "Ah kocam bana bunu söyledi", "Ah erkek arkadaşım dün evdeydim dedi ama değilmiş" diye diye alıştığımız hikayelere bile razı olduk. Düşünün ete, kemiğe dokunacak mevzularda o kadar çok "Yalan" geçiyor ki, insanların hayatlarıyla oynanıyor resmen, küçük aldatma yalanlarına bile razıyız durumundayız. Kendi adıma konuşuyorum. Çünkü gerçekten insanlar öyle çok yalanlar söylüyor ki, bu yalanlar birçok kişinin hayatına mal oluyor.
***
Ben de hala saf saf
-Peki bu yalan ifadeleri veren kişilerin vicdanları rahat mı?
-Başlarını rahatlıkla yastığa koyabiliyorlar mı?
-Rahat uyuyabiliyorlar mı?
-Hiç mi bir an gelip, "Ya ben yalan konuştum. Bir başkasının neler yaşadığını, neler çektiğini bilmeden yalan söylüyorum" duygusuna kapılmıyorlar mı?
Diye saf saf sormayacağım kendime çünkü bu insanların duygusu yok. Sadece ve sadece bencilce kendilerini düşünüp o anı kurtarmaya çalışıyor. O yüzden insanlarda bol kepçe yalan savurma alışkanlığı oluşmuş durumda. Ve memlekette ki, derin mutsuzluğun sebebi de bu. Yalan yalan yalan.. Etrafa kök salmış durumda.
Çünkü onlar hasta.
-Karısına, sevgilisine, anasına, babasına, çocuğuna, çalışma arkadaşlarına, en yakın arkadaşlarına yalan söyleyen kişi; hastadır.
-Mahkemede yalan konuşan kişi; vicdansızdır.
-Çarşıda pazarda müşterisine yalan konuşan esnaf; hırsızdır.
Bu kadar açık ve net!!! Allah bizi bu insanlardan korusun.
Siz siz olun kendinizi yalancı insanlardan koruyun. O zaman mutluluk ve huzur peşinizi bırakmıyor.