Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Esin Övet Balık ye hafızan güçlensin ki, bazı milyon takipçinin sahte olduğunu fark et
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Show TV'nin reyting rekorları kıran "Siyah Kalp" dizisinin Sumrusu, Ece Uslu, Hakan Gence'ye verdiği röportajda "3 milyon takipçiye başrol veriliyor. Ben o 3 milyonun gerçek olduğuna da inanmıyorum. Bu dipsiz bir kuyu ve birçok kişi o dipsiz kuyunun içinde boğuluyor. TT olmak da gerçek değil, reklamcı arkadaşlarım var. 'Müşteriler bunların gerçek olmadığını bile bile yine o isimleri istiyor' diyorlar. Ben de parayla takipçi alabilirim ama almıyorum. Hem çok çirkin, hem de ben neden, niye o dipsiz kuyunun içinde kendimi yok edeyim" diyor. Üzgünüm ama Ece Uslu çok ama çok haklı.

        Çünkü o dipsiz kuyuda birçok kişi yüzüyor insanları da kandırıyor maalesef. Fakat, lakin, ama; "Balık ye ki, hafızan güçlensin. 3 milyon takipçinin sahte olduğunu fark et" diyor ve bundan tam 10 yıl önce yani 2015'de "Takipçi sayısını yükseltebiliriz" tadında aldığım mesajların birine dönüp "Takipçi satın almak değil, röportaj yapmak istiyorum" dediğim kişiyi hatırlatmak isterim.

        O da kabul etti ve çok iddialı açıklamalarda bulunup; "Firmalar blogger’lara bir sürü para ödüyor. Bir sanatçı “Youtube’dan çok tıklandım” diyor. Bir diğer kişi “Ben TT oldum” diyor. Bir gazetede köşe yazarı 'Benim yazım en çok tıklandı' diyor. Kitap çıkaran biri 'Kitabımdan çok bahsedildi' diyor. Bir gece kulübü açan kişi 'Mekânımız TT oldu. Herkes bizim mekândan bahsediyor' diyor. Bir televizyon sunucusu 'Dün gece herkes bizden bahsetti sosyal medyada' diyor... Diyor da diyor... Ama boşa diyor. Çünkü birçok kişinin kurduğu bu cümleler kocaman bir yalan. Uydurma" diye anlattı. Röportajın tamamının linkini bırakıyorum ilgileniyorsanız okursunuz diye;

        İşte bu röportaj yayınlandıktan sonra ne mi oldu?

        -Şu anda sevilen, beğenilen, firmaların çalıştığı, vazgeçemediği bazı isimler, influencer ve ünlüler benden röportaj yaptığım kişinin telefon numarasını istedi.

        -Ve o isimlerin günden güne takipçi sayısı yükseldi, firmaların dikkatini çekip çalışmaya başladı.

        -Ve ben de Ece Uslu gibi hiçbir takipçi satın almadım.

        Tamam, evet o takipçi satın alan birçok kişi, "Çok iş yapıyor. Çok kişiyi kandırıyor. Çok daha ön planda gibi duruyor" ama kocaman bir yalan balonunun içinde de savruluyor. Hatta bana "Alsaydın, sen de yapsaydın, salaksın" falan da diyebilirler ki, dediler de ama bakın kaç gündür Instagram'da erişim yok. O kişiler ne mi yaptı? Sosyal medyanın açılmasını bekledi.

        Yani Ece Uslul'ar kalacak ve o kişiler yok olacak. Çünkü sosyal medya ile var olan ve kendini geliştirmeyen, dönüştürmeyen kişinin kalıcı olması imkansız, olanaksız.

        Ve yine o tipler, toplumsal bir olayda sesleri, soluklarını bile çıkartamıyor. Çünkü alt yapıları yok. Çünkü yarattıkları; yalan, dolan, sahte dünyalarında kendilerine yer edinmeye çalışıyorlar. Ama üzgünüm, sizi kandıramayacağım. Sosyal medya denen dipsiz kuyu yok olduğu an da, siz de yoksunuz.

        Diyeceğim odur ki, hepimiz öleceğiz. Gideceğimiz yer, ne yazık ki, bir karış toprak. Ve yanımızda da ne yazık ki, ne yalandan dolandan satın alınmış takipçi, ne de mal-mülk, şan-şöhret götüremiyoruz. Bu yalan kocaman, çirkin, kötü, insanların dünyasından da sadece geriye güzel sözler ve yaptıklarınız kalacak.

        ***

        Balık ye hafızan güçlensin

        Tabii bunları hep boşa konuşuyor, yazıyoruz. İnsanımız balık hafıza... Unutuyor, unutuyoruz. Yani takipçi satın alınmış, sosyal medyada hiçbir şey doğru değilmiş, sahte düzenin kurulduğu zaman zaman konuşulur ama sonunda ne mi olur?

        Unutulur... "Yani balık hafıza devreye girer" diyoruz ancak şu var ki, bizim nesil unutmaz, unutamıyor. Zamanı gelince taşı gediğine koymaya bayılır.

        Ben de zaman zaman, çoğu zaman, "Balık hafızayız unutuyoruz" tadında yazılar yazıyor, çiziyorum.

        Fakat büyüklerimizin bir bildiği var; “Balık ye hafızan güçlenir” dediğini düşünürsek masum balıkcıklara haksızlık yapılıyor.

        Bakın Cambridge Üniversitesi’nde hayvan davranışı üzerine doktora yapmış olan, vahşi yaşam sinematografı Alexander Vail’in Cambridge’in internet sitesinde yayımlanan araştırmasında balıkların insanları ve diğer canlıları üzerinden zaman geçse dahi hatırladıklarını ve ortak amaç için işbirliği yaptıklarını ortaya koymuş. Ve yine bir başka araştırma da St. Andrews Üniversitesi’nde Dr. Mike Webster, “Balıkların kuşlardan ya da memelilerden daha aptal olmadığına hatta birçok noktada daha akıllı olduklarına dair birçok kanıt bulunuyor” ifadelerini kullanırken, Golyan balığını örnek vermiş ve türün labirentlerin etrafında yollarını bulabildiğini, diğer balıkları tanıyıp, hangilerinin daha iyi rakip olduğunu hatırlayabildiğini aktarmış.

        Ve yine Kanada’daki Mac Ewan Üniversitesi’nde akvaryum balığı olan Afrika Cikleti üzerine araştırmalar yapılmış. Her balığı akvaryumun belirli bir bölgesinde yiyecek bulmak için eğitmiş. 12 gün sonra balıklar beslendikleri yerde yiyecek aradıkları kaydedilmiş. Sonuç olarak Afrika Cikleti 12 gün aradan sonra dahi besin kaynağının yerini hatırlayabilmiş

        Sonra en hafıza kısırlığı olan balık türü de Japon balıkları olarak belirlenmiş ancak, bu kanının da gerçeği yansıtmadığı bilim insanları tarafından kanıtlanmış. Ve Japon balıklarının en az 4 ay öncesini hatırlayabildikleri ortaya çıkmış. Yani balıkların hafızasının 10 saniyenin çok üzerinde olduğu ortaya çıkarılmış. Ve somon, hamsi, istavrit, sardalya gibi balıkların zeka gelişimine katkısını düşününce artık balıklara haksızlık yapmamaya karar verdim.

        Yani "Balık hafıza" olan balıklar değil, bu çirkin çağdaki insanlar ne yazık ki!!!

        Ancak insanımız bilinçli. Hele bizden önce ve bizim nesil kolay kolay unutmuyor. Bizim nesil çok balık yedik, hala da yemeye devam ediyoruz.

        E üç tarafımızda da deniz olduğunu düşünürsek bol bol balık yiyin gayrı...