Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Esin Övet Tutar mı dilencinin bedduası
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Cem Yılmaz diş randevusundan çıkmış, tam arabasına binecekken o da ne; hayatında ilk kez gördüğü, sesini duyduğu bir dilenci tarafından bedduaya maruz kalıyor.

        İstediğine kavuşamayan dilenci hiç tereddüt etmeden, hiç umursamadan, hiç "Acaba" demeden rahat rahat, geniş geniş beddua ediyor Cem Yılmaz'a. Çünkü istediğine kavuşamadı, alamadı parayı.

        Parayı alsa dua mı edecekti!!! Yok sadece parayı alıp gidecekti.

        Peki dilenciler sadece ünlülere mi beddua ediyor? Tabii ki hayır!!!!

        O anda tek fark Cem Yılmaz'ı kameralar çektiği için olay yansıyor. Bir de yansımayanlar var. Yani ünlü olmayanlara edilen beddua ve küfürler.

        Mesela Dolmabahçe'ye inen yolun ışıklarında da dilenciler sürekli beddua edip küfür ediyor para vermeyenlere. Hele bir para verme bakalım oradan gönül rahatlığı ile geçebiliyor musunuz? Zulüm oluyor o yol eğer para vermiyorsanız.

        Ve eminim bu çok kişinin de başına gelmiştir. Sadece orada değil, birçok yerde de durum aynı.

        ***

        Peki tutar mı dilencinin bedduası?

        Bence tutmaz.

        Çünkü dilenciler zulüm görmüyor, mazlum falan da değiller. Çoğu senden, benden sağlam kişiler. Ceplerini karıştırsan çuvalla para çıkar ki, çoğu haberlerde buna denk geliyoruz. Sapa sağlam, gururlu, çalışmayı seven dilenir mi? Hamallık yapar yine çalışmaz. Parasını taştan çıkartır.

        Yani o bedduadan iş çıkmaz.

        Şahsen beddua sevmeyen ve duyunca da eski kafalı biri olarak, direkt "Selamün Kavlen" diyen biri olarak siz siz olun etmeyin efendim.

        Unutmayın ki, o çirkin duygular, düşünceler döner dolaşır sahibine geri döner.

        Fakat şu var ki;

        -Gerçekten ihtiyacı olan kişi dilenmez.

        -El emeği, göz nuru bir şeyler diker, biçer, örer onu satar.

        -Mendil satar, su satar. Ama dilenmez.

        -O kişilere yardım edin.

        -Özellikle, tarlasından topladığı ürünleri yol kenarlarında satan kişilere de gücünüz yettiği kadar yardım edin.

        -O kişiler, kendilerinden bir şey almasanız bile beddua etmezler. Çünkü gerçekten ihtiyaçları vardır.

        -Zaten bunu ayırt edebiliyorsunuz.

        -O kişilere de helali hoş olsun.

        ***

        Anlayamadığım şeyler

        -Ünlülerin halk otobüsüne, metroya falan binmesi neden insanların dikkatini çekiyor hiç anlayamıyorum. En son Bade İşçil'in halk otobüsüne binerken çekilmiş fotoğrafı ve haberleri gün boyu, sosyal medyada döndü, dolaştı. Hatta bazıları, "Gördün mü, Bade bile otobüse biniyor" tarzında cümleler kurdu. Ne yani ünlü diye otobüsü, metroya binmesin mi? Ünlü diye illa ki, şoförlü arabalarla mı gezecek? Ünlü olmanın kaidesi mu mudur?

        -Bülent Ersoy'un gece yarısı mağaza açtırıp alış veriş yapması artık sıkmadı mı? Sözde milyon dolarlık mücevherlerini kameralara gösterip gösterip "Bir servet harcadım" demesi çok demode değil mi? 90'lardan kalmış demode haberciliğin de hala pirim yapması ve dikkat çekmesini de anlaşılır gibi değil.

        -Sibel Can'ın kilo muhabbeti. Neredeyse kendimi bildim bileli haber. Ve bu haberlere Sibel Can'ın "Kilo aldı, kilo verdi" tadında. Sibel Can'ın kilo vermiş fotoğrafları elden ele dolaştı. Yine sosyal ahali, "Yine kilo vermiş yakında alır" diye diye yorum yapması falan. Şahsen ben bu haberleri okurken artık utanıyorum. Yahu insanlar kilo alır, verir. Hastalığı vardır, sıkıntısı vardır. İlaç kullanıyordur. Asla aşamıyoruz bu kilo muhabbetini.