“Cuma gecesi sabaha karşı hareket var. Dua zinciri yarın başlatılacak. Herkes hazır ve nazır olsun.”
Ankara Başsavcılığı’nın 2017 tarihli Akıncı Üssü iddianamesinde geçen ve 15 Temmuz’dan 3 gün öncesine ait bir mesajla başlayalım.
Bu mesaj, örgütün askerî kanadında yer alan bir yüzbaşının mahrem imamına attığı mesaj olarak dosyaya girmiş. “Hareket” kelimesi darbe için kullanılıyor, dua zinciri ise klasik FETÖ ritüeli: illegal bir eyleme “manevi” kılıf.
Aynı gün, İstanbul’dan gelen bir mesaj:
“Abi dedi ki: Hiçbir şeye şaşırmayın. Plan hayata geçiyor. Sabırla bekleyen kazanacak.”
Burada da “plan” ifadesinin neyi ifade ettiği açık. Hemen ardından gelen şu satır ise örgüt psikolojisini özetliyor:
“Bu millet anlamaz, biz ne yaptığımızı biliyoruz. Geçmiş ümmetler de önce inanmamıştı.”
Hatırlarsanız darbe sırasında ekrana çıkan bir FETÖ’cü "Bizim halkımız bırakın G3 kurşununa karşı durmayı, yerde yatmayı bilmez. Askerliklerini ücretli yaptılar." diyordu.
Tam o sırada milyonlarca insan darbeye karşı sokaklara inmiş ve kurşunların üzerine yürüyordu bile. Zaten FETÖ’nün darbe girişiminde hesap edemedikleri tek şey halkın direnişi oldu. Yoksa binlerce sayfalık iddianamelere göz atarsanız planlarını nasıl ince ince ördüklerini, en ufak bir sapmayı bile hesapladıklarını, kimin hangi konuda nereye emir vereceğine kadar tüm süreçleri çalıştıklarını görürsünüz. Ama az önce değindiğim FETÖ’cünün söyledikleri ve ByLock yazışmaları halkın gücünü küçük gören bir zihniyeti ifade ediyor ve darbeyi durduran da bu güç oldu malum.
ByLock mesajlarına devam edelim.
15 Temmuz sabahı, saat 09.17:
“Abi, Akıncı netleşti. Kara çok daha güçlü. Yayın akışı önemli.”
Burada, örgütün darbe gecesi Akıncı Üssü’nü karargâh yapacağına dair açık bir referans var. Kara kuvvetleri içindeki örgüt mensuplarının hazır olduğunu ancak darbe bildirisi için yayın akışından endişe ediyorlar.
Saat 20.05, İstanbul:
“TRT için hazırlık başlasın. Bildiri kelimesi harf harf ezberlenecek. Okuma sırasında panik olmasın.”
Bu mesaj darbenin halk önündeki ilanı olan meşhur bildirinin nasıl okutulacağının örgüt içinde nasıl konuşulduğunu gösteriyor.
Saat 22.15, Ankara merkezli mesaj:
“Tanklar çıktı. Direnen olursa ez geç. Komutanlar çözülür. TRT yayını en geç 23.00’te alınacak.”
Bu satırla birlikte darbe girişimi başlıyor. İnsanlar o sırada köprüde direniyor. Ama bu satır, o insanlara karşı “ez geç” emrinin verilmesi ile bir katliama varan süreci başlatıyor.
Gece 00.47:
“Genelkurmay sıkıntılı, Hulusi Paşa direniyor. Netice alınmazsa plan B yok. Abiler tedirgin.”
Burada darbe planının tek ihtimalli olduğu anlaşılıyor. “Netice alınmazsa plan B yok” cümlesi, darbe girişiminin başarılı olacağına dair aşırı güveni gösteriyor.
Sabaha karşı 03.10’da ise bir mesaj zinciri var. Bu sefer panik havası var:
“TRT yayını kesildi. Sokakta millet var. Hava baskın yaptı mı belli değil. Komutan alınmadıysa iş biter.”
Ve hemen ardından:
“İnşallah inkâr çizgisine dönülür. Birlik olmazsak herkes gider.”
Yani darbe başarısız olunca yapılacak ilk iş belli: inkâr. Ne ByLock var, ne örgüt. Herkes kendini kurtarsın durumundalar. Aynı saatlerde sosyal medyada örgüt üyeleri “bizimle ilgisi yok” demeye başlıyor zaten.
Millet darbe ve işgal girişimini canı pahasına püskürtmüş ve bu yüzyılda da bir kurtuluş savaşını kazanmıştı. O saatlerde örgüt üyeleri aralarındaki yazışmada şu cümle geçiyordu.
Sabah 05:18:
“Abi yurtdışına çıkmayı önerdi. Telefonlar sıfırlansın. ByLock silinecek.”
Kaçışlar, çözülmeler ve kendileri açısından hiç beklemedikleri bir mağlubiyet.
FETÖ’nün inkar süreci daha ilk günden maalesef dolaşıma girdi. Yaydıkları yalan ve algı operasyonlarıyla bir süre insanların kafasını karıştırmaya çalıştılar. Ne yazık ki kimi siyasiler de bu söylemlere inanıp darbe konusunda FETÖ söylemlerini dile getirdiler. Ülkenin araştırmacıları, gazetecileri sürekli iddianameleri okuyup FETÖ’nün bu süreci nasıl planladığını anlatmaya çalıştılar. Ancak dün 15 Temmuz’un yıl dönümünde şunu açıkça gördük ki FETÖ algı operasyonlarını uzun süredir kimse ciddiye almıyor ve gündeme getirmiyor. Bu da sahada yendiğimiz darbe girişiminin yalanlarını da yendiğimizi gösteriyor.
Şehitlerimize ve Gazilerimize minnetle.