Her gün yüzlerce e-posta okuyorum! Onlarca cevap yazıyorum gelen e-posta’lara… Mail kutusunu temizlemek için kendime günler belirliyorum. Binlercesini siliyorum, binlercesi geri geliyor. Doğrusu bunları yaparken bir hastalıktan mustarip olabileceğim aklıma bile gelmiyor. Daha doğrusu gelmiyordu! Düne kadar…
Dün Emily Lawrence’ın geçen yıl GQ dergisinde çıkan bir yazısına denk geldim. Lawrence, “e-posta okurken ya da gönderirken nefes alışverişinize dikkat edin” diyordu. Günlük hayatımda o kadar saçma sapan şeye karşı dikkatli olmam gerekiyor ki e-posta okumanın ya da göndermenin neresinde ne tür bir tehlike var hiç düşünmemiştim ama işte dertler geldi mi üst üste geliyor!
California Üniversitesi’nde Farkındalık Tabanlı Stres Azaltma (MBSR) dersi veren David Perls, birçok insanın e-posta gönderirken farkında olmadan nefes alış verişlerini değiştirdiğini, kısa, sığ nefesler aldığını veya nefeslerini tamamen tuttuğunu, buna ‘E-posta apnesi' adı verildiğini söylüyormuş...
Evet bu cümleyi okuduktan sonra sizin aklınızdan geçen o soruyu ben de kendi kendime sordum: “e-posta apnesi mi, daha neler göreceğiz!?”
“e-posta apnesi, e-posta gönderirken nefesimizi tutma eğilimidir; bu kavram, bir kişinin gece boyunca nefesinin defalarca durup başladığı ciddi bir tıbbi durum olan uyku apnesinden türetilmiştir” diyor Perls ve bu terimin ilk kez yazar ve konuşmacı Linda Stone tarafından ortaya atıldığını belirtiyor.
‘BEYİN E-POSTA OKUMA İŞİNİ BİR TEHDİT OLARAK ALGILAR’
Bir süre önce ‘Yabancı Aksan Sendromu’ diye bir rahatsızlık olduğunu okumuştum. Bir kişi beyninde meydana gelen bir rahatsızlık sonrası aniden başka bir aksanla konuşmaya başlayabiliyormuş. Karadeniz aksanıyla konuşan birinin düşüp başını çarptıktan sonra uyandığında Ege aksanıyla konuştuğunu düşünün. Bugüne kadar bu durumda olan 100’den fazla vaka bildirilmiş... ‘e-posta Apnesi’nde vaka sayısıyla ilgili bir sayı bulamadım. Ancak David Perls, e-posta apnesinin sıkıntılı bir durum olduğunun insanların günlük yaşamlarında kaygı duygusunu arttırabileceğini söylüyor: “Sadece bu da değil düşünmeyi ve karar verme yeteneğini bulanıklaştırabilir...”
Her sabah masama oturup çayımı yudumlarken okuduğum e-postaların kaygılarımı arttırabileceğini, (sanki yeterince yokmuş gibi), karar verme konusunda saçmalamama neden olabileceğini hiç düşünmemiştim doğrusu... Psikiyatrist Jasmine Sawhne, bir kişi e-posta okuma ve yazmaya yoğun şekilde odaklandığında, artan bilişsel dikkat ve odaklanma nedeniyle farkında olmadan nefesini tutabileceğini söylüyor: “Beyin, e-postaları yönetme görevini potansiyel bir tehdit olarak algılar, bu da sempatik sinir sistemini aktive eder ve savaş ya da kaç yanıtını başlatır. Bu tür bir tepki, nefes almayı engelleyerek oksijen alımını azaltır ve kan dolaşımındaki oksijen ve karbondioksit dengesini bozar!”
SAĞLIKLI NEFES ALIP VERMEYİ TEHLİKEYE ATABİLİR
Dr. Haywood Stewart, yüksek başarıya ulaşanlar ve mükemmeliyetçilerin ‘e-posta apnesi’ne özellikle yatkın olduklarını, çünkü her e-postanın mükemmel olmasını istediklerinden, bu durumun daha fazla stres yaratıp yoğun bir odaklanma gerektirdiğini belirtiyor: “e-posta apnesi hemen zararlı bir şey olmasa da, eğer alışkanlık haline gelirse -saatlerce ve günlerce devam ederse- sağlıklı nefes almayı gerçekten tehlikeye atabilir.”
Ben her ne kadar bu ‘e-posta apnesi’ meselesine hala dudak büksem de bilim insanları durumun ciddiyeti konusunda ısrarcı. ‘e-posta apnesi’nin bağışıklık sistemini zayıflatabileceğini söyleyenler, hafızayla ilgili sorunlara yol açabileceği konusunda uyaranlar var. David Perls, yüzeysel nefesin daha fazla stres hissetmemize neden olabileceğini ve bu durumun kaygı döngüsünde sıkışmamıza yol açabileceğini belirtiyor: “Bu iki yönlüdür, yani kaygı yüzeysel nefes almaya yol açabilir ve yüzeysel nefes almak da kaygı duygularını tetikleyebilir.”
Neyse Allah dermansız dert vermesi, ‘e-posta apnesi’nden kurtulmanın da yolları varmış. Perls öncelikle durumun farkına varılması gerektiğini söylüyor! Eğer kendinizi dinleyip nefes almadığınızı ya da yüzeysel nefes aldığınızı fark ederseniz, nefesinizi yavaşlatmaya odaklanmanızı ve derin nefes alıp vermenizi öneriyor: “Oturuş şeklinizi değiştirmek de işe yarar, omurgayı uzatmak, daha dik oturmak ve omuzları gevşetmek, göğsü açar ve vücuda güvende olduğumuzu bildirir, bu da nefesi olumlu yönde etkiler.”
TÜM BU KAYGININ NEDENİ E-POSTA APNESİ OLABİLİR Mİ?
Dünden beri ‘e-posta apnesi’ konusunu düşünüyorum... Bilim insanları yeni yeni hastalıklar mı icat ediyor yoksa bizler adını bile duymadığımız hastalıkların elinde oyuncak olmuş bir şekilde her gün yeni bir çaresizliğe mi uyanıyoruz.
‘Kışın ortasında bile yaz kokusu duyan, konuşurken uzun cümleler kuran’ birisiyken bir süredir ne kış umurumda ne yaz, cümlelerim de kısaldıkça kısalıyor... Bir tül perdenin ardından, siluetler şeklinde, bulanık, akıp giden hayata bakıp duruyorum. Saçma sapan bir kaygıyla kol kola gezip her köşe başında bir başka korkuyla göz göze geliyorum. Ve tüm bunların sorumlusu ‘e-posta apnesi’ olabilir mi?
Bilemiyorum doğrusu, ‘e-posta apnesi’ne tek söyleyebileceğim “99 yarem var bir yare de sen açma...”