Harikalar Diyarı’nda bir yandan saatine bakıp bir yandan da “Ah! Ah! Geç kaldım! Geç kaldım!” diye bağırarak telaşla dolaşan Alice’in dostu Beyaz Tavşan’ı anlıyorum! Bir yerlere geç kalmak benim de hiç sevmediğim bir şey. Bir randevu için söz vermişsem tam vaktinde buluşma yerinde olmak için saatler öncesinde kendimi hazırlarım. Dakikalar önce randevu yerinde olup buluşacağım kişiyi beklerim; bunu da hiç sorun etmem önemli olanın benim tam zamanında gitmiş olmam diye düşünürüm. Birini beklemekle derdim yok, bekletmek kabusum!
Randevularıma hiç geç kalmıyor muyum? Tabii ki kalıyorum; Harikalar Diyarı’nda bile çeşitli nedenlerden bir yerlere geç kalınıyor, bir yerden bir yere tam zamanında gitmenin mucize sayılabileceği İstanbul’da randevu saatini hangimiz kaçırmıyor ki! İşte o durumlarda ben Beyaz Tavşan’a dönüşüyorum. Randevuya yetişmek için, ne yapacağımı bilemediğim bir telaş ve aceleci adımlarla koştura koştura buluşma yerine ulaşmaya çalışıyorum. Zamanın bu kadar değerli olduğu bir çağda birinin zamanını çalmanın utancıyla buluşacağım kişinin karşısında büyük bir mahcubiyet duygusu kaplıyor içimi, bir daha asla geri alamayacağımız kayıp birkaç dakikanın hüznü çöküyor omuzlarıma... Geç kalmayı sevmiyorum!
Geçenlerde bir konserde, mekanı dolduran yüzlerce kişi bir sanatçımızı beklerken Beyaz Tavşan’ı düşündüm. Sanatçı şimdi kuliste sahneye çıkmak için “Geç kaldım, geç kaldım” diye telaşla dolanıyor mudur acaba? Sonra kendi kendime “Sanmıyorum” dedim. Çünkü ülkemizde tam vaktinde konsere başlayan bir sanatçımıza denk gelmediğimi fark ettim.
“HANGİ HAKLA İNSANLARI 40 DAKİKA BEKLETİYORSUNUZ!”
Episode Dergi Yayın Yönetmeni arkadaşım Oben Budak önceki gün Instagram’da bir paylaşım yaptı. Oben, Türk dizilerinin dünyaya pazarlandığı TV fuarında düzenlenen basın toplantılarına sürekli geç kalan oyuncularımızdan dert yanıyordu: “Basın toplantılarında bana sürekli ‘Türk ünlüleri neden sürekli geç kalıyor’ diye soruluyor. Evet şimdi de ben bu soruyu sormak istiyorum, neden geç kalıyorsunuz? Dünya basınının önüne çıkmaktan daha önemli ne işiniz olabilir? Leonardo DiCaprio, Bon Jovi, Sting, Lady Gaga, Jennifer Lawrence gibi isimlerin toplantılarına katıldım 5 dakikadan fazla beklettiklerini hatırlamıyorum. Sizi iki dakika bir yerde bekletseler kıyameti koparırsınız, hangi hakla insanları 40 dakika bekletebiliyorsunuz?..”
Programı aylar öncesinden belli bir basın toplantısına 40 dakika geç kalmak şımarıklıktan başka bir şey değil!
Tıpkı aylar öncesinde yeri ve saati açıklanan, biletleri satılan bir konserde seyirciyi dakikalarca bekletmek gibi... Oben basın toplantısına geç kalan sanatçılardan dertli ben de konsere zamanında başlayamayan ‘ünlü şarkıcılardan!’
Burada genç sanatçı, yılların sanatçısı falan fark etmiyor bizde konserlere geç çıkmak sanatçılığın şanından sayılıyor! Geçen yıl İnönü Stadı’nda Ajda Pekkan’ı 50 dakika beklediğimiz hatırlıyorum hala! 21.00’de başlaması gereken konser neredeyse 22.00’de başladı. Bittiğinde saat gece yarısını geçmişti. Aynı anda binlerce insan sokaklarda taksi arıyor. Toplu taşıma azalmış. Metro bitmiş... Dolmabahçe’den Kadıköy’e eve geldiğimizde saat sabaha karşı 02.40 olmuştu. Hafta arası bir gece çok sevdiğimiz bir sanatçıyı dinleyeceğiz diye uyumadan kabus gördük resmen!..
KONSERE ZAMANINDA BAŞLAMAK SİZİ KÜÇÜLTMEZ SAYIN SANATÇILAR
Ağustos ayında İngiltere’de iki büyük konser izledim. İlki Colchester’da James konseri. Biletimizde grubun sahneye saat 20.30’da çıkacağı yazıyordu. Tam 20.30’da konser başlamıştı. Saat 22.30’da son şarkılarını söyleyip sahnede inmişlerdi. Konsere katılan binlerce kişi 23.00’teki Londra treniyle evlerine döndü...
İkinci konser Wembley Stadı’nda 85 bin kişinin izlediği Coldplay konseriydi. Grup tam ‘önceden bildirdikleri’ gibi saat 20.30’da sahneye çıktı. 22.30’da konser bitti. Ne bir dakika erken ne bir dakika geç. 85 bin kişiye evlerine sağ salim dönmeleri temennisini iletip sahneden ayrıldılar. Metro, otobüs ya da şahsi araçlarıyla insanlar normal bir saatte evlerine döndü.
Biz burada sanatçılarımızın zamanında sahneye çıkmalarını arzuluyoruz naçizane ama bizim onlara duyduğumuz saygının yüzde birini onlar bu konuda bize göstermiyorlar.
Coldplay, Londra konserlerinin son günlerde metroda grev olacağı için, biletlerin tamamı satılmış 2 konserlerini ileri bir tarihe erteledi. Nedeni, insanların metro olmadan Londra’nı biraz dışında kalan Wembley’den eve dönmelerinin büyük eziyet olacağıydı: “Sizin konser alanına rahatlıkla gelip, huzurla evinize dönmeniz bizim için her şeyden önemli…”
Yurtdışında da mutlaka konsere geç çıkan şarkıcılar ve gruplar vardır ama bizde bu bir tür ‘cool’luk olarak değerlendiriliyor galiba... Kulisten seyircilere bakıp "Biraz daha beklesinler, benim gibi büyük bir sanatçı beklenmeyi hak ediyor" falan mı diyorlar acaba?
Sanatçılar için seyircilerine saygı göstermek, sadece sahne performanslarıyla değil, aynı zamanda zamanlamalarıyla da ilgili bir durum. Geç başlayan konserler, seyircinin zamanına ve beklentilerine bir duyarsızlık göstergesi: “Bekleyeceksin kardeşim, beklemeyen gelmesin!”
Sevgili sanatçılar sizlerden Alice’in Beyaz Tavşanı gibi “Geç kaldım, geç kaldım” diye randevunuza yetişmek için ortalıkta telaşla koşuşturmanızı beklemiyoruz. Ama yeri ve zamanı ayla öncesinden belli konserinize de bi zahmet tam zamanında çıkmayı becerin lütfen. Seyircinize bu özeni göstermeniz, tam zamanında sahneye çıkmanız sizleri küçük sanatçı yapmaz…
Biliyorum şimdi bu yazıyı okuyup, “Bu kadar şey var buna mı takıldın” diyenler olacaktır. Birilerinin de böyle küçük şeyleri dert edinmesi gerek, Bülent Ortaçgil’in dediği gibi, “Hep küçük şeyler, bizi yönlendiren, sevindiren, düşündüren...”