Henüz 31 yaşında. Bu O’nu Türkiye’nin en genç erkek Belediye Başkanı yapıyor…
Yönettiği nüfus, tabela üzerinde 203 bin, mevcutta 700 bin, önümüzdeki ay itibarıyla da 1 milyon 200 bin civarında olacak…
Türkiye’nin Ege ve Akdeniz çanağındaki en önemli turizm merkezlerinden birini yönetmek öyle herkesin harcı değil…
Sürekli odaktasınız. Turizminiz, kentleşmeniz, alt yapınız, ticaretiniz, trafiğiniz, güvenliğiniz, misafirleriniz, eğlenceniz, deniziniz, havanız, güneşiniz hep radarda…
Dert olunca yalnızsınız; başarı da herkes ortak. Kolay değil Türkiye’de böyle bir koltukta oturmak…
Üstelik taşıdığınız şapka nedeniyle sadece bir partinin değil herkesin yani tüm Bodrum’un başkanısınız…
***
“Partili Başkan” sıfatı son günlerde siyasi terminolojinin “hakaret” kısmında yer alıyor. Yaratıcılıktan uzak olduğu için bu türden ayrışmaları sevmiyorum… Siyasette rövanş tavrının memleketi getirdiği birçok kötü oylumdan geçtik çünkü. Nezaket bir şekilde hizmetin de dinamosu…
Tamer Mandalinci nazik bir belediye başkanı. Öfkeyle değil, şefkatle yaklaşıyor Bodrum’a. Memleketin sorunu en bol olan coğrafyalarından birinde hizmete odaklanmış. “Herkesin Başkanı” olarak tanımlıyor kendini…
Elbette partilerin yerel yönetim politikaları var. Özneye bunu alıyor ama yüklem de ortak mutluluğu teğet geçmiyor…
“Hepimizin bir tane Bodrum’u var. Ve odaklanmamız gereken memleketin kaybedilmiş bir dakikasının olmaması…
Bu toprakların en eski ailelerinden birinin son kuşağını temsil ediyorum. Bir dönem milletvekilliği ve bir süre de Bakanlık yapmış (60’lı yıllar) Büyük amcamın dışında aileden siyasete yakın duran fert sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor…
Çocukluğumdan beri Bodrum denizine, semalarına, ekip biçtiğimiz mandalina bahçelerine dalıp giderek kariyer saatimi hep 35 yaşımda politikacı olmaya kurmuştum…
5 yıl erken oldu. Bu bana olduğu kadar benim gibi hayallerinin peşinden giden tüm Bodrumlu genç ve çocuklara zaman kazandırmış oldu. Şimdi buradayım, yarın kolektif bir takım çalışmasıyla gerçekleştireceklerimizle nerede olurum az çok onun da hayalini kuruyorum”…
***
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, son yılların en nitelikli sezonunu yaşayacağımızı söyledi geçenlerde. Hal böyleyken Bodrum’un durumu da merak konusu elbette…
Misal su sorunu, misal imarlaşma, misal yollar, misal konaklama, misal fiyatlar, misal eğlence, misal lahmacun!
Sonuncu maddeden başlayarak konuya giriş yapıyor. “Bodrum’da daha fırınlar yanmadı. Hamurlar mayalanmadı. İç harçlar hazırlanmadı. Lahmacun için çok erken, Bodrum için çok geç bunu konuşmak için…
Bu yaz geçtiğimiz sezona oranla daha az susuzluk çekeceğiz. Yine trafikte sinyalizasyon ve yolların durumundan kaynaklı kaosu kontrol altında tutuyoruz. Oteller denetleniyor.
Kıyılar halkın ve bu anlamda 73 plajımız halka kimi ücretsiz kimi de makul rakamlarla sonuna kadar açık…
Sahillerde masa sandalye, merkezde hanutçu, ana arterlerde tabela, plajlarda işgal sorununa karşı kırıp dökmeden vaziyet aldık. Hijyen ve kontrol uygulamalarında sorunları geride bıraktık. Ve bunların hepsini geçtiğimiz yılların analizlerinden çıkardığımız detaylı çözümlerle yaptık…
Bodrum’un rengini Bodrum’a teslim etmek üzere “beyaz” bir devrim başlattık. Nereden geldiğini bilmediğimiz antrasit renkli mimariye savaş açtık. Bizden önceki sehven yapılan hataların bir çoğunu gözden geçirdik, ve dönülmesi gereken yerden döndük…
Bunların hepsi yaşarken görülmesi gereken Bodrum, dünyanın 7 harikasından birine ev sahipliği yapmış Halikarnasos için. Devamı da geliyor…”.
***
İcraat koltuğunda bir yılı dolduran Tamer Mandalinci çalışma arkadaşlarına göre yerinde duramayan bir başkan olduğu kadar mesleğinin genetiğinde bulunan fırça izlerini de ilçenin her yerine atmaya kararlı bir Mimar…
“Kendi içime sinmeyen, çocukların gülmediği, tüm yaratılmışların huzur içinde ‘Ben, Sen, O’ diye ötekileştirildiği bir adresi temsil etmem imkansız…
Bodrumlu hemşerilerimin bana gösterdiği teveccühü, Bodrum’u teveccüh gösteren her vatandaşımıza taksim etmek zorundayım…
Çok genç ama inançlı bir ekibin; gerek eğitimi, gerek birikimi, gerekse vizyonuyla eş zamanlı adımlarla onur duyacağımız bir turizm başkentini ayağa kaldırmaya çalışıyoruz.
O çok şöhretli Bodrum’a itibarını iade edeceğiz elbette. Bunu önce insan ve kent ilişkisini düzelterek ardından da yarının ufkuna doğru hedefler koyarak yapacağız…
Elbette ihtiyacımız olduğunda bize uzanan değerli elleri tutarken hayıflanmayacak, verilen her desteği kentin hafızasına nakşedeceğiz…
Bir Sayın Bakanla ya da farklı dünya görüşünden bir otoriteyle kavgamızın olması mümkün değil. Memleketini sevenlerin toprağıdır Bodrum; içtiğimiz su, yediğimiz lokma burnumuzdan gelir aksi halde…”.
Ben de bir dönem Belediye Başkanlığına adaylığımı koyduğumda elimde tuttuğum şemsiye herkes içinde. O yüzden bu genç adamın yüzündeki tanıdık manzaraya tebessüm ediyorum…
***
Tanışalı çok olmadı Tamer Mandalinci ile. Ama sanırım uzunca bir süre yakından takip edeceğim seçtiği yolu…
1980’lerin ortasında bir el çantasıyla geldiğim sahil kasabasının yerinde koca bir kent duruyor çünkü…
Geçen yıllar aklını karıştırmış olsa da kendine aklı başında bir kılavuz kaptan bulmuş gibi…
Bu yüzden sezon boyu tüm icraatlarına gemici dürbünüyle bakacağız Tamer Mandalinci’nin. Bodrum yelkenini, maviliklere sürecek mi göreceğiz. İhtiyacı olan zamanı da vereceğiz. Sonrası, Allah kerim…
Bin yıllık dostum, 500 yıllık Bodrumlu, süngercilik de mavi tur esnaflığı da yapmış Mustafa Güneri’nin dediği gibi; “Gemicinin cahili kaptanla uğraşır” çünkü…
Biz seyrimize bakalım hele!