KADIKÖY’deki bir pazarda, yaşıtları tarafından bıçaklanarak öldürülen Ahmet Mattia Minguzzi cinayeti hepimizin yüreğini yaktı…
Her çocuk cinayetinden sonra yaşanan tartışmalar ise burada da tekrar ediyor…
Üzerinde durulan çocukların bu cinayeti işlemesine yol açan nedenlerden çok, Türk Ceza Kanunu’nda yeni bir düzenlemeye gidilmesi yönünde…
Peki, bu çocukları bu noktaya getiren nedenler ne?
Neden bu yaştaki çocuklar çeteleşme gereği duyuyor?
Sosyal medya üzerinden birilerini tehdit ederken, arkalarında hissettikleri, güç aldıkları kimler?
Veya kimleri rol model alıyor?
TED EĞİTİM DEĞERLEME RAPORU’NUN SUNDUĞU…
Daha önemlisi okul ile olan ilişkileri ne?
Kısa süre önce sohbet ederken TED Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, her yıl düzenli olarak çıkardıkları Eğitim Değerlendirme Raporu çalışması sırasında rastladıkları ilginç bir veriden söz etmişti.
Bir zamanlar Doğu ve Güneydoğu illerinde çok daha yaygın olan okula gitmeyen çocuk oranının son yıllarda batıya kaydığını aktarınca şaşırmıştım…
Bu halimi görünce, “Sadece bizim veriler değil, TÜİK’in Çağ Nüfus Verileri de bizi doğruluyor” demiş ve ilköğretim çağındaki 600 bini aşkın çocuğun okul ile ilişkisinin hiç bulunmadığından söz etmişti.
Pehlivanoğlu’nu dün arayıp Ahmet Mattia Minguzzi cinayetine karışan çocukların da 15-16 yaşlarında olduğunu anımsattım…
Okula gitme oranı düşen yerlerde suça karışan oranındaki artışa ilişkin verilerinin hala geçerli olup olmadığını sordum.
“Tam zamanında aradın. Pazartesi günü (Yarın) Raporu açıklıyoruz” diye söze girdi.
Her zamanki gibi, zekasına hayran bırakan cevvallik içinde verileri sıralamaya başladı…
Raporunda yarın göreceğimiz verilerden bazılarını da yazmamak üzere verdi; hepsi ürkütücü…
5 YAŞ GRUBUNDA OKULA GİTMEYEN SAYISI ARTTI
Konumuzu ilgilendiren bölüme ilişkin aktardığı veriler ise endişe verici…
Türkiye’de 2022-2023 öğretim yılında 5 yaş grubundaki yaklaşık 168 bin öğrenci hiçbir kademedeki okula kayıt yaptırmamış…
Geçen dönem ise (2023-2024) bu rakam 5 bin artarak 173 bin seviyesine çıkmış…
Rakama orantısal bakıldığında ise durumun vahameti daha iyi anlaşılıyor; çünkü bu yaş grubunda olan çocuklar, toplam nüfusun %14’üne denk düşüyor…
ORTA ANADOLU'DA ÇOĞALDI
Dikkat çeken yönü de yukarıda da sözünü ettiğim gibi 5 yaş grubunda olup zorunlu eğitim alması gereken çocukların ağırlıklı bölümünün bulunduğu kentler.
Bir zamanlar Doğu ve Güneydoğu’da karşılaşılan bu gerçek, son dönem Orta Anadolu’ya kaymış.
Beş yaş grubunda olup okul öncesi okullaşma oranının en düşük olduğu kentlerde %78,6 ile İstanbul birinci sırada yer alıyor...
Onu, %78,4 ile Gümüşhane ve Ağrı, %78,2 ile Yozgat, %75,5 ile de Çankırı izliyor…
Beş yaş grubundaki çocukların okul öncesi eğitiminden %20 ile %25 oranında dışarda kalması, çocukların gelişimi açısından fırsat eşitliğinde geride kalmalarına, mahrum bırakılmalarına yol açıyor.
OKULA GİTMEYEN SAYISI ARTTI
İlkokullardaki durum da farklı değil…
Yine TÜİK verilerine göre zorunlu eğitim çağındaki 612 bin 814 çocuk okul dışında kalmış…
Endişe verici olan ise geçen yıla göre oranın %38,4 artarak tarihin en yüksek rakamına ulaşmış olması…
Nedenin ekonomik olduğu da bir gerçek…
Pehlivanoğlu, yaş gruplarına göre yaptıkları ayrımın sonuçlarını da sıraladı…
Zorunlu eğitim olmasına karşın, okul dışında kalan çocukların %73,9’u 14-17 yaş arasında bulunuyor.
Bu rakamlar çok ilginç suça karışan çocukların oranıyla paralellik gösteriyor.
TÜİK VERİLERİ DE DOĞRULUYOR
TÜİK verileri bu gerçeği net ortaya koyuyor…
Geçen yıl çocuk yaştakilerin karıştığı olay sayısı 537 bin 583 olmuş; bunun 352 bin kadarı erkek, 186 bin kadarı da kadın çocuklardan oluşuyor…
Suça sürüklenen çocukların %39,8’i yaralama olayına karışmış; hırsızlık ise bunun ardından geliyor oranı %20,8…
SUÇA KARIŞANLARIN ÇOĞUNLUĞU AHMET’İ ÖLDÜRENLERİN YAŞINDA
Yaş aralığına bakıldığında ise bir başka ciddi tablo karşımıza çıkıyor…
Ahmet Mattia Minguzzi’yi de öldürenlerin bulunduğu 15-17 yaş aralığında yer alan çocukların işlediği suç sayısı çok daha yüksek…
Orta öğretim kademesine denk gelen 15-17 yaştaki okula gitmeyen çocuk sayısı geçen yıla göre %59,4 oranında artış göstermiş.
Önceki dönem (2022-2023), 15-17 yaş arasında 284 bin 68 çocuk okula gitmezken, geçen öğretim dönem bu sayı (2023-2024) 452 bin 672’ye yükselmiş…
İlginçtir, ikinci sırada yer alan ise bu grubun iki alt yaş grubunda yer alan 11-13 yaşındakiler…
Suçlarına bakıldığında ise bine yakın öldürme, 78 bin de yaralama eylemini gerçekleştirdiği rakamına yer veriyor…
Okula gidenlerin durumu da aslında vahim; 4 milyon 733 bin öğrenci, 30’dan fazla öğrencisi olan şubelerde ders görüyor.
Yeni yapılan okul sayısı da gelen öğrenci sayısına yetmiyor; çünkü Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesinin %81’ini personel gideri ile SGK ödemeleri oluşturuyor…
YAPAY ZEKANIN DURUMU
Yükseköğretimdeki durum ise çok daha sıkıntılı…
Dünyanın yapay zeka çağına göre öğrenime geçtiği, insanların makinadan daha kaliteli ve hızlı öğrenmeye ihtiyaç duyduğu bir zeminde Rapor ağır bir şekilde önümüze Türkiye’nin içinde bulunduğu gerçeği koyuyor…
Üniversiteler 28 Yapay Zeka Mühendisliği bölümü açmış, 10’unda profesör, 14’ünde de doçent ve profesör öğretim üyesi yok.
Olanların çoğunun da lisansları veya yüksek lisansları yapay zeka üzerine değil, elektrik, elektronik veya bilgisayar mühendisliğinden gelenlerden oluşuyor…
Rapor, politik bir bakışa yer vermeden, kamu kurumlarının sunduğu rakamlar üzerinden giderek durumuzu ağır bir gerçekle ortaya koymuş…
Bize sunduğu da açık; böyle bir ortamda sivrisinek de ürer, kene de…