Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        TBMM’DE dün kuliste hangi milletvekili grubuna rastlasam aynı konuda sohbet ediyordu:

        “CHP’nin Kurultayı iptal edilecek mi?”

        Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney’in CHP’nin İstanbul Kongresi kapsamında ifadeye çağrılması da bu tartışmayı daha da tetiklemiş görünüyordu.

        Önceki yazımda da altını çizdiğim “Mutlak Butlan…” yani “hukuki işlemin temelinde bulunan bir eksiklik veya bozukluk nedeniyle yapılan işlemin geçersiz sayılması” halinin CHP Kurultayı için işletileceğine ilişkin kanaat Ankara’da oldukça yüksek...

        SAVAŞ’IN BAŞVURUSU

        CHP delegesi eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Levent Çelik ve Hatip Karaaslan’ın 2023 Kasım Kurultayının yok sayılmasına yönelik ikinci başvurusu da bu bakışın güçlenmesine katkı vermiş...

        Şunu belirteyim, son dört gündür partilerin hukukçuları, konu ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılıkları yetkilileri, hukuk insanları ve YSK’nın temsilcileriyle konuşuyorum.

        Sadece CHP değil, muhalefet partileri de gelinen noktadan kaygılı…

        Neden de Mutlak Butlan halinin işletilmesi durumunda geçmişe yönelik olarak önüne gelenin Asliye Hukuk mahkemelerinde dava açma yoluna gideceği endişesi…

        ÜÇ AYRI SÜREÇ

        Dava sürecinin işlerliği açısından meseleye bakıldığında ise şunu söylemek olası.

        Birlikte gibi değerlendiriliyor olsa da ayrı yürüyen üç farklı süreç var; birisi İstanbul Kongresi üzerinden devam eden soruşturma…

        İkincisi Bursa’daki başvuru sonrası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına aktarılan 2023 Kasımındaki Büyük Kurultay ile ilgili soruşturma...

        Üçüncüsü de Lütfü Savaş ve arkadaşlarının Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yaptıkları başvuru kapsamındaki süreç…

        MUTLAK BUTLAN NASIL OLUŞUR?

        Davanın açılıp açılamayacağına ilişkin de farklı görüşler var…

        CHP ve bazı muhalefet partilerin hukukçuları, kurultaydaki seçimleri temel alarak itiraz süreçlerinin bittiğini ileri sürüyor.

        Ancak bazı hukuk insanları da farklı düşünüyor.

        Onlara göre süre sınırı YSK açısından işler, ancak Asliye Hukuk Mahkemesi açısından bunu söylemek olası değil.

        Neden de Siyasi Partiler Yasası’nın, kendinde hüküm olmaması durumunda başvurulacağına işaret ettiği Dernekler Yasası ile Türk Medeni Kanunu…

        Her ne kadar Siyasi Partiler Kanunu (21) tutanaklara iki gün, Medeni Kanun (83) da bir ile üç ay içinde itiraz edilmesi gerektiğini düzenlemiş olsa da son fıkrasında önemli bir hüküm yer alıyor:

        “Genel kurul kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumlar saklıdır…”

        DERNEKLER KANUNU: İPTALE KARAR VEREBİLİR…

        Zaten MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın X hesabı üzerinden dikkat çektiği, mevcut CHP yönetiminin de olağanüstü kurultay kararı alamayacağına yönelik hukuki bakışı buradan kaynaklanıyor.

        Yasadaki bu hüküm gereği süreye bakılmaksızın her zaman dava açılmasının önü açılıyor.

        Siyasi Partiler Yasası’nın kendisinde bulunmaması halinde hükümlerinin uygulanacağına işaret ettiği Dernekler Kanunu (32/1.b) da genel kurul toplantılarının kanun ve tüzük hükümlerine uygun yapılması gerektiğine vurgu yapıyor.

        Devamındaki şu cümle ise tartışmanın odağını oluşturuyor:

        Mahkemece, kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak yapılan genel kurul toplantılarının iptaline de karar verilebilir…”

        HÜKÜMSÜZLÜĞÜN TESPİTİ DAVASI

        Dolayısıyla, Asliye Hukuk Mahkemesi, Savaş ve arkadaşlarının yeni başvuruda dile getirdikleri soruşturma kapsamında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından belgeleri isteyebilir…

        Bunun sonucunda “mutlak butlanla” yani kurultayı yok sayan kararla davayı açabilir veya ihtiyatı tedbir ile 6 Nisan’daki Olağanüstü Kurultay sürecini durdurabilir.

        Çünkü “iptal davalarından farklı olarak; kamu düzenine, hukukun emredici kurullarına, genel ahlaka aykırı olan ya da konusu imkansız olan genel kurul kararlarının hükümsüz olduğuna, bu şekilde anılan kararlara karşı iptal davası değil, kararın hükümsüzlüğünün tespiti için dava açılabileceğine” kanun imkan tanıyor…

        İSTANBUL KONGRESİNDE DURUM?

        Burada önemli bir diğer nokta, iptal davasından farklı olarak “kararın hükümsüz sayılması durumunda” hukuki faydası olan herkesin, süreye bağlı olmaksızın dava açma hakkına sahip olması…

        Dolayısıyla, “Asliye Hukuk Mahkemesi açısından, yokluk veya mutlak butlan hallerinde süre açısından bir bağlayıcılık söz konusu değil…”

        İstanbul Kongresi için de bu durumun geçerli.

        İstanbul Kongresi’nin iptal edilmesi halinde, bu ilin 196 delegesinin oyları da geçersiz sayılacak.

        Kurultay’da yarışan Özgür Özel ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında ilk turda 18 oy fark vardı; bu sayının seçime etki edeceğine vurgu yapılıyor.

        Ancak CHP çevreleri bu yaklaşımı doğru bulmuyor…

        Sonucun ikinci tur oylamada alındığını, bu oylamada farkın 300’ü aştığını, 196’dan büyük olduğu için iptale gerekçe yapılamayacağını ileri sürüyor.

        “ANCAK SAYIM DÖKÜMDE HİLE OLURSA…”

        CHP’deki süreçlere ilişkin en güçlü savunma ise Kurultay’daki oylamanın YSK’yı temsilen Çankaya İlçe Seçim Kurulu tarafından yapılmış olmasına yönelik…

        YSK’da en uzun süre görev yapan, aynı zamanda CHP’nin Temsilciliğini de yürüten hukukçu Mehmet Hadimi Yakupoğlu, Asliye Hukuk mahkemelerinin veya Başsavcılıkların bir kurultayı iptalinin söz konusu olamayacağını belirtti.

        Yakupoğlu’nun dayandığı temel ise Siyasi Partiler Yasası’nın 112’inci, Anayasa’nın da 79’uncu maddesi…

        Bu hüküm kurultaylarda ancak “oylamanın sayım ve döküm işlemlerine hile karıştırılmasını hile” olarak kabul ediyor.

        Anayasa’nın 79’uncu maddesi ise, seçimlerin başlamasından bitimine kadar, bütün işlemlerin yürütülmesinde YSK’yı yetkili kılıyor.

        Anayasa, seçimlerle ilgili, “bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme ve karara bağlama” yetkisinin de YSK’da olduğunu, “başka bir merciye başvurulamayacağı” hükmünü taşıyor.

        Yakupoğlu dünkü sohbetimizde SPK ve Anayasa’dan yola çıkarak, Kurultay’daki seçim işlerinin Çankaya İlçe Seçim Kurulu tarafından yürütüldüğünü belirtip ekledi:

        Eğer burada bir mutlak butlan hali oluşmuşsa, Çankaya İlçe Seçim Kurulu tarafından yapılan işlemlerde hatanın olması gerekir. YSK’ya bugüne kadar bu yönde yapılmış tek başvuru yok. Özgür Özel’e mazbatayı da Çankaya İlçe Seçim Kurulu verdi. Seçim öncesinde kime ne teklif edildi, kim ne aldı, ne verdi; bunlar oylamadaki sayım ve dökümün konusu değil. Çünkü oy veren kişi kabine girdiğinde vicdanıyla baş başa kalır. Kabine girip oy verirken, birilerine verdiği sözün gereğini yerine getirdi mi bilmek olanaksızdır. Her seçimde adaylar bir şeyler vaat eder. Önemli olan da kurultayda oy kullanmanın sağlıklı olması, kabinde özgür iradesiyle baş başa kalmasıdır.”

        Yakupoğlu, geçmişte de başka kurultaylara ilişkin benzer şikayetlerin geldiğini, YSK’nın sadece oy verme sürecinde sakatlığın olup olmadığına baktığını da kayda geçirdi…

        “HER KONGRE SAKAT DOĞAR…”

        CHP’nin Çankaya İlçe Seçim Kurulu’na 6 Nisan’da Olağanüstü Kurultay’a gidilmesine yönelik bir başvurusunun bulunduğunu, sürecin başladığını, bundan geri dönüşün de söz konusu olamayacağını belirtip ekledi:

        “Eğer Asliye Ceza mutlak butlan ile kurultayı iptal edecekse bu YSK’nın alanına da girmesi anlamına gelir. Bunu yapamaz Anayasa’ya aykırıdır. Tek yetkili olan YSK’nın onay verdiği bir seçimi Asliye Hukuk’un iptali, yetki gaspının ötesinde, bundan sonra her partinin kongresinin sıkıntıya sokulacağı, sakat doğacağı anlamına gelir. Çok eski kongreleri de sıkıntıya sokar.”

        İstanbul Kurultayı’na ilişkin sürecin de bu kapsamda ele alınması gerektiğine işaret etti.

        CHP’DEN YOĞUN DİPLOMASİ...

        CHP yönetiminin de siyasi partilerin önde gelen isimleriyle temasa geçtiği belirtildi.

        CHP lideri Özgür Özel’in İstanbul’da kendisini ziyaret eden muhalefet partilerinin liderlerine, “Kurultay iptaline gideceklerdi. Cuma günü saat 16:59’da kararlarını açıklayacaklardı. Biz birkaç dakika önceden gidip Olağanüstü Kurultay başvurusunu yaparak önünü kestik” dediği aktarıldı.

        CHP’nin önde gelen hukukçu isimlerinin de diğer partilerle TBMM’de temas kurup, Asliye Hukuk mahkemeleri eliyle böyle bir sürecin önünün açılmasının, ileride yaratacağı sorunlara işaret ettiği de gelen bilgiler arasında…

        Bütün bunlardan yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki CHP’de kafalar karışık.

        Eğer bir mutlak butlan hali olursa, o zaman CHP yönetiminin bugüne kadar aldığı kararlar da sakat durumda kalacak.

        Bunun içinde Hazine yardımının harcanmasından, yerel seçimde belediye başkan adaylarının belirlenmesine kadar çok sayıda karar var.

        Bu da CHP açısından tam bir kaos demek…

        CHP yönetiminin diğer partilerle temasında ileride benzer sürecin başlarına gelebileceği konusunda uyardığı, 6 Nisan’daki Olağanüstü Kurultay ile sürecin sağlıklı tamamlanması için destek istediği belirtiliyor.

        Ankara’da diken üstünde bekleyiş sürüyor…