NEREDEYSE üç aya yakın süredir CHP kurultay davası gündemin ön sırasını tutuyor.
CHP’liler, önce Cumhuriyet Başsavcılığının bir başvurusu ile Asliye Hukuk hakimliğinin, “Mutlak Butlan kararı ile kayyum atayacağına” inandı…
Bekledikleri Cuma günü saat 17:00’de karar gelmeyince, bu kez süreyi uzatıp, aynı beklentiyi dile getirmeye devam etti.
Bunun üzerinde kendisine bir de iç kavgaya kadar varabilecek tartışma alanı oluşturdu.
DAVAYI KILIÇDAROĞLU KAPATABİLİR MİYDİ?
Sanki önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu açıklama yapınca Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki dava sonuçlanacakmış gibi bir tutum geliştirdi.
Dava sürecine dönük strateji belirleyip, içeride daha güçlü ve dinamik görünmek bir yana, tersi tutumla davayı kamuoyu nezdinde coşturdu.
AK Parti YSK Temsilcisi, Isparta Milletvekili Recep Özel’in de dile getirdiği gibi YSK’nın uhdesinde olan bir konuda dava açılamayacağı üzerinde politika üretmek yerine, okları içeriye yöneltti.
İÇERDEKİ MÜCADELE DAVAYI GÖLGELEDİ…
Yıllarca kurultaylara tanıklık etmiş akil isimler de içerdeki kavgayı yatıştırmak yerine iç çekişmeye dahil oldu…
Parti içinde duygusal kopuşu hızlandırdı.
İç muhalefet de asıl amacı bu olmamakla birlikte ikbali için yargıdan medet umar görünüme düştü.
Kurultay iptali halinde, yasalar ve CHP Tüzüğü, Çağrı Kurulu oluşturulması gerektiğini hükme bağlamışken, kayyum gelecek beklentisini yükseltti, olumsuz algıya benzin döktü.
Mahkemeden olumsuz bir kararın çıkacağı algısına benzin döktü…
CHP’li seçmenin öfkesini ve tepkisini topladı…
Daha ilerisi partililer arasında birbirlerinin yüzüne bir daha bakamayacak sözlere yol açtı…
Geçmişte var olan iç kavga durumu CHP’de yeniden hortladı, böyle bir zeminde iktidar kesiminin bir şey yapmasına gerek yok…
CHP iç muhalefetiyle, yöneticileriyle kendisine altın tepside sunuyor…
Hukuken haklı olduğu, kanunların kendisinden yana hükümler içerdiği bir konuyu, kamuoyuna anlatamıyor.
Bu konuda iktidarın hukuk bilenleri de dahil dava ile ilgili lehine görüş beyan eden akademisyen hukukçuların yazılı mütalaaları ortada iken, aksine karar beklediğini ifade eden duruma kendini getiriyor.
Dava ile ilgili bütün olumsuzlukları lehine çevirmek yerine, aleyhine hale getirme maharetinde bulunuyor…
CHP YÖNETİMİ SÜRE İSTEYEBİLİRDİ…
Günlerdir ekranlarda CHP iç kavgası ve çekişmesi konuşuluyor, ana muhalefet partisinin en iyi bildiği, kamuoyunda tepki çeken zeytinlikler ve diğer konuları gündeme getiremiyor…
Yıllarca kurultayların yargısal süreçleri ile ilgilenen CHP’nin hukukçu isimlerinden Hakkı Süha Oktay, dün önemli bir noktaya işaret etti:
“Davayla alakası olmayan, hukukta suç kabul edilmeyen şeyler iddianamede suçmuş gibi sıralanmış. Bunun bu kadar abartılmasına gerek yoktu. Asliye Hukuk aslında yazılı hukuktur, daha çok dosya üzerinden gider. Ama 42. Asliye Hukuk Başkanı, şifahi, yani sözlü yargılama yapacağım diye karar aldı. Bu CHP’nin elini rahatlattı. Pazartesi gider süre isterdi, 15 gün daha ötelenirdi. Bu kadar gerilmenin de anlamı yoktu… Zaten dava Asliye Hukuk’ta görülemez, YSK’nın görev alanında…”
“SİYESET HUKUKUNA SAHİP ÇIKMALIDIR…”
Gelelim yarın Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek olan davaya…
Ankara’da AK Parti ve MHP’nin hukuk bilen isimleri dahil, akademisyenler ve bu işle ilgili siyasilerin hiçbiri ne mutlak butlan, ne de iptal kararı bekliyor.
Hatta dün iktidardan bir hukukçunun şu cümlesi de beklentinin özeti:
“Eğer bunun önünü bir açarsak, yarın hangimize vuracağını kestiremeyiz. Bu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin işi değil, yetkili olan YSK’dır. Asliye Hukuk ve Ceza Mahkemesi YSK’nın yerine karar alamaz. Sistemi allak bullak eder. Asliye Hukuk Mahkemesi biran önce yetkisizlik kararını vermesi gerekir.”
Mahkemeye sunulan Başsavcılık iddianamesinde de Kurultay’da hesapların ibrasında veya Kurultay Divanının oluşumunda bir usulsüzlükten söz edilmediğini anımsatıp devam etti:
“Bir dernek genel kurulundan değil, siyasi parti kongresinden söz ediyoruz. Dernekler için olan bir hükmü siyasi partilere uygulayamazsınız. Siyasi partilerin hukukunu koruması gereken de siyasi partilerdir. Asliye Hukuk Mahkemesi davayı ötelemeden pazartesi günü yetkisizlikten kapatmalıdır. Yeterince konuşuldu, yeter bu kadar; yoksa başka yere taşınır, bizi de zora sokar…”
İYİ PARTİ’DEN DE CHP’YE DESTEK…
YSK’dan gelen tepkiler bununla da sınırlı kalmadı…
İYİ Parti’nin YSK Temsilcisi ve Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Tolga Öztürk de dün X hesabı üzerinden, CHP ve AK Parti YSK temsilcileri Hadimi Yakupoğlu ile Recep Özel’in dile getirdiği görüşe katıldığını açıkladı.
Öztürk, CHP Kurultayı’nın tam kanunsuz olduğuna ilişkin başvurunun YSK tarafından reddedildiğini belirtti.
Partilerin kurultay veya kongrelerinin bir adli bir olay gibi değerlendirilemeyeceğine de vurgu yapıp ekledi:
“İptale yönelik bir karar vermesi halinde bundan sonra hiçbir partinin kurultayının sonuçlanması mümkün olmayacağı gibi, bu durum YSK’ya paralel bir yapının oluşmasına da sebep olacaktır. Açılması muhtemel bu yeni yol, siyasi partiler için de telafisi güç zararlar meydana getirir…”
Günlerdir burada kaleme aldığım gibi, iktidarıyla muhalefetiyle siyasi partiler, seçim ve parlamento kanunlarını iyi bilen herkes aynı noktada buluşuyor.
Bu dava Asliye Hukuk Mahkemesi’nin konusu değildir; Siyasi Partiler, Seçimlerin Temel Hükümleri ve daha önemlisi Anayasa’nın 79’uncu maddesi de net…
Bu konu YSK’nın, başka bir mercie başvurulamaz…
AĞIR CEZADA GÖRÜŞÜLEMEZ
Asliye Ceza Mahkemesi’nin Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği dava dosyasında da sorun var.
Ankara Başsavcılığı itirazında haklı.
Çünkü suçlananların içinde eğer milletvekilleri yer alıyorsa Yargıtay ve Bölge mahkemelerinin kararları ve yakın geçmişte kanuna eklenen hüküm gereği bu davalara görevli olan Ankara Ağır Ceza Mahkemesi bakar…
Bursa Orhangazi Belediye Başkanlığı yapan, Erkan Aydın’ın, Kurultay tarihinde Bursa milletvekili değildi; milletvekilliği kurultay öncesi 14 Mayıs 2023’te sona erdi...
O nedenle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı itirazında haklı, davaya Ağır Ceza değil, Asliye Ceza Mahkemesi bakmalı…
Yarın görülecek davaya yönelik CHP başta olmak üzere Ankara’daki siyasilerde oluşan ağırlıklı beklenti ileri bir tarihe öteleneceği yönünde…
Sonrasında da YSK’ya konuyu taşıyıp, çağrı heyeti oluşmasına yönelik görüş bildireceği yönünde…
Yani top dönüp dolaşıp YSK’ya gelecek…
Oradan nasıl bir kararın çıkacağı da AK Parti, CHP ve İYİ Parti temsilcilerinin açıklamalarına bakıldığında ortada…
Özetle bu davanın uzamasının kimseye yararı yok…