ANKARA’DA dün siyasetin ağırlıklı bölümü diken üstündeydi…
Nedeni de başta Adana, Antalya ve Adıyaman olmak üzere belediye başkanlarına, bazı iş insanlarının, uzun yıllar önceye dönük iddiaları üzerinden yapılan operasyonlar, Terörsüz Türkiye sürecini de etkiledi...
CHP, sürece katkı vermek amacıyla Meclis’te, Milli Birlik ve Dayanışma adı altında oluşturulacak Komisyon için TBMM Başkanı ile dün yapacağı görüşmeyi iptal etti...
Dolayısıyla birbirini tamamlayarak, fermuar sistemiyle ilerleyecek süreçte bir yerdeki tıkanma, diğerini de etkiliyor…
Bugüne kadar sürece ağırlıkla destek veren CHP dünkü gözaltılar için acil topladığı MYK’sında konuyu tartıştı, ancak kesin karar almaktan kaçındı.
Kararı Parti Meclisi ve diğer organlardan gelecek önerilere bıraktı.
DEM Parti eş Genel Başkanları ile MYK’sından gelen açıklamalar da CHP’deki bu durumdan dolayı kaygılarının yükselmesinin en iyi göstergesi…
Kuzey Irak’ın Talabani ailesinin etkisindeki KYB bölgesinde yer alan “Raparin…” nahiyesinde, PKK’nın silahlarını yakarak teslim etmesine yönelik hazırlıklar tamamlandığı dönemde, bu gelişmenin yaşanıyor olmasından da endişelerinin en büyük kaynağı…
SETA’da bulunduğu dönemden bu yana, yıllardır Irak ve PKK terörü üzerine çalışan MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın hassas şekilde yürüttüğü sürecin, ani kırılmaya uğrayacak olması…
Nitekim PKK’nın yürütme konseyinde yer alan bazı yöneticileri de bir süre önce silah bırakma konusunda televizyonlara yaptıkları açıklamalarda, CHP’nin sürecin içinde dinamik tutulması gerektiğine işaret ediyordu.
Bugüne kadar denenen 11 girişimin en başarılısı olma özelliği taşıyan süreç, bu kez umarım planlandığı gibi noktalanır…
RAPARİN’İN ANLAMI…
PKK’nın silahlara veda etmesi ile ilgili sembolik tören, yer seçiminden, silahların bırakılmasına kadar birçok sembolü de bünyesinde taşıyor…
Çargurna, Ranna ve Hacıova ilçelerinin neredeyse birbirine kenetlendiği bölge olan “Raparin…” Kürtçede örgütün de çok kullandığı “Serhildan… Başkaldırı… Ayaklanma” anlamına geliyor.
Kelime, 5 Mart 1991’de Körfez Savaşı sırasında bölgedeki Kürt topluluklarının Saddam’ın ordusuna karşı ayaklanmasıyla literatüre girdi...
Süleymaniye’nin kuzeyinde, Dukan Gölü’nün hemen üzerindeki bölgede gerçekleşecek törenin, 2009’da Habur’da olduğu gibi tepki toplayan gösteriye dönüşmesi arzu edilmiyor...
Aynı isimle Üniversite’nin de kurulduğu Raparin’de yapılacak tören için, bugün İmralı’ya gidecek, muhtemelen yarın da Cumhurbaşkanı ile buluşacak DEM de bir grup gazeteciyi götürmek veya bölgedeki akreditasyonlarını sağlamak için hazırlık yapıyor…
Bölgede yayınlanan medya organlarında yer aldığına göre, Raparin’de yapılacak törende PKK’nın kıdemli bir ismi de bulunacak ve “barışa hazırız…” mesajını verecek.
AYAKLANMANIN SONU, BAŞLANGICIN ATEŞİ…
Silahlara Reparin’de, yani başkaldırının adının verildiği merkezde veda ediliyor olması da önemseniyor.
Örgütün “silahlı başkaldırıya elveda…” deyip, demokratik sürecin içinde yeni mücadele modeline geçeceğine de atıf yapılıyor.
Bununla ilgili bir başka sembol ise silahların tarafa teslimi yerine, yakılacak olması.
Bu da bölgede yeni bir başlangıcın temsili Nevruz’un dayandığı mitolojik Demirci Kawa hikayesi…
Farklı anlatıları bulunan Irak ve İran’da da geçerli olan hikayeye göre, Demirci Kawa’nın, yaktığı ateş ezilen halkların kurtuluşunu sağlar…
Buradan yola çıkılarak silahların gömülmesi yerine, yakılması yolu seçilmiş.
Ateşin bölgede, yeni doğuşun bir simgesi olmasından da esinlenilmiş; yeni bir dönemin başlangıcının işareti verilmeye çalışılmış…
Nitekim Kuzey Irak’ta yayın yapan PKK desteğindeki sosyal medya organlarında da silahların teslimi yerine yakılmasına atıf yapılarak bu duruma dikkat çekiliyor…
İKİNCİ “HAYIRLI CUMA!..”
Bir diğer sembol ise silahların tesliminin 11 Temmuz Cuma günü yapılacak olması…
Bölgedeki gelişmeleri yıllardır yakından takip eden Doç. Dr. Vahap Coşkun, ben bunları sıralayıp semboller üzerine kurulu bir silah teslim töreni olacağını söylediğimde, “Desenize Hayırlı Cuma burada da yaşanacak!…”
Sözünü ettiği IRA’nın silah bırakma sürecinde Birleşik Krallık ile 10 Nisan1998’de Kuzey İrlanda Barış Süreci’nde yaptığı Belfast Anlaşması…
Cuma günü yapılması dolayısıyla, “Hayırlı Cuma Anlaşması…” olarak da isimlendirilen anlaşma ile silahların devreden çıkarılması karara bağlanırken, sivil ve kültürel hakların teslimi de sağlanmıştı.
Doç. Dr. Coşkun, IRA ve ETA süreçlerinde silah bırakmanın ne denli uzun sürdüğüne de dikkat çekti.
Sürecin sağlıklı ilerliyor olmasında tarafların hassas şekilde davranıyor olması ve IKYB Başkanı Naçirvan Barzani başta olmak üzere bölgedeki aktörlerin sürece verdiği önemli desteği gösterdi.
Yine de çok dikkatli davranılması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Vahap Coşkun, geçmişte benzer denemeler sonrası yaşanan olumsuzlukları anımsattı.
Nitekim 1999’da gelenler söz verilmiş olmasına karşın tutuklanmışlardı, 2009’da da Habur’dan binlerce kişinin karşılama yapmasıyla gelişler şova dönüştürülmüş ve batıda büyük kırılmaya neden olmuştu…
KENDİSİNE BAĞLI 600 KÖYE HAKİM OLACAK
Doç. Dr. Coşkun silah bırakacak PKK’lıların yaşadıkları kamplara geri döneceği yönünde bilgiler geldiğini, TBMM’de oluşacak Milli Birlik ve Dayanışma adı verilmesi planlanan Komisyon’un oluşumunun ardından da Türkiye’ye gelişlerin başlayacağını belirtti.
Görünen o ki Talabani’nin yönetimindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve Barzani yönetimindeki Kürdistan Demokratlar Birliği (KDP) de sürecin sağlıklı şekilde sonlanmasını arzu ediyor.
Neden de şu an kendi yönetimlerinde olmasına karşın, PKK’nın bulunması dolayısıyla bir türlü hakim olamadıkları 600’e yakın köy veya nahiyenin kontrolünü elde edecek olmaları…
KALKINMA YOLU ETKİSİ
Beklenti, gelecek yıla kalmadan bölgede bulunan PKK’ya ait eğitim ve yaşam alanlarını oluşturan kampların da kapatılması ve bölgedeki mülteci sürecinin sonlandırılması…
Bağdat yönetimi de Çin’in Kuşak-Yol projesi kapsamında Türkiye’nin desteği ile Basra Körfezi’nden Silopi’ye kadar ulaşacak, ekonomik getirisi çok yüksek görülen Kalkınma Yolu projesinin hayata geçmesi…
Kızıldeniz’deki trafiği de azaltacak, Basra’ya çok sayıda limanın yapılmasını sağlayacak projeye, birçok ülke de destek veriyor.
Buna engel teşkil etmesi muhtemel tüm terör örgütleri ve mülteci yapılarının ve kamplarının sonlandırılması isteniyor.
Bu açıdan PKK’nın silah bırakmasının, bölgenin terörden arınmasının ötesinde de önemi var…