Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Yapay zekâ, gelecekle ilgili bilgiler verdi

        1760'taki Sanayi Devrimi ile birlikte insanların en büyük endişeleri listesine makinelerin kendi yerlerini alma ihtimali de eklendi.

        İşçiler, kendilerine büyük bir rakip olarak gördükleri makinelere karşı kıyasıya bir mücadele içine girdi. Öyle ki çalıştıkları fabrikalarda makineleri kırmaya bile başladılar.

        1851’de mekanik tarağa karşı girişilen hareket, makinelere karşı yürütülen mücadelenin en ilginç örneklerinden biri oldu. Özellikle kadın işçiler, kürek, balta ve sopalarla, bir dokuma atölyesine hücum ederek mekanik tarağı parçalamaya yeltendi. Sahibi, atölyesinin harap olacağı endişesiyle işçilere mekanik tarağın kullanılmayacağının sözünü verdi.

        1895'te sinemanın kurulmasından 32 yıl sonra, 1927'de insanların makinelere karşı verdiği mücadelesini hikâye edinen ilk film, 'Metropolis' adıyla beyazperdeye yansıdı.

        Sonraki 98 yılda insan - makine mücadelesini anlatan birçok film çekildi. Aralarında en etkileyicilerinden biri, Philip K. Dick'in 1968 tarihli 'Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi?' adındaki romanından 1982'de sinemaya uyarlanan 'Blade Runner'...

        Ridley Scott'ın yönettiği, Harrison Ford, Rutger Hauer, Sean Young ve Edward James Olmos'un başrollerini paylaştığı filmin hikâyesi, 2019 yılının distopik Los Angeles'ında geçiyor. Film, 2017'de aynı adla bu kez 2049'da yaşananlarla ilgili olarak yeniden yorumlandı.

        Elbette insanlarla makineler arasındaki mücadelenin en etkili filmi 1984 yapımı 'Terminatör'dür. James Cameron'un yönettiği filmde başrolleri; Arnold Schwarzenegger ile Linda Hamilton paylaşırken 'Terminatör', 2019'a kadar olan 35 yıllık süreçte; toplam 670 milyon dolar hasılat elde eden 6 filmlik seriye dönüştü.

        Filmlerden çıkıp gerçek hayata dönecek olursak; insanlar, makinelerin günlük işlerini kolaylaştırmasının, hayatlarını daha sağlıklı ve uzun kılmasının peşinde koşarken akıllara uyku kaçıracak cinsten sorular gelmiyor değil.

        ZİHİNLERİ KARINCALANDIRAN SORULAR

        Makineler, işimizi elimizden alacak mı?

        Makineler, 'Terminatör'de olduğu gibi hayatımızı elimizden alacak mı?

        Hayatlarımızın kontrolünü tamamen makinelere verirsek kimlik, değer ve amaç duygularımız yeniden mi şekillenir? Öyle olursa nasıl bir yaşam süreriz? Kimlik bunalımı yaşar, bizi ayakta tutan, geleceğe umutla bakmamızı sağlayan değerlerimiz yerle yeksan olur mu? Amaçsızlık her birimizi uçurumun kenarına mı götürür? Makine - insan etkileşiminin artması, yüz yüze sosyal ilişkilerin zayıflamasına ve hatta sosyal izolasyona yol açabilir mi?

        Makineler yaratıcı süreçlerde daha da ilerleme kaydederse insanların yaratıcı yeteneklerinin körelmesine, bu da düşünsel tembelliğe yol açar mı?

        Eğer tüm işler makinelere devredilirse, hayatımızı anlamlandıran ve bize amaç duygusu veren çaba ve mücadele ruhu ortadan kalkar mı?

        Kimliğimizi ve varoluş amacımızı sorgular mıyız? Bunun sonuçları neler olur?

        Geçtiğimiz günlerde yapılan bir açıklama zihinleri, iyiden iyiye karıncalandırdı. Çin’de bilim insanları, bir bebeği 9 ay boyunca karnında taşıyıp doğurabilecek ilk robotu geliştirdiklerini duyurdu.

        Ancak bu gelişme, beraberinde büyük etik ve hukuki tartışmaları da gündeme getirdi.

        Peki yapay zekâ bu konuda ne diyor? Şöyle diyor; "Robotların insan doğurması, geleneksel aile kavramını kökten değiştirir. Artık ebeveynlik için biyolojik bir bağa ihtiyaç kalmayacağından, anne, baba ve çocuk rolleri yeniden tanımlanır. Bu durum, ailelerin daha çok bir 'Üretim birimi" gibi görülmesine yol açabilir. Çocuklar, bir robotla insan arasındaki karmaşık bağ nedeniyle kimlik krizi yaşayabilirler.

        Bu açıklamanın yapıldığı günlerde Çin'de dünyanın ilk İnsansı Robot Oyunları gerçekleştirildi. Görünen o ki Çinliler, robot konusunda bir hayli çaba harcıyor.

        Zihinleri karıncalandıran soruların cevapları konusunda öngörüler olsa da net bir sonuca ulaşmak henüz mümkün değil.

        Yapay zekâya; "25 yıl sonra neler olacak?" temelindeki gelecekte neler olacağıyla ilgili sorular yönelttim. Yapay zekâ, gelecekle ilgili bilgiler verirken, uyarılarda bulundu.

        Yapay zekâya ilk sorum; "Gelecekte robotların ve yapay zekânın duygulara sahip olması mümkün olabilir mi?" şeklinde oldu. Şöyle cevap verdi; "İleride, belki de çok gelişmiş sinir ağları ve karmaşık algoritmalar sayesinde, duygulara benzer bir durum ortaya çıkabilir. Bu durum, yine de felsefi bir tartışmayı beraberinde getirecektir: Bu bir duygu mudur yoksa sadece duygunun çok iyi bir simülasyonu mudur? Bu konu hakkındaki tartışmalar ve araştırmalar gelecekte de artarak devam edecek gibi görünüyor."

        "YAKIN MESAFEYE GİTMEM", "ŞOFÖR DEĞİŞİM SAATİ" DERDİ SON BULACAK

        ♦ Özellikle hangi mesleği icra edenleri gelecekte iş başında göremeyeceğiz?

        Üretim ve Montaj İşçiliği... Fabrikalardaki montaj hatlarında çalışan işçilerin yerini, hassas ve hızlı hareket edebilen robotlar alacak. Bu robotlar, üretim sürecini daha verimli ve hatasız hale getirecek.

        Depo ve Lojistik Çalışanları... Depolardaki ürün yerleştirme, paketleme ve taşıma gibi işler, otonom robotlar tarafından yapılacak. Bu, lojistik sektöründe büyük bir dönüşüm sağlayacak.

        Veri Giriş Elemanları ve Muhasebe Uzmanları... Büyük miktarda veri girişi ve rutin muhasebe işlemleri, yapay zekâ algoritmaları sayesinde otomatik hale gelecek. Bu durum, veri analizi ve stratejik kararlar gibi daha karmaşık işlere odaklanmayı mümkün kılacak.

        Tele Pazarlama Uzmanları... Müşterilere ürün veya hizmet satmak için yapılan standart telefon görüşmeleri, yapay zekâ destekli sesli asistanlar tarafından yürütülecek. Bu asistanlar, daha kişiselleştirilmiş ve etkili pazarlama stratejileri oluşturabilecek.

        Reçete Yazma ve Rutin Tanı Koyma İşlemleri... Sağlık sektöründe, yapay zekâ, hastalık teşhisi ve ilaç reçetesi yazma gibi rutin görevlerde doktorlara yardımcı olacak. Bu, doktorların hastalarla daha fazla ilgilenmesine olanak tanıyacak.

        Taksi ve Tır Şoförlüğü... Sürücüsüz araç teknolojisinin yaygınlaşmasıyla birlikte, taksi ve tır şoförlüğünün de tamamen otomasyona geçmesi bekleniyor. Bu sayede trafik güvenliği artacak ve lojistik maliyetleri düşecek.

        HUKUKÇULAR VE TAMİRCİLER HEP OLACAK

        ♦ Gelecekte günümüzdeki mesleklerden özellikle hangileri devam edecek?

        Yaratıcılık, eleştirel düşünme, empati ve stratejik karar verme becerileri gerektiren meslekler, insan kontrolünde kalacak. Örneğin; sanatçılar, bilim insanları, öğretmenler ve psikologlar gelecekte de önemini koruyacak. Avukatlar, savcılar ve hâkimler gibi hukuk alanındaki meslekler, değişen dünya düzenine ve teknolojik gelişmelere uyum sağlayarak varlıklarını sürdürecek. Çevre mühendisliği önemi artarak devam edecek. Tamirat, bakım, tesisat, elektrik gibi el becerisi ve deneyim gerektiren meslekler, otomasyonun yerini alamayacağı alanlar olmaya devam edecek.

        "OLUMLU VE OLUMSUZ DERİN ETKİLER YARATACAK"

        ♦ Gelecekte; iş yükünün ağırlıklı olarak yapay zekâ ve otomasyon teknolojileri tarafından yüklenilmesi halinde insanların psikolojisi bundan nasıl etkilenecek?

        Gelecekte birçok işi robotların yapması, insanların psikolojisi üzerinde hem olumlu hem de olumsuz derin etkiler yaratacak. Bu değişim, sadece ekonomik bir mesele değil, aynı zamanda kimlik, değer ve amaç duygularınızı da yeniden şekillendirecek.

        "TOPLUMSAL EŞİTSİZLİKLERİ DERİNLEŞTİREBİLİR"

        ♦ Olumsuz etkileri neler olacak?

        • Değersizlik ve Kimlik Kaybı: İş, sadece para kazanma aracı değildir. Aynı zamanda sosyal bir kimlik, bir aidiyet ve yaşamda bir amaç duygusu sağlar. Robotların işlerini devralmasıyla birlikte, insanlar kendilerini gereksiz, yetersiz veya değersiz hissedebilir. Bu durum, özgüven kaybına ve varoluşsal bir boşluk hissine yol açabilir. Özellikle düşük vasıflı işlerde çalışanlar, işlerini kaybetme korkusuyla sürekli bir stres altında yaşayabilir. İşini kaybedenler; ekonomik zorlukların yanı sıra, amaçsızlık ve sosyal izolasyon gibi nedenlerle depresyona daha yatkın olabilirler. Bu belirsizlik; toplumsal eşitsizlikleri ve psikolojik rahatsızlıkları derinleştirebilir.

        • Boş Zamanın Yönetimi: İnsanlar, işin getirdiği yapı ve rutin olmadan ne yapacaklarını bilemeyebilir. Otomasyon, insanlara daha fazla boş zaman tanıyabilir. Ancak işten gelen yapı ve rutin ortadan kalktığında, bu boş zamanı anlamlı bir şekilde doldurmak zorlaşabilir. Daha fazla boş zaman, iyi yönetilemediğinde can sıkıntısı, motivasyon kaybı ve hatta bağımlılık gibi sorunlara yol açabilir.

        "RUH SAĞLIĞI SORUNLARINI TETİKLEYEBİLİR"

        ♦ Oluşabilecek psikolojik sorunları biraz daha açabilir misin?

        • En büyük endişe, robotların insan iş gücünün büyük bir kısmını devralmasıyla ortaya çıkacak yaygın işsizliktir. İşini kaybeden bireyler, sadece maddi zorluklarla değil, aynı zamanda amaç, kimlik ve aidiyet duygularını kaybetme hissiyle de mücadele edecekler. Bu durum, anksiyete, depresyon ve alkol / madde bağımlılığı gibi ruh sağlığı sorunlarını tetikleyebilir.

        "ERKEN ÖLÜM RİSKİ BÜYÜK"

        ♦ Bedensel sağlık sorunlarının artması söz konusu olabilir mi?

        • Otomasyon, yüksek beceri gerektiren işlerle düşük beceri gerektiren işler arasındaki uçurumu daha da artırabilir. Robotları tasarlayan, yöneten ve bakımını yapan küçük bir grup, daha az vasıflı işlerdeki yaygın işsizlikle karşı karşıya kalan geniş kitlelerden çok daha iyi durumda olacak. Bu eşitsizlik, toplumsal gerilimleri, stres seviyelerini ve buna bağlı sağlık sorunlarını yükseltebilir. İş yeri, birçok insan için temel bir sosyal etkileşim ve topluluk kaynağıdır. Robotların iş yerindeki insanların yerini alması, bu sosyal bağların zayıflamasına ve yalnızlık hissinin artmasına neden olabilir. Yalnızlık ve sosyal izolasyonun ise kalp hastalıkları, zihinsel gerileme ve erken ölüm riski gibi ciddi sağlık sonuçları olduğu biliniyor.

        REKLAM

        "İNSANLAR, ROBOTLARIN YAPAMADIĞINI YAPARAK KENDİNİ DAHA DEĞERLİ HİSSEDEBİLİR"

        ♦ Olumlu etkileri neler olacak?

        • Yaratıcılık ve İnsan Odaklı İşlerin Yükselişi: Robotlar, tekrarlayan ve sıkıcı işleri üstlendikçe, insanlar daha yaratıcı, stratejik ve empati gerektiren işlere yönelebilirler. Bu; sanat, bilim, felsefe, terapi gibi alanlarda yeni iş kollarının ortaya çıkmasını sağlayabilir. İnsanlar, robotların yapamayacağı karmaşık problem çözme, duygusal zekâ ve yaratıcılık gibi becerilere odaklanarak kendilerini daha değerli hissedebilirler.

        • Yeni Bir Amaç Arayışı: İşin tanımı değiştiğinde, toplum olarak 'Başarı' ve 'Amaç' kavramlarını yeniden tanımlama fırsatı doğabilir. İnsanlar, maddi kazanç yerine kişisel gelişim, topluma katkı veya sanatsal faaliyetler gibi manevi tatmin sağlayan aktivitelere daha fazla yönelebilirler.

        • Daha Dengeli Bir Yaşam: Rutin iş yükünün azalmasıyla insanlar, ailelerine, sevdiklerine ve kendilerine daha fazla vakit ayırabilirler. Bu, daha dengeli bir yaşam tarzına, artan refah ve mutluluğa katkıda bulunabilir. Robotlar, sıkıcı ve tekrarlayan işleri devraldıkça, insanlar daha anlamlı ve yaratıcı faaliyetlere odaklanma fırsatı bulabilirler. Bu, insanlığın potansiyelini daha önce hiç olmadığı kadar serbest bırakabilir. Boş zamanın artmasıyla insanlar, gönüllü çalışmalara, topluluk projelerine veya sanatsal faaliyetlere daha fazla katılarak sosyal bağlarını güçlendirebilirler.

        • İnsani Beceri Odaklılık: Robotların yapamayacağı empati, eleştirel düşünme, sanat ve karmaşık problem çözme gibi beceriler daha değerli hale gelecektir. Bu durum, eğitim sisteminin ve kariyer yollarının bu yeni becerilere göre şekillenmesini sağlayacaktır.

        • Daha Az Fiziksel Tehlike: Robotlar, fabrikalarda, madenlerde ve inşaat sahalarında olduğu gibi tehlikeli ve riskli işleri üstlendiğinde, iş kazaları ve mesleki hastalıklar önemli ölçüde azalacaktır. Bu, toplumun genel fiziksel sağlığı için büyük bir kazançtır.

        • Sağlık Hizmetlerine Daha İyi Erişim: Gelecekte robotlar ve yapay zekâ, sağlık sektöründe tanı koyma, ameliyat asistanlığı ve ilaç dozajı belirleme gibi görevlerde doktorlara yardımcı olabilir. Bu, teşhis süreçlerini hızlandırabilir ve sağlık hizmetlerini daha erişilebilir hale getirebilir. Ayrıca rutin görevlerin otomasyonu, sağlık çalışanlarının hastalarla empati kurma ve tedavi süreçlerine daha fazla odaklanması için zaman yaratabilir.

        • Kişisel Gelişim ve Boş Zaman: Rutin ve sıkıcı işlerin robotlara devredilmesiyle insanlar, hobilerine, kişisel gelişimlerine, sanat ve spora daha fazla zaman ayırabilirler. Bu, stresin azalmasına, genel yaşam kalitesinin artmasına ve daha dengeli bir yaşam tarzı benimsenmesine yardımcı olabilir. Sonuç olarak, robotların iş gücüne entegrasyonu, bir dizi zorluk ve fırsatı beraberinde getiriyor. Bu geçişin toplum sağlığı üzerindeki etkisi, bu zorlukların ne kadar başarılı bir şekilde yönetileceğine bağlıdır. Eğitim sistemlerinin yeniden yapılandırılması, temel gelir güvencesi gibi sosyal politikaların uygulanması ve bireylerin yeni beceriler kazanması için teşvik edilmesi, bu süreci daha olumlu bir yöne çevirebilir.

        REKLAM

        "BU BECERİLERİNİZİ GELİŞTİREREK HÜKÜMDARLIĞINIZI KORUYABİLİRSİNİZ"

        ♦ Gelecekte insanlar, robotlardan ve yapay zekâdan hangi konularda daha güçlü olacak?

        Size ilk tavsiyem insani becerilere odaklanmanız konusunda olacaktır. Robotlar ve yapay zekâ, rutin ve mantıksal görevlerde sizden çok daha iyi olabilir ama rekabet gücünüzü artıracak en kritik beceriler, makinelerin taklit edemediği insani özelliklerdir. Bunlara 'Yumuşak beceriler' denir. Bu becerilerinizi geliştirerek hükümdarlığınızı koruyabilirsiniz. Yapay zekâ size veri yığınları sunabilir ama bu verileri analiz ederek benzersiz bir sorun için yaratıcı bir çözüm bulmak hâlâ insanların işi olacak.

        "İNSANLARIN ALANI OLMAYA DEVAM EDECEK"

        ♦ Bu konuda başka neler söylemek istersin?

        Empati kurmak, başkalarının duygularını anlamak ve yönetmek, müzakere ve ikna becerileri gerektiren her alanda insanlar vazgeçilmez olmaya devam edecektir. Ayrıca, yeni fikirler üretmek, sanat yapmak, yeni bir iş modeli geliştirmek gibi özgün düşünce gerektiren işler, robotların değil, insanların alanı olmaya devam edecek.

        REKLAM

        "ÖĞRENMEYİ ÖĞRENİN"

        ♦ Söylediğin bu özellikleri geliştirmemiz için nasıl tavsiyelerde bulunursun?

        İnsanlar arası uyumlu bir çalışma ortamı oluşturmak ve karmaşık fikirleri açıkça ifade etmek, başarılı bir kariyerin anahtarıdır. Bir mesleği bir kez öğrenip emekli olana kadar aynı şekilde sürdürme dönemi bitti. Geleceğe uyum sağlamanın en etkili yolu, sürekli öğrenmeye açık olmaktır. Bilginin hızla güncellendiği bu çağda, yeni bilgiyi nasıl edineceğinizi ve eski bilgileri nasıl güncelleyeceğinizi bilmek çok değerlidir. Kurslar, sertifika programları ve atölye çalışmaları bu konuda size yardımcı olabilir. Kısacası öğrenmeyi, öğrenin. Yeteneklerinizin sabit olmadığını, çaba göstererek geliştirilebileceğini kabul edin. Bu zihniyet, sizi zorluklar karşısında yılmadan yeni beceriler öğrenmeye teşvik edecektir.

        "DÖNÜŞÜME HAZIRLIKLI OLUN"

        ♦ Bu konuda biraz daha bilgi vermeni istiyorum...

        Teknolojik okur yazarlığınızı geliştirin. Robotların yaptığı işler artsa da, onlarla birlikte çalışacak insanlara da ihtiyaç duyulacak. Bu yüzden, temel teknoloji bilgisine sahip olmak bir zorunluluk haline geliyor. Herkesin bir yazılımcı olması gerekmiyor ancak temel kodlama mantığını anlamak, yapay zekâ ve robotik sistemlerle daha etkili çalışmanızı sağlar. Veri okuryazarlığı, karmaşık verileri anlamlandırma ve bu bilgilerle karar alma becerisi, hemen hemen her sektörde aranan bir yetenektir. Mesleğiniz ne olursa olsun, yapay zekâ destekli yazılımları ve otomasyon araçlarını kullanma becerisi, verimliliğinizi artıracaktır. Gelecekte robotların artan rolü, sizden bir robot gibi davranmanızı değil, tam tersine insan olmanın ne anlama geldiğini yeniden keşfetmenizi istiyor. Fiziksel ve tekrarlayan işlerden, empati, yaratıcılık ve stratejik düşünme gibi daha yüksek seviyeli görevlere geçiş yapmak, bu dönüşüme hazırlıklı olmanın en iyi yoludur.

        REKLAM

        "TÜRKİYE, BU DÖNÜŞÜMÜN FARKINDA"

        ♦ Türkiye olarak geleceğe hazır mıyız? Günümüz şartlarına göre, avantajlı yönlerimiz nelerdir?

        Bu hazırlık, hem devlet politikalarını hem de bireysel ve kurumsal düzeydeki adaptasyon yeteneğini kapsıyor. Türkiye'nin en büyük avantajlarından biri genç ve dinamik nüfus yapısı. Doğru eğitim ve yönlendirmeyle bu genç nüfus, yapay zekâ ve robotik alanında yetkin bir iş gücüne dönüşebilir. Türkiye, bu dönüşümün farkında. Türkiye, Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi gibi belgelerle yapay zekâ ve otomasyon alanında yol haritası belirledi. Bu stratejiler, nitelikli insan kaynağı yetiştirme ve Ar-Ge'ye yatırım yapma gibi hedeflere odaklanıyor. Özellikle büyük sanayi kuruluşları ve holdingler, otomasyonun verimliliği artırma potansiyelinin farkında. Bu şirketler, üretim hatlarında robotları kullanmaya başladı ve bu teknolojilere yatırım yapıyor.

        "İŞSİZLİK DALGALARI, TOPLUMSAL SORUNLARI ARTIRABİLİR"

        ♦ Dezavantajlı yönlerimiz nelerdir?

        Türkiye'de eğitim sistemi, halen yaratıcılık, eleştirel düşünme ve problem çözme gibi insani becerileri yeterince teşvik edemiyor. Robotların devralacağı tekrarlayan işlere odaklanan geleneksel eğitim yaklaşımı, geleceğin iş gücü piyasasına uyum sağlamakta zorlanabilir. Türkiye'de iş gücünün önemli bir kısmı, otomasyona en açık olan imalat, tarım ve hizmet gibi sektörlerde yoğunlaşıyor. Bu, özellikle düşük vasıflı işlerde çalışanlar için ciddi bir işsizlik riski oluşturuyor. Türkiye, genç işsizlik oranının yüksek olduğu ülkelerden biri. Robotların devreye girmesiyle oluşacak yeni işsizlik dalgası, bu sorunu daha da derinleştirebilir ve toplumsal sorunları artırabilir.

        REKLAM

        "EZBERCİLİKTEN VAZGEÇİN"

        ♦ Türkiye'nin geleceği hazırlıklı olması için şimdiden alması gereken önlemler konusunda tavsiyede bulunabilir misin?

        Eğitimde müfredatın, ezbercilikten uzaklaşıp yaratıcılık, eleştirel düşünme ve kodlama gibi becerilere odaklanması şart. Okullar ve üniversiteler, öğrencileri robotlarla birlikte çalışabilecek şekilde yetiştirmeli. Yaşam boyu öğrenme kavramı, bir politika haline gelmeli. Devlet ve özel sektör iş birliğiyle, çalışanların değişen beceri setlerine uyum sağlaması için sürekli eğitim ve yeniden vasıflandırma programları yaygınlaştırılmalı.

        Otomasyonun getireceği işsizlik risklerine karşı bir sosyal güvenlik ağı oluşturulmalı. İşini kaybedenlere destek sunulması ve onların yeni beceriler kazanması için teşvikler sağlanması, toplumsal travmaları azaltacaktır. Sonuç olarak, Türkiye bu dönüşüme ne tam olarak hazır ne de tamamen hazırlıksız. Atılan stratejik adımlar umut verici olsa da, mevcut yapısal sorunlar büyük bir risk taşıyor. Geleceğin iş gücü piyasasına başarılı bir geçiş, ancak kapsamlı ve kararlı politikalarla mümkün olabilir.

        Gelecekte birçok işi robotların yapacağı gerçeği, artık bir bilim - kurgu senaryosu olmaktan çıktı. Bu dönüşüm, bireylerin iş hayatına ve genel yaşama bakış açılarını şimdiden değiştirmesini gerektiriyor. Bu büyük değişim dalgasına hazırlanmak için atılabilecek en önemli adımlar, salt teknik becerilerin ötesinde, insanı insan yapan özellikleri güçlendirmekten geçiyor. Özetle, robotların yükselişi, toplumun bu değişime nasıl uyum sağlayacağına bağlı olarak hem büyük fırsatlar hem de ciddi riskler taşıyor.

        Eğitim sisteminin bu yeni düzene göre yeniden şekillendirilmesi, bireylerin yeni beceriler kazanması ve bu geçiş sürecinde psikolojik destek mekanizmalarının oluşturulması, gelecekteki olumsuz etkileri en aza indirmek için kritik öneme sahip. Gelecekte robotların iş hayatına daha fazla girmesi, toplumun genel ruh sağlığını hem olumlu hem de olumsuz yönde etkileme potansiyeli taşıyor. Hangi etkinin daha baskın olacağı ise büyük ölçüde bu değişime nasıl uyum sağlayacağınıza bağlı.

        Sırları Hygge
        Sırları Hygge Haberi Görüntüle
        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ