Beş saniye hayatlarımız için belirleyici olabilir! Dünya beş saniyeliğine yer çekimini kaybederse ne olur?
Dünya beş saniyeliğine yerçekimini kaybetse ne olurdu? Hayatımızın bu kısa süre içerisinde nasıl alt üst olabileceğini hayal etmek bile zor. Bu olağanüstü olayın günlük yaşantımızdaki etkileri şaşırtıcı ve dramatik olabilir. İşte detaylar!
Dünya beş saniye boyunca yerçekimini kaybederse ne olur? Bu kısa an, günlük hayatımızın tüm dengelerini altüst edebilir; insanlar, araçlar ve binalar yerlerinden koparak gökyüzüne doğru savrulabilir. Bu senaryo, yaşamın fiziksel temellerini sorgulatacak nitelikte olabilir. İşte detaylar...
YAŞAMIN SONU ANLAMINA GELİR
İnsanları ve diğer nesneleri yerde tutan şey yerçekimidir - maddeyi bir araya getiren doğal olgu. Eğer gezegenimiz beş saniyeliğine bile yerçekimini kaybedecek olsa, bu Dünya'daki bildiğimiz yaşamın sonu anlamına gelir.
Yerçekimi cisimleri birbirlerine doğru çeker. Bir nesne ne kadar büyükse, çekim kuvveti de o kadar güçlü olur. Bir nesneye ne kadar yakınsanız, çekim kuvveti de o kadar güçlü olur.
Dünya elbette çok büyüktür ve bize çok yakındır. İnsanların yerde yürümesini sağlayan ve tüylerin ve ders kitaplarının yere düştüğünde düşmesine neden olan şey onun çekim gücüdür.
Güneş Dünya'dan çok çok daha büyüktür - gezegenimizin 1 milyondan fazla kopyası onun içine sığabilir. Güneş'in çekim gücü, gezegenimizin ve diğer gezegenlerin bu sıcak yıldızın etrafında dönmesini sağlar.
YA YERÇEKİMİ OLMASAYDI?
Yerçekimi olmasaydı, insanlar ve diğer nesneler ağırlıksız hale gelirdi. Hiç astronotların ülkelerinin bayrağını Ay'a dikmeye çalıştıkları filmleri izlediniz mi? Zıplayıp durmalarının nedeni Ay'ın Dünya'dan çok daha küçük olması ve dolayısıyla çok daha az yerçekimine sahip olmasıdır.
Aynı şey astronotları uzay araçlarında ağırlıksız bir şekilde süzülürken gördüğümüzde de geçerli: Dünya'dan ne kadar uzaklaşırlarsa, gezegenin yerçekimi onları yere o kadar az çeker.
5 SANİYELİĞİNE YERÇEKİMİNİN YOK OLDUĞUNU HAYAL EDİN!
Eğer Dünya aniden tüm yerçekimini kaybetseydi, öylece süzülmeye başlamazdık. Güçlü bir yerçekiminin olmaması insanları - ve arabalar ve binalar gibi kütlesi olan diğer her şeyi - çok hızlı hareket eden yuvarlanan otlara dönüştürürdü. Çünkü gezegen, nesneleri kendisine bağlı tutmak için yerçekimi uygulamadan dönmeye devam edecektir.
Yerçekimi kaybı aynı zamanda gezegenin havayı, suyu ve Dünya'nın atmosferini aşağı çekmeyi bırakacağı anlamına gelir. İşte bu noktada Michael Bay filmlerini aratmayan kıyamet yıkımı devreye girer. Ani ve önemli bir hava basıncı kaybı herkesin iç kulağını anında paramparça edecektir.
Uçarken ya da tüplü dalış yaparken oluşan basıncı düşünün; bu çok daha yoğun ve ani olurdu. Önemli bir bağlayıcı madde olan oksijen gezegeni terk ederken beton yapılar parçalanırdı. Oksijenin gezegeni terk etmesiyle beraber H20 da hidrojen gazına dönüşürdü ve ani patlamalara neden olurdu.
Kaynak: How Stuff Works