"Bu kuleye sevdiğiyle çıkan evleniyor" peki bu ne kadar doğru? İstanbul'un gözdesi Galata Kulesi'nin efsaneleri: Hangileri gerçek, hangileri mit?
İstanbul'un siluetinde heybetli bir biçimde yükselen Galata Kulesi, şehirle bütünleşmiş sayısız efsaneye konu olmuştur. Kimisi masalsı bir aşkın sembolü, kimisi de kader biçici bir kehanet...
Tarihi sokakların arasında dimdik duran Galata Kulesi, sadece taşlarından değil anlatılan masallardan da beslenir. Bir rivayete göre, kuleye ilk kez beraber çıkan çiftin ebedî bir bağı olurmuş. Peki bu inanç ne kadar sağlam bir geçmişe dayanıyor?
EFSANE: “KULEYE BERABER ÇIKAN EVLENİR” RİVAYETİNİN KÖKENİ
İstanbul’un en romantik söylentilerinden biri, Galata Kulesi’ne ilk kez birlikte çıkan çiftlerin mutlaka evleneceği inancıdır. Bu inanışın kökeni kesin olarak bilinmese de, Roma dönemine kadar uzandığı iddia edilir. Bazı rivayetlerde, eğer çiftlerden biri daha önce kuleye çıkmışsa bu büyü bozulur; hatta kaderlerinde kavuşamamak varsa mutlaka bir engel çıkar denir.
Bu söylenti, halk arasında yaygın olsa da tarihsel bir kaynağa veya belgelenmiş bir olaya dayanmıyor. Folklorik yapısı nedeniyle, daha çok romantik bir dilek ve masalsı bir sembol olarak kabul ediliyor. Günümüzdeyse genç çiftler için bir gelenek haline gelmiş durumda; birçok kişi kuleye birlikte çıkarak bu rivayeti “denemeyi” romantik bir anıya dönüştürüyor.
EFSANE VE GERÇEK: KIZ KULESİ AŞKI
Galata Kulesi’yle özdeşleşen bir diğer efsane, onun Boğaz’ın öte yakasındaki Kız Kulesi’ne duyduğu platonik aşktır. Rivayete göre bu iki kule birbirine aittir ama aralarına giren sular yüzünden kavuşamazlar. Galata, her gece ışıklarıyla Kız Kulesi’ne haber yollar, ama hiçbir zaman bir araya gelemezler.
Bazı anlatılarda Hezarfen Ahmed Çelebi bu hikâyeye dahil edilir; Galata, aşk mektuplarını Hezarfen’in kanatlarına yükler, o da Kız Kulesi’ne ulaştırır. Bu masalın tarihsel bir kanıtı yoktur, ancak İstanbul’un romantik atmosferini besleyen en güzel anlatılardan biridir.
GERÇEK HİKÂYE: HEZARFEN VE TARİHİN DERİNLİKLERİ
Galata Kulesi’nin gerçek tarihi, efsaneler kadar etkileyici. Bizans döneminde 6. yüzyılda inşa edilen yapı, Cenevizliler tarafından 14. yüzyılda yeniden yapılmıştır. Osmanlı dönemindeyse zindan, rasathane, yangın gözetleme kulesi gibi birçok işleve hizmet etmiştir.
Evliya Çelebi’nin Seyahatnâme’sinde yer alan bilgilere göre, 17. yüzyılda Hezarfen Ahmed Çelebi, bu kulenin tepesinden kendisine yaptığı kanatlarla Üsküdar’a uçmuştur. Bu olay tarihin en erken “uçuş” denemelerinden biri olarak kabul edilir. Gerçekliği tam olarak kanıtlanmamış olsa da, Galata Kulesi’nin efsanevi statüsünü perçinleyen hikâyelerden biridir.