Danıştay'dan zorunlu din dersine onay
Danıştay, zorunlu din dersi uygulamasıyla ilgili önemli bir karara imza attı. Yüksek Mahkeme, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muafiyet talebinin reddini hukuka uygun buldu. Kararda, zorunlu din dersi uygulamasının Anayasa'nın 24. maddesine dayandığı ve bu düzenlemenin, dini duyguların istismarını önlemeye yönelik toplumsal bir gereklilik olduğu vurgulandı. Devletin din eğitimini gözetim ve denetim altında sunmasının laiklik ilkesiyle çelişmediği belirtildi. Bu karar sonrası ilkokul ve liselerde zorunlu din dersi uygulaması devam edecek. Can Medya Grubu Ankara Temsilcisi Fevzi Çakır'ın haberi...

İstanbul’da ikamet eden bir aile, ilkokul 4. sınıf öğrencisi çocuklarının zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf tutulması istemiyle 5 Ekim 2017’de İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvuruda bulundu.
VALİLİK KABUL ETMEDİ, AİLE DAVA AÇTI
Ancak İstanbul Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 11 Ekim 2017 tarihli kararla bu talebi reddetti. Kararda, din kültürü dersinin ilköğretim ve lise düzeyinde zorunlu dersler arasında yer aldığı hatırlatıldı. Bu gelişme üzerine aile, söz konusu başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açtı.
REDDEDİLEN DAVA KURULA TAŞINDI
Dava, Danıştay 8. Dairesi tarafından 7 Kasım 2022 tarihinde karara bağlandı. Mahkeme, davayı reddetti. Kararda, Anayasa’nın 24. maddesi uyarınca Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin zorunlu olduğu vurgulandı. AİHM ve Anayasa Mahkemesi’nin daha önce verdiği kararların ise yalnızca müfredatla ilgili değişikliklere işaret ettiği belirtildi. Ailenin temyiz başvurusu üzerine dosya, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na taşındı.
KURUL RET KARARINI ONAYLADI
Kurul, oy çokluğuyla temyiz talebini reddetti. Kararda, Danıştay 8. Dairesi’nin verdiği ret kararında hukuka aykırılık bulunmadığı ifade edildi. Kurulun gerekçeli kararında dikkat çeken değerlendirmeler yer aldı. Öne çıkan başlıklar şöyle:
"UYGULAMA ANAYASAL DAYANAKLI"
Dava konusu muafiyet başvurusunun reddi, Anayasa’nın 24. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle, ebeveynlerin eğitim ve öğretimde dini ve felsefi inançlarına saygı gösterilmesini isteme hakkına yapılan müdahale, belirli ve öngörülebilir bir anayasal hükme dayandığı için yasal çerçevede kabul edilmiştir.
"MEŞRU AMAÇ" VURGUSU
Anayasa, din hizmetlerini toplumsal bir ihtiyaç olarak kabul etmekte ve bu hizmetlerin devlet eliyle karşılanmasını öngörmektedir. 24. madde uyarınca, din eğitimi ve öğretimi devletin gözetim ve denetimi altında sunulmalıdır. Laiklik ilkesi, hem dinin devlet işlerine yön vermesini engellemekte, hem de dini hizmetlerin devlet eliyle yürütülmesine imkân tanımaktadır.
"DİNİ İSTİSMARA KARŞI KORUMA"
Din ve ahlak öğretiminin devletin kontrolünde yürütülmesi, dini duyguların istismar edilmesini önlemeye yönelik zorunlu bir toplumsal gereksinimdir. Anayasa’nın ilgili maddesinin hazırlanma sürecinde Danışma Meclisi gerekçesinde de bu ihtiyaç açıkça dile getirilmiştir.
"ÇOĞUNLUK İNANCINA AĞIRLIK VERİLEBİLİR"
Zorunlu ders kapsamında verilen bilgiler, bireylerin dini veya felsefi inançlarına karşı düşünceler içerse de bu durum, eğitim hakkının ihlali anlamına gelmez. Ders içeriği, ülkenin sosyolojik yapısı ve tarihsel birikimi dikkate alınarak hazırlanmakta; çoğunluğun inancına daha fazla yer verilebilmektedir. Bu durum, farklı inançlara saygı gösterilmediği anlamını taşımaz.
"HUKUKA AYKIRILIK YOK"
İslam dinine diğer din ve inançlara göre daha fazla yer verilmesi, bu inancın doğru anlaşılması ve istismarın önlenmesi açısından gerekli görülmektedir. Bu yaklaşım, dersin din kültürü öğretimini aşarak doğrudan din eğitimi niteliği kazandığı anlamına gelmemektedir. Bu nedenle, davacıların çocuğunun din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf tutulması istemiyle yapılan başvurunun reddedilmesi suretiyle ebeveynlerin eğitim ve öğretimde dini ve felsefi inançlarına saygı gösterilmesini isteme hakkına yapılan müdahalenin, AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir olduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla, İstanbul Valiliği işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
KARARIN ANLAMI NE?
Danıştay’ın verdiği bu karar, Türkiye’de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin zorunlu statüsünü bir kez daha hukuki güvence altına almış oldu. Mahkeme, bu dersin Anayasa’nın 24. maddesi uyarınca devletin denetimi ve gözetimi altında verilmesinin, laiklik ilkesine aykırı olmadığını vurguladı. Bu karar aynı zamanda, devletin, dini eğitim değil, din kültürü bilgisi verdiğini ve bu uygulamanın toplumu dini istismardan koruma amacı taşıdığını savunuyor. Sonuç olarak, Danıştay bu tür derslerin zorunlu tutulmasının hem toplumsal bir ihtiyaç hem de anayasal bir uygulama olduğunu tescillemiş oldu. Bu karar sonrası ilkokul ve liselerde zorunlu din dersi uygulaması devam edecek.
Fotoğraf: AA