Görünüşleri aynı yapıları zıt: Dişler ve kemikler neredeyse aynı olmasına rağmen neden dişler kemik değildir?
Dişler görünüş olarak kemiklere fazlasıyla benziyor olsa da biyolojik açıdan bambaşka bir yapıya sahiptir. Mine tabakasının sertliği ve onarım kapasitesinin olmaması, dişleri diğer tüm dokulardan ayırır. Bu nedenle "dişler kemik midir?" sorusu yıllardır merakını korur. İşte detaylar…
İnsan vücudunun en sert dokusu diş minesi olsa da bu yapı kemik olarak sınıflandırılmaz. Hem işleyişi hem de yenilenme kapasitesi kemiklerden tamamen farklıdır. Peki bu iki dokuyu ayıran kritik noktalar nelerdir?
DİŞLER VE KEMİKLER ARASINDAKİ BENZERLİKLER
Dişlere yakından baktığında, yapılarının kemiklere fazlasıyla benzediğini görürsün. Her ikisi de vücudun sert dokularıdır, mineral bakımından yoğundur ve dışarıdan bakıldığında dayanıklılıklarıyla benzer bir izlenim yaratırlar.
Üstelik kalsiyum içeriği yüksek oldukları için çoğu kişi onları aynı kategoriye koyar. Ancak bilimsel olarak işler bu kadar basit değildir; çünkü diş ve kemik yapılarını belirleyen temel bileşenler ve işleyiş mekanizmaları birbirinden tamamen farklıdır.
DİŞLER NEDEN KEMİKTEN SAYILMAZ?
Dişler, kemikler gibi canlı dokular içeriyor olsa da kemik kabul edilmezler. Bunun en büyük nedeni, dişlerin yapısının kemikten çok daha karmaşık olmasıdır.
Diş minesinin sertliği, insan vücudundaki en dayanıklı dokuyu oluşturur ve kemikte böyle bir tabaka bulunmaz. Kemikler gerektiğinde kendini onarabilir veya yeniden şekillenebilir; dişlerde bu mekanizma yoktur. Mine bir kez zarar gördüğünde vücut bunu yenileyemez, bu da dişleri kemiklerden ayıran kritik bir farktır.
DİŞİN YAPISI: MİNE, DENTİN VE SİNİR AĞI
Bir dişi oluşturan üç ana katman bulunur: mine, dentin ve pulpa. Mine, yüzde 95 gibi yüksek bir mineral oranıyla insan vücudunun en yoğun maddesidir. Altında bulunan dentin ise gözenekli bir yapıya sahip olup hem dayanıklılık sağlar hem de hassasiyeti artıran sinir yollarını iletir.
En içteki pulpa ise kan damarları ve sinirlerle doludur; bu yönüyle diş, kemiklere kıyasla çok daha aktif ve hassas bir dokuya dönüşür. Kemiklerde böyle bir dıştan içe katmanlaşmış yapı görülmez.
KEMİKLERİN KENDİNİ ONARMA GÜCÜ
Kırılan bir kemik zamanla iyileşir; vücut hasarlı bölgede yeni kemik dokusu üretir. Ancak dişlerde bu yetenek yoktur. Mine tabakası tamamen mineral yapıdadır ve canlı hücre içermez. Bu yüzden çürük, çatlak veya erozyon gibi sorunlar ortaya çıktığında dışarıdan müdahale şarttır.
Diş hekimlerinin dolgu, kanal tedavisi veya kaplama gibi uygulamaları bu eksik tamir kapasitesini telafi etmek için önemlidir.