Haftanın Kitapları
Biyografiden öyküye, araştırmadan romana, anıdan şiire bu hafta da pek çok kitap okurla buluştu. İşte yeni çıkan kitaplar arasından sizin için seçtiklerimiz... Keyifli okumalar...
HYUNAM-DONG KİTABEVİ
(Hwang Bo-reum)
Youngju her şeyi doğru yapmıştır; üniversiteye gitmiş, düzgün bir adamla evlenmiş, saygın bir işe girmiştir. Sonra bir anda her şey altüst olur. Tükenmişlik hissiyle eski hayatını terk eder, zirvedeki kariyerini bırakır, kocasından boşanır ve hayalinin peşinden gider. Bir kitapçı dükkânı açar... Youngju ve müşterileri, Seul’ün şirin bir mahallesinde kitapların arasına sığınırlar. Yalnız bir baristadan evli ama mutsuz bir ev hanımına ve Youngju’da özel bir şeyler olduğunu gören yazara kadar hepsinin geçmişinde hayal kırıklıkları vardır. Hyunam-Dong Kitabevi zamanla onların, hayatı nasıl yaşamaları gerektiğini öğrendiği yer haline gelir. Athica Yayınları'ndan çıkan Hyunam-Dong Kitabevi huzuru ve güven duygusunu yakalamanızı sağlayacak, size kitapların iyileştirici gücünü hatırlatacak, yürek ısıtan bir hikaye...
EBEDİ REKABET
(Rebecca Ross)
Gazetecilik dünyasında rakip olan Iris Winnow ve Roman Kitt’in mitolojik öğelerle harmanlanmış hikâyesi okurları tutku dolu epik bir maceraya davet ediyor. Tanrılar arasında süregelen savaşın gölgesinde, sıradan bir mektubun başlattığı beklenmedik bağ hem aşkı hem de savaşı yeniden tanımlıyor. Olimpos Yayınları'ndan çıkan kitapta Rebecca Ross, akıcı yazım tarzı ve derin karakterleriyle okurları büyülerken, her sayfasında heyecanı ve duyguyu doruklara taşıyor. Mitolojik unsurlar ve güçlü anlatımıyla fantastik kitap tutkunlarının kalbini fethediyor.
JÜL VERN SEYAHAT ACENTESİ
(İlhami Algör)
İlhami Algör, Jül Vern Seyahat Acentesi'nde bir yolcunun yolculuğunun peşine düşüyor. Jules Verne'in Seksen Günde Devriâlem'inin kahramanı Phileas Fogg dünyanın etrafını dönmeye çabalarken, onunla birlikte kıtaları, şehirleri adımlıyor. Bir yandan döneme hâkim olan sömürgecilik meselesi üzerinden Verne anlatısına eleştirel bir gözle bakıyor, bir yandan da 19. yüzyıl dünyasını anlamaya; yüzyılın insanı, toplumu ve meseleleri üzerine düşünmeye fırsat yaratıyor. Algör, İletişim Yayınları'ndan çıkan kitapta, Victoria dönemi edebiyat metinlerine, filmlere, mekânlara, hatta duygulara uzanarak bu yolculuğa eşlik etmek isteyen okurlarına gördüklerinden daha fazlasını görebilecekleri konusunda cesaret veriyor.
KAR ALTINDAKİ GECE
(Ralf Rothmann)
1945, kış: 16 yaşındaki Elisabeth kendisini tedavi eden firari Rus askerle birlikte bir sığınaktadır. Soba borusu deliğinden karda yürüyenlerin ayak seslerini işitir; yukarıdaki yaşamının onsuz akıp gittiğini, tanıdığı ve sevdiği tüm insanların onu aramayı çoktan bıraktığını ve onun orada yattığını bilmeden kaskatı donmuş topraktan uzaklaştıklarını hayal eder. Ve hayallerde kaybolduğu bir an böyle iyi olduğunu, bir daha onların yanına, hiçbirinin yanına, yukarıya çıkmak istemediğini, sonsuza dek Dimitri’yle bu gecede, karın altındaki bu sıcak barışta yaşamayı arzular…
Ralf Rothmann “Baharda Ölmek” ile başlayıp “O Yazın Tanrısı” ile devam eden üçlemesini Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan “Kar Altındaki Gece” romanıyla tamamlıyor.
İNSANIN YANLIŞ ÖLÇÜMÜ
(Stephen Jay Gould)
İnsanın Yanlış Ölçümü, yayımlandığı 1981 yılında bilimsel otoritenin masum gibi görünen maskesi altında ırkçılık, sınıf ayrımcılığı ve cinsiyetçilik gibi önyargıların nasıl körüklendiğini çarpıcı bir şekilde ortaya koydu. Gould’un sosyal bilimler için büyük önem taşıyan eseri, zekâyı ve dolayısıyla insan “değerini” kafatası büyüklüğüne, kıvrımlara ya da dar kapsamlı testlerdeki puanlara göre değerlendirenlerin ana motivasyonlarını inceliyor. Nova Kitap'tan çıkan genişletilmiş ve gözden geçirilmiş yeni baskısında okurunu yeni bir giriş bölümüyle selamlayan İnsanın Yanlış Ölçümü, sadece bilimi anlamak isteyenler için değil, adalet ve eşitlik arayışında olan herkes için bir sosyal bilimler klasiği.
KIZLAR
(Emma Cline)
Amerikan tarihinin en vahşi hikâyelerinin birinden, Charles Manson kültünden esinlenen Kızlar, gösterişli ve tutkulu hayatların barındırdığı sapkınlıkları, özgürlüğün arkasında saklanabilen anarşiyi genç bir bakış açısıyla anlatıyor. Granta dergisinin en iyi genç Amerikan yazarları arasında gösterdiği Emma Cline, ülkemizde İthaki Yayınları etiketiyle okurlarla buluşan ilk romanı Kızlar’la büyük bir başarı kazandı, 2016’da Shirley Jackson En İyi Roman Ödülü’ne layık görüldü.
ÖKÜZÇEKER
(Ayten Kaya Görgün)
Roman, öykü ve senaryolarıyla tanınan Ayten Kaya Görgün’ün kalemi, Everest Yayınları'ndan çıkan yeni kitabı Öküzçeker’de yine teklifsiz, içten, komik ve cesur. Yazarın, kalabalık ve coşkulu bir sohbetin kulak misafiriymiş gibi hissettiren anlatımıyla akıp giden öyküler hem ironik hem politik. Bir uzun hırkanın, mektubun ya da Eşe Bibi’nin anlattığı masalın temsilleri ise ülke panoramasında çok tanıdık. Görgün, öykü imbiğinden süzdüklerini samimiyetle yazmaya devam ediyor.
İYİLİKSEVER
(Susan Sontag)
“Henüz mutlulukla uzlaşamıyorum. Şiddetli bir ironi gırtlağımı sıkıyor. Düşlerimi ele geçiriyor. Beni korkunç, faydasız eylemlere itiyor. Kendimi fazla ciddiye almama neden oluyor ve rüyalarımdaki suç ortakları ile akıl hocaları dışında, başka birini ciddiye almamı engelleyerek son buluyor.” 1963’te yayımlanan ve eşsiz bir yazarı dünyaya duyuran İyiliksever eğlenceli olmasının yanı sıra rahatsız edici ve derinlikli bir anti-roman. Susan Sontag'ın romanı Can Yayınları tarafından okurlarla buluşturuldu.