Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Edebiyat Haftanın Kitapları
        1

        HAYAL GÜCÜNÜN SINIRSIZ DENİZİ
        (Ülkü Tamer)

        Ülkü Tamer, hayatı boyunca edebiyat dünyasının içinde hem yazar hem yayıncı hem de okur olarak yer almış ve o yıllarda bin bir fedakârlıkla çıkan edebiyat dergilerinin hemen hemen hepsini özel bir titizlikle incelemiştir. Kendi de hem dergicilik hem yayıncılık heyecanına kapılmış ve bir şair olarak edebiyatın -kendi deyimiyle- “altın çağı”nı doya doya yaşamıştır. Bu durum, doğal olarak şairin yazma serüveninin son derece renkli ve ilginç hale gelmesine vesile olmuştur. Ketebe Yayınları'ndan çıkan Hayal Gücünün Sınırsız Denizi, Ülkü Tamer’in sanata ve özellikle edebiyata olan bakış açısını anlama açısından önemli bir hazine. O günün edebiyatını bazen ironik bazen de içli bir biçimde değerlendiren şair, anlamların sınırsızlığını ve bu sınırsızlığı inşa eden bütün patikaları gözler önüne seriyor. Ülkü Tamer’in edebiyat dünyasının izlerini daha da aydınlatan bu yazıları; edebiyatın değerini, haysiyetini ve anlamlarını düşünmek isteyenler için önemli bir merkez nokta olarak da kabul edilebilir.

        2

        LANZAROTE DEFTERLERİ
        (José Saramago)

        1992 yılında Portekiz hükümetinin İsa’ya Göre İncil’in Avrupa Edebiyat Ödülü kısa listesinden çıkarılmasını istemesi üzerine, José Saramago bunun bir “sansür” olduğunu söyleyerek Portekiz’den ayrılma kararı alır ve Lanzatore’ye (Kanarya Adaları) yerleşir. 1993 yılında Saramago’nun gönüllü sürgünü başlamıştır. Senenin başında dostları Saramago’ya “özel” bir defter verirler. Tek koşulları vardır: Lanzarote’deki günlerini yazması. Saramago defteri kabul eder ve “günler yürümeye başlar”. 15 Nisan-31 Aralık 1993 tarihlerini kapsayan Lanzarote Defterleri’nin bu ilk cildinde Saramago, hem Lanzarote’de geçen günlerini aktarıyor hem de çağının tanığı ve toplumsal sorumluluklarının bilincinde muhalif bir yazar/aydın olarak dünyada yaşananları değerlendiriyor.

        3

        LORD JIM
        (Joseph Conrad)

        Modern edebiyatın ustalarından Joseph Conrad, insan ruhunun derinliklerini ve ahlaki çatışmalarını büyüleyici bir gerçekçilikle ele alan eserleriyle tanınır. Denizcilikten edebiyata uzanan yaşamı, yapıtlarına hem teknik bir doğruluk hem de varoluşsal bir derinlik kazandırmıştır. Conrad’ın en etkileyici romanlarından biri olan Lord Jim, onun karmaşık anlatım tarzının ve derin psikolojik çözümlemelerinin zirve noktalarından biridir. İthaki Yayınları'ndan çıkan Lord Jim, yayımlandığı dönemde büyük yankı uyandırarak 20. yüzyıl edebiyatının temel taşlarından biri hâline geldi. İnsanın vicdanıyla, onuruyla ve kendi kimliğiyle olan mücadelesini evrensel bir temada işleyen romanda Jim’in hikâyesi, yalnızca bireysel bir trajedi değil, aynı zamanda insan olmanın ve hatalarla yüzleşmenin kaçınılmaz yolculuğudur. Conrad’ın edebi ustalığıyla şekillenen Lord Jim, insanın kendi hatalarından ders çıkarma ve yeniden doğma çabasını epik bir anlatımla sunuyor.

        4

        PAPİRÜS'TEN BAŞYAZILAR
        (Cemal Süreya)

        Cemal Süreya’nın elli üç sayı yayımladığı Papirüs dergisindeki yazılarını bir araya getiren Papirüs’ten Başyazılar, Can Yayınları etiketiyle okurla buluşuyor. Cemal Süreya’nın şiire, hayata, siyasete ve sanata dair görüşlerini dile getirdiği bu yazılar, şairin dünyaya nasıl baktığını da gözler önüne seriyor. Bu özel derleme, Cemal Süreya’nın Türkiye’ye bakışını özetler nitelikte: “Türk edebiyatını, özellikle de şiirimizi çok iyi biliyordu Cemal Süreya. Papirüs’ün başyazıları buna tanıktır. Bu yazılarda şair Cemal Süreya’yı düşünce adamı kimliğiyle görürüz. Araştıran, soran, değerlendiren, hesaplaşan bir Cemal Süreya’dır bu. Ve hiçbir zaman yetinmeyen.”

        5

        BENDE KALMASIN
        (Gülten Dayıoğlu)

        Otobiyografik özellikler taşıyan Fadiş, çocuk kitapları alanında Türkiye’nin ilk çoksatarıdır. Halen 156. baskısı dördüncü kuşaklar tarafından okunan roman, kahramanına verilen yatılı okul vaadiyle son buluyordu. Yıllardır okullarda, söyleşilerde ve çeşitli iletişim ortamlarında Fadiş siz misiniz? Fadiş sonra ne yaptı? Nasıl bir insan oldu? gibi sorularla karşılaşan Gülten Dayıoğlu işte bu soruların yanıtlarını içeren bir kitap yazma vaadini Bende Kalmasın ile yerine getiriyor. Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan Bende Kalmasın çokkatmanlı bir toplumun çatışmalı değerleriyle kuşatılmış halde, düşe kalka kendi yolunu çizen Fadiş’in öyküsü. Dayıoğlu, elinizdeki kitapta yalnızca Fadiş’in hayatını, kişisel ve entelektüel gelişimini anlatmakla kalmıyor, keskin gözlemleri ve duyarlı bakışıyla kırklı yıllardan başlayarak Türkiye’nin toplumsal ve kültürel bir panoramasını da çiziyor.

        6

        HER TEMAS
        (Karl Deisseroth)

        İnsanlar arasındaki fiziksel veya düşünsel her temasın zihindeki karmaşık örgüde nasıl iz bıraktığını ve duyguların hem biyolojik hem de evrimsel kökenlerini klinik hikâyelerle aydınlatan nefes kesici bir zihin yolculuğu. Ünlü klinik psikiyatr ve nörobilimci Karl Deisseroth hayatını insan zihni hakkındaki gerçeklerin peşinde koşarak geçirdi. Beyne dair bildiklerini hastalarına duyduğu derin empatiyle birleştiren Deisseroth, Her Temas'ta "bozukluklarımız sağlam yanlarımız hakkında ne söyler?" sorusunun peşine takılarak ilginç zıtlıkların izini sürüyor. Güncel araştırmalar ve birlikte çalıştığı hastalarına ait hikâyeler aracılığıyla kendi evrimsel tarihimiz ile gündelik hayatımızdaki sancılı anlar arasında köprü kuruyor. Domingo Yayınları'ndan çıkan Her Temas, doğamızdan gelen bağ kurma ve anlam bulma özlemimizi zarafet dolu bir dille resmederek yalnızca beyne değil, tüm benliğimize dair anlayışımızı değiştiriyor.

        7

        BİR SENARYO YAZALIM
        (Feride Çiçekoğlu)

        Feride Çiçekoğlu, Mundi Çocuk etiketiyle yayımlanan Bir Senaryo Yazalım kitabıyla ilham verici örnekler ve pratik ipuçlarıyla senaryo yazmanın inceliklerini anlatıyor: “Senaryo, görüntüler ve seslerle zihnimizde akan bir hikâyedir, uyanıkken gördüğümüz rüya gibidir. Öyle ki, o rüya âlemindeki kişiler bizim hayal ettiğimiz şeyleri yaparlar.” Bir hikâyeyi nasıl senaryoya dönüştürürüz? Kimin gözünden anlatacağımıza nasıl karar veririz? Karakterleri nasıl derinleştirir, sahneleri nasıl canlandırırız? Çiçekoğlu, senaryo yazmaya ve film çekmeye hevesli 12 yaş ve üzeri gençlere rehberlik ediyor bu kitapta. Kendi deneyimlerinden yola çıkarak senaryo formatından tretmana, görüntü ve seslerin yazımına kadar her aşamayı detaylandırıyor. Bu kitapta, karakter yaratmaktan olay örgüsü kurmaya, sahne yazımından çekim sürecine kadar bir senaryonun tüm aşamalarını adım adım keşfedeceksiniz.

        8

        KARANLIK ODADA
        (Brian Dillon)

        Brian Dillon’ın ilk kitabı Karanlık Odada, belleği gerekli gereksiz her nesnenin istiflendiği bir mekân olarak tanımlayarak geçmişin karanlık koridorlarında dolaşıyor. On beş yaşında annesini, beş sene sonra da babasını kaybeden Dillon, yıllar sonra yaşadığı bir çöküşün ardından çocukluk evine dönüyor: Bu ev artık yalnızca dört duvardan ibaret değildir, aynı zamanda bir anılar ve kayıplar galerisidir. Dillon, bellek ile mekân arasındaki derin bağları keşfederken Baudelaire’den Barthes’a, Proust’tan Bachelard’a, Berger’dan Benjamin’e pek çok düşünürü de bu içsel yolculuğa dahil ediyor. Ev, eşyalar, fotoğraflar, bedenler, yerler... Everest Yayınları'ndan çıkan Karanlık Odada, bireysel bir yas anlatısı olmasının yanında, belleğin doğasını ve geçmişle kurduğumuz kırılgan bağı sorgulayan sarsıcı bir bellek kazısı niteliğinde.

        9

        YOKLUĞUN HARİTALARI
        (Georgi Gospodinov)

        Şu anda yokum
        Sofya, Londra,
        Madrid, Lizbon,
        Pula, Tanca ve Bologna,
        Roma, İstanbul,
        Kazablanka, Panama,
        Santiago ve Locarno’da...

        Olmadığım
        onca yer.

        Tanrı’nın şehrinde de yokum,
        kendiminkinde de...

        Tıklım tıklım
        yokluklarla
        dolu bir dünya.

        Georgi Gospodinov’un şiirlerinden derlenen bu kitap, nesir eserleriyle tanıdığımız ve sevdiğimiz yazarın aynı zamanda ne kadar yaratıcı bir şair olduğunu gösteriyor. Metis Yayınları'ndan çıkan kitap şiire mesafeli olan edebiyatseverlerin bile kalbini çalacak.

        10

        MİLANOLU KIZ
        (Domenico Starnone)

        Ölüm ve aşkın iç içe geçtiği etkileyici bir anlatı: “Milanolu Kız”, İnkılâp Kitabevi etiketiyle okurlarla buluştu. Mitolojiden ilham alan bu roman, Napoli’nin dar sokaklarından ölüler diyarına uzanan unutulmaz bir hikâye sunuyor. Milanolu Kız, Orpheus ile Eurydike’nin zamansız mitini çağdaş bir kurguyla harmanlıyor. Roman, okula gidip gelirken anneannesinden duyduğu efsanelerle büyüyen bir genç kızın hikâyesine odaklanıyor. Napoli’nin mezarlıkları, sokakları ve eşsiz atmosferi eşliğinde, dilbilim, mitoloji ve edebiyat arasında salınan bu anlatı; ölüm ve yaşam, seçiş ve terk ediş gibi derin temaları işliyor. Milanolu Kız, mitolojiyle örülü güçlü kurgusu, duygu yüklü anlatımı ve Napoli lehçesinin sunduğu zenginliklerle okuru bambaşka bir dünyaya davet ediyor.

        11

        DERİN KORKU
        (Rachel Lynch)

        Rachel Lynch’in heyecan ve gerilim dolu Dedektif Kelly Porter serisi, The Kitap Yayınları etiketiyle polisiyeseverlerle buluşmaya devam ediyor. Serinin büyük ilgi gören kitapları Derin Korku, Karanlık Oyun ve Yolun Sonu, yeni baskılarıyla raflardaki yerini aldı. Dedektif Kelly Porter’ın karşı karşıya kaldığı en zorlu soruşturmalarından birini konu alan Derin Korku, polisiye ve gerilim tutkunları için soluksuz bir okuma deneyimi sunuyor; okuyucuyu karanlık sırlar ve tehlikeli suç örgütleriyle dolu bir dünyanın içine çekiyor. Karanlık Oyun, gerçeğin peşinde geri dönüşü olmayan bir yola giren Dedektif Kelly Porter’ın, karanlık sırlarla dolu bir cinayet soruşturmasını ele alıyor. Yolun Sonu ise aristokrasinin gölgesindeki ölümcül sırları ve zamana karşı amansız bir yarışı konu alıyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ