Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Hülya Avşar; devrik kraliçelikten kraliçeliğe yükseliş

        28 Haziran 2018'de yaş gününü kutlamak için Türkan Şoray'ı aradım.

        YAŞ GÜNÜ KUTLAMASINDA KÖTÜ HABER

        - Sultan’ım, yaş gününüz kutlu olsun. Sağlıkla, mutlulukla nice yıllara...

        - Çok teşekkür ederim. Hep beraber inşalllah...

        - Epey zamandır görüşemiyoruz. Özledim sizi.

        - Ya evet. Ben de... Artık zor görüşürüz (Gülüyor)

        - Neden, hayırdır Sultan’ım?

        - Oyunculuğu bıraktım.

        - Daha neler...

        - Cidden bıraktım.

        - Ne oldu ki? Ayrıca oyunculuğu bırakmanız için size kim izin verdi ki... Böylesine bir kariyer... O kadar çok seveniniz varken...

        - Artık iyi senaryolar gelmiyor. Böyle bir karar aldım.

        "Bıraktım" dese de seveceği bir senaryo gelmesi halinde kamera karşısına geçemedi. Arzulu olsa da, özlese de kapısı seveceği bir senaryoyla çalınmadı.

        Geçtiğimiz hafta, gazeteci - yazar Bircan Silan'ın Türkan Şoray hakkında yazdığı 'Türkan ve Hayat' adlı kitabın tanıtım toplantısında, ülkemizin oyunculuk sektörü hakkında çarpıcı bir açıklama yapıldı.

        Açıklamayı yapan kişi Türkan Şoray...

        'Sultan'ın hayatına farklı bakış
        'Sultan'ın hayatına farklı bakış Haberi Görüntüle

        Toplantıda yönelttiğim; "Oyunculuğu bırakma kararıyla hayranlarınıza haksızlık etmiyor musunuz?" şeklinde soruma Türkan Şoray, 7 yıl önceki telefon konuşmamızdaki sözlerine eklemelerde bulunarak şöyle cevap verdi; "Daha çok diziler gündemde. Ben de bir - iki dizi yaptım, bunlar çok sevilen dizilerdi. Yaşıma uygun rollerdi ve başroldü. Bir meseleyi, toplumsal bir hikâyeyi, benim yaşlarımda bir kadının hikâyesini anlatan senaryo olursa sinema filmi yapabilirim. Böyle bir hikâye gelmiyor. Senaryo yazarlarımız az. Belli bir yaştan sonra ikinci, üçüncü planda roller oluyor. Ben de bunları oynamak istemiyorum."

        REKLAM

        Bu açıklamanın dünyanın başrolde en çok filmde rol alan Türkan Şoray'dan gelmesi, elbette ülkemizdeki sinema - dizi sektörünün belli yaşın üzerindeki oyuncular hakkındaki tasarrufunu, gözler önüne daha çarpıcı bir halde serdi.

        TÜRKAN ŞORAY'IN KARİYERİ

        Sinema Filmi Oyunculuk.. 222

        TV Dizisi Oyunculuk... 11

        Sinema Filmi Yönetmenlik... 5

        Türkan Şoray'ın sözlerinin satır aralarını okumak gerekirse, ülkemizde belli bir yaşın üzerindeki oyuncular; 'Anne', 'Baba', 'Nine' ve 'Dede' rollerinin dışına çıkarılmıyor. Şoray'ın da altını çizdiği gibi beyazperdeye veya TV ekranlarına belli yaştaki insanların hikâyesi, temel hikâye olarak çok az senaryolaştırılıyor.

        Türkan Şoray'ın son oyunculuk çalışması, 'Hatice Sultan'ı canlandırdığı, 2012 yapımı 'Bir Zamanlar Osmanlı: Kıyam' adlı TV dizisi oldu.

        Türkan Şoray'ı dinlerken gözlerimin önüne geçtiğimiz yaz gittiğim 'Aşkın Dünkü Çocukları'nın Ünye'deki seti geldi.

        Filmde rol alan Hülya Avşar ile sohbet ederken, birçok teklif gelmesine rağmen son yıllarda çok az sayıda filmde rol aldığını düşündüm.

        'Aşkın Dünkü Çocukları'nın setinde sohbet sonrasında Hülya Avşar ile çekildiğimiz hatıra fotoğrafı...

        Oysa ki 1980 sonrasında başrolde en çok filmde rol alan Hülya Avşar'ın kariyer akışının yavaşlamasının nedeni, Türkan Şoray'ın oyunculuğu bırakmasının nedeniyle aynı.

        Biri; başrolde dünyanın en çok filmde rol alan oyuncusu. Diğeri; son 50 yılda Türkiye'de en çok başrolde film çeken oyuncu.

        Hülya Avşar, Filiz Akın ve Türkan Şoray'ın 1980'li yıllarda birlikte çekilen bir fotoğrafı...

        Ayrıca oyunculuklarıyla birçok ödüle lâyık görülen Türkan Şoray ile Hülya Avşar'ın aynı dertten muzdarip olması bir hayli çarpıcı bir durumu gözler önüne seriyor.

        Aslına bakarsanız Türkan Şoray'a da Hülya Avşar'a da gelen birçok teklifte, canlandıracakları karakterlerin ikinci planda olmasından öte başka bir sorun bulunuyor. Senaryoları, kolay kolay beğenmiyorlar. Bu durum, zaman zaman müşkülpesentlik olarak algılansa da işin aslı şu; "İnsanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim" felsefesiyle hareket edip bilgilerini ve deneyimlerini en iyi şekilde yansıtabilmenin peşinde koşuyorlar.

        Bu arada, Türkan Şoray ile Hülya Avşar'ın oyunculuğa başlama şekli de hemen hemen aynı. Tamamen tesadüfen başladıkları kariyerlerinde Şoray, 'Sultan'lığa, Avşar ise 'Kraliçe'liğe uzandı.

        Şöyle;

        Türkan Şoray, genç kızdır...

        Emel Yıldız'a, daha doğrusu onun özgürlüğüne imreniyordu.

        Bir gün, Emel Yıldız dedi ki; "Annenden ben izin alırım. Seni film setine götüreyim.'

        İzin alındı.

        Emel Yıldız'ın elinden tutarak yürüdüğü yol, aslında 'Sultan'lığa çıkıyordu ama ne Emel Yıldız, ne kendisi ne de bir başkası bunun farkındaydı.

        Sete geldiler.

        Filmin adı; 'Köyde Bir Kız Sevdim'...

        Türkan Şoray şaşkın şaşkın etrafına, settekiler de hayran hayran ona bakıyordu.

        Türker İnanoğlu, o günü şöyle anlattı; "Emel Yıldız, sete 15 - 16 yaşlarında çok güzel bir kızla birlikte geldi. Kara gözlüydü. Üzerinde yeşil bir manto vardı. Bir kenara oturdu, etrafına bakınarak. İnsanın yüreğinin içine dalan bakışları vardı. Müthiş güzeldi. O ana kadar sinemaya böyle bir güzel gelmemişti."

        Türkan Şoray, 'Köyde Bir Kız Sevdim' ile başladığı kariyerinin 65'inci yılını kutluyor.

        Türker İnanoğlu, ne yapıp edip Emel Yıldız'ın canlandırdığı köylü kız rolünü, 'Bu rol için biçilmiş kaftan, daha uygunu olamaz' düşüncesiyle Türkan Şoray'a vermek istedi.

        Ertesi günü 3 adam, Meliha Sav'ın kapısını çaldı.

        Dediler ki, "Kızınızı oyuncu yapmak istiyoruz."

        Şaşkınlık ve kızgınlık arasındaki duyguya bürünen Meliha Sav, "Olmaz, öğrenci o. Öğretmen olması için yatılı okula göndereceğim" dedi.

        3 adam ısrar etti.

        Meliha Sav, "Tamam bana iki gün düşünme süresi verin" diyerek 3 adamı gönderdi, aslında başından savdı.

        İkinci günün sonunda 3 adam yine kapıdaydı.

        Meliha Sav, zar zor ikna oldu.

        Türkan Şoray, annesinin bu kararı karşısında ne heyecanlandı, ne sevindi ne de üzüldü.

        Ve Türkan Şoray, 'Köyde Bir Kız Sevdim'in başrolünde.

        Çekimler, Mualla Sürer'in evinde.

        Sanki ilk filmi değil.

        Sanki kariyerinin gümüş yılı.

        Öylesine sakin, öylesine hâkim.

        İçgüdüsel yeteneğini gözler önüne serdi.

        Oyunculuğun ne olduğunu bilmediğinden dolayı canlandırdığı karakter için rol yapmadı. O karakteri yaşadı. Tıpkı oyunculuğu öğrendikten sonra da yaptığı gibi; rol yapmadı, karakteri yaşadı.

        Türkan Şoray, karakteri yaşarken yönetmen Türker İnanoğlu, oyuncular Erol Taş, Salih Tozan, Ahmet Tarık Tekçe ve set ekibi gözlerini kendisinden alamadı.

        "Gözlerine bakma ölürsün" dediler
        "Gözlerine bakma ölürsün" dediler Haberi Görüntüle

        Hülya Avşar genç bir kızdır...

        Tatil için 20 günlüğüne İstanbul’a geldi. Yakın arkadaşı Ercüment Çilingiroğlu ile de arada görüşüyordu. Çilingiroğlu, ünlü reklamcı Nail Keçili'nin arkadaşıydı.

        Nail Keçili, bu vesileyle bir gün Hülya Avşar'ı gördü. O dönemde Bulvar Gazetesi'nin düzenlediği güzellik yarışması vardı. Keçeli, gazetenin sahibi Nazlı Ilıcak ile Kemal Ilıcak’a; "Böyle bir kız var, güzellik yarışmasına mutlaka katılmalı" dedi.

        Nail Keçili

        Kabul edince Hülya Avşar'a ulaştılar. Böyle bir teklifle karşılaşacağını hiç tahmin etmeyen Avşar, güzellik yarışmasına katılıp - katılmama konusunda kararsız kalsa da annesi Emral Avşar, bir hayli heyecanlandı. Kızından habersiz olarak fotoğraflarını, boyunun ölçüsünü ve başvuru için gerekli olan diğer özelliklerini yazıp başvuru kuruluna gönderdi.

        Ne var ki ortada büyük bir sorun vardı.

        Babası Celal Avşar, kızının güzellik yarışmasına katılmasına katiyen izin vermedi. Zira bir aşiret kızının güzellik yarışmasına katıldığı nerede görülmüştü. Olacak iş miydi?

        Hülya Avşar'ın annesi Emral Avşar ve babası Celal Avşar ile birlikte çocukluk günlerinde çekilen fotoğraflardan biri...

        Celal Avşar, "Nuh" deyip "Peygamber" demese de Hülya Avşar, babasını ikna etti. Aslında yarışmayı kazanma hedefi yoktu. Amacı, tekliften bir hayli heyecanlanan annesini üzmemekti.

        Fotoğraflarıyla ilk elemeyi geçen Hülya Avşar; "Nasıl olsa bu kadar uzun boylu ve bu kadar güzel kız varken ben seçilmem" dese de 360 adayın katıldığı görsel elemelerde 30 adayın arasında yer aldı. Avşar; "Nasıl olsa kazanamam" düşüncesini devam ettiriyordu.

        Hülya Avşar, "Kazanamam" düşünceleri arasında final gecesinde karşısına çıktığı jüriyi, altın orana sahip yüz hatlarıyla en fazla etkileyen aday olarak kraliçelik tacını taktı.

        Bir süre sonra Hülya Avşar'ın bir evlilik yaşadığı ortaya çıktı. Yarışmanın 'Bekar olma zorunludur' kuralı ihlal edildiği için kraliçelik ünvanı ve tacı alındı. Yerine de yarışmada ikinci seçilen Dilara Haraçcı kraliçe ilan edildi.

        Hülya Avşar ile Mehmet Tecirli'nin düğününden bir fotoğraf...

        Hülya Avşar, her ne kadar güzellik yarışmasının kraliçesi olamasa da ileride Türk sinemasının kraliçesi olacaktı. Avşar'ın derin mavi gözleri, herkes gibi yapımcıları da bir hayli etkiledi.

        Film teklifleri, peşi sıra gelmeye başlayınca babası Celal Avşar, kızının oyunculuk yapmasına bir kez daha katiyen karşı çıktı. Annesi Emral Avşar ise kızının teklifleri değerlendirmesi gerektiği konusunda ısrarcıydı. Hülya Avşar, bir kez daha babasını ikna etmeyi başardı.

        Hülya Avşar'ın güzelliğinden etkilenenler arasında yapımcı Kadri Yurdatap da vardı. Yurdatap, bir sohbetimizde bana şöyle demişti: Gazetede taçlı fotoğrafını görünce; "Bu kızdan çok iyi oyuncu olur" dedim. Hemen bağlantı kurdum ama babası karşı çıktı. Ben direttim. Sonra Hülya, tek bir film için babasını ikna etmiş.

        'Haram' (1983)

        Hülya Avşar'ın tek bir film için babasını ikna ettiği 'Haram'ı, Osman Fahri Seden yönetirken başrolleri Fikret Hakan ve Salih Güney ile paylaştı.

        Güzelliğinin yanı sıra ilk filmindeki başarılı oyunculuk performansı birçok yapımcıyı harekete geçirdi. Babasını devam etme adına ikna etmesiyle Türk sinemasında Hülya Avşar dönemi başladı.

        Öyle bir dönem ki;

        YEŞİLÇAM'A NAZİRE YAPTI

        Oyunculuğa başladığı 1983'ten 1990'a kadar olan 7 yıl içinde kariyerli yönetmenlerin çektiği 39 filmde, başrolü aralarında; Cüneyt Arkın, Tarık Akan, Kadir İnanır, Fatma Girik, Hakan Balamir, Engin Çağlar ve Aytaç Arman'ın da olduğu kariyerli oyuncularla paylaştı.

        'Ölüm Yolu' (1985)

        Oyunculuk kariyerindeki 53 filmin % 73'ünü ilk 7 yıl içinde çekti. Yıllık 5.5 film ortalamayla Yeşilçam dönemine nazire yaptı.

        'Fazilet', 'Benim Sinemalarım', 'Üç Halka 25', 'Uzun Bir Gece', 'Bir Kırık Bebek', 'Fatmagül'ün Suçu Ne?' 'Alamancının Karısı', 'Öğretmen Zeynep', 'Fotoğraflar' gibi yüksek oyunculuk performansı gerektiren filmlerde adını afişte ilk sıraya yazdırdı.

        'Fatmagül'ün Suçu Ne' (1985)

        Hülya Avşar'ın kariyer yıldızını parlattığı yapımlardan biri de Sinan Çetin'in yönettiği, senaryosunu Ümit Ünal'ın yazdığı, gösterime 1993'te giren 'Berlin in Berlin' oldu.

        Hülya Avşar, canlandırdığı 'Dilber' ile 12 Temmuz 1993'te Moskova Film Festivali'nde 'En İyi Kadın Oyuncu' dalında festivalin en büyük ödülü olan 'Aziz George Ödülü'ne lâyık görüldü. Ki o ödülü, çeşitli yıllarda; Jack Nicholson, Jeanne Moreau, Meryl Streep, Harvey Keitel, Gérard Depardieu, Isabelle Huppert ve Helen Mirren de aldı.

        İSTATİSTİKLERLE HÜLYA AVŞAR

        Film Sayısı... 53

        TV Dizisi Sayısı... 11

        TV Programı Sayısı... 14

        Yönettiği Film Sayısı... 1

        Albüm Sayısı... 9

        Single Sayısı... 12

        Sonuç itibarıyla; "İstanbul, doğru insanları tanırsan mükemmel bir şehir" şeklindeki özlü sözde olduğu gibi gezmeye geldiği İstanbul, Hülya Avşar'a hiç aklında olmayan bir gelecek sundu.

        Hülya Avşar, o geleceğinde; rol aldığı sinema filmleri, TV dizileri, müzik çalışmaları, TV programlarının yanı sıra; adına düzenlenen tenis turnuvasıyla tenis sporuna bulunduğu katkısıyla, vergi rekortmenlikleriyle, iş kadınlığıyla ve biri benim olmak üzere hakkında yazılan kitaplarla son yarım yüzyılda alanında kariyer yıldızını en çok parlatan kişi olmayı başardı.

        İmdat çağrısı işe yaramadı
        İmdat çağrısı işe yaramadı Haberi Görüntüle
        REKLAM
        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ