Mert Turak: Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak
'Bahar: Çiçek Açmaya Hazır Mısın?', 3'üncü sezonun ilk bölümü ile bu akşam SHOW TV'de ekrana gelecek. Dizinin oyuncu kadrosuna 'Harun' karakteriyle dâhil olan Mert Turak, rolü ve dizinin yeni sezonuna dair merak edilenleri Habertürk'ten Şeyda Odabaş'a anlattı; "Hastanede hiçbir şey eskisi gibi olmayacak"

SHOW TV’nin, MF Yapım imzalı sevilen dizisi 'Bahar: Çiçek Açmaya Hazır Mısın?'ın yeni sezonu için nefesler tutuldu.
Mehmet Can Bindal'ın yönetmen koltuğunda yer aldığı, senaryosunu; Rana Mamatlıoğlu ve Bekir Baran Sıtkı'nın kaleme aldığı dizi, bu akşam saat 20.00'de SHOW TV'de ekrana gelecek.
Demet Evgâr (Bahar), Buğra Gülsoy (Evren), Ecem Özkaya (Rengin), Hayal Köseoğlu (Maral), Elit Andaç Çam (Çağla), Esra Ruşan (Naz), Füsun Demirel (Gülçiçek), Demirhan Demircioğlu (Aziz Uras), Nil Sude Albayrak (Seren), Alisa Sezen Sever (Umay), Hasan Şahintürk (Reha), Sena Mia Kalıp (Parla), Ege Erkal (Doruk), Can Kızıltuğ (Yusuf), İrem Kahyaoğlu (Ahu), Mert Öner (Ferdi), ve Hatice Aslan (Nevra) gibi ünlü isimlerin yer aldığı dizinin oyuncu kadrosuna Mert Turak, 'Harun' karakteri ile dâhil oldu.
Mert Turak, Habertürk'e rolü ve diziye dâhil olma süreci hakkında samimi açıklamalarda bulundu; "Harun' karakteri beni iştahlandırdı çünkü oyunculuk benim için bir yaşam biçimi"
* Rolü kabul süreciniz nasıl gelişti?
Menajerim Abdullah Bulut aradı, senaryoyu okudum ve rolü çok sevdim. Zaten takip ettiğim bir diziydi ve çok iyi oyuncuların yer aldığını biliyordum. Böylesine güçlü bir kadronun içinde olmak her oyuncunun yaşamak isteyeceği bir deneyim.
* 25 yıllık kariyerinizde sizi bir role çeken şey ne oluyor?
Kariyerimde değişmeyen tek şey, bir rolün beni iştahlandırmasıdır. 'Harun' karakteri de tam olarak öyle bir rol. Onun doktorlukla kurduğu bağ ile benim oyunculukla kurduğum bağ birbirine çok benziyor. 'Harun' arabasında bir ameliyat çantası taşıyor, ben ise heybemde biriktirdiğim karakterlerle yaşıyorum. Bu paralellik rolü daha da içselleştirmemi sağladı çünkü oyunculuk benim için bir var olma sebebi, bir yaşam biçimidir. 'Harun' için de doktorluk öyle.
* 'Harun' karakterini biraz tanıtabilir misiniz?
'Harun', empati yeteneği zayıf, işine aşırı bağlı ve mesleğini büyük bir ciddiyetle yapan bir doktor. Bu yönleriyle zaman zaman acımasız, anlaşılması zor ve iletişim kurması güç biri gibi görünebilir. Üstüne, 'Bahar' ile geçmişlerinden gelen hikâyeleri eklendiğinde seyirci çok farklı bir dünyanın içine girecek. Yani hastanemizdeki doktorlar için bu 'Bahar' biraz sert geçecek. Ben ise sıcakkanlı, herkesle iletişim kurabilen, hatta yer yer gereğinden fazla mütevazı biriyimdir. Bu yüzden 'Harun' benim tam zıttım. Bu durum beni çok heyecanlandırıyor.
* Sizi 'Harun'da en çok çeken şey ne oldu?
Belki de 'Harun', oynadığım ilk şehirli, entelektüel, yüksek zekâlı ve kendi takıntıları olan karakter. Mesleğiyle kurduğu bağ, benim için derin bir katman oluşturuyor. Onu "zirvedeki yalnızlık" çok iyi tanımlıyor. Dışarıdan çok güçlü görünse de aslında içinde çok büyük bir yalnızlık var. Bu yönü beni çok etkiledi.
* Rolünüze nasıl hazırlandınız?
Sabah - akşam tıp terminolojisi çalışıyorum. Artık kullandığım ilaçların prospektüsüne bile daha hâkimim. (Gülüyor)
* Sizce tiyatro ve kamera oyunculuğu arasında nasıl bir fark var?
Tabii ki tiyatro oyunculuğu hayatımda çok farklı bir yerde. Bugün kariyerimde geldiğim noktayı, şehir tiyatrolarında 21 yıl boyunca her akşam sahneye çıkmaya borçluyum. Ama sinema ve dizi oyunculuğu da asla yabana atılacak bir tecrübe değil. Kamera karşısında oynadığınız her an sonsuza kalıyor ve o sahneyi tekrar çekme şansınız olmuyor. Bu yüzden kameranın sorumluluğu
mutlak konsantrasyon, her daim hazır olmak ve algılarınızın açık olmasını gerektiriyor. Tiyatroda ise her akşam aynı maratonu yeniden koşma şansınız var.
* Set ortamınız nasıl?
Sanki diziye yeni dâhil olan bir oyuncu değil de zaten bu ailenin bir parçasıymışım gibi davrandılar. Her yeni projenin ilk günü insan biraz gergin olur ama sağ olsun Demet ve Buğra, karavana girip bana sarıldılar ve bütün gerginliğimi aldılar. Demet’le konservatuvarda dönem arkadaşı olmamıza rağmen yıllardır görüşmüyorduk. Onu yeniden görmek ve birlikte oynamak bana çok iyi geldi. Zaten sette de sürekli onunla uğraşırım.
* Demet Evgâr ile aynı sahnelerde buluşmak sizin için nasıl bir deneyim?
Onunla oynamak çok keyifli. İkimiz de Yıldız Kenter’in öğrencisiyiz. Beraber oynarken ya da prova yaparken hocamızın izlerini hissetmek eşsiz bir deneyim. Uzun zamandır görüşmemiş olsak da aynı dili konuşabiliyor olmak çok değerli.
* 'Harun'un seyirciye nasıl yansıyacağını düşünüyorsunuz?
'Harun' biraz ukala, biraz küstah hatta biraz narsist görünebilir. Ancak mesleğiyle kurduğu bağ, onun için her dakikanın çok değerli olması ve hastaların hayatına verdiği önemden kaynaklanıyor. Belki de 'Harun'un hatası, işine verdiği ciddiyeti herkesten beklemesi. İlk etapta seyirciye patavatsız ve antipatik gelebilir ama süreç içinde onu anlayacak ve hak vereceklerini düşünüyorum.
* Son olarak izleyicilere neler söylemek istersiniz?
'Harun' geldikten sonra hastanede hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
'Bahar: Çiçek Açmaya Hazır Mısın?'ın 49'uncu Bölümünde; Timur’un ölümüyle dünyaları altüst olan çocuklarına destek olmaya çalışan Bahar, onları yeniden hayata bağlamak için elinden geleni yapıyordur. Bu uğurda mesleğinden bile bir süre uzak kalmayı göze almıştır. Fakat beklenmedik bir anda kendini sokak ortasında verilen bir ölüm kalım savaşının ortasında bulunca doktorluğa beklediğinden önce dönmüş olur. Hastaneye geldiğindeyse onu hiç ummadığı kötü bir sürpriz karşılar. Geçmişinden unutmak istediği biri, Harun, hastaneye başhekim olmuştur. Harun’un kendisine karşı büyük bir hıncı olduğunu bilen Bahar, evdeki hayatı kadar hastanedeki hayatının da zorlu geçeceğini anlar. Bunların yanında duygusal hayatında da hiç beklemediği bir darbe alacaktır. Bahar ve Evren herkesten gizleseler de yeniden beraberlerdir. Ancak ilişkileri bugüne dek verdikleri tüm sınavlardan daha büyük bir sınavın eşiğindedir.