Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Abdurrahman Yıldırım Petrol şoku olur mu olmaz mı?

        Ortadoğu ateş fıçısı. İsrail’in Hamas'a karşı başlattığı savaş birinci yılını doldurduğunda Lübnan’da Hizbullah’ı da içine alarak büyüdü ve bir bölgesel savaşa dönüşmeye doğru gidiyor. İran büyük gayretlerle savaşın içine çekilmek isteniyor.

        ➔Nitekim İran da İsrail’e etkili bir füze saldırısı düzenledi. Şimdi de İsrail’in bu saldırıya vereceği karşılık bekleniyor.

        ABD Başkanı Joe Biden ise İsrail’e İran’ın nükleer tesisleri ile petrol sahalarını vurmamaya çağırdı.

        Buna karşın çatışmaların enerji arzını etkileyebileceği endişesini taşımaya devam eden finansal piyasalar diken üstünde.

        ➔Brent petrolü pazartesi günü %4 yükselişle 80 doların üzerine çıktı. Petrol fiyatı sadece 5 iş gününde 69.89 dolardan 80.95 dolara çıkarak yüzde 15.8 düzeyinde arttı.

        ÇİN VE ORTADOĞU ETKİSİ

        ➔Son iki günde hafif gevşeme ile 78 dolara kadar indiyse de Ortadoğu’daki savaşın seyrine bağlı olarak yeniden sıçrayabilir de.

        ➔Zaten petrolün 80 doların altına gelmesinde Ortadoğu’daki gelişmeler değil, Çin’de beklenen mali paketin açıklanmaması etkili oldu.

        ➔Paket yoksa Çin ekonomisinde toparlanma da güçlü olamayacak ve bu ülkenin petrol talebi artmayacağından hareketle fiyatlarda hafif bir hız kesme meydana geldi.

        ➔Ancak Çin’de mali paket açılması gündemden düşmüş değil. Dolayısıyla böyle bir paketin açıklanması veya Çin ekonomisinin toparlanması durumunda petrole talep yine artabilir.

        ➔Kısaca petrol fiyatları hem savaşın seyrine hem de Çin ekonomisinin seyrine bağlı.

        UZUN VADELİ DÜŞÜŞ EĞİLİMİNDE KISA VADELİ YÜKSELİŞ

        ➔Normalde talep eksikliği veya arz çokluğu nedeniyle petrol fiyatları uzun vadeli düşüş eğilimindeyken kısa vadeli bir yükseliş yaşamaya başladı.

        ➔Tekrar uzun vadeli düşüş eğilimine dönmesi ancak Çin ekonomisinin toparlanamaması ve Ortadoğu’da savaşa İran’ın dahil olmaması ya da İsrail’in bu ülkenin petrol tesislerini vurmamasıyla mümkün.

        Öyle anlaşılıyor ki, İran’ın petrol tesislerinin şimdiye kadar vurulmamış olmasında ABD’deki seçimler rol oynuyor. Başkan Biden ve partisi Demokratlar seçime yükselen petrol fiyatlarıyla girmek istemediğinden İsrail’in elini tutuyor.

        ➔Bu nedenledir ki ABD, İran petrol tesislerine yönelik bir İsrail saldırısını desteklemediğini açıkladı.

        ➔İleriki aşamalarda ABD’nin bu tavrı kasım ayında seçimi kimin kazanacağına bağlı olarak değişebilir.

        ➔Dolayısıyla petrol fiyatları savaşta kapasite kaybı riskini de içerecek şekilde aylarca yüksek kalabilir.

        ➔Bu da petrolde ithalata bağımlı ülke ekonomilerine bir fatura çıkartır. Bu ülkelerin hem enflasyonlarını hem de dış açıklarını büyütür.

        ➔Faizlerin genelde düşüş eğilimini yavaşlatıcı etki yapar ve merkez bankalarının işini zorlaştırır.

        ŞOKUN KARŞILIĞI 10-15 DOLAR MI?

        ➔İran’ın petrol üretim tesislerinin devre dışı kalmasının, 1970’lerde yaşandığı gibi, bir petrol şokuna dönüşmesi ve dünyada negatif bir döngüye yol açması ise beklenmiyor.

        ➔Nedeni ise İran’ın yaratacağı boşluğun veya arz eksikliğinin diğer petrol üreten ülkeler tarafından kısa vadede doldurulacağı ihtimali.

        İran’ın petrol üretim tesisleri vurulursa ilk anda yaratacağı şok etkiyle fiyatlarda 10-15 dolarlık artış olacağı, 90 doların üzerine çıkacağı tahmin ediliyor.

        ➔Ancak diğer üretici ülkelerin devreye girmesiyle fiyatların kısa vadede yine gevşeme eğilimine gireceği ve petrol fiyatlarının uzun vadeli düşüş eğilimine geri döneceği bekleniyor.

        UZUN VADEDE ÜÇ ANA NEDEN

        ➔Bunun temel nedeni de artık Arap coğrafyasının ana petrol üreticisi olmaktan çıkması, ABD’nin en büyük üretici olarak devreye girmesi, Rusya’nın üretim kapasitesini genişletmesi.

        ➔Ayrıca Çin’den başlayarak Rusya ve İran ve diğer bazı ülkelerde elektrikli araçların ve taşıma sistemlerinin petrol dışı yakıtlara yönelmesi de önemli bir etken.

        ➔Dünya ekonomisinin uzun vadeli ortalama büyümesinin yüzde 3.8’den yaklaşık 1 puanlık azalmayla yüzde 3 civarına inmesi ve bu düzeyde daha yıllarca kalacağının beklenmesi de petrol talebini sınırlıyor.

        ➔Bütün bu nedenlerden dolayı petrolde yaşanan fiyat sorunu kısa vadeli olmaya aday. Petrolde şok yaratacak arz kayıpları olsa bile bunun bir ekonomik şoka dönüşmesi çok zor.

        ➔Petrolde ana üreticiler arttı ve enerji kullanımı içerisindeki önemi de azaldı. Dünya artık yarım asır öncesinin dünyası değil.