Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Abdurrahman Yıldırım Enflasyon ve faizde yardıma koşan kim?

        Merkez Bankası hafta başında şubat ayı enflasyonunun tahminlerden daha hızlı düşmesiyle kısmen oluşan daha büyük adımla faiz indirimine gideceği rüzgarına kapılmadı. 2.5 puanlık indirimlerine devam ederek politika faizini yüzde 42.5 düzeyine çekti. Böylece banka aralıktan bu yana üçüncü toplantısında da indirime giderek faiz oranını yüzde 50 düzeyinden toplamda 7.5 puan düşürdü.

        ➔Merkez Bankası’nın faiz indiriminde maceraya kapılmamasıyla finansal piyasalarda herhangi bir oynaklık yaşanmadı.

        MERKEZ’İN İHTİYATLI YAKLAŞIMI

        ➔Faiz adımlarının büyütme yönünde gelen istek ve baskılara karşı da Merkez Bankası açıklama metnine bir cümle yerleştirerek tutumunu ortaya koydu: “Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla belirleyecektir.”

        ➔Enflasyonun ana eğiliminde ocak ayındaki artış sonrasında şubat ayında gerileme meydana geldiğini belirten açıklama metninde şu değerlendirme yapıldı:

        “Bu dönemde temel mal enflasyonu görece düşük seyrini korurken, hizmet enflasyonu ocak ayına özgü artışın ardından yavaşlamıştır. Yurt içi talep dördüncü çeyrekte öngörülenin üzerinde olmakla birlikte, enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelerde seyretmiştir. Öncü veriler bu destekleyici görünümün yılın ilk çeyreğinde de sürdüğünü ima etmektedir. Para politikası duruşunun kredi ve mevduat piyasaları ile iç talep üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları iyileşme eğilimi sergilemekle birlikte, dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir.”

        TL DEĞERLENMESİNE DEVAM

        ➔Merkez Bankası para politikasındaki kararlı duruşun, yurt içi talepte dengelenmenin, Türk lirasında reel değerlenmenin enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile dezenflasyon sürecini güçlendireceğini belirterek maliye politikasının artan eşgüdümünün bu sürece önemli katkı sağlayacağına dikkat çekti. Bu anlamda para otoritesi siyasi otoriteden mali destek istemeye devam ediyor.

        ➔Enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği belirtilen açıklamada “Bu doğrultuda, politika faizi; enflasyon gerçekleşmeleri, ana eğilimi ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir. Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla belirleyecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır” denildi.

        İKİNCİ YARI İÇİN DESTEK GEREKLİ

        ➔Dünkü kararın ardından Merkez Bankası’nın bu yıl geriye 6 toplantısı kaldı. Her toplantıda 2.5 puanlık indirimlere devam ederse toplamda 15 puanlık düşüş olacak ve yıl sonunda faiz yüzde 27.5 düzeyine düşecek.

        ➔Enflasyonda da paralel düşüş sağlanırsa sorun çıkmayacak. Yıl sonunda faiz ile enflasyon ya başabaş çıkacak veya 1-2 puan altında gerçekleşecek. Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 24 ama önümüzde daha üç Enflasyon Raporu açıklaması olacak. Her raporda da enflasyon tahminlerinde revizyona gidilebilir. Geçen yılki revizyonlar hep yukarı yöndeydi.

        ➔Bu yılki enflasyon gerçekleşmelerine aslında kötü başladık. Ancak ikinci ayda durumu düzelttik ve faiz düşüşlerinin devamına alan açtık. ➔Yılın ilk yarısında gerekirse bu tür adımlar yine atılabilir ve faizlerin düşüşü garanti altına alınabilir.

        ➔İkinci yarıda ise baz etkisi devreden çıkacağından enflasyonda düşüş durabilir ve patinaj dönemi başlayabilir. Bu da ikinci yarıda faiz indirimlerini riske atar.

        ➔Dolayısıyla ikinci yarıya yönelik enflasyon katılığını çözecek güçlü bir adıma, beklentileri değiştirecek önemli bir gelişmeye ihtiyaç olacak.

        İLK DESTEK PETROL FİYATLARINDAN

        ➔Bu mali tarafta atılacak bir adım olabileceği gibi son günlerde petrol fiyatlarındaki düşüş gibi gelişmeler de olabilir.

        ➔Hatta uzun bir aradan sonra petrol fiyatlarının 70 doların altına inmesi ve bu eğilimin devamının beklenmesi, fiyatların 50-60 dolarlık düzeylerde uzun sayılacak süre kalınabileceğinin tahmin edilmesi, dezenflasyon politikasını destekliyor.

        ➔Çünkü Trump kaynaklı politikalar ve gümrük tarifelerinin artırılması dünyada ekonomik büyümeyi düşürüyor. Büyüme düşünce petrole olan talep de azalacağından fiyatlar düşüyor.

        ➔Ayrıca petrol üreticisi ülkeler olarak OPEC+ arzı artırma kararı aldı. Bunun da Trump etkisi ve baskısıyla alındığı anlaşılıyor.

        ➔Bunun yanında ABD en büyük üretici olarak petrol çıkarımını azami yapacak politikalar izlemeye başladı.

        ➔Petrol fiyatlarındaki gerilemenin en çok etkileyeceği ekonomiler en çok ithalatçı olan Türkiye, Japonya ve Hindistan.

        İKİNCİ DESTEK DOLAR DÜŞÜŞÜNDEN

        ➔Trump politikalarının Türkiye’ye pozitif bir etkisi de doların düşürmesinden ileri geliyor. Dolar mart ayının ilk dört gününde yüzde 3 geriledi.

        Dış borç ödemelerinin ve ithalatın büyük kısmı dolarla olduğundan bu para birimi ne kadar değer kaybederse Türkiye için o kadar pozitif. Hem borç ödemeleri hem dış ticaret hem de enflasyon açısından durum böyle.

        ➔Yani bizim enflasyonla mücadelemize sanki ABD başkanı Trump koşarak yardıma gelmiş, politikaları iki koldan destek veriyor.

        ➔Enflasyon ve dolayısıyla faiz düşüşünde şimdilik önemli bir şansımız.