“Bazı şeyler zamanını bekler” diye bir söz vardır ya… İşte Rıza Tamer’in hikayesi de tam böyle.
Geç oldu, çok bedel ödendi ama sonunda oldu.
Şimdi çoğumuzun tanıdığı, şarkısını bildiği bir isim haline geldi.
Oysa zamanında ünlü olabilmek için çok uğraşmış, büyük hayaller kurmuş ama başaramamış. Bu uğurda üç yıl sokaklarda yaşamış. Popstar yarışmalarında boy göstermiş, Deniz Seki ile yaşadığı tartışmalarla gündem olmuş.
Cahilliğime verin, inanın haberim yoktu kendisinden. Zaten bu tarz yarışmaları pek takip etmem. Tamam mutlaka görmüşümdür ama hatırlamıyorum. Ta ki, Zeynep Bastık ile yaptığı o düete kadar…
Evde karışık şekilde YouTube’dan müzik dinlerken bir anda “Benden Sonra”nın düeti çaldı.
Arka odadaydım. O an elimdeki her şeyi bırakıp televizyonun olduğu odaya geçtim. Dinledim. Bir daha dinledim. Sonra bir daha…
Neden anlatıyorum bunları? Çünkü yalnız değilim. Çoğu insan benim gibi fark etmiş.
Ve şimdi şarkı aldı yürüdü. Özellikle kadınların dilinden düşmüyor “Benden Sonra" şarkısı.
Hele, “Yıldız yatağından kalkar bu aşkı duysa” diye bir dize var ki… Aman aman.
Resmen insanı alıp o yıldızlı yatağa götürüyor.
Velhasıl:
-Şarkı güzel.
-Yorum harika.
-Zeynep Bastık yine zekasını konuşturmuş.
-Hangi şarkıyı sesine yakıştıracağını, hangi şarkının tutacağını çok iyi görmüş.
-Kokuyu almış, Rıza’yı da kaçırmamış.
Ve bingo!
Olan oldu.
Geç de olsa Rıza Tamer hayallerine kavuştu.
Şimdi teklif üstüne teklif alıyormuş.
En çok merak edilen isimlerden biri haline gelmeyi başarmış.
Yani artık o da “ünlü" biri. Tıpkı hayalini kurduğu gibi.
Bir röportajında, “Ünlüler nasıl yaşıyor merak ediyorum. Mesela Tarkan evde ne yapıyor çok merak ediyorum" demiş.
Tarkan elbette başka bir seviye. Ama Rıza da artık bu sektörün içinde. Belki bir gün o da anlatır bize, ünlü olmak neymiş, nelere değmiş…
Ve hayatı nasıl değişmiş. Malum ün-şöhret ateşten gömlek...
***
Bu saatten sonra İşi daha zorlaştı
Evet, şimdiye dek zorluklarla geldi, geç gelen bir ün var ortada. Ama bu saatten sonra işi çok daha zor Rıza Tamer'in.
Çünkü çok güçlü bir şarkıyla patladı. Ve eğer bu şarkının üstüne çıkacak yeni bir iş gelmezse…
Hani “Bir ara biri vardı, adı neydi ya?” moduna düşmesi an meselesi. Malum, bizim milletimiz yeniliğe aç.
Yeni bir şey vermezsen seni hemen unutur.
Geç gelen şöhretin yükü, her zaman daha ağır olur.
***
Ve "Aşk" acısı
Ah bu aşk acısı…
İnsana neler yaptırıyor bir bilseniz.
Rıza Tamer, “Aşk acısıyla her şeyden vazgeçtim. Eşim, dostum, param, pulum… Hepsini kaybettim” demiş.
İşte aşk böyle bir şey.
Elde edemeyince, kaybedince derinleşen, içini yiyip bitiren bir his. Rıza Tamer eşine çok aşıkmış.
Ama parasızlık bu aşkı doyuramamış. Kadın da boşanıp, başka zengin biriyle evlenmiş.
Boşuna dememişler:
“Kadını yoklukta, erkeği varlıkta tanırsın" diye.
Ben bu tür durumları yargılamam, çünkü kadının da belki haklı nedenleri vardı, bilemeyiz. Ama ortada bir gerçek var: Rıza Tamer, aşk acısından beslendi. Ve bu acı onu bugünkü noktaya taşıdı.
Umarım bu başarıyı devam ettirir.
Umarım hayat bundan sonra ona güzellikler sunar. Ne diyelim yolu açık olsun.
***
Hayat öğretir
Malumunuz, insan yaşamadan, üzülmeden, acı çekmeden anlamıyor bazı şeyleri.
Hayat bazen sana zorla, teker teker yaşatarak öğretiyor.
Büyükler hep der ya:
“Sabret… Sakin ol… Olacak olan olur…” diye.
Ama biz dinlemeyiz. İnat ederiz ya...
İşte ben de dinlemedim zamanında.
Yaşadım, öğrendim, canım acıdı, ağladım, zırladım… Aşk acısıyla da, dost ihanetiyle de sınandım.
Ve evet, bazı şeyleri ancak yaşayarak öğreniyorsun.
Çok kaçarsın ama nafile…
Olacak olan olur.
Kaderden öte köy yok.
Bazen sadece susarsın çünkü bilirsin; olacak olan zaten olur.
Eğer olmadıysa demek ki olmaması gerekiyordu.
Olacak olan olur. Gerisi boşa yorgunluk.
Ben üzüle üzüle öğrendim, size de tavsiyemdir. Boşuna yıpratmayın kendinizi.
Zamanı geldiğinde, olacak olan olur.