Müzik dünyası bir yandan yapay zekalı grupların ruhsuzluğuna teslim olurken biz hâlâ kalbimizin yolunu biliyor ve Sezen Aksu'nun, Aysel Gürel’in duygu yüklü şarkılarına sarılıyoruz.
Şu ara sağım, solum Sezen şarkıları, “Ey Aşk” ve hemen ardından “Şuh Nefes” ile dolu.
Cenk Eren’in yıllar önce seslendirdiği o muazzam şarkı: "Şuh Nefes" sahibinin sesinden adeta yeniden doğdu.
Ege sahilleri inliyor.
Bir Sezen’den, bir Cenk’ten… Şarkı şu an her yerde yeniden popüler.
Ve ardından…
“Gözlerine” geliyor kulağıma Aysel Gürel’den.
Cenk Eren’in yeni çıkardığı, sözleri adeta bizi içine alan o parça.
Yıllar yıllar önce bir hastane odasında, Aysel Gürel, Cenk’in gözlerine bakarak yazmış bu şarkıyı.
“Al sana, şifa olsun” demiş. Oldu mu? Oldu.
Bize de oldu.
O nasıl bir aşk kokusu, o nasıl bir duygudur!
Cenk’in yorumu da cuk oturmuş.
Biz de özlediğimiz Aysel kokusunu doya doya içimize çekiyoruz.
Çünkü…
Sezen ve Aysel duygusu diye bir gerçek var bu ülkede.
Malumunuz son yıllarda aşk, aşk gibi değil.
Kadın kadın gibi değil, erkek hiç değil.
Duygular? Onlar zaten ticari.
Ama Sezen’in şarkıları…
Aysel’in kelimeleri…
İnsanı aşk aklında yokken bile aşık etmek için yaratılmış sanki.
Hissettiriyorlar. Söylemiyorlar sadece yaşatıyorlar. Acıyı da, özlemi de, kavuşmayı da anlatıyorlar. Ve işte tam da bu yüzden hâlâ kalbimizin orta yerinde duruyorlar.
Ama bir de öteki taraf var… Duyguların değil, algoritmaların müzik yazdığı bir çağdayız ve buyurun size: The Velvet Sundown.
Spotify’da viral olmuş, milyonları peşine takmış bir rock grubu.
Ama dikkat: ortada ne gerçek müzisyen var, ne insan sesi, ne canlı performans. Yoklar yani.
Çünkü hepsi yapay zekâ!!! Evet, yanlış duymadınız. Gitaristin parmakları bile hatalı modellenmiş, şarkılar hissiz, üyeler hayali.
Grubun tamamı bir yapay zekâ fantezisinden ibaret. Yaratıcılık mı? Hadi oradan! Bunun adı duygunun çalınması. Ve evet, korkunç bence en fenasından.
Ve ne yazık ki, yeni nesil çocuklar odalarına kapanıyor, yapay arkadaşlarıyla dertleşiyor. Anne-babalara da küçük bir not: Çocuklarınızın “yapay arkadaş” sohbetlerine bir göz atın. Belki işinize yarar. Ama geç olmadan bakın. Çünkü pek iyi şeyler duymuyorum. Benden size tavsiye…
Bana soracak olursanız. Ben bu yapaylığın hiçbir satırında yokum.
İster müzikte, ister aşkta, ister hayatta… Ve en önemlisi de insanda…
Gerçek olan ne varsa, onun peşindeyim. Adam adam gibi, kadın kadın gibi olsun. Canımı yesin…
***
Açılın, JLO ve Justin geliyor!
30 Temmuz’da Justin Timberlake İstanbul İTÜ Stadyumu’nda sahneye çıkacak. Kulis istekleri şimdiden konuşulmaya başlandı. 5 Ağustos’ta Jennifer Lopez, Festival Park Yenikapı’da.
Öncesinde 23 Temmuz’da Antalya’da da sahnede olacak. JLO memlekete çok geldi, çok izledik.
Ama yetmiyor!
Yine izlenir.
Her daim izlenir.
Çünkü o sahnede duruş başka, o ışık başka. Yeni nesil de doya doya izlesin, doysun JLO’ya… Kadın her nesle, her döneme popo sallıyor. Ve her daim zirvede… Bizim memleketin de starı…
Ve evet…
Bu ülke bir dönem dünya starlarını peş peşe ağırladı, bizi yıldızlara doyururdu. O dönem geri dönsün çünkü bu ülkenin gençleri de, bu halk da sahici müziği, gerçek şovu hak ediyor. Bizler güzel şeyleri hak ediyoruz.