Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Kadir Kaymakçı Aynı sıcaklığı nasıl farklı hissediyoruz?
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Üşüyorum! Kendimi bildim bileli hep üşürüm zaten… ‘Yazcı’yım ben, tepemde pırıl pırıl parıldayan güneşin altında, bir kumsalda, boylu boyunca uzanıp sıcağı tüm hücrelerimde hissetmek mutlu eder beni. Kışı sevenleri anlamıyorum… Hani o Instagram’da ‘keşfetime’ düşen, şöminesi gürül gürül yanan, battaniyelerle bezeli geniş, yumuşacık koltukta elimde sıcak içeceğim, dışarıda yağan lapa lapa kara bakıyor olsam bütün kış, eyvallah! Ama Mecidiyeköy’de, metrobüs durağında kat kat giyinik halde, sırılsıklam ıslanmış, metrelerce öteden burnuma gelen berbat kokuyu tüm benliğimde hissederken kışı sevmek de neyin nesi Allah aşkına…

        Tüm bunlar saniyenin milyonda biri kadar kısa bir zamanda Kadıköy’de buluşacağım arkadaşımı iskelede gördüğümde zihnimden geçenlerdi. Ben üşümemek için sıkı sıkıya giyinmişken karşımda kısa kollu incecik bir tişörtle duran arkadaşımı gördüğümde içim üşüdü resmen!

        Tamam hava kışlık palto giyecek kadar soğuk değil belki ama incecik bir tişört giymek de biraz şov bence!

        “Ne var ya 22 derece bugün hava” dedi arkadaşım.

        22 derece mi?

        “22 derece sıcakta niye üşüyorum ben” diye düşündüm. Öyle ya ilkbaharda 22 derece sıcağı gördüm mü yaz geldi artık diye yüzünde güller açan ben Ekim ayında 22 derecede nasıl bu kadar üşüyebilirim ki?!

        KILCAL DAMARLARIM YÜZÜNDEN ÜŞÜYORMUŞUM!

        Prof. Daiman Bailey, ideal bir dünyada üşümemek için 18 derecelik oda sıcaklığının yeterli olacağını söylüyor. İyi de ben 22 derecede donuyorum!

        Meteorolog Cyrena Arnold’a kulak veriyorum ve beni bu kadar üşüten şeyin nedeninin kılcal damarlarım olduğunu öğreniyorum. Şaşkınım! Bu yaşıma kadar kılcal damarlarım yüzünden tir tir titrediğimi hiç düşünmemiştim. Arnold, “Bazı insanlar Ekim ayında 15 derece sıcaklığı daha soğuk bulur; bunun nedeni muhtemelen kılcal damarlarının ciltlerinde derinin üst bölümüne daha yakın olması ve cildinin daha derinlerine inmemiş olmasıdır...” diyor.

        Bir şey anlamadım ve hala üşüyorum!

        Cyrena Arnold içimi ısıtacak şu açıklamayı yapıyor: “Kılcal damarlar, vücuttaki hücrelere oksijen, besin ve kan taşıyan küçük, hassas damarlarıdır. Atardamarları toplardamarlara bağlar ve dolaşım sistemini tamamlarlar. Beynimiz bize sıcak mı soğuk mu olduğumuzu söyleyen bir termostat gibiyse, kılcal damarlar da ısıtıcı ya da klima gibi çalışır. Yaz aylarında veya sıcak bir iklimde kılcal damarlar cildin üst bölümüne daha yakındır, böylece daha fazla ısı salınımı olabilir. Çünkü vücudumuzun terlediği ve cildimizin soğuduğu yere daha yakındırlar. Kışın kılcal damarlar biraz daha derinde olurlar bu yüzden de etraflarında daha fazla yalıtım olur ve atmosfere daha az ısı kaybedersiniz. Bu yüzden de soğuğa daha dayanıklı olursunuz.”

        KALP KRİZİ RİSKİ SOĞUK HAVADA DAHA FAZLA

        BBC’nin sağlık muhabiri James Gallagher geçenlerde soğuk bir evin kendisini nasıl etkilediğini göreceği ilginç bir deneye katılmış. Deneyde Gallagher 10 derece sıcaklıkta bekleyeceğini öğrendiğinde “Bu o kadar da soğuk değil” diye düşünüyor. Ama 10 derece sıcaklığını kalp, beyin, akciğerler ve beyin üzerinde hiç de yabana atılmayacak etkileri olduğunu bizzat test etmiş.

        21 dereceyle başlayan deneyde sıcaklık yavaş yavaş düşürülürken James Gallagher’ın vücudunun verdiği tepkiler kaydedilmiş. Odanın sıcaklığı düşerken Gallagher vücut sıcaklığını 37 derecede tutmak hedeflenmiş.

        “Odada sıcaklık 18 dereceye düştüğünde kollarımdaki tüyler beni daha sıcak tutmak için diken diken olmaya başlamıştı...” diyor BBC muhabiri. Soğuğu hissetmeye başlıyor. Portsmouth Üniversitesi'nden Dr. Clare Eglin, "Kadınlar soğuğu daha fazla hissederler, çünkü hormonlar (östrojen) nedeniyle ellerindeki ve ayaklarındaki kan damarları daha fazla daralır ve bu da daha çabuk üşümelerine neden olur" diyor.

        10 dereceye geldiğinde vücut sıcaklığını 37’de tutmak için tüm organlar daha fazla çalışmaya başlıyor. Yoğun bir şekilde sıcak kan pompaladığı için kalp daha hızlı atıyor ve tansiyon yükseliyor.

        Güney Galler Üniversitesi’nden Prof. Bailey, “Artan kan basıncının felç ve kalp krizi için bir risk faktörü. Kan bir pekmez gibi koyulaşıyor. Daha koyu, daha yapışkan kan tıkanıklık riskini artırıyor. Bu nedenle kalp krizi ve felçler kış aylarında daha sık görülüyor” diyor.

        AYNI GÜNEŞİN ALTIN FARKLI MEVSİMLERİ YAŞIYORUZ

        Eldeki kanıtların soğuğun sıcaktan daha ölümcül olduğunu açıkça gösterdiğini belirten Prof. Bailey, “Soğuk hava dalgaları nedeniyle meydana gelen ölümlerin sayısı, sıcak hava dalgaları nedeniyle meydana gelen ölümlerden daha fazla. Bu yüzden soğukla ​​ilişkili tehlikelerin daha fazla tanınması gerektiğini düşünüyorum.”

        Kadıköy iskeleden Moda’ya doğru yürüyoruz. Arkadaşım kollarındaki tüylere bakıyorum. Kılcal damarları cildin üst bölümünde mi diye inceliyorum. Aynı yaşta hemen hemen aynı kiloda iki kişiyiz. Aynı sonbahar güneşinin altında yürüyoruz. Ben elimde olsa kafama bir de bere geçireceğim. Arkadaşım, “Bayağı sıcak bugün” diyor benimle alay eder gibi.

        Aynı güneşin altında, bir metre arayla ayrı mevsimleri yaşıyoruz. Tuhaf!