Yapay zeka günümüz ‘merdümgiriz’lerinin yeni sığınağı mı olacak?
Kurduğum bu havalı cümlenin devamını nasıl getireceğimi bilemediğimden dakikalardır ekrana bakıyorum boş boş! "ChatGPT’ye mi sorsam" diye düşünmedim değil, ne yalan söyleyeyim… Etrafımdaki bir çok insan, arkadaşlarım, tatil planlarından ev dekorasyonlarına, yatırım tavsiyesinden akşam yemeği mönüsüne kadar her şeyi ona soruyorlar bir süredir. Ve istisnasız hepsi de çok memnun! CV’sini ChatGPT’ye hazırlatan bir arkadaşım yeni işinde ne kadar mutlu olduğunu anlatıyordu geçenlerde. Avustralyalı arkadaşım Tom, çalıştığı iş yerine yapılan başvurulardaki CV’lerin hemen hepsinin yapay zekayla hazırlandığını söyledi. Öyle ki müdür artık kullanılan kelimeler ve cümle yapılarından CV’yi yapay zekanın mı hazırladığını yoksa başvuranın kendisinin mi yazdığını şıp diye anlıyormuş. “Belli konularda hemen hemen aynı cümleler kullanılıyor ve bazı benim günlük hayatta kullanmadığım çok da duymadığım kelimeleri CV’lerde daha sık görmeye başladım” diyormuş.
The Verge’de yayınlanan ‘Sesin ChatGPT’ye benziyor’ başlıklı yazıda, “Yapay zekâ sadece yazma şeklimizi etkilemekle kalmıyor konuşma ve başkalarıyla etkileşim biçimimizi de değiştiriyor. Burada kalmayacak daha fazlası da gelecek” deniyordu.
Yapay zekanın konuşmamızı, dilimizi, konuştuğumuz kelimeleri değiştirdiği bir çağda insanlarla etkileşime geçmekte çekingen kalan, kalabalıklara karışmaya çekinen insanlar için baştaki soruyu yeniden soruyorum: Yapay zeka günümüz ‘merdümgiriz’lerinin yeni sığınağı mı olacak?
YAPA ZEKA BAZI KELİMELERİ KULLANMAYI DAHA ÇOK SEVİYOR
Max Planck İnsan İnsan Gelişimi Enstitüsü’nden araştırmacılar ChatGPT’nin ortay çıkmasının ardından 18 boyunca yaklaşık 280 bin akademik YouTube videosunu analiz etmişler. Sonuç; videolardaki konuşmacıların ‘meticulous’ (titiz), ‘delve’ (incelemek), ‘realm’ (alan-bölge), ‘adept’ (becerikli-usta) gibi kelimeleri ChatGPT’den önceki üç yıla göre yüzde 51 daha fazla kullandığı ortaya çıkmış.
çalışmada araştırmacıların özellikle dikkatini çeken kelime ‘delve’! Bu kelimenin her konuşmanın ortasında ChatGPT’nin varlığını gösteren bir işaret fişeği gibi olduğunu söylüyorlar. Enstitünün araştırmacılarından Hiromu Yakura, “Bu sanal kelime haznesini günlük hayatımızda da kullanmaya başlayıp, içselleştiriyoruz” deyip devam ediyor: “Mesele sadece yapay zekanın dilini benimsememiz değil; nasıl konuşmaya başladığımız!”
Bu aşamada konuyla ilgili çalışmalar kelimelere odaklansa da araştırmacı Levin Brinkmann yapay zekanın etkisinin dildeki tonlamaları da değiştirmeye başladığını düşünüyor: “’Delve’ kelimesi buzdağının görünen kısmı...”
İLETİŞİMDE İNSANİYET YOK OLDUKÇA GÜVEN KAYBI ORTAYA ÇIKIYOR
Cornell Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma yapay zekanın mesajlaşırken otomatik düzeltme, imla kontrolü, karşımızdaki kişiye daha düzgün cevaplar vermek için kullanıldığını belirtiyor. Sohbetlerde bu ‘akıllı cevaplar’ı kullanan insanlar arasında yakınlık duygusunun arttığını söyleyen araştırmacılar bunun nedeninin kullanıcıların ‘daha olumlu ve duygusal ifadeleri’ seçmesi olduğunu belirtiyorlar. Ancak insanlar karşılarındaki kişinin kendisini ifade etmek için yapay zekadan yardım aldığını düşündüğünde işler sarpa sarıyor! İnsanlar partnerlerinin yapay zekâ kullandığını düşündüklerinde güven ve işbirliği duygusu azalıyor. Bu durum da dildeki bazı “insanî” sinyallerin - örneğin samimiyet, kişisel çaba ve gerçek kişiliği yansıtma- yok olduğuna işaret ediyor. “Bu sinyaller iletişimde güveni ve gerçekliği oluşturuyor” diyor Prof. Mor Naaman. Yapay zekayı kullanmanın değil ona dair şüphenin işleri karıştırdığını belirten Naaman şöyle devam ediyor: “Yapay zeka iletişimi iyileştirirken şüpheyi arttırıyor. Bu da daha derin bir güven kaybına yol açıyor. Konuşmamızdan başlayıp düşüncemize doğru yayılan irade kaybı en çok endişe etmemiz gereken şey. Kendi düşüncelerimizi ifade etmek yerine, yapay zekanın ifade etmemize yardım ettiği her şeyi dile getiriyoruz. Yakında sadece yüz yüze iletişime güveneceğiz, video görüşmelerine bile şüpheyle bakacağız!”
YAPAY ZEKA BAZI LEHÇELERE KARŞI ÖNYARGILI
Araştırmacılar yapay zekanın, standart Amerikan İngilizcesi dışındaki lehçelere karşı önyargılı davrandığını, bunun da dil çeşitliliğini ve lehçelere özgü kimliği tehdit ettiğini söylüyorlar: “Dilde tekdüzelik artıyor, insan iletişiminin özgünlüğü ve samimiyeti azalıyor…”
Yapay zekanın dil ve konuşma üzerindeki etkisi zamanla daha da artacak, şu anda yaptığı bazı yanlışlar ortadan kalkacak. İşte bu noktada Prof. Mor Naaman asıl riskin dildeki tekdüzelik olmadığını kendi düşüncemiz ve ifade biçimimiz üzerindeki bilinçli kontrolü kaybetmemiz olduğunu belirtiyor.
Yukarıda da yazdım etrafımdaki bir çok insan yapay zekanın bu etkisini çoktan kabul etmiş görünüyor. Bilim insanları da bu konuda çok ümitli değil; yapay zekanın konuşma şeklimizi değiştirmeye devam edeceğini söylüyorlar. Ve uyarıyorlar: “Teknoloji insan çeşitliliğini düzleştirmek yerine onu daha iyi yansıtacak şekilde gelişebilir. Yapay zeka dili dönüştürebilir ama iletişimi tanınabilir, yeri doldurulamaz şekilde insani kılan sözel tuhaflıklar ve duygusal karmaşa için alan alan açıp onu korumayı seçip seçmemek bizim elimizde.”
MERDÜMGİRİZLER İÇİN YAPAY ZEKA HEM DESTEK HEM TEHDİT
Bu arada en baştaki soruyu tabiki ChatGPT’ye sordum işte cevabı: “Yapay zeka günümüz ‘merdümgiriz’lerinin yeni sığınağı mı olacak? Çok ilginç ve derin bir soru bu! Yapay zeka kendini etmekte çekinen kişiler için ifade kolaylığı sağlayabilir, özgüveni artırabilir, sosyal etkileşim için bir köprü olabilir. Ancak, bu durumun bazı riskleri de var; yapay zeka bu insanların gerçek iletişim becerilerinin zayıflayabilir, sosyal izolasyona neden olabilir.
Özetle, yapay zekâ günümüzün “merdümgiriz”leri için hem bir destek hem de potansiyel bir tuzak olabilir. Doğru ve dengeli kullanıldığında, bir ifade aracı ve destekleyici olarak çok faydalı olabilir; ama aşırıya kaçıldığında gerçek insan iletişimini zayıflatabilir.”