Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Mesut Yar Anne terliğine sahip çıkacaktık...
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Türkiye nüfusu yaşlanıyor. Bu anlamda idrak ettiğimiz “aile yılı” doğurganlığı arttırmayı sıra cetvelinin başına koymuş…

        Genç nüfusa sahip olmak, her anlamda elbette çok önemli bir sermaye; tüm ülkeler için. Ama nitelikli genç nüfusu arttırmak çok daha önemli…

        Nitelik tanımının başına kuşkusuz eğitimli olmayı koyabilirsiniz. Fakat yanına ekleyeceğiniz sıfatlar da niteliğin değerini yükseltmeli…

        Misal, erdem, ahlak, beceri, vizyon ve hobi sahibi olmak ilk akla gelenlerden. Yaşadığı çağa ilgili olmayı, orta yakın geleceği hesap edebilmeyi, eğilimlerinin farkındalığını da ekleyin üstüne

        Sanırım genç nüfus tanımının ele gelen ideali budur herkes için. Peki, biz tam olarak neredeyiz?

        ***

        Sadece suç oranlarına bakarak ortaya çıkan istatistikleri gözden geçirmek acayip bir gerçeği suratımıza tokat gibi çarpıyor

        Yetkililerin “suça sürüklenen çocuk” tanımı içine aldığı nüfus, geride bıraktığımız 10 yıl içinde gözle görülür oranda artmış. Misli olarak bile hesaplanamaz halde çocuklar suçu sürüklüyor oldukları yere...

        Bir yandan da sosyalleşen çocukların “bir araya gelme motivasyonu” karanlık tarafa doğru çevirmiş rotayı…

        Eskiden çift kale maç yapmayı sosyalleşmek olarak kabul eden çocuklar, şimdi çift silahla çatışma skorlarını yazıyorlar tabelalara…

        Yani takım oyunu artık çete oyunu olarak tanımlanıyor!

        ***

        Sokakların güvenliği konusunda dile getirilen sıkıntıların başında tehdit, haraç, gasp, kurşunlama hatta bombalama eylemlerinde kullanılan 18 yaş altı nüfus var…

        Daha 15’ini görmeden, yaşının üç katı suç dosyası bulunan çocuk sayısı yabana atılacak gibi değil. Islah evlerini han kapısı olarak kullananların da…

        Teslim edelim ki, genç nüfus için umut edilen manzarayla, mevcuttaki fotoğraf aynı stüdyodan çıkmıyor, çıkamıyor. Bu yüzden hiçbir görüntünün netlik ayarı tam değil…

        Yeni kuşağı bekleyen geleceğin renkli olması ihtimali de kayıp gidiyor avuçlarımızdan. Yazık!

        ***

        Birkaç yıl öncesine kadar suçu “bizi diziler bozdu” önermesinin üstüne yıkarak çıkıyorduk işin içinden. Böylesi daha kolaydı çünkü…

        Çocukların kahraman olarak idealize ettiği tiplerin mafya ağırlıklı aksiyon filmlerinden çıktığından filan dert yanıyorduk

        Yanıldık. Toplumsal bozulma tek başına dizilerle olacak bir şey değildi çünkü. Öyle olsa dünyanın yarısı “Game Of Thrones” kostümleri içinde kılıç sallıyor olurdu birbirine. Bu yüzden geçiniz…

        Birçoğumuz konforumuz için çocuklarımızın tablet ve konsol oyunlarıyla sosyalleşmesine göz yumarak, ebeveynlerimizin “baskıcı” olarak gördüğümüz yetiştirme tarzlarına parmak kaldırdık. O parmağı kıran, çocukların geldiği “asosyal ve kriminal” hayat biçimi oldu…

        Şimdi sosyal paylaşım sitelerinde yüceltilen “anne terliği özlemini” başka nasıl açıklayabiliriz ki?

        ***

        Ha, kaygılar kadar sorular da değişti. “Evladımın sokaktaki güvenliğini nasıl sağlayacağım?” yerine, “Çocuğum çetelere meyledip suç makinası olur mu?” akla gelen ilk örnek misal…

        Bir de iletişim araçlarıyla küçülen dünyanın çocukları hapsettiği küçük hacimli ufuksuzluk meselesi var ki, o tamamen sosyologların doktora tezi malzemesi bana göre…

        İpin ucu kaçtıkça, halatın tamamını yitirme tehlikesiyle karşı karşıyayız artık. İşin kötüsü bu cendereden nasıl çıkacağımızı bilenimiz çok az. İmdat çığlıklarına kulak verenimiz ise yok neredeyse…

        Çünkü artık suç cezayı, ceza da suçu karşılamıyor. Biz ne kadar korkaksak, çocuklarımız o kadar cesur gözü karalıkta…

        ***

        Lafın uzunu aklın kısasına söylenir. Hanımlar, beyler; Türkiye nüfusu kaliteli ya da kalitesiz yaşlanıyor, bu tamam. Ama eldeki genç nüfusun kalite kontrol meselesi ne olacak, ona bakmak lazım…

        Yaşanılan trajedilerden hareketle eğer böyle gençleşeceksek, hani çoluk çocuğun çetecilik oyunu içerisinde mağdur piyonlar olacaksak, üstü kalsın…

        Yaş alıp, eceliyle hayatı terk etmeyi tercih edenler adına tek bir temennim var; zarar ortadayken tam da buradan dönebilmek. Kardır yahu…

        Yoksa nüfusu yaşlanmayanların coğrafyası olarak tarihe geçeceğiz. Neşeli çocuk çığlıklarının yerini nefret naralarına bıraktığı kadersiz ama kederli bir coğrafya olarak hem de!