Bolu'da hastane önünde çaresiz bekleyiş!
Bolu'da Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki otel yangını Türkiye'nin yüreğini dağladı. 76 kişinin hayatını kaybettiği facianın ardından, ölenlerin yakınları hastane önünde çaresiz bekleyişlerini sürdürüyor. Yangın dehşetinden kurtulan Eylem Şentürk de, yaşadıkları kabusu anlattı. Şentürk, "Yangın alarmının ve yangın merdiveninin olmaması insanları orada mahsur bıraktı. Bu kadar can kaybının olmasının nedeni yangın alarmının olmamasıdır. Eğer yangın alarmı olsaydı daha erken harekete geçilebilirdi" ifadelerini kullandı
Bolu'da Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de hayatını kaybedenlerin cansız bedenleri, hastane morglarına; yaralılarsa tedavileri için acil servislere götürüldü.
DHA'nın haberine göre İzzet Baysal Devlet Hastanesi ile Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde polis ekipleri önlemler aldı.
Ölenlerin yakınları, hastane önünde çaresiz bekleyişlerini sürdürüyor. Yaralı yakınları da gelecek güzel bir haber bekliyor.
TANIKLAR YAŞADIKLARINI ANLATTI
Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'nde otelde çıkan yangında yaşananları görgü tanıkları anlattı.
AA'da yer alan habere göre görgü tanığı Barış Salgür, yandaki otelde çalıştığını, mesaisi bittikten sonra odasına geldiğini, sesler üzerine dışarı çıktığında herkesin pencereden "imdat" diye bağırdığını gördüğünü söyledi.
Telaşlandıklarını, otelin üst tarafında dumanları gördüğünü aktaran Salgür, "İp, yastık, yorgan getirdik. İtfaiye bekliyorduk, herkes orada bağırıyordu. 2 saat falan sürdü. İtfaiye gelmeden üst kısım yanmaya başladı. Orada 2 kadın vardı. Direkt kendilerini attılar. İtfaiye geldiği zaman bizi geri çektiler, itfaiye müdahale etti. Biz ipi atabildiğimiz kadar ileriye atmaya çalıştık. Orada yaşlı adam vardı, o bağladı. Tutunmaya çalıştı ama eli kaydı düştü, ayağı kırıldı. Ona yardımcı olmaya çalıştık." diye konuştu.
Yardıma gelenlerden İdris Bilgin de sabah saat 06.00 sıralarında bölgeye vardığını, cenazelerin çıkarılmasına yardımcı olduğunu anlattı.
Yandaki otellerden battaniye alarak bölgeye getirdiğini ifade eden Bilgin, "Geldiğimde otel yanıyordu. Ekipler yangını söndürmeye çalışıyordu. Elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya çalıştık." dedi.
"İNSANLARIN SERT ZEMİNE DÜŞMESİNİN ÖNÜNE GEÇMEYE ÇALIŞTIK"
Bölgedeki otellerden birinde konaklayan Ali Atmaca da insanların sesine kalktıklarını, yardım çığlıklarını duyunca aşağıya indiklerini söyledi.
İnsanların yangının dehşetiyle camlardan atladığını aktaran Atmaca, yardımcı olmak için yatak getirerek yere koyduklarını kaydetti.
Atmaca, böylece insanların sert zemine düşmesinin önüne geçmeye çalıştıklarını dile getirerek, "Çabamız ne kadar faydalı oldu, onu bilemiyorum. Gözümüzün önünde insanlar can verdi, bu durum psikolojimizi bozdu. Sonra itfaiye geldi ama otelin yüksek olması itfaiyenin çalışmasını zorlaştırdı. Biz de yardımcı olmak için battaniye, yatak getirdik. İnsanlar çocuklarıyla pencereden atlamayı düşünüyordu. 'Battaniye falan getirin.' diyordu, Allah'tan o ara itfaiye geldi de çocuğu kurtardı. Kurtarma çalışmaları hızlı olsa da alan geniş olduğu için çoğu insan gözümüzün önünde can verdi." ifadelerini kullandı.
"YANGIN MERDİVENİ VE ALARMI YOKTU"
Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki bir otelde çıkan yangından sağ kurtulan Eylem Şentürk, "Yangın alarmının ve yangın merdiveninin olmaması insanları orada mahsur bıraktı. Bu kadar can kaybının olmasının nedeni yangın alarmının olmamasıdır. Eğer yangın alarmı olsaydı daha erken harekete geçilebilirdi." dedi.
Şentürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yangını ilk etapta fark etmediğini, çatıdan kar düştüğünü zannettiğini söyledi. Yangın sesinin giderek şiddetlendiğini ve koridorlardan "yardım edin" seslerinin yükseldiğini anlatan Şentürk, "O zamana kadar herhangi bir duman görmedik, bir koku almadık. Yangın olduğu hiç aklıma gelmedi." dedi.
Şentürk, odanın kapısını açtıklarında koridorun tamamen dumanla kaplandığını gördüğünü ifade ederek, şunları kaydetti:
"Hızlı bir şekilde hazırlanarak aşağıya inmeye çalıştık. Duman nefes almamızı engelleyecek yoğunluktaydı. Kızımla ezbere merdivenlerle dolanarak kapıya koştuk. Eşim, bizden hemen sonra çıkmasına rağmen duman yoğunluğu nedeniyle aşağıya inememiş. Pencereden alttaki sundurmaya atlayıp o kattakilerle birlikte beklemişler. Daha sonra arabanın üzerine atlayarak kurtulmuşlar."
"OLSAYDI DAHA HIZLI HAREKETE GEÇEBİLİRDİK"
Yangın sırasında binanın durumunun çok kötü olduğunu söyleyen Şentürk, "İnsanlar pencerede kurtulmayı bekledi. Yangın alarmı biz dışarı çıkıncaya kadar hiç çalmadı. Eşim yangın merdivenini bulamadığı için sundurmadan aşağıya atlamak zorunda kaldı. Kurtulduğumuz için çok şanslıyız." ifadelerini kullandı.
Şentürk, yaşanan süreçte ihmaller zincirinin bulunduğuna dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı: "Yangının üst katlarda çıkmadığını söyleyebilirim. Çünkü duman aşağıda yoğundu. Bizim sonradan duyduğumuz yangının restoranda çıktığı yönündeydi. O otele ilk kez gitmiyorum. Yangın merdiveni hiç dikkatimi çekmedi. Yangın alarmı olsaydı daha hızlı harekete geçebilirdik. Göz göre göre bir felaket yaşandı. Yangın alarmının ve yangın merdiveninin olmayışı insanları orada mahsur bıraktı. Bu kadar can kaybının fazla olması, yangın alarmının olmamasıdır. Eğer yangın alarmı olsaydı daha erken harekete geçilebilirdi. Biz çıkıncaya kadar yangın alarmı çalmadı."