Cumhurbaşkanı Erdoğan: Adaletin tecellisine engel olamayacaklar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin İzmir ve Manisa 8. İl Kongrelerinde konuştu. Ekrem İmamoğlu'nun ifade vermesi sırasında Çağlayan Adliyesi'nde önünde atılan sloganlar hakkında konuşan Erdoğan, "Banka soyanların sloganı 10 yıllar sonra belediyeleri soyanların sloganı olmuş" dedi. Erdoğan, "Adaletin tecellisine engel olamayacaklar" ifadelerini de kullandı. İzmir kongresinde, CHP yönetimini eleştiren Erdoğan, "Yağmur çiselese İzmir'e su baskınıyla, yaprak kıpırdasa şehir yaşanmaz hale geliyor. Altyapı hiç yok. Bir zamanlar medeniyet sembolü İzmir tarihinin en karanlık, bakımsız, perişan devrini yaşıyor" diye konuştu
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin İzmir ve Manisa 8. olağan il kongresinde konuştu.
Erdoğan'ın İzmir İl Kongresi'ndeki konuşmasının satırbaşları şöyle:
"Birinci Dünya Savaşı'nda İzmir işgal edildiğinde tüm Türkiye hüzne bürünmüştür. Halide Edip Adıvar'ın ahidi kalbimizde yaşıyor. Milletimiz İzmir'in istiklalini Türkiye'nin istiklali ile bir tutmuştur. İstiklale ve ecdadın mirasına sahip çıkmanın timsali olduğu için milletimiz İzmir'e sıkı sıkıya sahip çıkmıştır.
"ÜZÜLEREK GÖRÜYORUM"
İzmir'e sahip çıkmak bu şehre aşkla hizmet etmekle olur. Bugün yerel yönetimlerin ve şehrin temsilcilerinin çoğunun İzmir'e sahip çıkma azminde olmadığını üzülerek görüyorum. İzmir'in tüm mahalleleri, caddeleri, sokakları, denizi perişan vaziyettedir. Tek işi vatandaşa hizmet ve şehri yaşanılır kılmak olanlar hizmetten başka her işi yapıyor.
"EN KARANLIK, BAKIMSIZ, PERİŞAN DEVRİ"
Yağmur çiselese İzmir'e su baskınıyla, yaprak kıpırdasa şehir yaşanmaz hale geliyor. Altyapı hiç yok. Bir zamanlar medeniyet sembolü İzmir tarihinin en karanlık, bakımsız, perişan devrini yaşıyor. Haklarını isteyen işçileri dinlemek yerine sokağa atarlar, İzmir Körfezi için kıllarını kıpırdatmaz. Ülkenin en pahalı suyunu İzmirlilere içirirler. İlçelerine hizmet için seçilen başkanlar, İstanbul'da siyasi ikbal peşinde koşarlar. Kötü yönetimden dolayı işçi maaşlarını ödeyemedikleri için temel hizmetler bile aksar. Dolandırıldıklarının arkasında kendi partililerin silueti belirir. Hakaret suçundan yargılanan edepsizleri protokole alıp başköşeye oturtup, sonra özür dilerler.
CHP Genel Başkanı bile bu durumun farkına varmış olmalı ki İzmir'in temsili konusunda ikrar etmekte kalıyor. kendi başarısızlıklarını Atatürkçülükle, çağdaşlıkla gizlemeye çalışması da ayrı bir hastalık. İzmir sürekli geriliyor. Bunlar ilericilik kisvesi altında yağma düzenini devam ettirmek için uğraşıyorlar.
Kötü gidişat İzmir'in kaderi değil. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu tabloyu değiştirmek boynumuzun borcu. Belediyelerde soygun düzeni kurmayı 'kent uzlaşısıyla' girdiler.
"TIRNAK UCU KADAR FAYDASI DOKUNDU MU?"
Muhalefeti alternatif vizyon ve program üretme sorumluluğundan çıkarıp, Türk düşmanı kim varsa onların değirmenine su taşıma aleti haline bunlar getirdi. Eski genel başkanları bu şehrin milletvekili oldu. Yeni genel başkan kendini güya İzmirli görüyor. Tırnak ucu kadar İzmir'e faydası dokundu mu? Yapılan hiçbir şey yok. Geride hiçbir eser, hizmet bırakmadılar. Ama her İzmir'e gelişlerinde yediler, içtiler, dağıldılar. Cumhuriyet'e en büyük zararı Atatürkçülüğü ve Kemalizm'i kimseye bırakmayan bu miras yedi tayfa verdi.
Biz her kesimden insanıyla 85 milyonun tamamına olan sevgimizi eser ve hizmetle göstermiş bir partiyiz. Artık 22 yılı geride bırakan iktidarlarımız dönemindeki işler Cumhuriyet tarihinde yapılanların 5-10 katı.
"HER KONU BİZİM GÜNDEMİMİZDE"
Ülkemiz içinde nüfus hareketlerinin çok arttığı dönemde İzmir; Mardin'den Erzurum'a, Afyon'dan Ağrı'ya kadar pek çok farklı şehirden insanın yeni yuvası olmuştur. Gerisinde nice acı hikayeler, barındıran böylesine demografik zenginliğe sahip İzmir'in gündemini Türkiye'den ayrıştırmak gaflettir. Türkiye olarak kendimizi hiçbir meselenin dışında tutmamız, hiçbir hadiseye duyarsız kalmamız mümkün değildir. Rusya-Ukrayna savaşından, Suriye'ye, Afrika'dan Akdeniz'e kadar her konu bizim gündemimizdedir.
Daha savunma sanayine imalat sektörüne, turizmden lojistiğe kadar iddia sahibi olduğumuz pek çok başlığı saymıyorum. Türkiye kritik dönemlerde karar vericilerin vizyonsuzluğu nedeniyle hakkı olan yere gelememiştir. 2. Dünya Savaşı sonrası ve 1970'li ve 1990'lı yıllarda bu üzüntü verici hadiseyi tekrar tekrar yaşadık. Artık eski Türkiye yok.
"HERKESİN REFAHINI ARTIRACAĞIZ"
Yalan yanlış sosyal medya üfürükleriyle eskiyi yüceltmeye çalışan güruhun amacı umutsuzluğu körüklemektir. Bunlar kağıt üzerinde kökenleri ve inançları ne olursa olsun ülkelerini hiçbir zaman vatan olarak içselleştirmemiş mankurtlardır. Bizim inancımızda umutsuzluk neredeyse küfre eşdeğerdir. Bizim umutlu olmak için çok sebebimiz var.
Son yıllarda yaşanan ekonomik sıkıntılar vatandaşlarımızın canını sıkıyor olsa da bu geçici dönemdir. Enflasyonla mücadelemizin somut sonuçları bu yıl sonuna doğru daha iyi görülecektir. Ekonomi programımız hedeflerimize ulaştıkça sabit ve dar gelirli vatandaşlarımızdan başlayarak herkesin refahını artıracak adımları atacağız. Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmeyi sürdüreceğiz.
İçeriden ve dışarından yapılan sabotajları, ihanetleri savuşturarak bugünlere geldik. Allah ömür verdikçe milletimizle birlikte Türkiye'nin dik duruşunu hep sürdüreceğiz. İzmir'in bu mücadeleye tarihine ve şanına layık katkı vereceğine inanıyorum."
MANİSA KONGRESİ'NDE KONUŞTU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir İl Kongresi'nin ardından Manisa İl Kongresi'nde konuştu. Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
"Kurulduğu günden itibaren Manisa'da davamıza destek olmuş tüm kardeşlerimi tebrik ediyorum. Dün Antalya'da, biraz önce İzmir'deydik. 12 Ekim'de başlayan kongre sürecimizde Manisa'yla birlikte 78'inci il kongremizi gerçekleştiriyoruz. Önümüzdeki cuma günü İstanbul kongremiz var. 23 Şubat'ta büyük kongremizi yaparak, maratonumuzu tamamlayacağız.
Kongrelerimiz vesilesiyle milletimizle kucaklaştık, dostluğumuzu pekiştirdik. Yol ve dava arkadaşlığımızı güçlendirdik. Hükümet çalışmalarının yoğunluğuna rağmen il kongrelerimize iştirak ettik. Ülkemizin dört bir köşesinde AK Partimizin vefalı neferleriyle kucaklaştık, dertleştik. Bir kez daha gördük ki vizyon, ufuk, gayret ve hizmet aşkı bakımında partimiz zirvede.
"MUHALEFETİ ACIYARAK, UTANARAK İZLİYORUZ"
Bölgemizde bunca gerilim, çatışma yaşanırken, coğrafyamız yeni krizlere gebeyken, 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan sistem yeniden şekillenirken, kritik gelişmeler vuku bulurken biz boş işlerle kendimizi meşgul edemeyiz. Daha fazla çalışmamız gerekiyor.
Muhalefetin işbilmezliği bizim referansımız olamaz. Muhalefetin tembelliği bizim bahanemiz olamaz. Onların sorun çözmek, dertlere derman olmak gibi kaygılarının olmadığının farkındayız. Ülkemizde ne olup bittiğini bile takip etmiyorlar. Hadiselerin hiçbiri umurlarında değil. Gelişmelere ilişkin en ufak fikirleri yok. Hiçbir alternatif yok. Varsa yoksa kendi çıkarları, ikballeri. Kavgayı, gürültüyü, kuyu kazmayı, güç mücadelelerini saymaya gerek duymuyorum. Onları acıyarak, utanarak izliyoruz.
Gandi Kemal diye eski genel başkanlarını pohpohluyorlardı. Türkiye'yi kurtaracak adam dedikleri Bay Kemal'i bir günde istenmeyen adam ilan ettiler. Şaibeli kurultayla CHP Genel Merkezi'nden kendisini tehcir ettiler. Şimdi ne kapısını çalan var ne fikirlerini merak eden var. Aslında biz de bu zatın ülkemiz siyasetine zarar verdiğini, demokrasimizi zehirlediğini sıkça vurguladık.
"YENİ GENEL BAŞKANA SANS TANIDIK AMA..."
Bundan dolayı soru işaretleriyle dolu kurultay süreciyle de olsa CHP'nin başından gönderilmesi ilk etapta bizde müspet karşılandı. Siyasetin olması gereken düzleme oturacağına inandık. Yeni genel başkana bir şans tanıdık. Ülkenin ve milletin meseleleri söz konusu olduğunda buluşabileceğimiz, diyalog kurabileceğimiz bir zemini inşa etmeye çalıştık. Ancak gerilimden beslenen ana muhalefet içindeki vesayet odakları bunu hazmedemedi. CHP'nin normalleşmesine fırsat vermediler.
"1970'LERDE SOYGUNCULARIN SLOGANI, BELEDİYELERİ SOYANLARIN SLOGANI OLDU"
Türkiye'nin ana muhalefet partisinin üyeleri adalet sarayı önünde marjinal sol örgütlerinin sloganlarıyla polise saldırdığını görüyoruz. Güya gazeteci ve siyasetçi kılıklılarını sergilediği tiyatroları saymıyorum. Adaletin tecellisine engel olamayacaklar. Gülsek mi ağlasak mı kestiremediğimiz trajikomik durumu da söylemek isterim: Adliye önünde polise karşı attıkları slogan 1971 yılında Ziraat Bankası'nı soyan bir sol terör örgütüne ait. Banka soyanların sloganı 10 yıllar sonra belediyeleri soyanların sloganı olmuş. Kırmızı kart gibi yeni sloganlarının da CHP'ye çok yakıştığını ifade ediyorum. Biz hayırlı bir muhalefet diledikçe nereden tutsak elimizde kalan bir CHP buluyoruz.
"MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ"
İktidar kazanmasın da Türkiye kaybederse kaybetsin anlayışına sahip muhalefetle mücadelemizi hukuk ve demokrasi içinde sürdüreceğiz. Bu omurgasız siyaset anlayışının maskesini indirmeye devam edeceğiz.
Bizi yolumuzdan alıkoymak istediler. Terör örgütleriyle, provokasyonla, hukuku çiğneyerek üzerimize geldiler. Yalanla dolanla, manipülasyonla üzerimize geldiler. Faşizme boyun eğmedik, sokak terörüne teslim olmadık. Haksızlıklar, hukuksuzluklar karşısında sinmedik. Milletin sandıkta tecelli eden iradesine sahip çıktık. Biz aziz milletimize hizmetkarlık etmeye talip olduk. Sadece bunun için siyaset yaptık. Biz uzun ve ince yolda yürüyoruz. Bu yolun zorlu, çetin olduğunu çok iyi biliyoruz.