Spor yazarları, Fenerbahçe - Adana Demirspor maçını kaleme aldı
Fenerbahçe, Süper Lig'in ilk haftasında Adana Demirspor'u konuk etti ve sahadan Edin Dzeko'nun golüyle 1-0 galip ayrıldı. Spor yazarları, Fenerbahçe - Adana Demirspor maçını kaleme aldı
ÖMER ÜRÜNDÜL: FENERBAHÇE'NİN ÇİLİNGİRİ SAINT-MAXIMIN
Fenerbahçe, evindeki ligin ilk maçını tek farklı galibiyetle bitirdi ama 90 dakika içindeki oyunu hiç tatminkâr değildi. Ciddi üretkenlik sıkıntısı çektiler. Hücum girişimlerinde sahneye çıkarak çok iyi işler yapan sadece bir isim vardı: Saint-Maximin. Adeta rakibin kalabalık savunmasını açan bir çilingir görevi yapıyordu. Dzeko'nun attığı golün de hazırlayıcısıydı. Ancak fizik olarak hazır olmadığı için 60'tan sonra oyundan düştü. Daha sonra da Mourinho kendisini dışarı aldı. Peki, şöyle bir soru sorulabilir; Fenerbahçe, neden böyle tutuk oynadı ve yeterli hücum etkinliği sağlayamadı?
Ben bu sorunun cevabını şu şekilde veririm: "Tadic ve İrfan Can'ın hem fiziksel problemleri var hem de yapıları itibariyle ağır oyuncular. Bunlara Dzeko'yu da eklediğimizde 3 tane çalımla rakip eksiltemeyen futbolcu ortaya çıkıyor. Gecenin flaş ismi Saint-Maximin'in de defansif eksikliğini göz önüne alırsak bu kadroyla Fenerbahçe'nin, takım presinde başarılı olması ve pozisyon zenginliği bulması mümkün olmaz." (SABAH)
GÜNTEKİN ONAY: GALİBİYET KOLAY GELMEDİ
Fenerbahçe’den özellikle ofansif olarak çok daha fazlasını bekleniyordu dün akşam. Kabul etmek gerekir ki Adana Demirspor, Süper Ligin en mütevazı kadrolarından birine sahip. Transfer yapamadığı gibi tüm as kadrosunu kaybetti. Fenerbahçe’nin, kalesinde 15 yaşındaki Deniz’in oynadığı bir takıma karşı ligin ilk iç saha maçında 90 dakika boyunca sadece tek gol pozisyonu üretmiş olması böylesine ofansif zenginliğe sahip bir kadrodan asla beklenilecek bir şey değil.
Son bölümde Demirspor, beraberlik golünü de bulabilirdi. Adana Demirspor’un 5’li savunmasını alt etmek için daha hareketli, topun daha hızlı dolaştığı, beklerin sürekli hücuma katıldığı bir Fenerbahçe olmalıydı. Anlaşılan o ki Mourinho sezon başındaki bu süreçte daha kontrollü ve emniyetli bir oyunu tercih ediyor. Düşük temponun yoğun maç takviminden kaynaklanıyor olması da muhtemel, henüz sezona bazı takımlar başlamamışken Fenerbahçe 4’üncü resmi maçını oynadı. (HÜRRİYET)
AHMET SELİM KUL: YAVAŞ YAVAŞ
Yüksek nem, sıcak hava, sezon başı olması, Fred’in olmaması, Lille maçlarının ortası olması, Mourinho’nun oyun anlayışına uyum süreci, tipik oyunu yavaşlatmaya müsamaha gösteren Türk hakemi derken maçın başında önümüzde oyunu yavaşlatabilecek bir sürü sebep duruyordu. Syzmanski’yi Fred’in yerine kullanarak bu yavaşlatıcı birçok maddeye karşı çözüm üretmeyi deneyen Special One maç öncesi röportajında da orta sahaya iki ayağını kullanabilen ve oyunu hızlandırabilecek bir takviye istediğini de kendi tarzıyla anlattı.
Yavaş yavaş gelişecek Mourinho’nun Fenerbahçesi’nde şüphesiz hız en önemli belirleyici olacak. Bu oyun gereken hıza ulaşamazsa da bu ligde çok sorun yaşar. Buna bir kez daha tekrarlama sebebim geçmişten gelen tecrübelerim. Bu ligin de bu camianın da sayısız dinamiğine hakim olduğumu düşünen biri olarak bu hız konusunun çok kritik olacağını düşünüyorum. (HABERTÜRK)
GÜRCAN BİLGİÇ: MOURINHO, TÜRK HAKEMLERİYLE TANIŞTI
Tam bir Kadıköy takımı gibi başladı oyuna Fenerbahçe… Önde baskı ile rakibi kendi birinci bölgesine sıkıştırdılar ve kaleyi-kaleciyi görecek pozisyonların peşine düştüler. Ferdi'nin temposu, İsmail'in agresifliği ile kazandıkları toplarla rakip kaleye de çabuk gitmeye başladılar. Maximin sanki serbest oyuncu gibiydi.
Mourinho imzasını şu ana kadar sadece takım disiplininde gördük. Ve beklenen; Mourinho "Türk Hakemleri" ile tanıştı. Yerden kalkmayan, vakit geçiren, ağır davranan bir takıma izin verip, topu çabuk kullanmaya çalışan Fenerbahçe için taç atışı tekrarlatan bir pozisyon cahili. Neye faul çalacağından- çalmayacağından habersiz. Özel biri Bitigen'den kurtuldu ama daha HUM (Halil Umut Meler) var. Esas sürprize hazırlı olsun. (SABAH)
İBRAHİM YILDIZ: 15 YAŞINDAKİ ÇOCUK KALECİYE BRAVO
Fenerbahçe, Süper Lig'in ilk maçında Adana Demirspor’u 1-0 yendi. Üç puanla taraftarını mutlu etti. Demirspor transfer tahtası kapalı olduğu için bu sezona altyapı oyuncularından takviye yaparak başladı. Karşılaşmanın en dikkat çeken oyuncusu kaleci Deniz oldu. 15 yaşındaki genç, hatta çocuk diyebileceğimiz Deniz, bir gol dışında kalesini kapattı.
İyi bir maç çıkardı. Deniz’e ve kendisine bu şansı veren Adana Demirspor teknik ekibine çok büyük bir bravo diyelim. Çocuk kaleci, kalesinde hiç yabancılık çekmediği gibi oldukça soğukkanlıydı. Karşısındaki büyük starlar karşısında gösterdiği pozitif performans hayranlıkla izlendi. Gelecek adına büyük umut verdi. (HABERTÜRK)
ERCAN GÜVEN: "TERRAKOTTA ORDUSU" FENERBAHÇE
Mourinho kulübede olduğundan beri her resmi maça, “ilk Çin İmparatoru Huang’ın kilden yapılmış Terrakotta Ordusu” gibi çıktı Fenerbahçe... Muhteşem ama hareketsiz. Her biri paha biçilemez sanat eseri futbolcular ama eylemsiz.
En azından bir devreyi hep böyle geçirdi, kendine ancak ikinci yarılarda gelebildi Fenerbahçe. Bu bir strateji olamaz. Hele Kadıköy’de lig açılışı yapan Fenerbahçe’ye Mourinho’nun empoze ettiği strateji hiç olamaz. Nedendir bilinmez... Ve asla tahammül edilmez. Şimdilik futbol sırlarından bir tanesi olarak ve sürmesinden korkularak hayretle izleniyor. (MİLLİYET)
İLKER YAĞCIOĞLU: DAHA İYİSİNİ İZLEYECEĞİZ
Sezonun ilk maçında Kadıköy'de Şampiyonlar Ligi ön elemesinin arefesinde tempoyu çok fazla yükseltmeden çok fazla yorulmadan 3 puanı cebine koymaya çalışan bir Fenerbahçe isledik. Mourinho, İsmail Yüksek'in yerine Szymanski'yi koyarak aslında daha ofansif bir orta saha ile maça başlamıştı. Sanırım bu maçın özelinde Szymanski çok fazla hücuma destek vermedi.
Ağustos ayı, 3 gün önce sonra Şampiyonlar Ligi'nde çok önemli rövanş maçı var. Dolayısıyla temponun düşük olması ve çok fazla gol pozisyonu üretilmemesi son derece normal. İlerleyen haftalarda muhakkak ki bundan daha iyisini izleyeceğiz. Seyretmek de zorundayız. Çünkü bu kadro, maçları 1-0 bitirmek için kurulmadı. Dediğim gibi mazeretleri var daha iyi olacaklar. (TAKVİM)
UĞUR MELEKE: SAINT-MAXIMIN'DEN YATTARA VE BALJIC HİSSİ
Fred’in sakatlığı sonrası göbekte yine sıkıntılar yaşıyordu sarı lacivertliler. Geçen sezon da, bu sezon da istenen performansı veremeyen Krunic dün nihayet kenarda oturdu. İsmail’in dünkü partneri Szymanski oldu. Fenerbahçe belki dün 90 dakika boyunca rakibini boğmadı ama bu ofansif 11’in ajandasında maçın başından sonuna kadar hücum vardı. Hafta içinde Lille’e karşı da galibiyet zorunluluğu olduğuna göre Mourinho’nun Krunic’siz bir modeli dün deneyimlemesi olumlu.
Valkanis’in talebeleri yine de dün 5+4’lü iki blokla tüm güçleriyle savundular kalelerini. Ancak St.Maximin’i savunmak çok kolay değil. Yattara gibi, Baljic gibi topu ayağına aldığında tribünleri heyecanlandıran, çalım beklediğiniz özel bir oyuncu Maximin. Dün bir süre sol çizgide Semih-Manev’le kemik kemiğe savaştı. Ancak daha sonra merkezde daha fazla topla buluştuğunda farkı yaratmayı başardı Fransız futbolcu. Merkezden yaptığı bir dripling ve pasla Dzeko’ya da attırdı golü. Hafta içinde Lille’e karşı da Fenerbahçe’nin en büyük kozu olacak Maximin. (HÜRRİYET)
MUSTAFA ÇULCU: AKILLAR LILLE'DEYDİ
Fenerbahçe sahadaydı ama aklı başka yerdeydi. Bu maçı değil, diğer tarafı düşündükleri belliydi. Lille maçı akıllarındaydı. Salı günkü rövanş ister istemez etkilemişti. O nedenle Fenerbahçe adına mental olarak, fiziksel olarak rölantide oynadıkları bir müsabaka diyebiliriz. Adana Demirspor ise Fenerbahçe'yi eşleşmelerle zorlamaya çalıştı. Özellikle Edin Dzeko'nun attığı gol gelene kadar Adana Demirspor, Fenerbahçe'yi kanatlara doğru zorladı ve merkezi kalabalık tuttu.
Adana Demirspor skor 0-0 iken tempoyu düşürme, tempoyu ağırlaştırma çabaları içine girdi ister istemez... Oyunu rölantide tutalım, buradan bir puanla dönelim mantığı vardı Adana Demirspor'da. Ancak bu fayda etmedi. Saint Maximin'in şık asisti ve Dzeko'nun golü maçı çözdü. (SABAH)