Heyecanla beklenen albümü çıktı: Peki Tarkan nerede?
Dün ve bugün önümüz arkamız sağımız solumuz Tarkan! Herkes Megastar'ın, müzik dünyasına bomba gibi düşen, 12 şarkılık "Kuantum 51" adlı albümünü konuşuyor, sosyal medya hesaplarında paylaşıyor. Albümün kritiğini aşağıda okuyacaksınız ancak şunu söylemeliyim: Tarkan'a olan özlemimiz hala devam ediyor...
2011 yılında henüz 17 yaşındayken Helsinki'ye gitmiştim. Finli bir arkadaşımla parkta otururken telefonundan (tabii ki o zamanlar telefonun müzik çalması bir olaydı, benim yılan, space impact oynadığım bir telefonum vardı) Tarkan - Dudu açmıştı. Aslında ben oradayım diye bana bir jest olması amacıyla açmamıştı çünkü çalma listesinin içinde olan parçalardan biri buydu. Tarkan'ı Helsinki'de bir parkta, Finli bir gencin telefonunda duymak beni çok şaşırtmış ve mutlu etmişti. Zaman geçtikçe şaşırmamam gerektiğini öğrendim. Çünkü meğerse hepimizin böyle hikayeleri varmış. İşte Tarkan'ı 'Megastar' yapan tam da bu.
Hemen her yazımda şunun altını çiziyorum: Yaşadığımız çağ artık hızın 'anlara' çıktığı bir çağ. Bir bilgiye, içeriğe, habere erişim; sadece tek bir an içinde oluyor ve bitiyor. Tüketim hızı ve tüketim açlığı çılgınlık boyutunda. Bir enformasyon bombardımanı içindeyiz. Artık her şey 'ürünleştiriliyor'. Metalaştırılıyor. Rakipleri, benzerleri, her şey anında bulunabiliyor. Aramasak bile maruz kalıyoruz.
Tarkan'da da durum böyle. Müzik dünyasında yenilikler çok hızlı ve dinleyiciler tüketmeye her zaman aç. Tarkan'ın bu albümüyle ilgili olarak sanırım genel perspektiften şunu söyleyebilirim; en iyi dönemi olmayan dönemlerinin bir benzerini dinliyoruz Kuantum 51'de.
Tarkan'ın koyduğu çıta çok yüksekte, Tarkan da ulaşamıyor
Öncelikle şunu belirtmeliyim: Tarkan Türk popunun çıtasını öyle yükseğe koydu ki kendi bile aşamıyor artık bunu. Tarkan'ın bazı şarkıları sırf Tarkan söylüyor hatrına dinleniyor, bazı şarkıları ise sırf Tarkan söylüyor diye beklenti büyüklüğünden beğenilmiyor. Yani Tarkan ne Ali'ye yaranabiliyor, ne de Veli'ye. İşte bu sebeple Tarkan'dan bir meydan okuma bekliyoruz. Bir "Kış Güneşi", bir "Dön Bebeğim", bir "İşim Olmaz" seviyesinde eserler istiyoruz. Son zamanlarda hayatımıza giren bir tabir var: Cam tavanı kırmak. İşte Tarkan'dan da kendi inşa ettiği o cam tavanı kırmasını ve bize özlediğimiz Tarkan'ı vermesini istiyoruz.
Bugün ofiste mini bir Tarkan zirvesi yaşandı. Herkesin Tarkan'ı ne kadar özlediği, 90'lı yılların başından 2010'lu yıllara kadar ortalığı kasıp kavuran şarkılarını nasıl da dönüp dönüp dinlediği dillerdeydi. Ancak herkesin ortaklaşmış bir biçimde dilinde olan bir şey daha vardı: Bu şarkılarda bir şeyler eksik. İlk şarkıyla başlayalım.
Yo... Önce marş tınısıyla şarkıya giriş. Daha sonra Tarkan olduğu için saygıdan dinlemeye devam ettiğimiz bir nakarat.
İllallah... Enerjik bir giriş. İyi bir gitar akoru. Akışkan bir nakarat. Elektro gitarın girmesiyle protest sözlerin oluşturduğu nakarata giriş. Ancak son zamanlarda Tarkan'ın çok fazla mesajı tek bir şarkıya sıkıştırmaya başladığını düşünmeye başladım. Şarkıların hikayelerinin olması harika bir şey ve Türk müziğinde bu bu giderek kaybolan bir özellik. Ama Tarkan, mesajını vermek için sadece tek bir şarkısı varmış gibi. Yine de kesinlikle ilk şarkıdan iyi.
Olay... Sevgili Tarkan'a tüm saygımla belirtmek istiyorum, adını ilk defa duyduğum bir TikTok fenomeni bu şarkıyı söyleseydi 15 saniye tahammül eder ve geçerdim.
Şerbetli... Ben bu şarkıyı sevdim! Şarkının temposu biraz daha Tarkan'ın güzel sesini ön plana çıkarmış. Nakarat akılda kalıcı, elektronik altyapı çok iyi kullanılmış. Şarkı dinleyeni içine çekiyor.
Müteşekkir... Giderek Tarkan'dan izler yakalamaya başlıyoruz. Biraz daha Tarkan dinlediğimi idrak ettiğim bir şarkı oldu. Sözler Güler Özince'nin kaleminden çıkma, kendini hemen belli ediyor. Harika bir keman tınısı şarkıda bize eşlik ediyor. Güzel bir hikayeyi sakin bir tempoda bize aktarmış Tarkan.
Darmaduman... O istediğimiz "Kış Güneşi", "Dön Bebeğim" seviyesinin hala gelmediği hafif melankoli barındıran şarkı. Akustik saz her zaman şarkının seviyesinin yükseltme potansiyeline sahip bir enstrüman. Şarkı güzel, nakaratı içine çekiyor. Tek sorunu Tarkan tarafından söylenmesi. Yani ulaşılması gereken seviyenin çok yüksek oluşu.
Ayrılık Töreni... Bu şarkıda da özellikle elektronik altyapının baskın olduğu girişte Tarkan imzası var. Sanırım bu albümdeki en sevdiğim tempolu şarkı oldu bu. 2007 Metamorfoz albümünün esintileri var. Tekrar tekrar açabileceğim bir Tarkan şarkısı. İşte bu!
Kalpte Savaş... İlk ve üçüncü şarkının yapısına daha çok benziyor. Tarkan seviyesinde değil. Çok fazla mesajı içinde barındıran, Tarkan'ın sesinin kalitesinin geri planda kaldığı bir şarkı. Bir çalışma arkadaşım şu yorumu yaptı ki katılıyorum: Bu albümdeki birçok şarkı aslında aynı şarkı, sadece biraz farklı sözler var o kadar.
Çınar... Tarkan'ın albümünün en duygusal şarkısı. Bu da rakiplerinin çok büyük olduğu anlamına geliyor. Arkadan gelen ince bir bendir sesi, güzel bir ud, Tarkan'ın pamuk gibi sesi... Eserin klasikleşebilmesi için her şey mevcut değil mi? Değil. Güzel bir şarkı, ama Tarkan isminin altında biraz ezilmiş gibi.
Enseyi Karartma... Tarkan'ın bu albümünde öne çıkan şarkılarından. Şarkı içinde tempo değişiklikleri tam oturmuş. Nakarat biraz daha hareketli, gövdesi daha oturaklı, gayet iyi bir denge. Ben bu şarkıdaki fonetiği de çok uyumlu buldum. Listeme ekler keyifle dinlerim.
Sorma Gitsin... Biraz arabesk havası katmış Tarkan bu şarkısında. Gerçekten sesi güzel. Zaten Tarkan'ın bu yazıda bu kadar eleştirilmesinin sebebi de sesinin bu kadar güzel oluşu. Vaadettiklerini sormayın gitsin.
Vatanımsın... Bu şarkıyı dinlerken çalışma arkadaşlarımla da kritiğini yaptık. 2024 yaz sezonu düğün şarkısına hoşgeldiniz. Şarkıyı dinlerken gözümün önünde kayınvalidesinden şimdiden bunaldığı her halinden belli olan bir gelinle olayların farkında olmayan hafif alkollü bir damadın düğün dansı geliyor. 2 yaz boyunca tüm düğünlerde bu şarkıyı dinlemeye hazır olun.
Bu albümün arkasında çok büyük emekler, sabahlanan günler, saatlerce kulaklıklarla dinlenilen ve ayarlanan altyapılar, besteler, güfteler, uyumlar; onlarca şey var. Emeği geçen herkese bize bir Tarkan albümü daha sundukları için teşekkür ederiz.
Fakat şunu hep vurgulamalıyız: Türkiye'de yeni dönemin normlarına ulaşmak için bakış açısında temel değişiklikler yapıp, bu yolda düşe kalka bir şeyler inşa edebilecek ve bu süreçte halkın sevgisini kaybetmeyecek çok nadir sanatçılardan biri Tarkan. Onun kredisi bizde çok. Bugün Mabel Matiz oluşturduğu çizgisiyle, söz yazarlığıyla Türkiye'yi kasıp kavuruyor. Türkiye bir gün Eurovision'a tekrar katılırsa herkesin arzusu Edis'in katılması. Ancak bundan 15 yıl önce hayal Tarkan'ın katılmasıydı. Albümün adına da koyduğu yaşıyla, Tarkan henüz 51 yaşında. Kendi koyduğu çıtayı aşması için önünde sağlıkla süreceğini umduğumuz uzun yıllar var. Ancak lütfen, bizi o kadar bekletme.