Trump'ın Putin ile görüşmesi Avrupa ve Ukrayna'yı alarma geçirdi
ABD Başkanı Trump ve Rus lider Putin arasındaki sürpriz görüşmenin planlanmasında Avrupa'dan ya da Ukrayna'nın rolünden hiç bahsedilmemesi, Avrupa ve Ukrayna'nın çıkarlarının bir kenara bırakılacağı korkusuna yol açtı. Trump'ın Putin'le görüşmesi haberinin ardından şoka uğrayan Avrupa ve Ukrayna, kendilerine rağmen bir barış anlaşması olmaması konusunda ısrarcı. Avrupa ve Ukrayna, Kiev'in elinin Trump nedeniyle masada zayıfladığını öne sürüyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesi Kiev'i ve Avrupalı ortaklarını derinden sarsarak Ukrayna'nın hem kendi geleceğini hem de kıtanın geri kalanının güvenliğini belirleyecek barış görüşmelerinden dışlanabileceğine dair uzun süredir devam eden korkuları tetikledi.
Putin'le görüşen ve ardından Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky'yi telefonla arayarak görüşmeden haberdar eden Trump, Rus mevkidaşıyla yakında Suudi Arabistan'da Ukrayna lideri olmadan bir araya gelmeye çalışacaklarını söyledi.
Avrupa ne olacak?
Avrupa'dan hiç söz edilmeyen Trump-Putin telefon görüşmesinin duyurulması ve iki liderin bir araya gelecek olması, Avrupalı liderlerin Trump'ın Rusya ile doğrudan görüşmesi halinde savunma çıkarlarının bir kenara bırakılacağı yönündeki korkularını da artırıyor.
Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov görüşmenin ardından yaptığı açıklamada herhangi bir görüşmede Avrupa'nın rolünü tartışmak için 'erken' olduğunu söyledi.
Zelensky uzun süredir savaşı sona erdirmek için yapılacak görüşmelerin Ukrayna'yı da kapsaması gerektiği konusunda ısrar ederken Avrupalı liderler de tavizsiz bir şekilde bunu istiyor.
Zelenskiy ayrıca Ukrayna'ya NATO üyeliği ya da eşdeğer güvenlik garantileri verilmesi için de bastırıyor. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ukrayna'nın 2014 öncesi sınırlarına dönmesinin gerçekçi olmadığını, NATO üyeliğinin masada olmaması gerektiğini ve Ukrayna'daki ABD askerlerinin herhangi bir güvenlik garantisinin parçası olmayacağını söyledi.
"Ukrayna'nın eli masada zayıflıyor"
Ukrayna ve Avrupa tarafında bu tür açıklamalar, Rusya'nın nelerden vazgeçmek zorunda kalacağını açıklığa kavuşturmadan Ukrayna'nın nelerden vazgeçmesinin beklendiğini kamuoyuna açıklayarak, daha görüşmeler başlamadan Ukrayna'nın pazarlık masasındaki duruşunu zayıflattığı şeklinde değerlendirildi.
Ukrayna'nın NATO üyeliği hedefinin Demokratlar zamanında da uzak bir ihtimal olduğu bilinirken, Avrupalılar da Ukrayna'nın muhtemelen toprak tavizleri vermesi gerektiğini -kamuoyuna açıklamasalar da- kabul ediyor.
Ancak Avrupalı yetkililerin Trump-Putin görüşmesine ve bu görüşmenin zamanlamasının Hegseth'in Ukrayna'nın verebileceği tavizlerini açıklamasına ilişkin açık mesajlarının hemen ardından gelmesine hazırlıksız yakalandı.
Zelensky, Ukrayna'nın bir kenara itildiği yönündeki endişeleri gidermek için Trump ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinin ardından bir paylaşım yaparak, Trump ile yaptığı görüşmenin 'iyi', 'ayrıntılı' ve 'uzun' olduğunu yazdı:
"Başkan Trump'a ortak fırsatlarımıza ve birlikte gerçek barışı nasıl sağlayabileceğimize gösterdiği samimi ilgi için minnettarım. Diplomatik, askeri, ekonomik pek çok nüansı ele aldık ve Başkan Trump, Putin'in kendisine söyledikleri hakkında beni bilgilendirdi. Amerika'nın gücünün - bizimle birlikte, tüm ortaklarla birlikte - Rusya ve Putin'i barışa zorlamak için yeterli olduğuna inanıyoruz."
"ABD'den gelen en büyük hayal kırıklığı"
Ancak bazı Ukraynalılar telefon görüşmesinin içeriğinden dehşete düşerken, bir askeri yetkili ABD'yi güvenilmez bir ortak olarak tanımladı ve telefon görüşmesinin "ABD'nin eylemlerinden kaynaklanan en büyük hayal kırıklığı" olduğunu söyledi.
Kamuoyu önünde konuşma yetkisi olmadığı için isminin açıklanmasını istemeyen subay, "Siyasetçileriniz saygınlıklarını yitirdi. Ukrayna'nın Afganistan'dan sonra ihanete uğraması, Amerika'nın dünyadaki algısı açısından feci sonuçlar doğuracaktır." açıklamasını yaptı.
Görüşülen diğer bazı diplomatlar gibi hassas bir konuyu özgürce tartışabilmek için adının açıklanmasını istemeyen Batılı bir diplomat, Ukraynalıların kaçınmaya çalıştıkları şeyin gerçekleşmeye başladığının aşikar olduğunu söyledi.
Avrupa, ne Ukrayna ne de Avrupalılar olmadan müzakere yapılmaması gerektiği konusunda ısrarcı.
Almanya Dışişleri Bakanı da bu sürpriz görüşme karşısında şaşırdığını belirterek, "Trump yönetimi bu şekilde işliyor. Diğerleri dış politikayı böyle yapmıyor ama artık gerçek bu. Herhangi bir müzakere, Ukraynalıların başının üzerinden geçmemeli. Bu Avrupa barışı ile ilgili. Bu yüzden biz Avrupalılar da işin içinde olmalıyız" dedi.
Fransa Savunma Bakanı Sébastien Lecornu, "Zayıflık yoluyla barışın" bölgede "dramatik" güvenlik sonuçları olabileceği uyarısında bulundu.
Görüşme öncesinde ve sonrasında yapılan açıklamalarda Putin, çatışmanın "kökleriyle" ilgilenilmesi gerektiğinden bahsetti. Avrupalı yetkililer Putin'in kıtanın güvenlik sistemini yeniden müzakere etmek istediğine inanıyor.
Rusya-Ukrayna Savaşı'nda Ukrayna'nın en 'şahin' destekçilerinden olan Polonya'da ise Başbakan Donald Tusk, "Ukrayna, Avrupa ve ABD bu konuda birlikte çalışmalı. BİRLİKTE." paylaşımını yaptı.
İngiltere Savunma Bakanı John Healey ise "Unutmayalım ki Rusya Ukrayna'nın çok ötesinde bir tehdit olmaya devam ediyor" dedi.
"ABD olsa da olmasa da savaş sürer"
Cephe hattından da olumsuz yaklaşımlar geliyor.
Kuşatma altındaki doğu şehri Pokrovsk yakınlarında savaşan Ukrayna ordusundan bir bölük komutanı, "Putin'i durdurabilecek tek şey, sadece kendisini tüketmesidir. Eğer Trump bunu başarabilirse, o zaman bir tür ateşkesin mümkün olabileceğine inanıyorum. Ancak Rusya bizi yok etmeye çalıştığı şekliyle var olduğu sürece savaşın sona ereceğine inanmıyorum." dedi.
"ABD ve Trump bize yardım etse de etmese de, savaşmaya devam etmemiz gerektiğini anlıyorum. Çünkü bizim için bu bir hayatta kalma meselesi."
Rusya ne tavizler verecek?
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın sona erme müzakerelerinde ABD tarafı Ukrayna'nın hangi konularda tavfiz vermesi gerektiğini kamuoyuyla paylaşsa da, Rusya tarafının barış için hangi şartları kabul etmek durumunda kalacağına dair soru işareti hala mevcut.
Hindistan Başbakanı Modi'yle görüşmesinde konuyla ilgili açıklamalarda bulunan ABD Başkanı Donald Trump, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın sona erdirilmesine yönelik müzakerelerde Ukrayna'nın daha fazla taviz vermesinin gerekebileceğini ima ederek Rusya'nın "olası tavizleriyle" ilgili soruya ise "Belki çok, belki hiç" diyerek net cevap vermekten kaçındı.
Münih Güvenlik Konferansı'nın önemi nedir?
Avrupa, hızla değişen ve sağa kayan küresel düzenin AB'nin II. Dünya Savaşı sonrası kurduğu merkez sağ ve merkez sol blokları üstünde şekillenen Avrupa ve dünya vizyonunu tehdit etmesi nedeniyle, 61. Münih Güvenlik Konferansı'nda ciddi bir fırtınayla karşı karşıya.
Konferans, Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Ukrayna-Rusya elçisi Keith Kellogg gibi kilit aktörler arasında tarihi toplantılara sahne olacak. Bu tartışmaların Avrupa'nın güvenliğinin geleceğini ve küresel sahnedeki rolünü şekillendirmesi bekleniyor.
Münih'te 3 gün boyunca Trump'ın Münih'teki ekibi, Ukrayna planlarının detaylarını paylaşacak. Bu detayların bazıları, Trump'ın vekili General Joseph Keith Kellogg'un önümüzdeki hafta yapacağı Kiev ziyaretinde belirlenecek.