Üç Türk bilim insanı afet bölgelerinde kullanılacak tıbbi besin içeriği geliştirdi
Kahramanmerkezli depremler sonrasında üç Türk bilim insanı, afet bölgelerinde kullanılacak doyurucu, besleyici, tedavi edici ve salgın hastalıkların önlenmesinde faydalı olabilecek "Tıbbi Besin İçeriği" geliştirdi

Türkiye’de 6 Şubat 2023 tarihinde peş peşe yaşanan 7.6 ve 7.4 şiddetlerindeki depremler sonrasında üç Türk bilim insanı Laboratuvar çalışmaları sonucunda afet bölgelerinde kullanılacak doyurucu, besleyici, tedavi edici ve salgın hastalıkların önlenmesinde faydalı olabilecek “Tıbbi Besin İçeriği” geliştirdi.
Düzce Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Koca Çalışkan, Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Demet Erdönmez ve GSS Genel Müdürlüğü İlaç Dairesi SGK Denetmeni Burcu Çağrı Çakır tarafından geliştirilen içerik ve içerik hakkındaki çalışmalar süreli bilimsel yayınlarda yer almayı başardı ve dünya basınında çok ses getirdi. Ekibin çalışması sağlık alanında yenilikçi ürün olarak en çok takip edilen projelerden oldu. Afet sonrası beslenme krizlerinin ve salgın riskinin en hızlı şekilde çözülebilmesi için depremzedeler ve kurtarma ekipleri tarafından “tam beslenme” olarak kullanılacak tıbbi içerik için patente başvurma aşamasına gelindiği ve içeriği dünyaya duyurmak için bilimsel makale çalışmalarının tamamlandığı bildirildi.
"2.5 AYDA ÇOK İLERLEDİK"
Konuyla ilgili açıklama yapan Prof. Dr. Ufuk Koca Çalışkan, "Laboratuvarda tıbbi içerikli besinleri geliştirme çalışması yapmamızdaki temel hedef; doğal afet zamanlarında arama-kurtarma ve tedavi faaliyetlerinin yoğun olarak devam ettiği ilk 10 günlük sürede sahada 'sağlıklı ve tam beslenme' ile 'gıda ve can güvenliğinin' sağlanmasına yönelik fikri ve somut çalışmalar ortaya koymaktır. Depremin akabinde başladığımız bu çalışmamızda 2.5 ayda çok ilerledik. Ancak bu süre boyunca deyim yerindeyse yemeden, içmeden ve çok az uyku ile gece gündüz devamlı araştırmalar yaparak çalıştık. Dünya üzerindeki tüm ilaçların ve gıda takviyelerinin etken maddeleri ile tüm uluslararası bilimsel makaleleri taradık. Ülkemizdeki T.C. Kalkınma Bakanlığı 11. Kalkınma Planı Sağlıklı Yaşam Alt Çalışma Grubu Raporu, T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması TBSA Raporu, TÜBA, AFAD, TÜBİTAK, TÜSEB ve Türkiye Beslenme Rehberi (TÜBER) başta olmak üzere TEB, TITCK, İEİS, AİFD, SEİS, ARTED, TİSD, AİFD, MAM ve TEPAV gibi ulusal kuruluşların rapor ve çalışmalarını inceledik. Uluslararası alanda ise WHO, IFPMA, FDA, EFSA, EFPIA, HIRA (건강보험심사평가원),ISSA, HCHR, CDC, MHRA, EMA, A-GHC, USDA, SACN gibi tüm üst kuruluşların ve enstitülerin konuyla alakalı araştırma ve raporları ile usullerini okuduk inceledik. Burcu Hanım ek olarak Kuzey Amerika, Küba, Uzak Doğu ve özelikle Japonya ve Güney Kore genelinde ürün, içerik ve üretim şekli bakımından tüm ilaç ve besin takviyeleri ile bunların üretim ve ilaç lisanslama koşullarını inceledi. Kendisi daha önceki yıllarda HIRA (Korea The Health Insurance Review and Assessment Service건강보험심사평가원) ve WOCMAP (World Congress On Medicinal And Aromatic Plants) kongre ve sempozyumlarına katılımından dolayı, ve alanda da bu konuları takip ettiği için ürün fikrinin oluşması ve olgunlaşmasında en büyük katkıyı sağladı. Ekip olarak formulasyona eklenebilecek doğal ve yerli içerikler ya da kaliteli ve vücut ihtiyacını karşılayacak, enerjiyi yükseltecek içerikler üzerinde hassasiyetle çalıştık. Çalışmalarımız sonucunda öncelikle amaç ve hedefimizi anlattığımız bir proje ile derleme makale ve ayrıca içeriği uluslararası alanda deklare edeceğimiz bilimsel ayrı bir makale hazırladık. Bunun yanında içerikle ilgili patent alt yapı çalışmalarımız da başlamıştır" dedi.
AFET SONRASI BESLENME KRİZLERİ HIZLI ŞEKİLDE ÇÖZÜLMELİ
Geliştirdikleri tıbbi beslenme içeriği hakkında konuşan Dekan yardımcısı Doç. Dr. Demet Edönmez, “Çalışmamızdaki temel amaç, bir bölgede afet meydana geldikten sonra ilk 10 gün içerisinde afetzedelerin sağlıklı beslenmesi yanında salgın hastalıkların önlenmesi, afete dayalı fizyolojik ve mental şoklar ile mücadele edilmesi ve kanalizasyonda tek/benzer atıkların oluşmasına yönelik hızlı, sağlıklı ve risksiz beslenme yönteminin planlanmasıdır, çünkü afet dönemlerinde milli savunma ihtiyaçlarına yönelik olarak ülkemizi ve insanlarımızı ileride kimyasal, biyolojik ve beslenme odaklı risk altına alabilecek içeriği tam tahlil edilememiş gıdaların alanlarda bulunması halk sağlığı açısından güvenilir değildir. Güvenli olmayan yerli ve/veya yabancı gıda hammaddelerinin beslenme ihtiyacını karşılamaya yönelik alanlarda dağıtılması, bekletilmesi, işlenmesi ileride daha büyük güvenlik ve sağlık sorunlarına neden olabilmektedir. Bu nedenle afet sonrası beslenme krizlerinin en hızlı şekilde çözebilmek için yapılması gereken şey yayınlayacağımız bilimsel makalede içerikleri ve oranları belirlenen ve öne sürülen özel üretilmiş tam ve tıbbi beslenme yönteminin uygulanmasıdır. Bu nedenle afet alanlarında ilk 10 gün sıcak yemek üretimi yerine tek tip ve eş tıbbi içerikli gıda üretimi sağlanması gıdaya yönelik koordinasyon ve güvenlik sorunlarının da önüne geçecektir” dedi.
HEM AFETZEDELER HEM DE KURTARMA EKİPLERİ FAYDALANABİLECEK
Burcu Çağrı Çakır ise şunları söyledi: "Afetin ilk 10 gününde afetten etkilenen bölgelerde farklı üretim tekniklerine sahip ve içerikleri bilinmeyen besinler veya gıda takviyeleri yerine tam ve dengeli besleyici özelliğe sahip tıbbi içerikli gıdalar ile beslenme sağlanmak temel hedefimizdir. Bu sayede hem alandaki tüm afetzedeler hem de kurtarma ekiplerinin eş zamanlı eş içerikli beslenmesi hızlıca ve güvenli bir şekilde sağlanmış olacaktır. Tıbbi içerikli gıdalar sayesinde afetzedeler tedaviye yardımcı beslenme imkanına, kurtarma ekipleri ise ağır çalışma koşullarına uygun yüksek protein içerikli beslenme imkanına sahip olacaktır. Tüm bunlara ek olarak, alt yapının zarar gördüğü afet bölgelerinde salgın hastalık riskleri ile yer sarsıntısını devam ettiği afet alanlarında sıcak su/yemek barındıran büyük kazanların doğuracağı can güvenliği riskleri de göz önüne alınarak sıcak yemek üretimi faaliyeti yerine sadece ilk 10 gün afet alanlarında kullanılmak üzere sağlıklı ve tam beslenme odaklı tıbbi gıda içeriği planlanmasına /uygulamasına geçilmesini planladık. Çünkü alandaki yerli yabancı tüm kişilerin eş/benzer içerikli tıbbi gıdalar ile beslenmesi sağlandığında alt yapı sorunu ve salgın hastalık riski yaşanan bölgelerde kanalizasyon atıkları da benzer bir kompozisyona sahip olacaktır. Bu sayede hastalık teşhis ve tedavilerinde de kolaylık ve etkinlik sağlanacaktır ve ek hastalıların (buna bağlı teşhis ve tedavi masraflarının) oluşumu engellenmiş olacaktır. Buna ek olarak afet bölgelerinde yurt içi ve yurt dışından yardım amaçlı iyi niyetli gönderilen ancak içerik, üretim, saklama ve nakliye koşullarından dolayı afet sahalarında ek sağlık sorunlarına neden olabilecek gıdaların alanlarda kontrolsüz şekilde dolaşımı da engellenmiş olacaktır. Zaten yaptığımız çalışma ve buna bağlı yayınlanan ve/veya ileride yayınlanacak bilimsel makalelerde de görüleceği üzere bu Korumacı Afet Beslenme Politikamız sayesinde halk sağlığı yanında afete bağlı artan Sosyal Güvenlik Sağlık Harcamalarında yüzde 18'e yakın bir aktüeryal tasarruf sağlanması mümkün olacaktır. Ayrıca planlanan “Tıbbi içerikli Beslenme Kitleri” Ata tohumlarımız başta olmak üzere bölgesel kalkınmalarda itici güç olarak kullanılacağı için Tıbbi Aromatik bitkilerin geliştirilmesi, çoğaltılması ve dünyada nadir görülen bazı tıbbı aromatik bitkilerin ithal ikameci politikalarla topraklarımızda yetiştirilmesinin sağlanmasına da katkı sağlayacağına inanıyoruz."